EKONOMİ - 23 Haziran 2025 Pazartesi 18:07

Memur-Sen Başkanı Yalçın: "Kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var"

A
A
A
Memur-Sen Başkanı Yalçın: "Kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var"

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, "Milletin de devletin de önünü açacak yeni ve sivil bir anayasaya kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var" dedi.


Memur-Sen tarafından, kuruluşunun 30’uncu yılı nedeniyle ‘Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması’ programı düzenlendi. ATO Congresium ev sahipliğinde yapılan program, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla ve ‘Hak Emek Adalet’ sloganıyla gerçekleşti.


Burada bir konuşma gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, emek mücadelelerinin 33, Memur-Sen’in de 30 yaşında olduğunu belirterek, 30 yılda her anı mücadeleyle geçen soylu bir hikaye yazdıklarını dile getirdi. Yalçın, "Destanımız, 28 Şubat’ın boğucu soğuğuna direnen inancın destanıdır. Bizim hikayemiz, 367 garabetine, 27 Nisan muhtırasına, 17-25 Aralık kumpasına, 15 Temmuz ihanetine millet iradesiyle karşı durmanın ve millet iradesiyle beraber omuz omuza yürümenin hikayesidir. Bizim mücadelemiz, sendikaların, meslek örgütlerinin cuntacılara topuk selamı verdiği zamanlarda millet iradesinin sesi olmanın mücadelesidir. Bizim hikayemiz, kamu görevlilerine de sendikacılığa da itibar kazandırmanın hikayesidir" açıklamasında bulundu.


Uluslararası sistemde önemli kırılmaların yaşandığı ve Türkiye’nin çevresindeki çatışma ve kriz alanlarının genişlediği bir zeminde güçlü olmanın birlik beraberlikten geçtiğinin altını çizen Yalçın, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu için önemli bir eşik olan eşik olan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘En büyük eserimiz olacak’ diye tarif ettiği ’terörsüz Türkiye’ hedefini önemsediklerini dile getirerek, "Türkiye için atılan her adımı Memur-Sen olarak sonuna kadar destekliyoruz" dedi.



"Kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var"


Millet olarak 65 yıldır darbe anayasasıyla yaşadıklarını sözlerine ekleyen Yalçın, "Artık bu utanç bitsin. Bu millete Türkiye Yüzyılı’na yakışan sivil bir anayasa yapılsın istiyoruz. Kamu görevlilerinin yetkili konfederasyon olarak şimdiye kadar sivil anayasaya ilişkin görüşlerimizi ortaya koyan destek veren birçok çalışma yaptık, irademizi ortaya koymaktan geri durmadık. Ben bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki milletin de devletin de önünü açacak yeni ve sivil bir anayasaya kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var" ifadelerine yer verdi.



"3600 ek gösterge konusunun hayata geçirileceğine inanıyoruz"


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğiyle memurların çalışma şartlarından sendikalıyı, sendikalaşmayı teşvik düzenlemelerine varana kadar çok önemli adımlar atıldığını ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:


"Bildiğiniz üzere işçilerle devam eden Toplu İş Sözleşmesinden sonra Ağustos’ta 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerimiz var. Taleplerimizi şekillendiriyor, kamu görevlerini memnun edecek bir sonuç almayı ümit ediyoruz. Zatı halinizin müjdesini verdiğiniz yedinci dönem toplu sözleşmede de kayıt altına aldığımız birinci dereceye de 3600 ek gösterge konusunun hayata geçirileceğine inanıyoruz. Sizlerin riyasetinde talimatınızla 2025 yılı aile yılı ilan edildi. Aile yılında masanın kazanan tarafı aile olsun diyoruz."



"4688 saylı sendika yasasında revizyona ihtiyaç var"


Yalçın, kamuda ünvan, yetki, ücret, sorumluluk skalasını yeniden ele almaya ihtiyaç olduğunun altını çizerek, "Memur emeklilerimizin görev aileyle emekli aile arasındaki bağı kurmaya yeniden ihtiyaç var. 4688 saylı sendika yasamızın revizyona ihtiyaç duyduğunu az önce ifade ettim. Bu yasa 2001’de çıktı ama sizlerin bu anlamda kararlılığıyla sizlerin bu konudaki duruşuyla kararlarıyla önemli mesafeler kat ettik. Ama gelinen noktada yasanın yeniden ele alınma ihtiyacı var. Geride bıraktığımız toplu sözleşmede de bu yasayı beraber çalışalım kararını kayıt altına aldık. Çalışma Bakanımız Sayın Vedat Işıkhan ile sosyal diyalog içerisindeyiz. Ağustos ayına kalmadan toplu sözleşme tatile toplu sözleşmeye gelmeden Meclis tatile girmeden yasa değişikliği konusunda beklentimizi bu vesileyle ifade etmek istiyorum" talebinde bulundu.


Program, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasıyla devam etti.


Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve konfederasyon üyeleri katılım sağladı.



Memur-Sen Başkanı Yalçın: "Kamu görevlileri için ise yeni bir sendikal yasaya ihtiyaç var"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Sedef kakma sanatı kadın hüneriyle buluştu Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet ve 2. Abdülhamid Han başta olmak üzere birçok padişahın ilgi gösterdiği köklü bir süsleme sanatı olan sedef kakma sanatına kadın eli değdi. Türkiye’de sayılı kişilerin icra ettiği ve padişah mesleği olarak bilinen sedef kakma sanatının gelecek kuşaklara aktarılması için Şahinbey Belediyesi tarafından açılan kursa kadınlar büyük ilgi gösteriyor. Osmanlı döneminde bazı padişahların uğraş vermesi nedeniyle "padişahların sanatı" olarak bilinen sedef kakma sanatı, Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından ev kadınlarına öğretiliyor. Unutulmaya yüz tutmuş sedef kakma sanatını günümüze taşıyan Şahinbey Belediyesi’nin Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde açtığı kursa katılan kadınlar, usta öğretici eşliğinde tarihin derinliklerinden gelen, gösterilen ilgi nedeniyle Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde zirveye ulaşan sedef kakma sanatını öğreniyor. Sedefkarlık olarak nitelendirilen sedef kakma sanatı kapsamında kadın kursiyerler, kılıç, kama, sandık, ayna ve rahle gibi birçok ürüne sedef işliyor. Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların ürettiği ürünler, göz kamaştırıyor. Kadınların ürettiği eşyalar, çeşitli hediyelik eşya galerilerinde satışa sunuluyor. Usta öğreticiler tarafından verilen eğitimlerde midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sert ve beyaz maddeyi işçilikle ortaya çıkaran kadınlar, daha sonra ceviz ağacından yaptıkları ürünlere işledikleri malzemeyle sedef kakma sanatını ortaya koyuyor. Eğitimlerle birer sedef kakma ustası ev kadınları hem geleneksel sanatın yaşamasına hem de aile bütçesine katkı sağlıyor. Bugüne kadar eğitimleri başarıyla tamamlayan 300 kadına ustalık belgesi verildi. Kursta hünerli elleriyle birbirinden güzel işlemeler yapan ev kadınlarına genç kızlarda destek veriyor. Türkiye’de yok olmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer alan ve kurslarda yetiştirilen kadın ustalar aracılığıyla sedef kakma sanatını ayakta tutmaya çalışan Şahinbey Belediyesi’ne desteklerinden dolayı kadınlar teşekkür ediyor. Zahmetli ve büyük emeklerle tamamlanan birbirinden güzel ürünleri kursiyerler, hem sevdiklerine ve çevrelerine hediye edebiliyor hem de sosyal medya üzerinden de satarak aile ekonomilerine katkı sunabiliyor. Sedef kakma ustası Mustafa Kaya, Şahinbey Belediyesi tarafından açılan sedef kakma kursunda verdikleri eğitimlerle kadınların hem meslek öğrendiğini hem de gelir elde ettiğini belirtti. Kaya, kadınlara yönelik sedef kakma kursuna katılan kursiyerlerin doğrama makinelerinde de ahşaba şekil verdiğini, daha sonra ahşap parçalarına çekiç, tel yardımıyla çeşitli figürler çizdiğini, ahşaplara küçük deniz kabuğu parçaları yerleştirerek çeyiz sandığı, el aynası ve hediye sandığı gibi farklı ürünler ortaya çıkardıklarını söyledi. Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların sanatın inceliklerini kısa süre içinde öğrendiklerini belirten Kaya, "Sedef kakma kursu Gaziantep’te sadece Şahinbey Belediyemiz tarafından kadınlara öğretiliyor. Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Çünkü bize gerekli bütün desteği sağlıyor. Kadın kursiyerlerimize elimizden geldiği kadar mesleğimizi öğretmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim mesleğimiz Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan bizlere aktarılmış. Bütün çabamız sedef kakma sanatımız ölmesin istiyoruz. Sedef kakma UNESCO tarafından korumaya alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu konuda büyük bir destek veriyor. Mesleğimiz ölmesin diye gerek belediyemiz ve gerek bakanlığımız her türlü desteğini veriyor. Biz de bu konuda elimizden geleni ve üzerimize düşen görev neyse onu yapmaya çalışıyoruz. İnşallah öğrencilerimizle bu mesleği daha da ilerleye götüreceğiz" dedi. Sedef kakma mesleğini öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten kursiyer kadınlardan Elif Çap ise, "Yaklaşık 4-5 aydır bu kursa geliyorum. Zor bir el sanatı olmasına rağmen Mustafa hocamızın sayesinde bir şeyler yapmaya başladım. Sedef kakma sanatını severek yapıyorum. Böyle bir el sanatını öğrendiğim için de çok mutluyum. İleride kendimi biraz daha geliştirdiğim zaman kendi iş yerimi açıp, bayanlarla birlikte çalışmak istiyorum. Kendi çocuklarıma takı sandıkları, el aynaları ve saat yaptım. Bu ürünleri kendi evimde de kullanıyorum. Arkadaşlarıma hediyelik ürünler yaptım. Arkadaşlarım verdiğim hediyeleri çok beğenerek aldılar ve çok memnun oldular. Böyle bir el sanatıyla uğraştığım için beni tebrik ediyorlar. Çok güzel bir duygu. Üretmek, bir şeyler öğrenmek ve bunu da böyle bir tesiste yapmak çok güzel" şeklinde konuştu. 4 yıldır annesiyle birlikte sedef kakma kursuna katıldığını belirten İrem Çap da, "Sedef kakma kursuna uzun zamandır katıldım. Mustafa hocamız sayesinde bu mesleği öğrendik. Kursta kendimize ürün çıkartıyoruz, yeri geldiğinde satış yapıyoruz. İleride aldığımız belgelerle iş yeri açıp anne-kız güzel bir iş yeri açıp orada da satış yapmayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Sedef kakmanın ismini ilk duyduğunda merak ettiğini ve kursa geldikten sonra büyük bir keyif aldığını söyleyen Ceren Tosun ise, "Yaklaşık 2-3 aydır bu kursa geliyorum. Mustafa hocam sayesinde çok yol kat ettim, çok şey öğrendim. Önce bu kursa başlamaya niyetim yoktu ama el sanatları ilgimi çekti. Ben de o yüzden kursa yazılmaya karar verdim ve çok güzel şeyler öğrendim. Hayalim güzel şeyler yapıp bu işi çok güzel bir şekilde kendi iş yerimi açmayı ve çok güzel ürünler yapmayı düşünüyorum. Çünkü bu sanat tarihi bir sanat olduğu için kimse emek vermiyor, kimse kolay kolay yapmıyor. O yüzden ben de bu kursa kayıt oldum" diye konuştu.
Ankara Türkiye’de düşen İHA’lar alarm veriyor: Güvenlik Uzmanından vatandaşlara kritik uyarılar Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, art arda yaşanan son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerine düşen İHA’lara karşı vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, son dönemde sivil ve askeri alanda kullanımı artan İHA’ların kullanımına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Gelişen teknolojiyle birlikte İHA’ların teknik arıza, sinyal kaybı veya dış müdahale gibi nedenlerle kontrolsüz şekilde düşebildiğini belirten Ceylan, bu araçların masum bir hobi ekipmanı olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Ceylan, düşen bir İHA’nın patlayıcı madde, kimyasal bileşen veya istihbarat amaçlı donanım taşıyabileceğine dikkat çekerek, vatandaşların yerde düşmüş bir İHA gördüklerinde kesinlikle dokunmamaları gerektiğini, parçalarını kurcalamamalarını ve olay yerinden uzak durmaları gerektiğini belirtti. Bu tür İHA’ların ya da tehlikeli maddeler içerebileceğini ifade eden Ceylan, özellikle sosyal medya için görüntü alma refleksinin ciddi tehlikelere yol açabileceğini dile getirdi. Yapılması gerekenin derhal güvenlik güçlerine haber vermek olduğunu söyleyen Ceylan, bölgenin mümkünse emniyet şeridiyle kapatılması ve kalabalığın uzaklaştırılması gerektiğini ifade etti. "Vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA’ya mümkün olduğu kadar yaklaşmamak" İHA’nın düştüğünü fark eden vatandaşların düştüğü alana mümkün olduğu müddetçe yaklaşmamaları konusunda uyaran Ceylan, "Son zamanlarda açık kaynaklara yansıyan bilgilerde ülkemizin farklı yerlerinde İHA enkazlarına ulaşılmış, kimisi etkisiz hale gelmiş, kimi kontrolünü kaybederek düşmüştür. Bu tarz durumlarda İHA’ları fark eden vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA enkazlarına mümkün olduğu kadar yaklaşmamak. Hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine bilgi verilmesi önem arz etmektedir. Toplumsal olarak İHA’lara karşı teknolojinin getirdiği yeniliklerin vatandaşlar tarafından tanınması gerekiyor. Bunun için İHA’larla ilgili farkındalık projelerinin yapılmasında fayda var. İHA’lar kontrolsüz bir şekilde ülkemizde tespit edilmiştir. Bunun için ilgili makamlar tarafından farkındalığın artılması gerekiyor. İHA’ların bilinmesi gerekiyor" diye konuştu. "Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" Türkiye’de düşen İHA’lara kontrolsüz bir biçimde yaklaşıldığını ve bu durumun vatandaşların can güvenliği açısından kritik derecede olumsuz olduğunu yineleyen Ceylan, "İHA fark edildiğinde hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine haber vermemiz gerekiyor. Onunla beraber hiçbir şekilde dokunulmaması gerekiyor. Güvenli mesafe dediğimiz en az 100 metre uzak mesafede beklememiz gerekiyor. Kimseyi yaklaştırmamamız gerekiyor. Ankara’da yaşanan uçak kazası olayı doğrultusunda birçok vatandaşın uçak enkazına hızlı şekilde ulaştığını hep beraber gördük. Herkesin telefonları kayıt altında. Parçalara nasıl tekme attıklarını, bilinçsiz şekilde nasıl müdahale ettiklerini hep beraber gördük. Uçaktaki vatandaşlara müdahale edilmesi gerekiyor ama onunla beraber de uçak parçalarına dokunulmaması gerekiyor. Bizim bir sloganımız var. Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" açıklamasında bulundu.