GÜNDEM - 08 Aralık 2023 Cuma 17:37

Sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan çocuğun babası konuştu

A
A
A

Ankara’da sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan Tunahan Yılmaz’ın babası Halil Yılmaz, “Benim çocuğum 150 TL ile Yağcılar’dan 2 kilometre Akyazı’ya yürüyerek gittiler. Köpeğin yavruları var diye mama almışlardı. Çocuklarım o kadar hayvan canlıdır, insan canlıdır. Kesinlikle saygısızlık yapmazlar” dedi.

Ankara’nın Keçiören ilçesi Kafkaslar Mahallesi’nde dün sabah saat 08.45 sıralarında okula gitmek için evinden çıkan ve sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 4. sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz ağır yaralanmıştı. Olayın ardından Tunahan Yılmaz, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi’ne sevk edilen Yılmaz’ın yoğun bakım bölümünde tedavisine devam ediliyor.

“Çocuğumun vücudunun çoğu yerinde et kalmamış yemişlerdi çocuğumu”

Tunahan Yılmaz’ın babası Halil Yılmaz, olayın gerçekleştiği gün yaşadıklarını anlattı. Baba Yılmaz, “Ben sabah 6 çeyrek civarı işteydim, iş yerim biraz uzak olduğu için beni 09.30 sıralarında okul müdürümüz aradı. Acil Sanatoryum Hastanesi’ne gitmemi söyledi. Ben de ’Hayırdır’ dedim. O da bana ‘Tunahan köpek saldırısına uğradı, acil gitmeniz lazım’ dediler. Beni daha sonra yolda tekrar aradılar, Hacettepe’ye sevk oldu diye. Ben Hacettepe’ye geldim. Yer olmadığı için o anlık alamadılar. Sanatoryum’a gittim, orada ambulansa bindirilirken gördüm çocuğumu. Çocuğum paramparça gitti, çocuğumun vücudunun çoğu yerinde et kalmamış yemişlerdi çocuğumu. Tüm yetkililere sesleniyorum; can mı gitmesi lazım. Bir ağaç dikin, kaç yılda yetişiyor bu ağaç. Hayvanseverlere de sesleniyorum; şu anda Türkiye’de hayvan sevgisi insan sevgisinden öne geçmiş durumda. Türkiye hangi çağda? Burası Türkiye’nin başkenti değil mi? Bağlum çok ıssız bir yer değil ki. Annesi çok rahatsız olduğu için o gün götüremedi. Ablası götürecekti, ‘Ben kendim giderim abla, yakın zaten’ dedi” şeklinde konuştu.

“9 yaşında çocuk hayvana nasıl tekme atsın”

Bazı hayvanseverlerin Tunahan’ın köpeklere saldırdığı iddialarına cevap veren baba Yılmaz, “İnşaatta çalışan bir insanım, Sakarya’dan geleli yaklaşık bir buçuk ay oldu. Benim çocuğum 150 TL ile Yağcılar’dan 2 kilometre Akyazı’ya yürüme gittiler. Köpeğin yavruları var diye mama almışlardı. Çocuklarım o kadar hayvan canlıdır, insan canlıdır. Kesinlikle saygısızlık yapmazlar. Kesinlikle benim çocuğum hayvana yok tekme attı, o oldu bu oldu. 9 yaşında çocuk hayvana nasıl tekme atsın. Öyle bir şey yok. Böyle haberler çıkıyormuş. İnsan üzülüyor. Benim canım yandı, kimsenin de canı yanmasın. İnşallah bundan sonra bir çözüm bulunur. Yeter ki can gitmesin. Allah kimseye evlat acısı vermesin, evladını o şekil hiç göstermesin” ifadelerini kullandı.

“Çocuğumun sağlam bir yeri yok”

Oğlunun sağlık durumu hakkında bilgi veren Yılmaz, “Yoğun bakımda makineye bağlı bir şekilde şu anda, bilinci kapalı. Tunahan’ın çok doku kaybı var. Çocuğumun sağlam bir yeri yok. Şu an sırtının kanaması durduruldu. Kollarında eksiklik var, bacaklarında eksiklik var, kafatasında komple eksiklik var, yüzlerinde eksiklik var. Yani kulakları falan, vücudu hep sargılı zaten” diye konuştu.

Sahipsiz köpek sorununa bir çözüm bulunması gerektiğini dile getiren Halil Yılmaz, Türkiye’de çok fazla hayvanseverin olduğunu belirterek, “İnanılmaz derecede hayvansever var. Orada 50-60 tane hayvan var. Bunun çözümü basit; yapmaları gereken oradaki hayvanların bir tanesini alıp evine götürüp beslemek. Bir tanesini alacaksın evine koyacaksın. Kafese ya da balkona koymak güzel bir çözüm olabilir” diye konuştu.

Olayın yaşandığı mahallede başıboş köpekler nedeniyle vatandaşların işe gitmeye korktuğunu aktaran baba Yılmaz, “Biz bile korkuyuz, sabah saatlerinde inanılmaz derecede zorlanıyor insanlar. Geçen gün iki tane köpek bizim arkadaşa saldırdı. Onlar büyük olduğu için kendini koruyabiliyor. Büyük küçük demiyorlar saldırıyorlar. Büyük bir insan bile kurtulamaz bu saldırılardan” dedi.

Oğuzhan Halil Özbek - Tolga Başer - Burak Can Ekizoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Prof. Dr. Fındıkçıoğlu: “Akciğer kanseri genellikle ileri evrede belirti veriyor” Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinin erken dönemde tespit edildiğinde tedavi edilme şansının çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde kapalı ameliyat yöntemleriyle küçük bir kesiden girilerek kanserli dokular temizlenebiliyor” dedi. Tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde ilk sırayı akciğer kanserinin olduğunu belirten Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, “Dünyada her yıl 2 milyon kişiden daha fazlası yeni akciğer kanseri tanısı alıyor. Yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise tüm kanserlerin yüzde 21’ini akciğer kanseri oluşturuyor” diye konuştu. “En büyük sebebi tütün ve tütün ürünleri” Akciğer kanserinin genellikle ilerleri evrelerde belirti verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, hastalığın başlangıçta öksürük, balgam, halsizlik gibi çok ciddi olmayan yakınmalara yol açarken, ileri evrelerde kanlı balgam, göğüs ve sırt ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı gibi şikayetlere yol açtığını sözlerine ekledi. Akciğer kanserinin en büyük sebebinin tütün ve tütün ürünleri kullanımı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu genetik faktörlerin de bu kanserin oluşumunda etkin rol oynadığını ifade etti. Tedavide kemoterapi (ilaç tedavisi), akıllı ilaçlar, bağışıklık sistemine yönelik immünoterapiler, radyoterapi (ışın tedavisi) ve cerrahi tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, “Akciğer kanseri erken dönemde tespit edildiğinde tedavi edilme şansı çok yüksek bir hastalık. Bu yüzden erken teşhis edilen akciğer kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemleri kullanılıyor” dedi. “Küçük bir kesiden giriliyor, kanserli doku temizleniyor” Günümüzde uygulanan kapalı ameliyat yöntemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fındıkçıoğlu “Küçük bir kesiden kameralı sistemler ile göğüs boşluğuna girilerek kanserli dokuların tamamen temizlenebildiği video ve robot yardımlı torakoskopik yöntemler, tedavinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kapalı yöntemler için en büyüğü 2-3 cm’lik 1 veya 2 adet minik kesilerden göğüs boşluğuna girilebilen bu yöntemler için özel geliştirilmiş teknolojik cihazlar kullanılıyor. Ameliyat sırasında en az düzeyde doku hasarı oluşuyor, böylece hem iç organlarda hem de kesi yapılan yerde iyileşme daha hızlı oluyor” diye konuştu. Hastaların iyileşme sürecinde daha az ağrı hissedecekleri için kısa sürede ayağa kalkarak normal hayatlarına bir an önce dönebildiklerini ve ameliyat sonrası yoğun bakım ihtiyacının da önemli ölçüde azaldığını sözlerine ekledi. “Kapalı yöntemde lokal ya da genel anesteziyle yapılabiliyor” Kapalı yöntemlerin akciğer hastalıklarının teşhis aşamasında da önemli rol oynadığına işaret eden Fındıkçıoğlu, sebebi bilinmeyen göğüs boşluğunda sıvı birikimi, basit yöntemlerle biyopsi almaya uygun olmayan akciğer kitleleri ile büyümüş lenf nodlarının teşhisinde yine bu yöntemlerin kullanıldığını dile getirdi. Kapalı cerrahi yöntemlerin genel anestezi altında yapılabildiği gibi lokal anestezi ile hasta tam uyutulmadan da uygulanabileceğine değinen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu böylece genel anestezi alamayacak durumda olan ileri yaştaki veya genel durumu kötü olan hastalara cerrahi girişimler uygulanabileceğini söyledi. Kapalı yöntemlerin en önemli özelliklerinden birinin hastaların kısa sürede taburcu olabilmesi olduğundan bahseden Fındıkçıoğlu, “Açık cerrahi sonrası 8-10 gün hastanede yatması gereken hastalar, kapalı cerrahi sonrası 3-4 günde taburcu olabiliyor. Ameliyat sonrası ağrı kesici ve diğer ilaçlara olan ihtiyaç da azalıyor. Kısa yatış süresi ve ilaç kullanımının azalması tedavi maliyetlerini de olumlu yönde etkiliyor” dedi.
Kahramanmaraş Jeofizik Mühendisi Uysal: “Pazarcık’taki deprem öncü bir deprem değil” Jeofizik Mühendisi Mehmet Uysal, bu sabah Pazarcık’ta meydana gelen 5,0 büyüklüğündeki depremle ilgili konuştu. Uysal, “Bunu öncü bir deprem olarak söyleyemeyiz sadece artçı bir deprem, artçı depremler de devam edecek” dedi. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde saat 09.31’da merkez üssü Pazarcık olan 5,0 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Depremin 7 kilometre derinlikte meydana geldiği öğrenilirken deprem Gaziantep, Adana ve Osmaniye’de de hissedildi. Meydana gelen deprem, bölgede büyük bir paniğe neden oldu. Pazarcık’ta yaşanan deprem ile alakalı jeofizik Mühendisi Mehmet Uysal, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. “Vatandaşların tedirgin olacağı hiçbir durum söz konusu değil” Sabah saatlerinde Pazarcık’ta meydana gelen 5,0 büyüklüğündeki depremin 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem ile yakın noktada meydana geldiğini ve bu sarsıntının artçı bir sarsıntı olduğunu ifade eden Uysal, “Araştırmalarımız ve incelemelerimiz doğrultusunda ilk bilgi depremin yaşandığı lokasyona bakınca 6 Şubat tarihinde yaşanan depremlerin yaşandığı yere yakın bir artçı sarsıntı diyebiliriz buna. Bu artçı sarsıntıların biz uzun vadede devam edeceğini daha önceleri de defalarca söylemiştik, şehrimiz için tedirgin edici bir durumun söz konusu olmadığını da söylemiştik. Şehrimizin içerisinde az hasarlı ve hasarsız binaların içerisinde yaşayan vatandaşların tedirgin olacağı hiçbir durum söz konusu değil. Bu depremlerin devamlılığı azalarak devam edecektir fakat bunlar daha büyük depremlerin habercisi değil. Bölge tektonik bir bölge, Kahramanmaraş’ın kuzey ve güney bölgelerinde daha farklı depremlerin yaşanması söz konusu. Fakat Kahramanmaraş merkezi konusunda ve yakın çevresinde tedirgin edecek bir durumun söz konusu olmadığını söyleyebiliriz” dedi. “Bunu öncü bir deprem olarak söyleyemeyiz sadece artçı bir deprem” Kahramanmaraş’ın tektonik bir bölgede yer aldığını dile getiren Uysal, “Şehrimizin tektonik bir bölge olduğunu asla unutmamamız gerekiyor. Her zaman buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem sonucunda bugün yaşadığımız ufak bir artçı sarsıntıda dahi aynı tedirginlikleri ve paniği yaşıyoruz. Bu yenilenerek devam edecek. Bunu öncü bir deprem olarak söyleyemeyiz sadece artçı bir deprem, artçı depremler de devam edecek. Bu kentte deprem olmaya sürekli devam edecek, artçılar bitti bir daha deprem olmaz demeyeceğiz ama 6 Şubat’ta yaşadığımız gibi bizi tedirgin edecek, hayatımızı riske atacak depremle karşılaşacağımızı düşünmüyoruz. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun, panik yapacak bir durumun olmadığını söyleyebiliriz” diye konuştu. Yaşanan 5,0 büyüklüğündeki depremlerin Bingöl-Karlıova segmentine stres biriktirdiğini öğrenebilmek adına detaylı inceleme yapılması gerektiğini söyleyen Uysal, “Bir stres aktarımı olduğunu söylemek için çok erken. Daha detaylı incelemek gerekiyor ama zaten Bingöl-Karlıova segmentinde zaten yeterince stres yükünün var olduğunu söyleyebiliriz. Bunu 6 Şubat depremleri öncesinde birkaç kere söyledik. Bölgenin depreme hazırlıklı olması gerekiyor” diye konuştu.
Kahramanmaraş 5 büyüklüğündeki deprem vatandaşlara 6 Şubat’ı hatırlattı: “6 Şubat’ı bir daha hissettik” Kahramanmaraş’ta bugün meydana gelen 5,0 büyüklüğündeki Pazarcık ilçesindeki vatandaşlara 6 Şubat’ı hatırlattı. İlçedeki bir evin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde depremin şiddetiyle yaşanan sarsıntı ve vatandaşların panik anları yer aldı. Kahramanmaraş’ta bugün sabah saatlerinde merkez üssü Pazarcık olan 5,0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) tarafından yapılan açıklamaya göre depremin 7 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi. Deprem, Kahramanmaraş’ın yanı sıra Adana, Osmaniye, Gaziantep’te de hissedildi. “Ufaktan vurunca ‘eyvah gidiyoruz’ dedik” Depremin merkez üssü Pazarcık’ta yaşayan vatandaş Yusuf Gözlüklü, “O sırada oturuyorduk. Ufaktan vurunca ‘eyvah gidiyoruz’ dedik. Şiddeti birden arttı. Biraz daha uzun sürse Pazarcık’taki orta hasar, ağır hasarlı yerler kalmazdı. Ufak ufak sarsıntılarla daha 6 Şubat’ın korkusu atamadık. Birde bu olunca evimize girmeye korkar olduk” dedi. “6 Şubat’ı bir daha hissettik” Kamber Talan isimli vatandaş da depremi hissettiklerini söyleyerek, “Allah vatanımıza, milletimize bir daha göstermesin. Depremi, 6 Şubat’ı bir daha hissettik. Böyle bir felaketi bir daha yaşamayız inşallah” diye konuştu. Öte yandan, Pazarcık ilçesine bağlı Narlı Mahallesi’nde deprem bir evin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde depremin vurmasıyla birlikte büyük bir ses duyuluyor ve sarsıntı yaşanıyor. Ardından panikleyen vatandaşların bağırmaları görüntülere yansıyor.