EĞİTİM - 29 Ocak 2025 Çarşamba 12:54

Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı Partici: "2025’in ’Aile Yılı’ olarak anılmasını istiyorsak, öğretmenlerin dramı son bulmalıdır"

A
A
A
Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı Partici: "2025’in ’Aile Yılı’ olarak anılmasını istiyorsak, öğretmenlerin dramı son bulmalıdır"

Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı Resul Partici, "2025’in ’Aile Yılı’ olarak anılmasını istiyorsak; çocuğunun ilk adımını göremeyen öğretmenlerin dramı son bulmalıdır. Eşinden ayrı düşenlerin yürekleri ısıtılmalıdır" dedi.


Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı Partici, 2025 yılı mazeret tayinleri dönemi ile öğretmenlerin yaşadığı ailevi mağduriyetlerin arttığını, il emri uygulamasının devreye girmemesi sonucunda binlerce öğretmenin eşlerinden ve çocuklarından ayrı kaldığını söyledi. 2025’in "Aile Yılı" ilan edilmesinin toplumun temel taşı olan aile kurumuna verilen önemin bir yansıması olduğunu dile getiren Partici, bu ilanın anlam bulabilmesi için eğitim çalışanlarının yaşadığı ailevi sorunların çözülmesi gerektiğini ifade etti.



"Araştırmalara göre öğretmenlerin yüzde 22’si yalnızca eşleriyle aynı ilde görev yapabilmektedir"


Partici, özellikle 2025 yılı mazerete bağlı yer değişikliği döneminde il emri uygulamasının getirilmemesi sonucunda binlerce öğretmeni ve ailesini büyük bir mağduriyete sürüklendiğini savunarak, "İl emri hakkının tanınmaması nedeniyle eş durumu nedeniyle atama bekleyen öğretmenlerin büyük bir kısmı eşlerinden ve çocuklarından ayrı yaşamaya mahkum edilmiştir. Yapılan araştırmalara göre, öğretmenlerin yüzde 22’si yalnızca eşleriyle aynı ilde görev yapabilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 verilerine göre, ailelerinden ayrı yaşayan öğretmenlerin yüzde 74’ü psikolojik destek ihtiyacı hissetmektedir. Bu oran, aile bütünlüğü sağlanamadığında öğretmenlerin ruhsal ve fiziksel sağlıklarının nasıl olumsuz etkilendiğini göstermektedir. Bu tablo, ’Aile Yılı’ söylemi ile gerçeklerin ne kadar çeliştiğini gözler önüne seriyor. Devletin, aileyi koruma yükümlülüğünü yerine getirmesi ve öğretmenlerin aile bütünlüğünü sağlamak için acil adımlar atması gerekmektedir" ifadelerine yer verdi.


Bazı meslek gruplarında aile bütünlüğünün, görev yerlerinin belirlenmesinde temel kriter olarak kabul edildiğine dikkati çeken Partici, öğretmenlerin bu haktan mahrum bırakılmamasına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:


"Zorunlu rotasyonlar ve keyfi atamalar nedeniyle her yıl on binlerce öğretmen, eşlerinden ve çocuklarından ayrılmak zorunda kalmaktadır. Ailelerinden uzakta çalışmak zorunda kalan öğretmenlerin mesleki verimliliği ciddi ölçüde düşmektedir. Aynı zamanda ailelerinden uzak kalan öğretmenlerin birçoğu, sadece mesleki değil, aynı zamanda psikolojik ve fiziksel olarak da yıpranmakta, bu da eğitimde kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Devletin temel görevi, çalışanlarının sadece ekonomik değil, sosyal haklarını da korumaktır."


Anayasa’nın 41. Maddesinde "Devlet, ailenin bütünlüğünün korur" hükmünün açıkça belirtildiğini hatırlatan Partici, "Öğretmenlerin tayin süreçlerinde bu ilke göz ardı edilmekte, aileleri parçalanmaktadır. Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. Maddesi, ’Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda aile biriminin muhafaza edilmesi gerektiği’ ilkesini ortaya koymaktadır ancak öğretmen atamalarında bu hükme uygun hareket edilmemektedir. Devletin koyduğu yasalar, bizzat devlet eliyle ihlal edilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.



"Taleplerimiz net ve adildir"


Partici, taleplerinin net ve adil olduğunu ifade ederek, "Tüm kamu çalışanlarına tanınan aile birliği hakkı, öğretmenler için de derhal uygulanmalıdır. Rotasyon politikaları, ailevi durumlar dikkate alınarak şeffaf şekilde yeniden düzenlenmelidir. Nakil süreçlerinde insani gerekçeler öncelikli kabul edilmeli, bürokratik engeller kaldırılmalıdır. İl emri uygulaması, geçmişte olduğu gibi tekrar hayata geçirilmelidir. Aynı ilde görev yapmanın yeterli olmadığı, uzak ilçelerde de çalışmak zorunda kalan öğretmenlerin mağduriyetlerini giderecek düzenlemeler yapılmalıdır. Aile Yılı sözde değil özde olsun. Aile; sevginin, dayanışmanın ve toplumsal huzurun temelidir. 2025’in ’Aile Yılı’ olarak anılmasını istiyorsak; çocuğunun ilk adımını göremeyen öğretmenlerin dramı son bulmalıdır. Eşinden ayrı düşenlerin yürekleri ısıtılmalıdır" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Plakasız motosikletiyle yakalanan alkollü ve kasksız sürücü, basın mensubuna el sallayıp poz verdi Aksaray’da polis ekiplerinin kasksız görüp durdurduğu motosikletin sürücüsü 1.13 promil alkollü çıkarken, motosikletinde plakası da takılı olmayan sürücü 25 bin 972 lira ceza yiyince basın mensubuna el sallayıp "Çek" diye poz verdi. Olay, Büyük Bölcek Mahallesi Tiyatro Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, kavşakta uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri şehir merkezi istikametine giden ve sürücüsünde kask olmayan motosikleti durdurdu. Kasksız M.B.Y. (25) isimli sürücünün motosikletinde inceleme yapan polis ekipleri motosiklette plakanın da takılı olmadığını belirledi. Sürücünün hal ve hareketlerinden şüphelenerek alkollü olabileceği ihtimali üzerine alkol muayenesi yapan polis bu kez de sürücünün 1.13 promil alkollü olduğunu tespit etti. Tescil plakası 51 ACF 430 olan motosikletin sürücüsü ceza işlemleri için polis otosu başına alınırken, burada kendini görüntüleyen basın mensuplarını fark edip önce onları telefonuyla görüntüledi, sonda da kameralara el sallayıp "Çek" diye poz verdi. Sürücüye alkollü, kasksız ve plakasız motosiklet kullanmaktan 25 bin 972 lira para cezası kesilerek ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Yasal sınırın 2 katının üzerinde alkollü olması nedeniyle hakkında adli işlem başlatılan sürücü olay yerine gelen asayiş ekiplerince gözaltına alınarak ifadesi alınmak üzere polis merkezi amirliğine götürüldü. Motosiklet ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.