ÇEVRE - 07 Ağustos 2025 Perşembe 11:16

Sıfır Atık Vakfı israf krizini gözler önüne serdi

A
A
A
Sıfır Atık Vakfı israf krizini gözler önüne serdi

Sıfır Atık Vakfı, hazırladığı raporda dünya genelinde giderek derinleşen israf krizine dikkat çekerek, kamuoyunu bilinçli ve sorumlu tüketime davet etti.


Hayatın her alanında yaşanan israf, yalnızca ekonomik kayıplara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel tahribatı hızlandırıyor. Sıfır Atık Vakfı, dünyanın giderek derinleşen kaynak tüketimi krizine sürüklendiği felaketin boyutlarının gözler önüne serildiği bir rapor yayımladı. Vakfın hazırladığı çalışmada, gıda, su, enerji, doğal kaynak ve zaman israfının yalnızca ekonomik bir sorun olmadığı vurgulanarak, bu durumun aynı zamanda gezegenin yaşanabilirliğini tehdit eden çok boyutlu bir kriz haline dönüştüğüne dikkat çekildi. Raporda, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve su krizinin temel nedenlerinden biri olarak öne çıkan aşırı tüketim ve israfın insanlığın geleceğini tehdit eder hale geldiğine işaret edildi. Vakfın çalışması, israfın ulaştığı boyutları ve bu krizin sonuçlarını tüm açıklığıyla ortaya koydu.



Üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor


Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Bu miktar, üretilen toplam gıdanın yüzde 33’üne denk geliyor. Gıda israfı nedeniyle her yıl 4,4 gigaton sera gazı salımı gerçekleşiyor. Bu oran, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8’ini oluşturuyor. İsraf edilen gıdanın sadece dörtte biriyle 800 milyon aç insan doyurulabilirken, bu çelişki küresel sürdürülebilirlik hedefleriyle ciddi bir çatışma oluşturuyor.



Su ve enerjide görünmeyen kayıplar


Gıda israfı yalnızca maddi kayıplara değil, aynı zamanda üretim sürecinde kullanılan doğal kaynakların da boşa gitmesine neden oluyor. Her yıl 250 kilometreküp tatlı su, yalnızca israf edilen gıdanın üretimi için harcanıyor. Tarım sektörü, dünya genelindeki su kullanımının yüzde 70’inden fazlasını oluştururken, bu alanda gerçekleşen israf ciddi bir gizli su kaybına neden oluyor. Enerji açısından ise israf edilen gıdanın üretiminde harcanan enerji, küresel enerji tüketiminin yüzde 10’una karşılık geliyor.



Türkiye’de israfın boyutu


Türkiye’de her yıl yaklaşık 18 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu miktar, ülkede üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 20’sinin doğrudan çöpe gitmesi anlamına geliyor. Günde 4,9 milyon ekmek çöpe atılıyor. Bu da yılda 1,8 milyar ekmeğe karşılık geliyor. En fazla israf edilen ürünler arasında ekmek, sebze, meyve ve süt ürünleri yer alıyor. Türkiye’de konutlarda tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 15’i gereksiz kullanım nedeniyle boşa harcanıyor. "Standby" modundaki cihazlar, açık unutulan aydınlatmalar ve verimsiz çalışan ısıtma/soğutma sistemleri bu kayıpların temel nedenleri arasında. Sanayi sektöründe ise makinelerin verimsiz çalışması ve atık ısı yönetimindeki yetersizlikler ciddi enerji israfına yol açıyor.



Türkiye su stresi yaşıyor


Türkiye’de kişi başı günlük su tüketimi ortalama 225 litre seviyesinde. Bunun en az yüzde 35’i gereksiz kullanım kaynaklı israf olarak değerlendiriliyor. Sızdıran musluklar, bilinçsiz bahçe sulamaları ve alışkanlık haline gelmiş hatalı kullanım biçimleri, yılda milyarlarca litre su kaybına neden oluyor. Tarımsal sulamada yaygın olarak kullanılan vahşi sulama yöntemleri, su israfını artıran en kritik unsurlar arasında yer alıyor. Resmi verilere göre Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000’li yıllarda yaklaşık bin 600 metreküpken, bu rakam 2024 itibarıyla bin metreküpün altına düştü. Bu değer, BM tarafından belirlenen "su stresi" sınırı olan bin 700 metreküpün oldukça altında bulunuyor.



Geri dönüşümde oran düşük kaldı


World Wide Fund for Nature (WWF) raporuna göre, Türkiye’de toplanan atıkların yüzde 67,2’si düzenli depolanırken, yüzde 20,2’si depolama alanlarında bertaraf ediliyor ve sadece yüzde 12,3’ü geri kazanım tesislerine gönderiliyor. Tek kullanımlık ürünlerin yaygın kullanımı atık yönetimini zorlaştırıyor ve çevresel yükü artırıyor.



İsrafın Türkiye’ye maliyeti


Sıfır Atık Vakfı tarafından derlenen verilere göre, israfın Türkiye ekonomisine yıllık maliyeti 100 milyar lirayı aşıyor. Bu kaynak, tarımsal üretimde verimliliği artırmak, sulama altyapılarını yenilemek, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak gibi alanlarda kullanılabilecek ölçekte stratejik bir bütçeyi temsil ediyor. Vakfın raporunda şu ifadelere yer verildi:


"İsraf artık yalnızca kişisel bir mesele değil, küresel bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun sadece devletlere ve kurumlara değil, bireylerin günlük yaşam tercihlerine kadar her düzeyde taşınması gerekmektedir. Ortaya konan bu kapsamlı değerlendirme bir kez daha gösteriyor ki, sürdürülebilir bir gelecek için yalnızca üretim değil, tüketim de yeniden düşünülmelidir. Kaynaklarımız sınırsız değil. Ancak bireyden topluma, kurumdan devlete kadar her alanda atılacak bilinçli adımlarla gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hala mümkün."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Büyükşehir, mahallelinin ’bank’ talebini geri çevirmedi Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından cami cemaati ve öğrencilerin kullanımına yönelik banklar yerleştirildi. Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, mahalledeki kamu alanlarında kullanılmak üzere talep edilen banklar hizmete sunuldu. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışma kapsamında, cami çevresi ve okul alanlarına banklar yerleştirildi. Mahalle Muhtarı Mustafa Kıroğlan, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen muhtarlar toplantısında mahalledeki kamu alanlarında bank ihtiyacı bulunduğunu Aydın Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ilettiklerini belirtti. Yapılan değerlendirme sonrasında talebin kısa sürede karşılandığını ifade etti. Yerleştirilen bankların, cami cemaatinin namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerin ise teneffüslerde dinlenebilmeleri amacıyla kullanılacağı bildiren Muhtar Kıroğlan; "Geçtiğimiz haftalarda yapılan muhtarlar toplantısında Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne mahallede bulunan kamu alanlarında kullanılmak üzere bank ihtiyacı talebimizi dile getirmiştik. Kısa süre içerisinde talebimizi ilgili geri dönüş sağlandı. Artık cami cemaatimiz namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerimiz de ders aralarındaki teneffüslerde rahatça zaman geçirebilecek. Kısa süre içerisinde talebimizin değerlendirilmesini ve ihtiyacımızın karşılanması için çalışma yapılmasını sağlayan başta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu olmak üzere tüm belediye çalışanlarımıza çok teşekkür ediyoruz" dedi.
İstanbul Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi restore ediliyor İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi’nde restorasyon çalışmaları başlatıldı. İstanbul’un önemli tarihî yapılarından Yedikule Hisarı’nda sürdürülen restorasyon çalışmalarında yeni bir aşamaya geçildi. Fatih Belediyesi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Osmanlı döneminde devlet hazinesinin ve ganimetlerin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde kapsamlı restorasyon süreci başlatıldı. Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, çalışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, Yedikule Hisarı’nın yalnızca İstanbul’un değil, dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olduğuna dikkat çekti. Osmanlı hazinesinin korunduğu kule yeniden ayağa kalkıyor Hazine Kulesi’nin tarihi işlevine vurgu yapan Başkan Turan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ülkemizin ve dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olan, İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’nda başlattığımız restorasyon çalışmalarımıza büyük bir titizlikle devam ediyoruz. Osmanlı Devleti zamanında devlet ganimetlerinin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde de restorasyon sürecini başlatmış bulunuyoruz." Bilim Kurulu ile yerinde inceleme ve istişare Restorasyon sürecinin bilimsel esaslara göre yürütüldüğünü belirten Turan, alanında uzman Bilim Kurulu üyeleriyle birlikte Hazine Kulesi’nde yerinde incelemelerde bulunduklarını ifade ederek. "Alanında uzman Bilim Kurulu üyelerimizle birlikte kulede detaylı incelemeler yaptık. Restorasyon sürecini, yapının özgün kimliğini ve tarihî dokusunu koruyacak şekilde istişare ederek sürdürüyoruz" dedi. "Bilimi ve ortak aklı esas alıyoruz" Tarihi mirasın korunmasında bilimsel yaklaşımın önemine işaret eden Başkan Turan, restorasyon çalışmalarının temel ilkesini şu sözlerle özetledi: "İstanbul’un değerlerini bilimi ve ortak aklı merkeze alarak korumaya devam edeceğiz. Hazine Kulesi gibi tarihî önemi yüksek yapıları, gelecek nesillere doğru ve güçlü bir miras olarak aktarmak en büyük sorumluluğumuz." Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Hazine Kulesi’nin, Yedikule Hisarı’nın bütüncül koruma ve ziyaret sürecine katkı sunacak şekilde yeniden işlevlendirilmesi planlanıyor.
Edirne Bulgaristan levası tabelalardan kalktı Yeni yıla kısa bir süre kala yaşanan gelişmeler Edirne’de de etkisini göstermeye başladı. Bulgaristan ile yoğun sınır ticaretinin yaşandığı kentte, döviz bürolarındaki fiyat bilgilendirme tabelalarından Bulgar levası kuru kaldırıldı. Her ne kadar tabelalarda yer almasa da, döviz bürolarının leva bozdurma işlemlerini sürdürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, leva bozdurmak isteyen vatandaşlar için alım fiyatlarının 20 ile 24 TL arasında değiştiği ifade ediliyor. Bulgaristan euroya geçiyor Bulgaristan, 1 Ocak 2026 itibarıyla euroya geçerek Euro Bölgesi’nin 21’inci üyesi olacak. Bu adımla birlikte, 1881 yılından bu yana kullanılan ulusal para birimi leva, yaklaşık 145 yıl sonra tedavülden kalkacak. Böylece Bulgaristan tarihinde ikinci kez resmi para birimi değişmiş olacak. 1997 yılından bu yana para kurulu sistemi uygulayan Bulgaristan’da leva, önce Alman markına, ardından euroya sabitlenmişti. Euroya geçişle birlikte uygulanacak sabit kur 1 euro = 1,95583 Bulgar levası olarak belirlendi. Bu oran, Alman markının euroya dönüşmesiyle birlikte 1999 yılından bu yana fiilen uygulanıyordu. TCMB’den resmi düzenleme Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2 Ocak 2026’dan itibaren alım satıma konu olan dövizler listesinden Bulgar levasını çıkardı. Söz konusu karar, 20 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2008-32/34 sayılı tebliğine ilişkin TCMB genelgesinde yapılan değişiklikleri kapsıyor. Alınan kararla birlikte, TCMB nezdinde Bulgar levası üzerinden gerçekleştirilen alım-satım işlemleri 2026 yılının başından itibaren sona erecek. Bulgaristan’ın euroya geçmesiyle birlikte söz konusu işlemler bundan sonra euro üzerinden yapılacak.