POLİTİKA - 29 Kasım 2025 Cumartesi 17:02

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul: "Terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız"

A
A
A
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul: "Terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem mevcut engelli vatandaşlarımızın yaşam şartlarını iyileştirmeye hem de terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız" dedi.


MHP, ‘Üç Hilalin Aydınlığında Engelsiz Yarınlara’ temasıyla Dünya Engelliler Günü nedeniyle program düzenledi. MHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen programa, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul, il ve ilçe başkanları, özel bireyler, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, gün özelinde hazırlanan videonun seyredilmesi ile devam etti.



"Güç, yalnızca elastik kaslarda değil; yüreklerde ve gönüllerde yatar"


Engelliliğin yalnızca bedensel ya da zihinsel durum olmadığını ifade eden Yurdakul, "Devlet ve millet ilişkimizde yalnız bırakılan, kalbi kırılan, imkanlardan mahrum kalan bireylerin varlığı, toplumsal vicdanımızı sınayan bir aynadır. Bu dijitalleşen çağda, fert fert güçlenen bir toplumsal yapı kurmak istiyorsak, engelli kardeşlerimize halisane bir yaklaşımla el uzatmak zorundayız. Milliyetçi bakış açımız gereği. Vatanı, milleti, bayrağı korumak yalnızca silahla yapılan bir şey değildir; kalple, gönülle, vicdanla yapılan bir savunmadır. Milliyetçi bakış açımız gereği. Vatanı, milleti, bayrağı korumak yalnızca silahla yapılan bir şey değildir; kalple, gönülle, vicdanla yapılan bir savunmadır ve engelli vatandaşlarımız, bu savunmanın şuurunda, bu savunmanın içindedir. Onların sesi olmak, onların yanında yer almak; bir milletin şanlı geçmişine yaraşır. Bizim için ülkü, bir hedefe yürüyüş; emanet bilinciyle davranış bedeli ne olursa olsun yılmayan bir iradedir. Bu irade, engellilik halleriyle sınanmış vatandaşlarımızda, kendini başka biçimlerde gösterir. Onlar da kendi ülkülerini taşır; kendi hayat mücadelelerini verirler. Bizim görevimiz; bu mücadeleyi görmektir, saygı duymaktır, destek olmaktır. Ancak bu anlayışla hareket eden toplumlar ‘güçlü bir millet’ olabilirler. Çünkü güç, yalnızca elastik kaslarda değil; yüreklerde, gönüllerde ve birlikte üretme kabiliyetinde yatar" diye konuştu.



"Engellilik raporu, ömür boyu geçerli olmalıdır"


Engelli vatandaşların ve ailelerinin, başkalarının yardımına muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli hukuki, ekonomik ve fiziksel altyapıları güçlendirmeyi en temel ilke kabul ettiklerini vurgulayan Yurdakul, "Sosyal devletin gereği ve hak temelli bir ödenek olan engelli aylık ve desteklerinin, parçalı ve karmaşık yapısının düzeltilerek, makul bir seviyeye çıkarılması, ödemelerde aile geliri yerine bireyin kendi gelirinin esas alınması ve protez, ortez ve yardımcı cihaz desteğinin vergi muafiyeti sağlanarak kapsamlı biçimde sağlanması yönünde, ısrarla çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü bir devletin gücü, en dezavantajlı vatandaşının, yaşam kalitesiyle ölçülür. Daha verimli ve vatandaşımızı memnun eden bir sistem meydana getirmek için Cumhurbaşkanlığına bağlı ‘Engelliler İdaresi Başkanlığı’nın kurulması ve engellilerle ilgili koordinasyonu üstlenmesi uygun olacaktır. Bunun yanında, tüm engelli vatandaşlarımızın ve ailelerinin en büyük problemi; engelli raporlarıdır. Engellilik durumu sürekli olan vatandaşlarımıza yalnızca 1 kere verilecek olan engellilik raporu, ömür boyu geçerli olmalıdır ve engelliler her işlemlerinde e-devlet uygulamasından erişebilecekleri bu raporla, ömürleri boyunca işlem yapabilmelidir. Çünkü engelli vatandaşlarımızın anneleri, babaları ve yakınları bu ülkenin en cefakar insanlarıdır; onların yükünü hafifletmek boynumuzun borcudur" şeklinde konuştu.



"Terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız"


Engelli vatandaşların hem kamuda hem de özel sektörde istihdam edilebilmeleri için herkesin mücadele etmesi gerektiğini belirten Yurdakul, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


"İnanın her bir engelli istihdamı, Türk ve Türkiye Yüzyılı planına atılmış bir çivi olarak, büyük Türk milletini güçlendirecektir. Ayrıca, engelli bireylerin vefat eden ebeveynlerinin emekli maaşlarının tamamının kendilerine tahsis edilmesi gerektiğine inanıyoruz. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, hepimizin ortak vicdanını temsil eden bir farkındalık günüdür. Unutmamak gerekir ki, Türkiye’nin bağrında açılan her terör yarası, sadece canlarımızı değil; vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizden nice kahramanımızı da engelli hale getirmiştir. Bu topraklarda terör, binlerce insanımıza hem fiziksel hem de ruhsal anlamda kalıcı yaralar bırakmıştır. Bu nedenle Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin başlattığı Terörsüz Türkiye hedefi, aynı zamanda yeni engellerin, yeni acıların önlenmesi demektir. Barışın ve güvenliğin hüküm sürdüğü bir gelecekte, ülkemizde ne bir gazimiz protez bacakla yürüyecek ne de bir anne evladını kaybetme endişesiyle uykusuz kalacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem mevcut engelli vatandaşlarımızın yaşam şartlarını iyileştirmeye hem de terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız. Çünkü biz biliyoruz ki, terörsüz bir Türkiye, yalnızca güvenli bir gelecek değil; aynı zamanda engelsiz, huzurlu ve umut dolu bir toplum, güçlü bir ülke, barış içinde bir bölge demektir."


Açılış konuşmalarının ardından program, özel bireylerden oluşan koronun gösterisini sunması ile sonlandı.



MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul: "Terörün kökünü kazıyarak yeni engellerin doğmasının önüne geçmeye kararlıyız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.