ASAYİŞ - 14 Temmuz 2025 Pazartesi 10:17

Eski Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz’da yaşananları anlattı

A
A
A

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü görevini yürüttüğü dönemde meydana gelen 15 Temmuz Darbe Girişimiyle ilgili konuşan Mahmut Karaaslan, o gece yaşananlarla ilgili konuştu.

15 Temmuz 2016 gecesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerlerin darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan Mahmut Karaaslan, girişimin meydana geldiği gece Ankara’da yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Edindikleri tecrübeler sayesinde o dönem her türlü tehdide karşı hazırlıklı olduklarına değinen Karaaslan, şunları dedi:

"O gece böyle bir şeyin olacağına dair haberimiz yoktu ama mesleki tecrübemiz sayesinde FETÖ’cülerin çoğunluğunun askerden oluşan bir harekete kalkışacağına dair tahminlerimiz vardı. Zihnen böyle bir şeye hazır durumdaydık. O akşam meslektaşlarımızla birlikte yemekteydik. İl Emniyet Müdür Yardımcımız bana telefonda Genelkurmay Kavşağından silah sesleri geldiğini söyledi. Ben de olayın dışarıda olduğunu değerlendirip arkadaşlarıma incelemede bulunmaları talimatını verdim. Polisler bir bulgu bulamadıklarını söyledi ama olay yerinden ayrılmadan Genelkurmay Başkanlığı içerisinden silah sesleri geldiğini söyledi. Farklı bir durum olacağını düşünüp oraya gittim. Görev arkadaşlarımızla buluştuk. Genelkurmay Başkanlığında bekleyen bir yüzbaşıya durumu sorduğumuzda bize çelişkili cevaplar verdi. Olayın darbe olabileceğini düşündüm. Toplayabildiğim tüm kuvvetlerimizi Genelkurmay Başkanlığı önüne çağırdım. Tüm kapıların tutulmasını, giriş çıkışların yasaklanmasını ve içeriye girilmemesi talimatını verdim. Çünkü İçeride ne olduğunu bilmiyorduk."

"Her yerde darbecilere karşılık vermeye çalıştık"

Kısa süre içerisinde organize olarak darbecilere karşı mücadele etmeye başladıklarını aktaran Karaaslan, "Ankara Valisi, Emniyet Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları ile Emniyet Genel Müdürlüğünde toplanmaya karar verdik. Ben de bu sırada herkesin göreve çağrılması gerektiğini söyledim. O kadar acil bir durumdu ki, arkadaşlarımıza sadece tabancayla bu işi çözemeyeceği için, daha güçlü silahlar alabilmesi için depocunun gelmesini beklemeden kapıları kırarak silahlanmaları talimatını verdim. TRT, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bütün arkadaşlarımızla bir araya gelerek saat 23:00’ten itibaren her yerde darbecilere karşılık vermeye çalıştık" diye konuştu.

"Binamıza girmeye çalışan kim olursa olsun çatışarak koruma talimatını verdim"

Talimatlarının o gece kesin ve net olduğunu vurgulayan Karaaslan, "Olayın darbe olduğuna karar verdikten sonra arkadaşlarımın çelişkiye düşebileceklerini, polis ile askerin çatışıp çatışamayacağına dair ikileme düşebilirdi. O yüzden kesin bir emir verdim. Üniformalı olsun ya da olmasın bizim binamıza girmeye çalışan kim olursa olsun çatışarak koruma talimatını verdim. Arkadaşlarım da eksiksiz şekilde bu talimatımı uyguladı" dedi.

"Vatandaşların darbe karşıtı olduğunu öğrendim ve talimat verdim"

Türk halkının darbecilere karşı direnişteki önemine değinen Karaaslan, "Direnişe başladığımızda Ankara’ya takviye kuvvetlerin getirilmesine yönelik Genel Müdürümüz tarafından talimat verildi. Çevre illerdeki Özal Hareket Polislerinin Ankara’ya getirilmesi planlandı. Daha sonra Genel Müdürümüz, Valimiz ve ben Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçmeye karar verdik. Külliyeye girerek bir anons geldi. Vatandaşların toplandığı söylendi. Kalabalığın kimin yanında olduğunu sordum. Vatandaşların darbe karşıtı olduğunu öğrendim ve talimat verdim. O vatandaşların önüne geçin ve Genelkurmay Başkanlığının olduğu yere götürün dedim. Bu bende de bir kıvılcıma neden oldu ve tüm ekiplere talimat verdim. Mahallelerdeki insanları polis araçlarımızla ve bulabildikleri diğer araçlarla Genelkurmay Başkanlığı çevresine götürmelerini söyledi. Külliyeye geçtiğimizde bize bir kriz odası açıldı ve oradan sevk ve idareyi gerçekleştirmeye başladık" ifadelerini kullandı.

"Görevdeki arkadaşlarımın hiçbirinden şüphe duymadım ve bu düşüncemi boşa çıkarmadılar

Darbe girişiminin bastıracaklarına dair inançlarını halka da yansıtmak istediklerini dile getiren Karaaslan, şu sözlere yer verdi:

"Kendimize inancım vardı. 2015 yılındaki yasayla EGM’deki FETÖ’cü müdürler emekli edilmişti. Bu yüzden müdür seviyesindeki arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğunun FETÖ’cü olmadığını biliyordum. Bu rahatlık bizim için çok önemliydi. O gün hiçbirinden şüphe duymadım ve bu düşüncemi boşa çıkarmadılar. Başaracağımıza inanıyordum. Gece 12:30 sıralarında TRT’de görevlendirdiğimiz arkadaşımız binayı tekrar ele geçirmelerinin an meselesi olduğunu söylemişti. İçeriye girdiklerinde bana söylenen ismi bulmalarını söyledim. Yayını açtırarak kendini tanıtmasını ve kanalı tekrar ele geçirdiklerini ilan etmesini söyledim. Buradaki amacım da mücadele eden arkadaşlarımıza bizim kazanacağımızın inancını benimsetmek ve vatandaşlarımıza bu düşünceyi aktarmaktı. Arkadaşlarımız TRT’ye girdiğinde heyecanla ekrana bakmaya başladık. O sırada dönemin Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’yu gördük ekranda. Bu bir kırılma noktasıydı. Onun öncesinde de gözaltına alınanlar oldu. O görüntüleri muhabir arkadaşıma göndererek tüm kanallara servis etmesini söyledim. Bendeki ve yakın arkadaşlarımdaki inancın herkese yayılmasını bu şekilde sağladık."

Eski Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz’da yaşananları anlattı

"Bizim kadar FETÖ karşıtı olan askerler de vardı"

FETÖ karşıtı askerlerin yardımlarıyla ilgili konuşan Karaaslan, "Bizim kadar FETÖ karşıtı olan askerler de vardı. O gece onlarla da irtibat halindeydim. Çok faydalı desteklerini aldım. Ordunun içerisinde darbeye girişimine katılmayan askerlerin olması, FETÖ’ mensuplarının başarısız olmalarının bir nedeniydi. Vatandaşın sokağa çıkması da diğer bir önemli etkendi" dedi.

"Bizde olan inanç darbecilerde yoktu"

Zorlandıkları durumlar hakkında da konuşan Karaaslan, "Silahlardaki asimetrik güç farkı bizi zorlamıştı. Biz de en fazla uzun namlulu silahlar vardı. Karşımızda ise tanklar, uçaklar ve silahlı helikopterler vardı. Bir tankın bizim TOMA’mızı sürüklediği an vardı. O an asimetrik silah gücünün farklığını en net şekilde ortaya koyan durumdu. Bir diğer asimetriklik ise bizde olan inancın onlarda olmayışı idi. Onların bizim kadar inançlı olduklarını düşünmüyorum" ifadelerine yer verdi.

"Turgut Başkanın istediğim hastaneye götürülmesi daha mantıklıydı ama o anda ağzımdan Gazi Hastanesi’ne götürülmesi talimatı çıktı"

O gece başından vurularak ağır yaralanan dönemin Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan hastaneye götürülme sürecinden bahseden Karaaslan, "Dönemin Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan sabah saatlerinde yaralı halde bulunmuştu. Hacettepe Hastanesi’nde arkadaşlarım vardı. Turgut Başkanın o hastaneye götürülmesi daha mantıklıydı ama o anda ağzımdan Gazi Hastanesi’ne götürülmesi talimatı çıktı. Turgut’un çok kan kaybettiğini öğrendim. Eğer 5 dakika daha hastaneye geç götürülseymiş hayatını kaybedecekmiş. O sırada ağzımdan daha yakında olan Gazi Hastanesi lafının çıkmasının ilahi bir durum olduğunu düşünüyorum. Bu durum benim hayatımda çok önemli bir dönüm noktası olmuştu" şeklinde konuştu.

Ali Nargüner - İbrahim Çakmak - Doğukan Gürel

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Uzmanlardan, çocukları enfeksiyonlardan korumak için hijyen uyarısı Kış aylarının gelmesiyle birlikte özellikle çocuklarda grip, nezle ve bronşit vakalarında artış yaşanırken, uzmanlar, çocukların gribal hastalıklardan korumak için hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte Şanlıurfa’da artan grip, nezle ve bronşit vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Şanlıurfa’da özellikle de çocuklarda bu tür gribal hastalıkların arttığına dikkat çeken uzmanlar, soğuk hava şartları ve kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi, çocuklarda enfeksiyon vakalarının yükselmesine neden olduğunu vurguladı. Kış aylarında çocukların bağışıklık sisteminin zayıfladığına dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Aydın Bozkaya, ailelere C vitamini ve taze sebze ile meyve gibi ürünlerin sık sık tüketilmesi gerektiği önerisinde bulundu. Bozkaya, "Çocuklar kış aylarında güneş ışığından yeterince faydalanamadığı için bu nedenle D vitamini takviyesi, C vitamini ve taze sebze ile meyve tüketiminin artırılması gerekiyor. Bağışıklığı düşen çocuklar enfeksiyonlara daha hızlı yakalanıyor. Düzenli uyku, bol sıvı tüketimi, dengeli beslenme ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi hastalıklardan korunmada büyük önem taşıyor. Çocuklarda ateş, öksürük ve halsizlik gibi belirtiler görüldüğünde zaman kaybedilmeden en yakın sağlık kuruluşlarına başvurulmalı" dedi.
Bursa Nilüfer’de yeni yıl coşkusu başladı Nilüfer Belediyesi’nin organize ettiği "Nilüfer Yeni Yıl Festivali" yoğun ilgi ile açıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, tüm Nilüferlileri ay sonuna kadar devam edecek etkinliğe davet etti. Nilüfer’de yeni yıl heyecanı, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da rengarenk etkinliklerle başladı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan "Nilüfer Yeni Yıl Festivali", her yaştan vatandaşa hitap eden zengin içeriğiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Alanda kurulan buz pateni pisti çocukların ve gençlerin gözdesi olurken; yemek ve alışveriş stantları da festival ziyaretçilerine keyifli bir mola imkanı sunuyor. Ay sonuna kadar sürecek olan festivalde sadece alışveriş değil, sanat ve eğlence de ön planda yer alacak. Sihirbaz gösterilerinden köpük partilerine, baloncuk ve ışıklı görsel performanslara kadar pek çok etkinlik, meydandaki coşkuyu yükseltecek. "Umutlarımızı birlikte büyüteceğiz" Festival alanını gezerek, esnafla ve vatandaşlarla bir araya gelen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, alanı dolduran kalabalığa da hitap etti. Başkan Özdemir, dayanışmanın önemini vurgulayarak, "Yeni yıl, yeni umutlar demektir. Yeni başlangıçlar, yeni fırsatlar demektir. Zorlukları geride bırakmak, geleceğe umutla bakmak demektir. Biz de bu festivalde bir araya gelerek, umudu birlikte büyüteceğiz. Çünkü Nilüfer, bir yaşam kültürüdür. Biz, sanatı, kültürü, dayanışmayı önemseyen bir aileyiz. Bu festivalde de bu aile ruhunu yaşayacağız. Tüm Nilüferlileri festivalimize bekliyoruz" dedi. Müzik ziyafeti Festivalin ilk gün etkinlikleri, İstanbul Girls Band grubunun enerjik sahne performansıyla taçlandı. Sevilen parçaları kendilerine özgü tarzlarıyla yorumlayan grup, dinleyicilere keyifli bir gece yaşattı. Soğuk havaya rağmen meydanı dolduran vatandaşlar, şarkılara hep birlikte eşlik etti.