GÜNDEM - 01 Ağustos 2025 Cuma 13:55

HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Dün akşam yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki tekliflerden ileri bir teklif"

A
A
A
HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Dün akşam yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki tekliflerden ileri bir teklif"

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Dün akşamki yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki Çalışma Bakanımızın kamuoyuyla paylaştığı tekliflerden ileri bir teklif. Ancak bizim konfederasyonumuzun da bu teklifler içerisinde bazılarının aydınlatılması, konuşulması ve üzerinde detaylı bir çalışma gerektiriyor" dedi.


Karayolları, demiryolları, elektrik üretim santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında bulunduğu kamu kurum ve kuruluşlarındaki 600 bine yakın işçiyi kapsayan 2025 yılı Kamu Toplu İş Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde süreç devam ediyor. Sürece ilişkin HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyonun genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Arslan, Kamu Toplu İş Çerçeve Protokolü görüşmelerinin uzamasının nedeninin konfederasyonlar olmadığını, gecikmenin TÜHİS ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan kaynaklandığını dile getirdi.



"TÜRK-İŞ’le birbirimize ve sürece zarar verecek açıklamalardan uzak durmamız gerekiyor"


Arslan, konfederasyonlar arasındaki ilişkileri her zaman yapıcı ve mümkün olduğu kadar sonuç almaya yönelik bir ilişki biçimi olarak değerlendirdiklerini belirtti. Arslan, "Zaman zaman TÜRK-İŞ Konfederasyonu’ndan bazı talihsiz açıklamalar var. Bunları da biz konfederasyonumuz olarak böyle bir yaklaşımın doğru olmadığını, bu tür yaklaşımların aslında birlikteliğimize zarar vereceğini, dolayısıyla bir toplu sözleşmesi süreci devam ederken Kamu Çerçeve Protokolü’nde karşılıklı görüşmelerimiz devam ederken birbirimize olan ilişkilerimize zarar verecek açıklama, konuşma ve benzeri yorumlardan uzak kalmak gerekiyor. HAK-İŞ olarak buna bugüne kadar titizlikle uyduk" açıklamasında bulundu.



"Filistin Sendikalar Konfederasyonu talepleri ışığında biz L20 toplantılarına katıldık"


Arslan, L20 toplantısına katılmasına ilişkin kendisine yapılan eleştirilere de cevap verdi. HAK-İŞ’in L20 toplantılarına ‘NATO’daki savunma harcamalarının arttırılması, silahlanma ve benzeri durumda işçilerin, emekçilerin buradaki tutumu ne olmalı?’ konulu konuşmayı yapmak üzere aylar öncesinden çağrıldığını dile getiren Arslan, toplantıya Filistin Sendikalar Konfederasyonu’nun Gazze’ye uygulanan en son ambargolar, insani yardımın geçişinin engellenmesi konusunda kamuoyuna aktarılması talebi üzerine katıldıklarını söyledi.


Arslan, dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’dan ve AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler’den randevu talep ettiklerini de dile getirdi. Arslan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın ofisinden kendisine randevu verildiğini fakat Kamu Koordinasyon Kurulu üyelerinin tamamı Ankara’da olmadığından ötürü görüşmeyi gerçekleştiremediklerini ifade etti. Arslan, akabinde TÜRK-İŞ’in görüşmeye davet edildiğini öğrendiklerini sözlerine ekleyerek, "Daha sonra TÜRK-İŞ’in davet edildiğini ve bu görüşmelerin gerçekleştiğini yine gitmeden önce TÜRK-İŞ tarafı bize bilgi verdi, böyle bir görüşme talebi var diye. O görüşmenin sonucunda da yine gece geç saatlere kadar bu müzakerelerin sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. HAK-İŞ olarak bu gelişmeler ışığında sabah bir değerlendirme yaptık. Bu değerlendirmede verilen tekliflerin sendikalarımıza öğleden sonra ulaştırılacağını, sendikalarımızın değerlendirmeleri alındıktan sonra da bir karar vereceğimizi, bu kararın sendikalarımız tarafından ’imzalayın kararı, olursa zaten gereği yapılacaktır" ifadelerini kullandı.



"HAK-İŞ’in örgütlü olduğu işlerin önemli bir bölümü de grev yasağı kapsamalı"


Grev kararlarıyla ilgili gelen eleştirilere de yanıt veren Arslan, "HAK-İŞ Konfederasyonu başta Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere, Çaykur, Et ve Süt Kurumu gibi pek çok BTK olmak üzere, pek çok kritik iş kollarında grev haklarını kullanma imkanımız var. Şu anda süreçleri tamamlanmadığı için grev kararlarını almadık. Ama önümüzdeki haftadan itibaren artık grev kararları aşamasına da geleceğiz. Sendikalarımız bunun farkında ve bilincinde. HAK-İŞ’in örgütlü olduğu işlerin önemli bir bölümü de grev yasağı kapsamalı. Dolayısıyla bunu da dikkate alarak, bunun da farkında olarak konfederasyonumuz bu süreçleri sağlıklı bir şekilde, dikkatli bir şekilde sürdürmektedir. O nedenle HAK-İŞ olarak TÜRK-İŞ ile yola çıktığımızda hangi ilkeler etrafında beraber yürüme kararı varsa, biz onun arkasındayız" değerlendirmesinde bulundu.



"Dün akşam yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki tekliflerden ileri bir teklif"


Yapılan son teklife ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arslan, şu ifadelere yer verdi:


"Dün akşamki yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki Çalışma Bakanımızın kamuoyuyla paylaştığı tekliflerden ileri bir teklif. Teklifin bu yönüyle yeni bir teklif olarak değerlendirilmesi son derece normal. Ancak bizim konfederasyonumuzun da bu teklifler içerisinde bazılarının aydınlatılması, konuşulması ve üzerinde detaylı bir çalışma gerektiriyor. Dolayısıyla bir önceki teklife göre olumlu bir teklif ancak bizim taleplerimiz TÜRK-İŞ’le ve kişi olarak yaptığımız en son değerlendirmelerdeki taleplerimizin hala gerisinde ama yeni bir aşama var. Yeni bir teklif. Yeni teklif, bir önceki teklife göre daha iyi bir teklif."



"HAK-İŞ’e bağlı yetki belgesi düşen bir sendikamızın olması söz konusu değil"


Arslan, yetki belgesi düşen sendikalarının olup olmadığı sorusu üzerine, "Hiçbir sendikamızın bu konuda yetkisini düşürüp Toplu İş Sözleşmesi’nden vazgeçmesi söz konusu olamaz. Burada sanıyorum bir değerlendirme eksikliği olabilir. Bu konuda sendikalarımızdan bize şu ana kadar gelmiş böyle bir açıklama, böyle bir teklif, böyle bir talep söz konusu değil. Basında ve Ergün Atalay’ın açıklamalarından duyduk. Açıkça şu anda HAK-İŞ’in böyle bir gündemi yok. Sendikalarımızı tam tersi grev yapılacak yerlerde, grev kararlarının ne zaman alınacağı konusunda da sürekli teşvik ettiğimiz bir Kamu Koordinasyon Kurulu Başkanlığımız var" şeklinde konuştu.



"Geri çekilen teklifle ilgili bakan beyden bize bir açıklama gelmedi"


Bakanlık tarafından birinci altı ay için yüzde 24, diğer altı aylık dönemler için ise gerçekleşen enflasyon oranındaki zam teklifinin geri çekildiğine dair haberlere ilişkin Arslan, "Bakan bu konuda bize bunun gerekçeleri şudur diye bir gerekçesi söz konusu olmadı. Belki en iyi cevabı kendisi verecektir. Bizim şahit olduğumuz; kamuoyuyla paylaşıldı. Daha sonra da bakanımız yeniden bir teklif hazırlayıp, gerekçeleriyle beraber bunu kamuoyuyla paylaştı. Bunun dışında açıkçası arka planda ne oldu, bakan beyden bize böyle bir açıklama gelmedi. Eğer bakan bey bu konuda bir açıklama yaparsa biz de öğrenmiş oluruz" dedi.



HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Dün akşam yapılan görüşmelerdeki teklifler bir önceki tekliflerden ileri bir teklif"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri’ne 2. dalga operasyon: 28 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.‘ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 28 şüpheli gözaltına alındı. Öte yandan 620 milyon TL değerinde; 29 mesken, 3 iş yeri, 14 araç, 32 arsa ve tarlaya el konuldu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. ile şirket yetkilileri hakkında yasadışı bahis ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası denetim raporu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen rapor incelendi. Her iki raporda da yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin, elektronik para ve ödeme hizmeti sunan kuruluşlar üzerinden sistematik şekilde finansal sisteme sokulduğu ve çok sayıda şirket üzerinden aklandığı belirlendi.Öte yandan eylemin bireysel bir faaliyet değil örgütlü bir yapılanma tarafından yürütüldüğü de tespit edildi. Soruşturma kapsamında elektronik para kuruluşu bünyesinde 1 örgüt lideri, liderliğe bağlı 3 yönetici, bu yöneticilerin talimatları doğrultusunda operasyonel düzeyde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen 7 örgüt üyesinden oluşan hiyerarşik bir suç örgütü yapısının oluşturulduğu ve çok sayıda yüksek riskli ve suçla bağlantılı finansal hareket belirlendi. Bu kapsamda 5 Aralık’ta düzenlenen operasyonda 11 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilere ait malvarlıklarına ve Payco Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. şirketine, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla el konuldu.Şüphelilerden 9’u tutuklanıp 2’si ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, soruşturmanın derinleştirilmesi ve elde edilen yeni deliller doğrultusunda, örgüt yapılanması içerisinde yazılım mühendisi, bilgi teknolojileri (İT) personeli ve proje yöneticisi sıfatlarıyla görev yapan şüphelilerin yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin transfer edilmesine ve gizlenmesinde rol aldıkları ve "para nakline aracılık etme" suçunu işledikleri tespit edildi.Örgüt hiyerarşisi içerisinde suç gelirlerinin yazılımsal altyapılar üzerinden yönlendirilmesi, elektronik para hesaplarının yönetimi ve finansal akışların gizlenmesi faaliyetlerine katıldığı değerlendirilen şüphelilere yönelik ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova’da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 28 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin örgüt içi görev ve konumlarının netleştirilmesi, finansal ve dijital delillerin temini, suçtan elde edilen gelirlerin izinin sürülmesi amacıyla adreslerinde arama ve el koyma işlemleri de gerçekleştirildi. Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanması suçu kapsamında şüphelilere ait 92 banka hesabı ile toplam 620 milyon TL değerinde; 29 mesken, 3 iş yeri, 14 araç, 32 arsa ve tarlaya el konuldu.
Samsun Burundan rahat nefes alamamak uykudan sosyal hayata her şeyi etkiliyor Burundan rahat nefes alamamak, çoğu zaman basit bir şikâyet gibi görülse de uyku kalitesinden günlük performansa kadar birçok alanı olumsuz etkileyen ciddi bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Davut Tepe, bu problemin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri KBB Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Davut Tepe, burundan rahat nefes alamamanın sadece anlık bir rahatsızlık olmadığını belirterek, sorunun uzun vadede yaşam kalitesini düşürdüğüne dikkat çekti. Burun tıkanıklığının gece uykularını bölebileceğini, gün içinde halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve verim kaybına yol açabileceğini ifade eden Tepe, bu durumun sosyal ve iş hayatını da doğrudan etkilediğini söyledi. Burun tıkanıklığının altta yatan farklı nedenlere bağlı gelişebileceğini aktaran Opr. Dr. Tepe, doğru tanı ve tedaviyle hastaların nefes alma konforunun artırılmasının mümkün olduğunu belirtti. Uzun süredir burundan rahat nefes alamayan kişilerin mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurması gerektiğini vurgulayan Tepe, erken müdahalenin yaşam kalitesini belirgin şekilde yükselttiğini kaydetti. Üç kişiden birinde var Opr. Dr. Davut Tepe, "Burundan rahat nefes alamamak; sadece anlık bir rahatsızlık değil, yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Bu durum kimi zaman geçici iltihabi süreçlerden kaynaklanırken, kimi zaman da burun içinde kemik eğriliği, burun eti büyümesi, geniz eti veya sinüs sorunları gibi yapısal nedenlere bağlı olabiliyor. Araştırmalar, toplumda her üç kişiden birinde burun içerisinde yapısal bir problem bulunduğunu ortaya koyuyor. İltihabi sorunlar ilaçla tedavi edilebilirken, yapısal bozukluklarda cerrahi müdahale gerekebiliyor. Burundan nefes almanın uyku kalitesi açısından kritik önem taşır. Uyku apnesinin cerrahi tedavisinde burun hava yolunun açık olması, tedavinin başarısı için en önemli kriterlerden biridir. Burun sağlığının doğru şekilde değerlendirilmesi için yapılacak basit bir endoskopik muayene, tanı ve tedavi sürecinde en hızlı yoldur. Sağlıklı nefesin sağlıklı yaşamın anahtarı olduğunu unutmamak gerekir" dedi.
Kayseri Güneş gözlüğü kışın daha çok koruyor Kayseri’de Optisyenlik yapan Halit Mızrak, güneş gözlüğünün asıl amacının güneşten yansıyan UV ışıklarından korunmak olduğunu söyleyerek, "Kardaki kristallerden yansıyan ışıklar gözlerimizi daha çok aldığı için karlı havalarda güneş gözlüğünü kullanmaya daha çok ihtiyacımız var" dedi. Güneş gözlüğünün sadece yazın takılması gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen 15 yıllık Optisyen Halit Mızrak, "Güneş gözlüğü, tabi gözle ilgili bazı hastalık durumlarında kullanılması şart oluyor ama gözlerimizi güneşin UV ışıklarından korumamızı sağlayan bir protez diyebiliriz. Güneş gözlüğünün temel üretim amacı bizi UV ışıklarından korumaktır. Genelde adı güneş gözlüğü olduğu için sadece güneşli havalarda takılır algısı var ama ne yazık ki kardaki kristallerden yansıyan ışıklar gözlerimizi daha çok aldığı için karlı havalarda güneş gözlüğünü kullanmaya daha çok ihtiyacımız var. Karlı havalarda UV koruma oranı yüksek güneş gözlüklerinin tercih edilmesi göz yapımızı ve cildimizi daha fazla koruyacaktır" dedi. Mızrak, gözlüklerin güvenilir yerlerden alınmasını tavsiye ettiklerini söyleyerek, "Güneş gözlüğü alırken püf nokta dediğimiz artık günümüz dünyasında ne yazık ki güvenilir mağazalardan ve optisyenlik müesseselerinden tercih edilmeli. Bizim sektörümüzde yasak olmadığı için işporta her yerde satılabildiği için insanların sağlığıyla çok kolay oynayabiliyorlar. Vatandaşlarımızın güvenilir yerlerden gözlüklerini almalarını tavsiye ediyoruz. Gözlük seçerken öncelikle hangi cam rengi ile daha rahat ettiğimizi kullanarak tespit etmemiz gerekiyor. Kişiden kişiye rahatlık oranı fark edebiliyor. Birkaç farklı alternatifi deneyip değerlendirip ona göre doğru cam rengi, UV koruma oranı yüksek bir ürün ve mümkünse bilinen markaları tercih etmek bizi daha rahat ettirecektir" ifadelerini kullandı.
Antalya Doğan Hızlan Kütüphanesi’nde imza etkinliği Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Doğan Hızlan Kütüphanesi’nde düzenlenen etkinlikte çocuklar, yazar Burcu Bahar’la okuma-yazma üzerine keyifli bir buluşma yaşadı. Etkinlik sonunda Bahar, "Doğa Dostu Dodo Patara’da" adlı kitabını imzaladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve eğitim çalışmaları kapsamında, Doğan Hızlan Kütüphanesi çocukları kitapların dünyasıyla buluşturmaya devam ediyor. Kütüphanede gerçekleştirilen söyleşi ve atölye etkinliğinde çocuklar, yazar Burcu Bahar’la bir araya gelerek okumanın yazmaya nasıl eşlik ettiğini, hikâyelerin nasıl kurulduğunu ve kitaplarla bağ kurmanın önemini deneyimledi. Çocuklar doğaçlama hikaye oluşturdu Etkinlik boyunca çocuklarla interaktif bir içerik yürütülürken, "Dodo" karakteri üzerinden Patara’dan Uludağ’a, Alanya’ya uzanan hayali bir yolculuk anlatısı kurularak şarkılarla desteklenen çalışmada günün sonunda çocuklarla birlikte doğaçlama bir hikâye oluşturuldu. Programın kapanışında yazar Burcu Bahar, çocuklara dağıtılan "Doğa Dostu Dodo Patara’da" adlı kitabını imzalayarak minik okurlarla sohbet etti. Dodo ile yolculuğa çıktılar Yazar Burcu Bahar etkinliğin çocuklarla birlikte kurulan bir hikâye serüvenine dönüştüğünü ifade etti. Bir çiftliğe gittik ve Dodo ile birlikte başka maceralara yelken açtık diyen Yazar Burcu Bahar, "Etkinlik çok keyifli geçiyor. Çocukların birlikte olması ve kitapların içinde kaybolması çok güzel" dedi. Çocuklar kütüphaneyi ve yazarı yakından tanıdı Emel Sevgi Taner İlkokulu 2. sınıf öğretmeni Muzaffer Akman çocukların yazarı kütüphaneyi ve yazarı yakından tanıma fırsatı elde ettiklerini değinerek "Bu gün yazarımız ile birlikte hem kütüphanede nasıl davranırız, nasıl istediğimiz kitaplara ulaşabiliriz bunların çalışması yapıldı. Ayrıca çocuklarımız bir çocuk yazarı ile tanışma fırsatı elde etti. Hem çok eğlenceli vakit geçirdiler hem de güzel anı biriktirdiler. Onların yetişmesi adına güzel bir etkinlik oldu. Çalışan ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim" diye konuştu.
Manisa Yapay zekayla kandırdıkları adamı 98 bin TL dolandırdılar Manisa’nın Yunusemre ilçesinde yaşayan bir kişi sosyal medyada gördüğü sahte bir yatırım ilanına kanması sonucu 98 bin TL dolandırıldı. Yapay zekayla hazırlandığı belirlenen video ile dolandırılan İbrahim Halil Çevik, dolandırıcıların yakalanarak adalete teslim edilmesini istedi. Manisa’da yaşayan İbrahim Halil Çevik, sosyal medya üzerinden gördüğü yapay zekayla hazırlanmış videoda vadedilen sözde yatırıma para yatırmak istedi. Gördüğü linke tıklayan Çevik, kendisine ulaşan dolandırıcıların talimatıyla WhatsApp üzerinden atılan "Ticaret" adlı sahte uygulamayı indirerek uygulama üzerinden bilgilerini paylaştı. Sahte numaralar ve yapay zekayla hazırlanmış profil resimleri bulunan kimliği belirsiz WhatsApp profili ile Çevik’le iletişimde kalan dolandırıcılar, uygulama üzerinden Çevik’e sözde gümüş aldırarak 98 bin TL’sini dolandırdı. Dolandırıcılar ağına düşürdükleri Çevik’in peşini bırakmadı. Hemen hemen her gün Çevik’le iletişimde kalan dolandırıcılar, parasını geri isteyen Çevik’ten parasını kurtarması için çeşitli özel bankalardan kredi çekerek kendilerine yatırmasını istedi. Dolandırıldığını anlayan Çevik soluğu jandarma karakolunda aldı. Burada ifade veren Çevik, dolandırıcıların bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini istedi. "410 bin TL kredi çekerek kendilerine göndermemi istiyorlar" Yaşadıklarını anlatan İbrahim Halil Çevik, "Normalde sosyal medya kullanmayan birisiyim. Sosyal medya üzerinden Türkiye Petrollerine ait bir link gördüm. Benden 10 bin 500 TL para istediler. Bana günde 2 bin TL kazanacağımı söylediler. Sonrasında bana ‘Ticaret’ adında sahte bir uygulama kurdular. O uygulamadan para yatırmamı istediler. Tıkladığımda yani e-mail adresimi ve telefon numaramı girdim. Sonra sözde borsa uzmanı diye sahte bir farklı bir numara arıyor beni. Bana borsa temsilcisi bağlanacak dediler ve 5 gün sonra başka bir numara beni arayarak benim sigortam olmadığı için paramı alamayacağımı söylüyor. Benden paramı almam için tekrar tekrar para yatırmamı istiyorlar. Özel bir bankadan bana hesap açarak buradan 410 bin TL kredi çekerek kendilerine göndermemi istiyorlar. Bankada ne kadar faiz geliyor bilmiyorum eksi hesabımdan ama 98 bin TL gönderdim. Bana daha büyük zararlara yol açacaklardı" dedi. Jandarma karakoluna giderek şikayetçi olduğunu ve dolandırıcıların yakalanmasını isteyen Çevik, "Dolandırıcıların yakalanmasını istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin adını kullanaraktan böyle dolandırıcılık yapıyorlar. Instagram’dan başlıyorlar. Bir kişi sürekli telefonla arıyor sizi. Rahatsız ediyorlar. Bir video da çekmişler zaten. Şu an çalışmıyorum ben. Herhangi bir gelirim de yok yani. Ben 18 ay önce bir kaza geçirdim. Ayağım kırıldı, kolum kırıldı, köprücük kemiğim kırıldı. Çalışmadığım halde bu vicdansızlığı bana yaptılar. Jandarmaya gittim ama henüz herhangi bir geri dönüş sağlamadılar bana" ifadelerini kullandı.