EKONOMİ - 29 Nisan 2025 Salı 21:14

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Değişim süreçlerini iyi okuyarak ve yöneterek bunu ülkemiz için fırsata dönüştüreceğiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Değişim süreçlerini iyi okuyarak ve yöneterek bunu ülkemiz için fırsata dönüştüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dünya büyük bir değişimin sürecinden geçiyor. Tarife savaşlarından teknolojik dönüşümlere büyük bir değişim süreci içindeyiz. Ya bu değişimin etkilerine maruz kalacağız, bedelini ödeyeceğiz veya bu değişim süreçlerini iyi okuyarak ve değişim süreçlerini iyi yöneterek bunu ülkemiz için, insanımız için fırsata dönüştüreceğiz" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ’1 Mayıs Emek Ödülleri Töreni’ne katıldı. Yılmaz, Türkiye iş gücü piyasasının yeşil ve dijital dönüşümüne uyumunun desteklenmesini amaçlayan projelerini hayata geçmesinden çok büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti. Etkinlik kapsamında çalışma hayatındaki emekleri, fedakarlıkları, üretime katkıları ve örnek kişilikleriyle ödüle layık görülen tüm emekçileri tebrik eden Yılmaz, Söz konusu ödülleri yalnızca bireysel başarılar olarak değil ülkemizin üretim gücüne katkıda bulunan milyonlarca emekçinin, milyonlarca çalışanın ortak emeğinin temsili olarak değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.


Çalışma hayatı, teknolojik gelişmeler, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda köklü bir dönüşüm sürecinden geçtiğine dikkat çeken Yılmaz, "Özellikle ikiz dönüşüm dediğimiz yeşil ve dijital dönüşüm üretimden hizmet sektörlerine kadar iş yapma biçimlerini yeniden tanımlamakta yeni beceri ve yetkinliklere duyulan ihtiyacı her geçen gün arttırmaktadır. Uluslararası çalışma örgütünün İLO’nun raporuna göre 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 24 milyon yeni iş imkanı oluşabileceği öngörülmektedir. Öte yanda yapay zeka, otomasyon ve dijitalleşmenin etkisiyle mevcut mesleklerin yaklaşık yüzde 14’ünün tamamen ortadan kalkabileceği ve çalışanların en az yüzde 40’ının yeni beceriler edinmek zorunda kalacağı öngörülmektedir. Bir taraftan yeni teknoloji, yeni teknolojilerle bazı meslekler kalkacak ama bunun yerine yeni meslekler, yeni iş alanları oluşacak ama en az bunun kadar önemli olan mevcut meslekleri icra etme yöntemimiz, biçimimiz dönüşüm geçirecek" ifadelerini kullandı.



Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sürdürülebilir ulaşım ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda iş gücü talebi artarken özellikle fosil yakıt sektörlerinde bir miktar iş kaybı yaşanması beklediğini söyleyen Yılmaz, "Bölgesel düzeyde Asya ve Pasifik bölgesinde 14 milyon, Amerika kıtasında 3 milyon ve Avrupa’da 2 milyon net istihdam artışı öngörülmektedir. Ayrıca döngüsel ekonomi uygulamalarının geri dönüşüm gibi, yeniden kullanım gibi, onarım gibi döngüsel ekonomi uygulamalarının küresel ölçekte yaklaşık 6 milyon ek iş fırsatı oluşturabileceği değerlendirilmektedir. Ancak bu potansiyelin gerçekleştirilebilmesi için mevcut çalışanların becerilerini dönüştürmeleri ve yeni yetkinlikler kazanmaları büyük önem taşımaktadır" şeklinde konuştu.


Çalışma hayatı alanında ülkemizde sendikal örgütlenmenin güçlendirilmesinden iş sağlığı ve güvenli standartlarının yükseltilmesine kayıt dışı istihdamla mücadele eden kadınların çalışma hayatına katılımının arttırılmasına kadar pek çok alanda geçtiğimiz dönemlerde önemli mesafeler kaydetmiş durumda olduklarını vurgulayan Yılmaz, "Bu süreçte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde işçilerimizin, çalışanlarımızın yıllarca çözüm bekleyen birçok meselesi halledilmiştir, gündemden çıkarılmıştır. Asgari ücret artışları, asgari ücrete kadar tüm gelirlerin vergi dışı tutulması, salgın döneminde istihdamın korunması için alınan tedbirler ve sosyal koruma alanındaki destekler her dönemde emekçilerimizin yanında olduğumuzu gösteren önemli örneklerdir. Nitelikli istihdama erişimde yaşanan güçlükler ve iş gücü piyasasında arz talep dengesinin sağlanması ihtiyacı beceri uyumu politikalarının ülkemizde daha sistematik şekilde ele alınmasını gerekli kılmıştır. Bir taraftan bir talep var, yeni becerilere talep var. Bir taraftan bu becerileri oluşturan eğitim sistemimiz veya daha kısa dönemli beceri geliştirici faaliyetlerimiz, kurslarımız var. Bu ikisini örtüştürmek çok çok önemli. Aksi takdirde eğitim amacına ulaşmayacaktır. İş gücü piyasaları da ihtiyaç duyduğu becerilere kavuşamayacaktır. Dolayısıyla bu ikisini mutlaka örtüştürmek durumundayız" dedi.


12. Kalkınma Planı kapsamında iş gücü piyasasında arz ve talep dengesinin güçlendirilmesi, beceri uyumsuzluklarının azaltılması ve ikiz dönüşümün gerektirdiği mesleki yetkinliklerin kazandırılması amacıyla stratejik hedefler belirlendiğini anımsatan Yılmaz, "Ardından ilk temel politika alanı iş gücü piyasalarında yeşil ve dijital dönüşüm ile beceri uyumunun geliştirilmesi olan 2025- 2028 ulusal istihdam stratejisi ve eylem planı uygulamaya alınmıştır. 2024 yılı iş gücü istatistikleri bu çabaların somut sonuçlarını ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı bir önceki yıla kıyasla 0,7 puan azalarak yüzde 8,7 gerilemiş ve böylece son 12 yılın en düşük seviyesine ulaşılmıştır. İstihdam edilen kişi sayısı geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyon 988 bin artışla 32 milyon 620 bine iş gücüne katılan kişi sayısı ise 35 milyon 733 bine yükselmiştir. İstihdam oranı yüzde 49,5’e iş gücüne katılım oranı yüzde 54,2 çıkarak tarihi zirveleri görmüştür. Nitekim bugün açıklanan 2025 yılı Mart ayı iş gücü istatistiklerine de bakıldığında işsizlik oranımızın yüzde 7,9 oranıyla yeni istatistiklerimizin yayınlanmaya başladığı ilk yıl olan 2005 yılından bugüne en düşük seviyesini gördüğünü ifade edebiliriz" açıklamalarında bulundu.



Türkiye’nin iş gücü piyasasının ikiz dönüşüm süreçlerine uyum sağlaması için kapsamlı bir planını hayata geçirdiklerinin altını çizen Yılmaz, "Eğitim sistemimizi bu dönüşüme hazırlamak adına müfredatlarımızı güncelliyor. Eğitim kadrolarımızı yeni becerilerle donatıyoruz. Sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını esas alıyoruz. Bunun üzerinde gerçekten çok durmamız lazım. Değişen şartlar içindeyiz. Sadece bugünkü piyasanın ihtiyaçlarına bakıp müfredatımızı buna göre yaparsak eksik yapmış oluruz. Bir taraftan bugünün ihtiyaçlarına bakacağız elbette. Ama diğer taraftan geleceğin ihtiyaçlarını şimdiden ön görüp eğitim sistemimizi buna dönük olarak hazırlamak durumundayız. Bu anlayışla hareket ediyoruz. İkiz dönüşümün iş gücü üzerindeki etkilerini sektörel ve bölgesel düzeyde analiz ediyor. Bu analizlere dayanarak adil geçiş stratejileri geliştiriyoruz" diye konuştu.


Kadın istihdamı son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Yılmaz şu ifadelerin kullandı:


"Bir toplumun yarısı erkek, yarısı kadın. Kalkınma dediğimiz süreci hızlı bir şekilde sürdüreceksek toplumun tüm enerjisini harekete geçirmek durumundayız. Kadınıyla erkeği ile. Dolayısıyla kadınların iş gücü piyasalarına daha fazla katılmaları sadece çalışan olarak değil, girişimci olarak da çok daha aktif bir konuma yükselmeleri genel kalkınma stratejilerimiz bakımından da son derece kıymetlidir ve bunu da destekleyici her türlü politikayı sürdürüyoruz. Bir taraftan da ama nüfus politikalarımızı da dikkate alarak başka bireysel tercihleri de dikkate alarak kadınların iş gücüyle ev hayatı arasında tercih yapmaya zorlanmadıkları yeni çalışma modellerini, ikisini bir arada sürdürmelerini sağlayan yeni çalışma modellerini de destekliyoruz."


Yılmaz, istihdam stratejisi ve orta vadeli program hedeflerimiz doğrultusunda önümüzdeki dönemde de istihdamı güçlendirmeye, iş gücü piyasamızı yeşil ve dijital ekonomiyi hazırlamaya ve işsizlik oranını daha da aşağılara düşürmeye kararlı olduklarını söyledi. Kapsayıcı büyüme ile ilgili konuşan Yılmaz, "Sadece büyümek değil tüm bölgeleri içine alan kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla tüm kesimlerin içine alan büyük işletmeleriyle, küçük işletmeleriyle değişik işletmeleri kapsayan büyümeye kapsayıcı büyüme diyoruz" dedi.



"Bir büyük değişim sürecinden geçiyor dünya"


Dünyanın büyük bir değişim sürecinden geçtiğinin bildiren Yılmaz, "Bir büyük değişim sürecinden geçiyor dünya. Tarife savaşlarından teknolojik dönüşümlere büyük bir değişim süreci içindeyiz. Ya bu değişimin etkilerine maruz kalacağız, bedelini ödeyeceğiz veya bu değişim süreçlerini iyi okuyarak ve değişim süreçlerini iyi yöneterek bunu ülkemiz için, insanımız için fırsata dönüştüreceğiz. Biz elbette ikincisini arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı.


Çalışma hayatında daha adil, daha eşitlikçi ve daha kapsayıcı bir yapının hakim olması için sendikalarla ve tüm sosyal taraflarla sürekli istişare içinde olduklarını ve bunu sürdüreceklerinin altını çizen Yılmaz, "Hükümet işçi ve işveren taraflarının birlikte geliştirdiği diyalog ve iş birliği anlayışı hem çalışma hayatımızın sağlıklı işleyişi hem de ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınması bakımından temel bir değerdir. Önümüzdeki dönemde de insan onuruna yaraşır iş koşullarını güçlendirmek, çalışma hayatımızı daha güvenli, daha verimli ve daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturmak için gayretlerimizi sürdüreceğiz" açıklamalarında bulundu.


Yılmaz, ödüle layık görülen tüm işçileri, tüm emekçileri gönülden tebrik etti. Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü vesilesiyle emeğiyle Türkiye’yi büyüten, üreten, güçlendiren işçilerin bayramını kutladı.


1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çerçevesinde emeğin önemine vurgu yapılan programda, işçilere toplam 11 ödül verildi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Değişim süreçlerini iyi okuyarak ve yöneterek bunu ülkemiz için fırsata dönüştüreceğiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Oyuncak tabancayla polisi alarma geçirdi Aksaray’da bunalıma giren genç, oyuncak tabancayla pencereye çıkıp hem kendine hem de polise tabanca doğrulttu. Tabancanın oyuncak olduğundan habersiz olan polis, çelik yeleklerini giyerek evin içine sızdı. Odadan çıkan şahıs polisin apansız müdahalesiyle etkisiz hale getirildi. Olay geçtiğimiz gece yarısı Paşacık Mahallesi 1613 Sokak Sahra Apartmanı’nın 1. katında yaşandı. Edinilen bilgeye göre, bunalıma girdiği iddia edilen 23 yaşındaki B.İ., ailesiyle birlikte yaşadığı dairenin odasına kendini kilitledi. Önce oda içinde bağırıp çağıran şahıs daha sonra eline geçirdiği oyuncak tabancayla pencereye çıkıp bağırmaya başladı. Pencereden bağıran eli tabancalı şahsı gören mahalle sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi şahsın elindeki tabancanın oyuncak olduğundan habersiz herhangi bir olumsuzluğa karşı geniş güvenlik önlemleri alarak olaya müdahale etmek istedi. Elindeki tabancayı kimi zaman kendi kafasına, kimi zaman da polis ekiplerine doğrultan şahıs tedirginliğin dozunu artırınca ekipler üzerine çelik yelek giydi. "Allah’ın oğlu musun da derdime derman olacaksınız?" Şahsı ikna edip sakinleştirmek için uzun süre dil döken polis ekiplerine olmadık sözler sarf eden B.İ., "Hangi biriniz derdime derman oldunuz lan? Lan bırakın lan, Allah’ın oğlu musunuz da derdime derman olacaksınız? Ben cehennemimi oluşturmuşum zaten, siz beni kurtaramazsınız. Sen kimsin ben seni nereden tanıyorum ya? Ya ne konuşacağım da, Allah mısın da ben seninle konuşacağım? Sen bana neyin faydasını sunacaksın da ben seninle konuşacağım?" dedi. Bir türlü ikna olmayan şahıs bir ara ellerini semaya açıp dua etti. Şahıs apansız müdahaleyle etkisiz hale getirildi Şahsın pencereden odaya girmesi üzerine çelik yelekli sivil polis memurları şahsın ailesinin kapıyı açmasıyla daireye girerek pusuya yattı. Gencin odadan çıkmasını bekleyen polis memurlarının kimisi yan odaya, kimisi de kapının arkasına geçerek saklandı. Şahsın odadan çıkması üzerine hem arkadan hem de önden apansız bir müdahalede bulunan polis memurları şahsı anında etkisiz hale getirmeyi başardı. Hemen yere yatırılan şahsa bir yandan ters kelepçe takılırken öte yanda polis memurlarınca üst araması yapıldı. Yakalanmasına rağmen bağırmaya devam eden şahıs kelepçelenip üst aramasından sonra ayağa kaldırıldı. "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim. Ben de Atatürk’ün oğluyum" Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan şahıs apartmandan çıkarılırken de bağırmayı sürdürdü. Merdivenlerden inerken, "Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim" diyen B.İ. apartmandan çıkarılırken fark ettiği basın mensuplarına da "Çekmeyin" diye tepki gösterdi. Yakalanmadan önce polis memurlarına olmadık sözler sarf eden şahıs, elleri kelepçeli olarak dışarı çıkarıldığında sanki onca lafı kendisi etmemiş gibi polis memurlarına, "Ağabey ben kötü bir insan değilim. Beni öyle şey yapmayın ağabey. Annem ile bir görüşeyim gitmeden. Ağabey bir dakika annemle görüşeyim. Ben Atatürk’ün oğluyum. Biz Türkoğlu Türk’üz, Atatürk’ün oğluyuz" dedi. Ele geçirilen tabancayı inceleyen polis ekipleri tabancanın oyuncak olduğunu belirledi. Gözaltına alınan şahıs daha sonra polis otosuna bindirilirken, ifadesi alınmak üzere Aksaray Polis Merkezi Amirliğine götürüldü. Şahsa ifadesinin ardından Kabahatler Kanunu çerçevesinde idari işlem yapıldı.
Kastamonu Kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarptı: 9 yaralı Kastamonu-İnebolu karayolu üzerinde kontrolden çıkan otomobil, kırmızı ışıkta bekleyen 3 araca çarptı. Toplam 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 9 kişi yaralandı. Kaza, Kastamonu-İnebolu karayolu Öz Bereket Kavşağı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, E.K. (21) idaresindeki 60 ES 842 plakalı Opel marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kırmızı ışıkta bekleyen A.F.T. (20) yönetimindeki 37 EK 030 plakalı Fiat-Tofaş marka otomobil ile H.T. (47) yönetimindeki 34 CNY 979 plakalı Fiat marka otomobile ve R.H.A. (26) idaresindeki Honda marka otomobile çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında Fiat-Tofaş marka otomobilde bulunan yolcular araçta sıkıştı. Adeta can pazarının yaşandığı feci kazada olay yerine itfaiye, sağlık ve trafik ekipleri sevk edildi. İtfaiye ve sağlık ekiplerinin çalışmasıyla araçta sıkışan yaralılar çıkartılarak ambulansa taşındı. Kazada araç sürücüleri E.K. (21) ve A.F.T. (20) ile araçlarda yolcu olarak bulunan A.T. (71), N.T. (53), E.Ş. (21), N.Ç. (24), A.T. (26), S.T. (42) ve 2 yaşındaki A.S.T. yaralandı. Yaralılar, sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazanın ardından trafik ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemleri alarak incelemelerde bulundu. Kaza yapan araçların kaldırılmasının ardından yola saçılan araç parçaları temizlendi. Kaza nedeniyle trafik, bir süreliğine durdu ve uzun kuyruk oluştu. Yolun temizlenmesinin ardından trafik tekrar normale döndü.
Gaziantep Fatih Tekke: "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim" Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, 3-0 kaybedilen kupa finalinin ardından, "Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık" dedi. Trabzonspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, Galatasaray’a karşı 3-0 kaybedilen Ziraat Türkiye Kupası finalinin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Finali ve kupayı kaybettiklerini için çok üzgün olduklarını söyleyen Fatih Tekke, takımın performansı nedeniyle özür diledi. Maç sonu açıklamalarda bulunan Fatih Tekke, "Galatasaray takımını tebrik ediyorum. Taraftarlarımızı üzdüğüm için ben de çok üzgünüm. Onların yaşadığı duyguyu ben de yaşıyorum. Maç her iki devrenin ilk dakikalarında bitti. Küçük bir hata bize pahalıya mal oldu. Batogov’un sakatlanması sonrası Okay ikinci yarıya başladık. Sonrasında ilk dakikada yediğimiz ikinci golle fark ikiye çıktı. Daha sonra toparlamaya çalıştık ama olmadı. Uzun toplarda ve ikinci toplarda kazanılan pozisyonlar ve sonuç iki maçta da mağlubiyet. Performans olarak yüksekte olmamız gerekiyordu ama olmadı. Tüm sezonun telafisi olacak bir maçtı. Gelecek sezon için ciddi bir enerji ve emek harcıyoruz. Bu sezon böyle bitti. Bundan sonra daha genç oyunculara şans vereceğim. Gelecek yılın takımını oluşturmak için çalışacağız. Çok üzgünüm, taraftarlardan, ailemden özür dilerim. Biraz daha zorlamalıydık. Seneye çok daha dinamik bir takım olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek" Avrupa hedefi ile ilgili de konuşan Fatih Tekke, "Avrupa hedefinin olmaması planlarımı etkileyecek. Özellikle transfer durumlarını etkileyecek. Önemli oyuncuları izliyorduk ve bu durum bizim için dezavantaj. Bizim hedefimiz net iyi oyuncular almak. Her anlamda iyi olabilecek yada alanında iyi oyunculara almamız gerekiyor. Camia olarak bu sezonu mutlu geçirmedik. Trabzonspor tekrar yarışan bir takım olması lazım. Tartışılmayacak bir kadro kurmamız gerekiyor. Bir aydır bu konuda çalışıyoruz. Ama bunu belli şartları var. Bazen oyuncu istemiyor, bazen maddi sıkıntılar oluyor, bazen menajer sorun oluyor. Opsiyonlu mevkiler olup her oyuncunun iyi olması gerekiyor. Herkes tarafından kabul görecek çok iyi futbolcular ve takım kurmak zorundayız. Seneye başarılı olmak istiyorsak bu şart" şeklinde konuştu. "İkinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var" Seremoniye çıkmama ile ilgili soruya da cevap veren Tekke, "Ben 1994 yılında futbola başladım. Şu an 2025’teyiz. Hiçbir olumsuz durumum yok. Hakemlerin bir çoğunu tanımam bile. Ama ikinci yarıdaki gol pozisyonunda VAR’a gitmiyorsa sıkıntı var. Bundan ben de bıktım. İnsan bir şey söylememi bekliyor. Bana da gına geldi. Kadromuz ve gücümüz belli. Mücadeleye devam ediyoruz. Daha fazla mücadele ettiğimizde kimse ne istiyorsa yapabilir" ifadelerini kullandı. Takımın oyunu ile ilgili ve Batagov’un sakatlanmasının takım oyunu nasıl etkilediğiyle ilgili soruya da cevap veren Fatih Tekke, "Skor üzerinden konuşulunca rakibimiz özellikle 2-0’dan sonra farkı da arttırabilirdi. Oyuncularımızın bir an önce gol bulalım düşüncesi panik oluşturdu. İki maçta da farklı formasyonlarla birebir oynatmayı düşündüm. Ama bazı oyunculardan o performansı alamadık. Oyuncularımı da suçlayamam. Benim özellikle birebir vermem tartışılabilir. Birebir oynatmak riskliydi. Bu riski de ben aldım. Batogov bu iki maçın en iyi performans gösteren oyuncuydu Osimhen’e karşı. Bugün biraz daha yüksek oynamamız gerekiyordu" diye konuştu.