POLİTİKA - 06 Aralık 2025 Cumartesi 12:10

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz. 2025 yılında 90 bin kutu ilacı vatandaşlarımıza ulaştırdık. Bu tedavi imkânlarından bugüne kadar 1 milyon 600 bin vatandaşımız istifade etti" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hayat Boşluk Kabul Etmez Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi"ne katıldı. Ankara’da bir otelde düzenlenen programda sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve bir çok davetli de yerini aldı.



Programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tebrik telgrafı okundu:


"Bizler, insanların kalplerini, zihinlerini boş bırakırsak orayı her türlü kötü alışkanlık, bağımlılık işgal eder. Evlatlarımızın, toplumumuzun, kafalarıyla birlikte kalplerini de beslemeliyiz ve mutmain etmeliyiz. Bağımlılıkla ve zararlı alışkanlıklarla mücadelede beraber olmalıyız. ’Hayat boşluk kabul etmez’ şiarıyla sivil inisiyatifleri birleştirerek, önleme, tedavi, rehabilitasyon ve sosyal uyum süreçlerinde sürdürülebilir ve veriye dayalı bir sivil toplum gücü oluşturmayı amaçlayan çalışmalarınız takdire değerdir. Zirvenin, bağımlılıkla mücadelede sivil toplumun kapasitesini artıran, aileleri merkeze alan ve boşlukları dolduran somut bir başlangıç noktası olma hedefi önemlidir. Programın düzenlemesinde emeği geçenleri gönülden tebrik ediyor ve tüm katılımcıları en kalbi duygularımla selamlıyorum."


Ardından konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bağımlılıkla mücadeleyi milletin bekasını ve toplumsal düzeni doğrudan ilgilendiren hayati bir öncelik olarak gördüklerini belirterek, "Yürütülen çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu gayreti ve sahadaki katkısını önemli bir zemin olarak değerlendiriyoruz" dedi.


"Tütün ve alkolün uzun yıllardır oluşturduğu riskler var"


Bugünkü programın farkındalığı artıran, iyi uygulamaları öne çıkaran, iş birliğini güçlendiren ve mücadelenin toplumsal ayağını genişleten etkili bir platform olacağına inandığından bahseden Yılmaz, "Vaat dediğimiz mesele tek bir davranışa veya tek bir maddeye indirgenebilecek kadar dar bir alan değil maalesef. Çoğu zaman gündelik hayatın akışı içinde fark edilmesi güç, küçük adımlarla başlayan, zaman içinde bireyin iradesini törpüleyen bir alışkanlık kıskacına dönüşüyor. Aslında bir taraftan toplumsal düzen içinde aykırı davranarak görünürde özgür davranıyor gibi görünen bazı bireylerin gerçekte özgürlüklerini yitirdiklerini, bu bağımlılıklarla birlikte hem kendileri için hem toplum için büyük bedeller ödemek zorunda kaldıkları bir sorundan bahsediyoruz. Değerli katılımcılar; tütün ve alkolün uzun yıllardır oluşturduğu riskler var. Uyuşturucu maddelerle mücadelede karşılaştığımız çok katmanlı bir tablo söz konusu" ifadelerinde bulundu.


Yılmaz, diğer rahatsızlıklarda olduğu gibi bağımlılık konusunda da en önemli meselenin koruyucu ve önleyici yaklaşım olduğuna dikkat çekti. ’Riski yönetemeyen, krizi yönetmek zorunda kalır’ diyen Yılmaz işin özünün riski düşürmek olduğundan bahsetti.


Yeni teknolojilerle beraber riskli durumları tespit ederek çalışma yapmaları gerektiğine değinen Yılmaz şöyle konuştu:


"Yeni teknolojilerle birlikte riskli çocuklarımızı, mahallelerimizi, okullarımızı, hanelerimizi tespit edip bunlarla ilgili çalışmamız gerekiyor. Her madde bağımlılığını ve davranışsal bağımlılıkları değerlendiriyoruz. Önleyici adımlardan rehabilitasyona kadar tüm süreci hedef kitle bazında, risk faktörlerine odaklı bir bakış açısıyla hem ulusal hem de yerel düzeyde ele alıyoruz. İnsanların hayatına asıl dokunan yer yerel düzeydir. Dolayısıyla merkezi politikalarla yerel düzeydeki politikalar arasındaki ilişkiyi de çok iyi kurgulamak durumundayız. Bağımlılıkla mücadelenin tüm boyutlarıyla yönetilmesi, güçlü bir iradenin yanı sıra aileler ve sivil toplumun da katılımıyla iş birliğine dayalı topyekûn bir mücadeleyi ve kesintisiz bir koordinasyonu gerektiriyor. Bu anlayışla ülke genelindeki çalışmaları, başkanlığını yürüttüğüm Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu çatısı altında topladık. Cumhurbaşkanımız tarafından oluşturulan bu yapı çok önemlidir. Kurulumuz; Millî Eğitim’den İçişleri’ne, Adalet Bakanlığımızdan Sağlık Bakanlığımıza, on iki bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu temsilcilerini içeren, gerektiğinde sivil toplumdan ve akademiden de davetlerde bulunabildiğimiz çok önemli bir platform olarak değerlendirilmektedir. Bu alanda topyekûn mücadele için kurul çalışmalarımızda Yeşilay gibi sivil toplum örgütleri, Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerle de yakın iş birliği yürütüyoruz."


"Kararların yüzde 93’ü sahada başarıyla uygulamaya geçti"


Her toplantıda kurumların sahadan gelen ihtiyaçları aktardığını ifade eden Yılmaz, "Alınan kararların ilerleyişini düzenli olarak birlikte değerlendiriyoruz. Risk alanlarını ortak akılla ele alıyoruz. 2019’dan bu yana yaptığımız beş toplantıda 91 karar aldık. Bu kararların yüzde 93’ü sahada başarıyla uygulamaya geçti. Elde ettiğimiz bu sonuç, devletimizin bağımlılıkla mücadelede ortaya koyduğu kararlılığın somut bir göstergesidir. Ancak yaptıklarımızı elbette yeterli bulmuyoruz. Değişen ve sürekli evrilen yeni nesil riskler karşısında, sahada daha etkili sonuçları mümkün kılacak tedbirleri ve önerileri titizlikle ele almaya devam ediyoruz" dedi.


Yılmaz sigarayı bırakma hizmetlerinden fiyatlandırma politikalarına, pasif etkilerin önlenmesine kadar geniş bir yelpazede mücadele ettiklerini vurguladı.


"Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz"


Yılmaz, son bir yılda 478 yeni sigara bırakma polikliniğinin hizmete girmesiyle ülke genelindeki merkez sayısının bin 16’ya ulaştığını ifade ederek, "Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı desteklemek için kullanılan ilaçların ücretsiz teminini sürdürüyoruz. 2025 yılında 90 bin kutu ilacı vatandaşlarımıza ulaştırdık. Bu tedavi imkânlarından bugüne kadar 1 milyon 600 bin vatandaşımız istifade etti. Alo 171 hattı üzerinden yılın ilk on bir ayında 339 binin üzerinde çağrıya yanıt verildi. Bu hat, tütün bağımlılığıyla mücadelede en hızlı ve en erişilebilir danışmanlık kanallarından biri haline geldi" dedi.


"Hapishanelerde olan insanların üçte birinden fazlası uyuşturucudan dolayı"


Uyuşturucuyla mücadeleyi toplum sağlığını ve güvenliğini doğrudan etkileyen en kritik başlıklardan biri olarak ele aldıklarını söyleyen Yılmaz, "Güvenlik diyorum, çünkü hapishanelerde olan insanların üçte birinden fazlası uyuşturucudan dolayı hapiste. Geri kalan suçların da kök sebeplerine indiğinizde uyuşturucuyla veya bağımlılıkla ilişkisini görürsünüz. Eşine şiddet uygulayan, cinayet işleyen, hırsızlık yapan birçok kişinin hikâyesine biraz daha derinlemesine girdiğinizde, doğrudan uyuşturucu suçuyla hapiste olmasalar bile bu alışkanlıkların tetiklediği suçları işledikleri görülür. Dolayısıyla şu anda tartıştığımız konu çok ciddi anlamda bir güvenlik meselesi, aynı zamanda ekonomik bir meseledir. Bunun oluşturduğu büyük kayıplar var. Sadece bu mücadeleyi yürütürken harcanan kaynaklardan bahsetmiyorum; insan kaybediyorsunuz. En değerli varlık, en büyük servet. Yetişmiş, donanımlı, ülkesine fayda sağlayacak bir nüfusun zararlı etkiler altında kaybolması en büyük ekonomik kayıplardan biridir" diye konuştu.


"Yürütülen çalışmalar kapsamında 137 bini aşkın metruk bina tespit edildi ve bu yapıların yüzde 88’i kontrol altına alındı"


Son yıllarda sentetik maddelerde görülen küresel artışa rağmen ülkede kullanımın düşük seviyelerde tutulmasının önemli bir başarı olduğunu ifade eden Yılmaz, "Sahada risk alanlarını daraltan güvenlik adımlarını atarken bunu güçlü bir sosyal politika çerçevesiyle destekliyoruz. Uyuşturucuya erişimi kolaylaştıran çöküntü alanlarını ortadan kaldırmak için yürütülen çalışmalar kapsamında 137 bini aşkın metruk bina tespit edildi ve bu yapıların yüzde 88’i kontrol altına alındı. Özellikle bu metruk yapılar maalesef birçok meselenin ürediği alanlara dönüşüyor. Bunları büyük oranda ortadan kaldırmış durumdayız" ifadelerine yer verdi.


Program plaket takdimiyle sonlandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Belediyesi’nden denetim raporu açıklaması Düzce Belediyesi 2024 Yılı Sayıştay Denetimi Bulgularına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada "Söz konusu raporda herhangi bir yolsuzluk, usulsüz harcama, kamu zararına yol açan kasıtlı bir fiil veya zimmet niteliğinde hiçbir bir tespit bulunmamaktadır" denildi. Düzce Belediyesi 2024 Yılı Sayıştay Denetimi Bulgularına ilişkin bazı basın organlarında yer alan haberler sebebiyle açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada "Sayıştay Başkanlığı tarafından yayımlanan 2024 Yılı Düzce Belediyesi Denetim Raporu, Belediyemizin mali işlemlerini ve idari süreçlerini şekil ve içerik yönünden inceleyen rutin bir denetim niteliğindedir. Önemle ifade edilmelidir ki; ‘söz konusu raporda herhangi bir yolsuzluk, usulsüz harcama, kamu zararına yol açan kasıtlı bir fiil veya zimmet niteliğinde hiçbir bir tespit bulunmamaktadır.’ Tespit edilen hususlar; içerik ile ilgili değil şekil ile ilgilidir. Örneğin; bulgular yeni yönetmelik ile değişen kod numaralarının gözden kaçırılması, muhasebe kayıtlarının nitelik farklılığı, iç süreçler ve idari uygulamalara ilişkin teknik özellikli eksiklerden oluşmaktadır" denildi. Şekilde yapılan hatalar bir daha tekrarlanmamak üzere düzeltilecek Açıklamada "Belediyemizin tüm birimleriyle koordineli şekilde yürüttüğü çalışmalar kapsamında, 2024 yılı denetim raporunda yer alan bulguların tamamına ilişkin gerekli düzeltmeler 2025 yılı uygulamaları için başlatılmış, 2026 yılı içinde eksiksiz olarak giderilmesi hedeflenmiştir. Bunların önemli bir kısmı tamamlanmış, kalan hususlar için ise süreç titizlikle yürütülmeye devam etmektedir. Sayıştay raporlarında yer alan her bir bulgu, ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmekte; eksikliklerin giderilmesine yönelik hem idari hem de teknik tedbirler uygulanmaktadır. Bulguların takibi, eksiklerin giderilmesi ve kalıcı bir iyileştirme sisteminin oluşturulmasına yönelik çalışmalar, Belediyemiz üst yönetimi tarafından yakından takip edilmektedir. Sorumluluk alanımızda ana hedefimiz; kamunun üstün faydasını gözeterek, iş ve işlemleri hızlıca gerçekleştirmektir" ifadelerine yer verildi. İtibar suikastı yapmak isteyenlere asla müsaade edilmeyecek Basın açıklamasının son bölümünde ise itibar suikastı yapmak isteyenlerin heveslerinin kursaklarında kalacağı belirtilerek "Düzce Belediyesi olarak; şeffaf, hesap verebilir ve mevzuata uygun bir yönetim anlayışını esas almakta, kamu kaynaklarının korunması ve etkin kullanılması konusunda azami hassasiyet gösterilmektedir. Kamuoyunda yanıltıcı algı oluşturmak ve bu rapordan siyasi rant elde etmek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Önümüzdeki günlerde Düzce Belediyesi ve iştiraki şirketlerin yetkilileri tarafından her bir bulgu için yerel basın organlarının katılımı ile soru - cevap şeklinde tek-tek açıklama yapılarak Düzceli hemşehrilerimiz detayları ile bilgilendirilecektir. Düzce Belediyesi ve iştiraki şirketler saygın birer devlet kurumu olup bir kısım yaygaracıların itibar suikastı yapmalarına asla müsaade edilmeyecektir" denildi.
Erzurum Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu; "Erzurum’un ben de ayrı bir yeri vardır" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Erzurum İl Başkanlığı’nı ziyaretinde Erzurum-Rize karayolu üzerinde yapımı devam eden Kırık ve Dallıkavak tünelleri, Erzurum-Bayburt karayolu üzerinde yapımı devam eden Kop tüneli inşaatları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Beraberinde Erzurum milletvekilleri Selami Altınok, Mehmet Emin Öz, Abdurrahim Fırat, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile AK Parti İl Başkanlığında vatandaşlarla bir araya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Erzurum’da yapımına devam edilen ulaşım yatırımlarıyla ilgili bilgi verdi. "Erzurum’un ben de ayrı bir yeri vardır" AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu’nun konuşmasının ardından partililere hitap eden Bakan Uraloğlu, kendisinin de Erzurum’da 5.5 yıl görev yaptığını hatırlatarak, "Suyunu içtik ekmeğini yedik. Ve hizmet etmeye de gayret ettik çok şükür. Onun için Erzurum’un ben de ayrı bir yeri vardır. Seksen bir ilimiz elbette kıymetli ama burada çalışmış olmak, buradaki insanlarla hemhal olmuş olma, onlarla beraber sohbet etmiş olmak benim hayatımda önemli bir parçadır" dedi. 70 bin nüfuslu bir şehre kadar su var tünelde Erzurum programı kapsamında Kırık ve Dallıkavak Tüneli inşaatlarında incelemelerde bulunduğunu anlatan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Kırık Tüneli değerli kardeşlerim 7 bin yüz metre uzunluğundadır. Aşağı yukarı altı bin beş yüz metrelerini bitirdik. Geri kalan altı yüz, altı yüz elli metre, bir altı yüz seksen metre o kadar bir kalan işimiz var orada. Çok çok zor bir tüneli yaptığımızı bilmenizi isterim. Hani niye geciktik? Gerçekten Türkiye’nin en zor tüneli. Bakın oradaki çıkan su 70 bin nüfuslu bir şehre kadar su var tünelde maalesef. Bunu sürekli çekiyoruz. Ve ona rağmen çalışmaya gayret ediyoruz. İnşallah 2027 yılında biz burayı açalım istiyoruz. Arkadaşlarımızla, bütün heyetimizle valimizle bizle beraberdi. Bu çalışmayı yerinde gördük. Sonra geldik Kavak tüneli. 3 bin 500 beş metre uzunluğunda. Dallıkavak geçişini bypass edecek. Orayı aşağı yukarı bitirdik. Kış şartları ve tüneldeki ufak tefek bazı problemlerden önümüzdeki yılın ilk yarısına kaldı. Orayı bitirip açacağız inşallah. Bir problem gözükmüyor. Tabii diğer tarafında Ovit var biliyorsunuz. Biz bu güzergahı tam bitirdiğimizde değerli kardeşlerim inşallah 2027 yılında biz bunu bitirmiş oluruz. Buradan çıktığınızda 196 kilometreyle siz Karadeniz’e ulaşmış olacaksınız. Yani iki saat bile sürmeden bir, bir buçuk saatlerde oraya yaklaşık ulaşmış olacaksınız. Dolayısıyla bu hem Erzurum’un için kıymetli hem Rize’miz için hem de Karadeniz için kıymetli. Bir başka projemiz bizim meşhur Kop tünelimiz. Tabii çok eskisini de biz biliyoruz. Kar mücadelesinin ne kadar yoğun olduğunu biliyoruz. 6 bin 900 metre uzunluğunda, bakın bir insan normal yürüse Bir buçuk saatte yürüyebileceği bir mesafeyi konuşuyoruz. Şimdi içine bitti mi? Geçince birkaç dakikada geçince böyle büyüklüğünü bazen anlamlandıramayabiliyoruz. Orada da değerli kardeşlerim önümüzdeki senenin sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Belki biraz sarkarsa da onu da inşallah 2027 ‘de bitireceğiz. Orada çalışmalar devam ediyoruz. Devamını bitirmiş durumdayız, orayı da bitirdiğimiz zaman Trabzon ve Erzurum gibi iki tane büyükşehrimizi birbirine bağlamış olacağız. Burası aynı zamanda da tarihi İpek Yolu güzergahımızdır. Tabii bunlar ta sadece Erzurum’a sadece Rize’ye sadece Bayburt’a Gümüşhane’ye Trabzon’a hizmet eden projeler değildir. Bunu bilmenizi isterim. Bakın özellikle Erzurum Kars’tan başlayıp doğuya kadar devam edip batıya kadar devam eden bir taraftan da Karadeniz’e devam eden tarihi İpek Yolu’nun merkezinde olan ilimizdir" şeklinde konuştu. Hızlı tren projesinden vazgeçmiş değiliz Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, mevcut demir yolunun rehabilitasyonunu devam ettirdiklerini anlatarak, "Ve yine yüksek hızlı tren projesini de önümüzdeki sene proje olarak bitireceğimizi ve onu da planlayıp yapacağımızı söyleyeyim. Bazen şunu duyuyoruz değerli kardeşlerim. Değerli kardeşlerim bundan asla vazgeçmiş değiliz. Ama öncelikle mevcut yolu hızlıca iyileştirmemiz lazım, demir yolunu. Onu da yapmış olacağız. Biz aynı zamanda bakın Kars’tan, Gürcistan’a BTK’yla bağlamıştık, çift katlı yapacağız. Bir taraftan da Kars’tan Iğdır üzeri bağlayacağız. Onun bir ucu yine Erzurum olmuş olacak. Yine kalkınma yolu koridoru dediğimiz, bakın Irak’tan gelecek olan koridoru da kara yollarıyla esasında Erzurum’a bağlamış durumdayız. Demiryollarıyla da güney taraftan inşallah bağlamış olacağız. Ya dolayısıyla bahsettiğimiz bizim Sadece bir ilin sadece bir bölgenin değil, hatta sadece Türkiye’nin projeleri değildir bunlar. Bunlar global projelerdir. Bir başka Erzurum’un gündeminde olan konuyu biliyorum değerli kardeşlerim. Erzurum’un bir hafif raylı sistem ya da buradaki tramvay hattı diye konuşulan, şimdi bakın değerli kardeşlerim, belediye olsun, bakanlıklar olsun, diğer bütün kurumlar olsun ağırlıklı olarak sizin verdiğiniz vergilerle biz görev yapıyoruz. Siz vergi veriyorsunuz, ondan sonra bize de talimat veriyorsunuz Görev veriyorsunuz, seçiyorsunuz, biz de size hizmet ediyoruz. Sizin o vergilerinizi de doğru kullanmamız lazımmış. Biz projemizi bitirdik. Erzurum’da. Tramvay yaptı projemiz, hafif raylı sistem projemiz bitti değerli kardeşlerim. Şimdi Burada şunu beraberce gözden kaçırmamamız lazım. Bu raylı sistem işletilmesi gerçekten çok ciddi bir yükümlülüktür. Yapımını bir tarafa koyuyorum. Onu yaparsınız. Bir şekliyle de onu ödersiniz, öderiz. Üstleniriz Bir sıkıntı yok. Ama bunun işletilmesi noktasında gerçekten şehir nüfusunun kütlesinin doğru tartılması lazım. Şu anda bir buçuk iki milyonluk şehirlerimiz bunu işletmekte zorlandıklarını size çok net bir şekilde söyleyebilirim. Bugün detaylı konuştum. Değerli Bakanımız Milletvekillerimiz, büyükşehir belediye başkanımız, il başkanımız detaylı konuştuk. Bunun takipçisi olacağız ama müsaadenizle doğru zamanlama diliminde bunu yapmamız lazım. Yoksa biz bunu yaptık da, işletemiyoruz. O zaman mahcup oluruz size karşı. Gündemimizden kalkmamıştır. Bunun da takipçisi olacağız" dedi. Erzurum’da haftalık 178 uçuş var Bakan Uraloğlu, Erzurum hava limanında da bakım ve tamiratlar yapıldığını söyleyerek, "Tabii havalimanı biz geldik havalimanına indik. Orada belli tamiratlarımız var. Şöyle notlarıma baktım. Haftada yüz yetmiş sekiz uçuş var. Yani demek ki günde yirminin üzerinde uçuş var. Bu gerçekten iyi bir rakam. Erzurum daha fazlasına layık mı? Kesinlikle layık. Ondan da asla biz taviz vermiyoruz. Sisli havalarda, Erzurum’a inemeyen uçaklar oluyordu. Kurduğumuz sistemle bunu çözdük. 200 metreye kadar biraz detay ama bilmenizde fayda var. İki yüz metre yaklaştıktan sonra pilotun görmesi lazım. Pilot eğer görmese iki yüz metre kalınca inmesi mümkün değildir. Riske atarız. Kimi? Oradaki kardeşlerimizin. Ama iki yüz metre dediğim gibi Türkiye’nin en uç sistemidir. Dolayısıyla bunu da kurduk. Bundan sonra çok çok istisnai durumlar haricinde sisten Erzurum’a inildi. Lafını biz artık kaldırmış oluyoruz. Bazı pilotlarının bir sertifikasyon ve havaalanını süreci var. Yine gelmeden önce konuştuk. Önümüzdeki günlerde onu bitirmiş olacağız. Bir problem yok. Ve bundan sonra inşallah rahatlamış olacağız. Ve Erzurum’un ihtiyacını biz bu şekilde beraberinde kullanmış olacağız. Şimdi bakın bütçe konuşmalarında on sekizi veya yirmisindeydi. Orada da gündem oldu. Dediler ki uçak biletleri çok pahalı. Şimdi benim çıkardığım nokta Erzurum’da. Ondan da bahsedeceğim size, şöyle değerli kardeşlerim. Bizim uçak biletleriyle ilgili bakanlık olarak bir yetkimiz yok. Yani şunu uçacaksın, buna uçacaksın, bunlar pahalıya uçamazsın diye resmi bir yetkimiz yok. Ancak biz buna rağmen şunu yaptık. Çağırdık hava yolu operatörlerinin işletmeci arkadaşlar bakın şimdi dış hatlarda para kazanıyorsunuz biliyoruz. İç hatlarda maliyetlerinizi çıkarın bize, maliyetlerinizi bakın maliyetlerimizi çıkarın. Çıkarttık onları. Onun üzerinden biz gerçekten üzerine neredeyse kar koymaksızın dedik Siz uçağın yüzde yetmişini, yüzde yetmişini yani nedir o? İki yüz kapasiteli bir uçağın yüz kırk biletini sizin satabileceğiniz rakam yanlış hatırlamıyorsam üç bin üç yüz lira civarındadır. Yılbaşında bir güncelleme yapacağız. Bunun üzerinde satamazsınız yüzde yetmişiyle, yüzde yüzü arası yani yüzde otuzu bu da yaklaşık altmış kişidir. Bunu da beş bin üç yüz lira civarında bir rakam olacak. Bundan yukarıya satamazsınız dedi. Dolayısıyla bunun üzerinde asla biz bilet sattırmıyoruz. Çok net olarak biriniz uçmuşsanız bu hariçtir. Eğer aktarma yapmışsanız bu hariçtir. Şimdi bakın değerli kardeşlerim siz eğer bir ay sonraya bilet alacaksanız bin liraya bilet bulursunuz. Altı yüz liraya da bilet bulabilirsiniz. Ama bu akşam alacaksanız, yarın sabah arkadaşlar artık o yüzde yetmişin üzerindeki bölümden siz bile kalıyorsunuz. O biraz yüksek oluyor. Dolayısıyla e acil durumlar alacağız. E ne yapalım? Ona katlanacağız ama vaktimiz varsa doğru zamanda alacağız. Bakın ben size şimdi çıkarayım. Değerli kardeşlerim Erzurum’dan, Erzurum’dan bu yılın başından itibaren uçulan biletlerin ortalama rakamlarını söylüyorum. Bakın ortalama. Yükseği, aşağısı Erzurum’dan İstanbul’un ortalaması iki bin altı yüz elli bakın iki bin altı yüz elli lira. Ortalama. Bunun içinde beş bin lira da var. Bunun için de bin lira da var. Yine İstanbul’dan Sabiha Gökçen iki bin dört yüz lira. Bütün bu yılın ortalaması mesela haftaya cuma günü bin üç Erzurum Sabiha Gökçen bin iki yüz elli. Bin iki yüz elli lira. Bak bakalım çıkardı. Haftaya Cumaya giderseniz bin iki yüz elli lira. Yine Erzurum’dan Ankara’nın bir gün sonra bin elli lira. Bir gün sonra bin elli lira. Elbette yazın birazcık daha pahalı olabilir. Bu da normaldir. Ama ortalaması da değerli kardeşlerim. İki bin üç yüz lira. Bugün Erzurum’dan Ankara’ya ve İstanbul’a otobüs kaç lira? Gerçekten onun için burada hiç kimsenin sizi yanlış yönlendirmesine prim vermeyin değerli kardeşlerim. Halep oradaysa arşın burada. Dolayısıyla biz bunu takip ediyoruz. Yeni terminal binasını diğer bir noktasında onu arkadaşlarımızla değerlendireceğiz" dedi.