POLİTİKA - 20 Ağustos 2025 Çarşamba 13:53

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, yine ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ile birlikte SOCAR Türkiye’nin sosyal sorumluluk projesi olarak ODTÜ işbirliğiyle hayata geçirdiği "Cep Kitapları" projesinin tanıtımına katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliğin yalnız siyasette ve ekonomide değil, ilim, kültür ve maarif sahasında da inkişaf etmesinin kendileri için iftihar vesilesi olduğunu belirtti. Yılmaz, günümüz dünyasında kalkınmanın ve ilerlemenin en stratejik sermayesinin hiç kuşkusuz bilgi olduğuna dikkat çekti. Nitelikli insan kaynağının ve hayat boyu öğrenmenin önemini her vesileyle vurguladıklarını ve desteklerinin altını çizen Yılmaz, "Cep Kitapları projesi, ilhamını Azerbaycan’da Ekonomi Bakanlığı ile İhracat ve Yatırım Teşvik Fonu’nun desteğiyle hayata geçirilmiş, başarılarıyla örnek olmuş bir tecrübeden alıyor. SOCAR Türkiye ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin iş birliğiyle ülkemizde de hayata geçirilen bu çalışma, uluslararası ölçekte kabul görmüş ‘Management Pocketbooks’ serisinin Türkçeye kazandırılmasıyla başlamıştır. Yönetimden pazarlamaya, finansal okuryazarlıktan iletişime, ekip çalışmasından liderliğe uzanan geniş bir yelpazede sunulan bu eserler, teorik yükün altında boğulmadan, kolay anlaşılır ve pratik önerilerle insanımızın hayatına doğrudan dokunmaktadır. Ortaya konan bu girişimin öğrencilerden çalışanlara, girişimcilerden farklı meslek gruplarına kadar geniş bir topluluğa öğrenme ve gelişim imkânı sunması takdire şayandır. Yönetim ve kişisel gelişim alanında imza attıkları bu sosyal sorumluluk projesi için tüm SOCAR Türkiye ailesini ve ODTÜ’den bu projeye emek verenleri tebrik ediyorum" diye konuştu.



"Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin refah ve çıkarları bakımından ne kadar kilit önemde olduğunu ortaya koymuştur"


Türkiye ve Azerbaycan arasındaki işbirliğinin böyle verimli projelere yansımasının kardeşliğin ne denli köklü ve üretken olduğunun en güzel göstergelerinden olduğunu aktaran Yılmaz, "Her alanda olduğu gibi bu alanda da attığımız, kazan kazan anlayışına dayalı birçok adım sayesinde seneler boyunca büyük başarılar elde ettik. Bu işbirliğimizin önemi yaşanan gelişmelerle beraber son yıllarda daha da belirginleşmiştir. Küresel jeopolitik gelişmeler, enerji güvenliği konusunda Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin refah ve çıkarları bakımından ne kadar kilit önemde olduğunu ortaya koymuştur. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum ve TANAP gibi altyapı yatırımlarıyla taçlandırdığımız bu işbirliğimiz, sadece Türkiye ve Azerbaycan’a fayda sağlamakla kalmayıp, Avrupa’nın enerji güvenliğine de önemli katkılar yapmaktadır. 18 milyar doları aşan yatırımlarıyla SOCAR, ülkemizde en çok yatırım gerçekleştiren tırnak içerisinde yabancı şirket konumuna gelmiştir" ifadelerini kullandı.


2008’de PETKİM ile başlayan yatırımlar, TANAP ve STAR Rafinerisi gibi projelerle hem Türkiye’nin hem de bölgenin enerji arz güvenliğine büyük katkılar sağladığını bildiren Yılmaz, "Kayserigaz ve Bursagaz aracılığıyla şehirlerimize enerji erişimi sağlanması noktasında sunduğu katkı, SOCAR’ın ülkemizdeki entegre rolünü daha da görünür kılmıştır. Diğer taraftan SOCAR çevre dostu teknolojiler ve sürdürülebilirlik vizyonuyla hareket eden bir şirket olarak takdiri hak etmektedir. Özellikle sürdürülebilir havacılık yakıtı üretimi gibi Ar-Ge çalışmaları, ülkemizin 2053 net sıfır karbon hedefleriyle de uyumludur. SOCAR Türkiye’nin, ‘Master Plan’ adı altında yürüttüğü ön mühendislik ve fizibilite çalışmaları sonucunda, ülkemize yaklaşık 7 milyar dolarlık yeni bir petrokimya yatırımı planladığını da memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. İnşallah bu proje en kısa sürede hayata geçer. Özellikle cari açığın azaltılmasında bu projeler önemli. Benzer şekilde, devlet şirketlerimiz BOTAŞ ve TPAO’nun Azerbaycan’da sürdürdüğü faaliyetler de bu güçlü ortaklığımızın değerli örneklerini teşkil etmektedir" şeklinde konuştu.



"Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, yine ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi"


Mart ayında açılışı yapılan Iğdır-Nahçıvan boru hattının ili ülkenin enerji işbirliğinin en yeni nişanesi olduğunu belirten Yılmaz, "İki ülke arasında doğalgaz alanında yeni projeler için de hala büyük bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Azerbaycan’ın daha büyük hacimlerde gaz tedarik edebilmesi için gerçekleştirilecek yatırımlar ve Türkmen gazının tüm tarafların yararına olacak şekilde Azerbaycan ve Türkiye üzerinden ihracı hususunda işbirliğimizi geliştirmemiz, önümüzdeki yıllarda birlikte atacağımız en önemli adımlar arasında yer almaktadır. Bir diğer kritik işbirliğini de yakın zamanda Suriye’de başlattık. Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki yine ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi. Türkiye-Azerbaycan arasındaki elektrik bağlantısallığının da artırılması, stratejik önemdeki bir diğer adım olacaktır. Nitekim çağımız bağlantısallık çağıdır. Enerjiyle sınırlı kalmayacak şekilde bağlantısallığımızı her alanda arttıracağımız projelere odaklanmamız bizi hem bölgemizde hem de dünyada birlikte daha güçlü kılacaktır" açıklamasınra bulundu.



"Güney Kafkasya’da normalleşme Orta Asya Cumhuriyetleri ile ilişkilerimize de yeni boyutlar kazandıracaktır"


Washington’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan arasında imzalanan ortak bildiriye değinen Yılmaz, "Kafkaslar’da kalıcı sulhun ve istikrarın tesisi yolunda yeni bir kapı aralamıştır ve bunu da Türkiye Cumhuriyeti olarak büyük bir memnuniyetle müşahede ettiğimizi belirtmek isterim. Tüm bunlar bölgede uzun zamandır görmeyi umduğumuz, gerçekleşmesi için uzun zamandır çaba sarf ettiğimiz, katkıda bulunduğumuz çok önemli gelişmelerdir. Güney Kafkasya’da normalleşme Orta Asya Cumhuriyetleri ile ilişkilerimize de yeni boyutlar kazandıracaktır. Taraflar arasında atılan bu kıymetli adımların ve özellikle Güney Kafkasya’da açılacak ulaşım ve iletişim hatlarının bölge ülkeleri arasında yalnız siyasi yakınlaşmaya değil, ekonomiye büyük bir katkı sağlayacağının altını buradan çizmek isterim. Kafkasya ekonomik ilişkilerin gelişmesi, bölgesel, Türkiye içerisinde kalkınma hedeflerimize de hizmet edecektir. Özellikle Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerimizin başta olmak üzere nisbi ortalama yaklaşmasına yardımcı olacaktır" dedi.


SOCAR’ın 17 yıldır Türkiye’de gerçekleştirdiği çalışmalarda petrokimya sektörünün yanı sıra yenilenebilir enerji, çevre ve sosyal sorumluluk projelerine de önem verdiğini görmekten mutluluk duyduklarının altını çizen Yılmaz, "Üstelik bu girişimin ticari bir kaygı taşımadan, toplumsal faydayı merkeze alarak yürütülmesi, değerini daha da artırmaktadır. Hem basılı hem de dijital ortamda bulabileceksiniz. Sözlerime son verirken, tüm vatandaşlarımızı, özellikle de gençlerimizi projenin internet sitesini ziyaret etmeye davet ediyorum. Azerbaycan Türkiye kardeşliğinden gelen enerjiyi sosyal sorumluluk alanına aktaran SOCAR Türkiye’yi tebrik ediyorum. Bilgi birikimini bu alana da yansıtan ve mezunu olmaktan onur duyduğum Orta Doğu Teknik Üniversitemize ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.


SOCAR’ın Türkiye’de 17 yılda çok sayıda yatırım yaptığını belirten SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ise, "İşimizi ekonomik değer oluşturmakta görmüyoruz. Bu güzide ülkeye devletlerimizin ortak stratejik değerlerine uygun, onlara destek verecek, insan gelişimine destekleyecek her türlü projede biz varız ve asli görevimiz olarak görüyoruz. Bunu kurumsal sosyal sorumluluk olarak görüyoruz. Bu bizim asli görevimiz. Onun yanında diğer ekonomik değer oluşturma konularında da faaliyet gösteriyoruz. Kitapların adı ‘cep kitapları’ olabilir ama kesinlikle adı ne kadar küçük gözükse de içindeki bilgiler enginlere sığmaz, aşar nitelikte. 105 farklı konuda, oldukça derin, işin daha da pratik boyutuna giren, iş hayatı için çok önemli olan konulara değiniliyor. 2026 Ağustos’a kadar da bu 105 kitabı ulaştırmak konusunda oldukça iddialıyız" ifadelerini kullandı.


Projeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a bahsettiğinde desteklerini aldığını aktaran Ibadov, başta ODTÜ Rektörü Yozgatlıgil olmak üzere kitabın hazırlanması sürecinde emeği geçen akademisyenlere teşekkürlerini sundu.


SOCAR Türkiye ile yaptıkları işbirliğinin bilgi üretme kapasitesi, bilginin toplulumun her kesimine hızlı, anlaşılabilir ve erişilebilir biçimde ulaştırma hedefini karşıladığını dile getiren ODTÜ Rektörü Yozgatlıgil, "Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim, bilginin üretilme ve paylaşılma biçimlerinde dönüştürdü. Dünyada bu dönüşüm, açık erişim ve açık bilim kavramlarını öne çıkardı. ODTÜ’de de bilimin şeffaf, tekrarlanabilir ve güvenilir çıktılarla gelişimine katkı sunmayı, bilgi toplumun ve paydaşların yararına yaymayı en temel görev olarak görüyor" dedi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali dolu dolu geçti Merkezefendi Belediyesi tarafından düzenlenen ve üç gün süren Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali, Denizlililerin yoğun ilgisiyle birlikte sona erdi. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Gerçekleştirmekten büyük mutluluk ve heyecan duyduğumuz Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali’miz üç gün boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın en güzel örneklerine ev sahipliği yaptı" dedi. Merkezefendi Belediyesi, girişimci kadınlara destek olmak amacıyla başlattığı ve sonrasında geleneksel hale getirdiği Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali, Merkezefendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Denizlililerin sahiplendiği ve yoğun katılım gösterdiği üç günlük festivalde, sevilen sanatçı Cem Belevi, darbuka gösterisiyle Ceren Özdemir, şarkıcı Güvenç Yıldırım, Suna Dumankaya, Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Kevser İrdem, Uzman Doktor Betül Yılmaz ve Ritmin Melekleri sevenleri ve dinleyicileri ile buluştu. Festivalde kadın girişimcilerin el emeği ürünlerinin satışa sunulduğu stantlar üç gün boyunca saat 22.00’ye kadar açık kaldı. Denizlililer el emeği, göz nuru ürünlere büyük ilgi göstererek alışveriş yaptı. Hem kadın girişimciler hem de vatandaşlar festivalden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Festivale, Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ali Marım, Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun eşi Nilgün Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediyesi Girişimci Kadınlar Mentörlüğü’nü üstlenen Sevda Karaali, Merkezefendi Belediye Başkan Yardımcıları, muhtarlar, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. "Kadınlarımız burada çok güzel dostluklar oluşturuyor" Merkezefendi’de kadınların ayrıcalığının olmasını belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "2019’da başlayan bu süreçte, artık kadınlarımızın biraz daha sesinin çıkması gerekiyor, biraz daha kendine güvenmeleri gerekiyor, biraz daha özgürlüklerini eline alması gerekiyor dedik. Birçok kadının desteğiyle bugüne geldik. Ürünlere baktığımda birbirinden güzel, el emeği olan hayal dünyasını gerçekleştiren, hayalleri için adım atan birçok kadını görüyorum. Geçmişte de bu festivale katılıp da kendini ihracata adayan ya da dükkân açan birçok kadın ile yol arkadaşlığı yaptık. Hem el emeği üreten kadınlarımızın ürünlerini göreceğiz. Hem onları ziyaret edeceğiz. Kadınlarımız burada çok güzel dostluklar oluşturuyor. Üç gün boyunca hem eğleneceğiz hem güleceğiz hem de girişimci kadınlara destek olacağız. Merkezefendi’de sizlerle birlikte değişimi, dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Bizim için buranın en önemli kısmı yıllardır emek veren kadınların ürünlerini göstermek ve onların satışında yardımcı olmak" dedi. "Kadınların emeğine sağlık" Kadının olduğu her yerin mutlu ve huzurlu olduğunu belirten Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, "Bütün kadınlara saygılarımı sunuyorum. Umarım güzel bir festival olur. Her şey düşünülmüş her şey güzel bir şekilde ayarlanmış. El emeği üretip festivale gelen kadınlarımızın ellerine sağlık. Başta Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan olmak üzere bütün hanımefendilere saygılarımı sunuyorum" diye konuştu.
Antalya Başkan Ali Çandır: "Tarım girdi maliyetleri ortalamanın altında arttı" Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, TÜİK’in açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi verilerine göre tarımsal girdi maliyetlerindeki artışın hem aylık hem de yıllık bazda uzun dönem ortalamalarının altında gerçekleştiğini, Ekim ayında üretici lehine bir tablo oluştuğunu söyledi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında aylık yüzde 2,04 ilan edildiğini belirten Çandır, "Bu rakam, endeksin ölçülmeye başlandığı 2015 yılından itibaren Ekim ayları ortalamasının (2,31) yüzde 15 altında ilan edilmiştir. Böylece son 5 aydır sürekli artış gösteren aylık girdi fiyatları, Ekim ayında ortalama altı yükseliş göstermiştir" dedi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında yıllık yüzde 33,66 arttığını kaydeden Çandır, "Bu yıllık rakam, son 10 yılın Ekim ayları ortalamasının (34,22) altında kalmıştır. Son 7 ayda ise Ağustos ayı hariç yükseliş gösteren yıllık enflasyon Ekim ayında ortalama altı artmıştır. TÜİK tarafından Ekim ayı için açıklanan tarımsal girdi fiyatları maliyetleri enflasyonu, 10 yıllık Ekim ayı ortalamalarına göre aylıkta ve yıllıkta ortalamanın altında artış göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu. Ekim’de en yüksek artış veteriner hizmetlerinde Ekim ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 2,12, yıllık yüzde 34,79 artış olduğunu belirten Çandır, "Ekim ayları itibariyle bu rakamlar, aylıkta ve yıllıkta 2022 yılından sonraki en yüksek rakamlar olmuştur" dedi. Çandır, Ekim ayı Tarım-GFE’nin aylıkta tohumda yüzde 4,71, enerjide yüzde 0,09, gübrede yüzde -0,60, ilaçta yüzde 2,26, veteriner hizmetlerinde yüzde 5,61, yemde yüzde 3,19 ve diğer kalemlerde ise yüzde 0,51 değişim gösterdiğini kaydederken, yıllık ise tohumda yüzde 36,86, enerjide yüzde 22,30, gübrede yüzde 47,39, ilaçta yüzde 18,91, veteriner hizmetlerinde yüzde 64,33, yemde yüzde 35,53 ve diğer kalemlerde ise yüzde 38.69 artış olduğunu belirtti. Çandır, "Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında ise aylık yüzde 1,57 ve yıllık yüzde 27,19’luk artış ilan edilmiştir" dedi. Üretici lehine seyrediyor TÜİK tarafından Ekim ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin, aylık yüzde 4 arttığını, bu rakamın 10 yıllık Ekim ortalamasının (2,56) üzerinde olduğuna dikkat çeken Çandır, yıllıkta ise yüzde 45,40 ile 10 yıllık ortalamanın (25,29) üzerinde ilan edildiğini kaydetti. Çandır, "Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında olduğu gibi Ekim ayında da üretici lehine gerçekleşmeler ilan edilmiştir. Bu 4 ay dışında yıllık gerçekleşmeler üretici aleyhinde olmaya devam etmiştir" dedi. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini belirten Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin Ekim’de aylık yüzde 0,90 ve yıllık yüzde 28,75 arttığını kaydetti. Yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE’nin aylık yüzde 1,63 ve yıllık yüzde 27 arttığını kaydeden Çandır, "Üretici düzeyindeki gıda kalemi ise aylık yüzde 2,87 ve yıllık yüzde 35,73 artmıştı. Bu durum, Ekim ayında da tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun, tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir" dedi. Manşet enflasyon yüksek Ekim ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 2,55 ve yıllık yüzde 32,87 arttığına dikkat çeken Ali Çandır, "Son 20 yıllık Ekim ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 2,24 ve yıllıkta yüzde 18,53 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonun hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır" dedi. Makas daraldı Tüketici gıda enflasyonunun Ekim ayında aylık yüzde 3,41, yıllık yüzde 34,87 arttığını belirten Başkan Ali Çandır, "İşlenmemiş gıda enflasyonu ise Ekim’de aylık yüzde 4,52 ve yıllık yüzde 34,66 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 5,49, yıllık yüzde 35,84 artmıştır. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı yıllık enflasyon civarında bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla aradaki makas daralmaya başlamıştır. Yani yıllık olarak yüzde 33,66 düzeyindeki tarımsal girdi maliyet artışına karşılık yüzde 45,40’lık tarım üretici fiyat artışı ve yüzde 32,87’lik tüketici fiyat artışı söz konusu olmuştur. Ekim ayında tarımsal üreticiler, aylıkta ve yıllıkta lehte rakamlarla karşılamışlardır" dedi.