POLİTİKA - 15 Aralık 2025 Pazartesi 17:49

TBMM Genel Sekreterliği’nden taciz iddialarına ilişkin açıklama

A
A
A
TBMM Genel Sekreterliği’nden taciz iddialarına ilişkin açıklama

TBMM genel Sekreterliği, Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını, staj yapan öğrencilere taciz iddialarıyla ilgili yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verildiğini açıkladı.


TBMM Genel Sekreterliği tarafından kurumda staj yapan öğrencilere taciz iddialarına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Yürütülen idari soruşturmada İki stajyerin TBMM mutfağında 2024 yılının Eylül ayından 2025 yılının Haziran ayına kadar staj yaptığı, Meclis çalışanı H.İ.G. isimli aşçının anlık mesajlaşma uygulaması üzerinden bir stajyerimize 18 Haziran-1 Kasım 2025 tarihleri arasında, İ.B. isimli aşçının ise diğer stajyerimize 19-21 Temmuz 2025 tarihleri arasında yakınlaşma amaçlı taciz mesajları attıkları görülmüştür. İlgili personeller (H.İ.G. ve İ.B.) 4-5 Aralık 2025 tarihlerinde işten el çektirilmiştir. 11 Aralık 2025 tarihinde tamamlanan soruşturmaya göre de bu kişiler hakkında kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Üçüncü stajyerin ise TBMM mutfağında 2025 yılının Eylül ayında başladığı stajına devam ettiği, Meclis çalışanı D.U. isimli aşçının sözlü ve fiziksel tacizlerine maruz kaldığı yönünde şikayetçi olduğu, kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda 24 Eylül 2025 tarihinde Halkla İlişkiler binası mutfağında diğer personellerin de yoğun olarak bulunduğu ve çalıştığı bir ortamda 13 dakika içerisinde üç kez fiziksel temasta (koluna ve beline) bulunduğu görülmektedir. Çocuğun üstün yararı ve kamera kayıtlarına yansıyan fiziksel temaslar göz önünde bulundurularak D.U. öncelikle işten el çektirilmiş, 11 Aralık 2025 tarihli soruşturma raporu ile de kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Yine haklarında taciz suçlamasında bulunulan R.Ç. isimli aşçı ile R.S. isimli aşçıbaşı hakkındaki iddialar soruşturma sonucunda doğrudan sübuta ermemekle beraber kamu görevi sırasında itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak kapsamında disiplin cezaları teklifi getirilmiştir. Soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler ve disiplin raporunun bir örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile de paylaşılmıştır. Yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Hepimizi üzen ve stajyerlerimiz ile ailelerini mağdur eden bu menfur hadisenin karşısında kararlı bir şekilde duracağımızın ve tekrarlanmaması adına her türlü idari tedbirleri almaya devam edeceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Suç işlediği iddia edilen personelin konumuna, kıdemine veya unvanına bakılmaksızın gerekli idari ve adli işlemler en sert şekilde uygulanmaya devam edecektir. Öte yandan suça bulaşan, ahlaksızlık sergileyen az sayıdaki kişi nedeniyle ülkenin gözbebeği konumundaki TBMM’nin, personelinin genelini töhmet altına alınmasını da büyük bir haksızlık olarak görmekteyiz. Görev ve sorumluluklarını hukuka ve iş ahlakına uygun şekilde yerine getiren Meclis çalışanlarımızın yanında durmaya ve TBMM’nin saygınlığını korumaya devam edeceğiz" denildi.


Taciz iddiaları kamuoyuna yansımasa konunun üzerinin kapatılacağı, herhangi bir işlem yapılmayacağı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"Taciz iddiasıyla ilgili müşteki aile ilk olarak genel sekretere ulaşmıştır. Kendilerine verilen etkin soruşturma güvencesi çerçevesinde aile şikayet dilekçesini vermiş ve TBMM Başkanlık makamının emriyle soruşturma derhal başlatılmıştır. Taciz iddiaları medyada ilk olarak 10 Aralık’ta yer almakla birlikte idari soruşturmanın başlatılma tarihi 20 Kasım’dır. Hakkında delil elde edilen 3 personel 4-5 Aralık tarihinde işten el çektirilmiştir. Dolayısıyla konu medyadan öğrenilmemiş, tam aksine idari soruşturma kapsamındaki ifade alma v.b süreçler nedeniyle medya konudan haberdar olmuştur. Başlangıçta tek şikayetçi varken soruşturmanın titizlikle yürütülmesi sonucunda diğer iki şikayetçiye de ulaşılabilmiş ve soruşturmanın kapsamı genişletilerek 5 personel hakkında işlem yapılmıştır. Disiplin soruşturması kapsamındaki bilgi ve belgeler adli makamlarla anında paylaşılarak, adli sürecin önü açılmıştır. Bir stajyere ’iddialarını ispat etmeden konuşma’ şeklinde telkinde bulunulduğuna yönelik suçlamalara ilişkin ayrı bir disiplin soruşturması devam etmektedir. Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. 2018 yılındaki hadise başka bir birimde görevli hizmetlinin stajyere fiziksel temas teşebbüsü şeklinde gerçekleşmiş ve yürütülen soruşturma sonucunda ilgili kişi kamu görevinden çıkarılmıştır. Gündemdeki vakayla suç mahalli, suçun işlenme biçimi, suçu işleyen personel gibi unsurlar açısından hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. 7/24 esasına göre güvenlik kameraları ile izlenmekte olan ve kalabalık çalışma ortamı ile yoğun mesai sergilenen Meclis mutfağının kamera kayıtlarının geriye dönük incelenmesi sonucunda taciz iddialarına yönelik şüpheli tek durum tespit edilerek bahse konu soruşturmaya dahil edilmiştir. Taciz vakalarının kapsamının açıklanandan çok büyük olduğu, tecavüz, kürtaj gibi durumların üzerinin kapatıldığı iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken husus müşteki stajyerler ve aileleri tarafından asla dile getirilmeyen bu tür iddialarla özellikle bu çocukların hakları ihlal edildiğidir. Yürütülen idari soruşturma kapsamında bu şekilde bir bilgi/belge/emareye ulaşılmamıştır. Adli makamlarla yapılan görüşmelerde adli soruşturma aşamasında da bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bilgi/belge/emare olmadığı ifade edilmiştir. Ortada bir müşteki olmamasına, bu yönde adli ve idari makamlarda bir tespit bulunmamasına rağmen, mağdur, suçlu, fiil, yer, zaman açısından hiçbir bilgiye dayanmayan iddiaları ortaya atmak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Şu hususun da altını çizmek gerekir ki elinde bu yönde bir bilgi, belge veya emare olduğunu iddia eden ya da kamuoyunda bu iddiaları dillendiren kişilerin bir an evvel adli ve idari makamlara başvurmaları kanuni ve vicdani zorunluluktur. Soruşturmanın gizli kapaklı yürütüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. TBMM Başkanlık makamının talimatları ile titiz ve kapsamlı şekilde yürütülen soruşturma süreci ile ilgili olarak şeffaflık ilkesi gereğince TBMM Genel Sekreterliğince 10 Aralık’ta yapılan basın duyurusu ile soruşturma süreci ile bilgilendirme yapılmış, disiplin soruşturmasının sonuçları 11 Aralık tarihinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ayrıca siyasi parti gruplarımız ve KEFEK Komisyonumuz bilgilendirilmiş ve soruşturma sürecinde her türlü bilgi/belge paylaşımına açık olunduğu özellikle ifade edilmiştir. KEFEK Komisyonu içerisinde grubu bulunan siyasi partilerimizden birer üyeden oluşturulan İzleme Komitesi ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirilmiş, soruşturma kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere erişimleri sağlanmıştır. İdari soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler adli makamlarla da paylaşılmıştır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya ULUSKON ve TSO’dan Malatya’da ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek iş birliği Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyelerinin Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’na (MTSO) yaptığı ziyarette ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin hale getirilmesine yönelik yapılabilecek çalışmalar ele alındı. Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyeleri, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ve TSO Yönetim Kurulu üyelerini makamlarında ziyaret etti. Ziyarette Malatya’nın mevcut sanayi altyapısı, Organize Sanayi Bölgesi yatırımları ve üretim kapasitesi ele alınırken, ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin ve sürdürülebilir hale getirilmesine yönelik değerlendirmelerde bulunuldu. Şehrin dış ticaret hacmini artırmaya yönelik atılabilecek adımlar ile sanayicilerin ve iş adamlarının ulusal ve uluslararası pazarlarda daha güçlü yer alabilmesi için yapılabilecek çalışmalar da ele alındı. Toplantıda ULUSKON’un sahip olduğu uluslararası ticaret ağı ve iş dünyası bağlantıları ile Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurumsal tecrübesinin bir araya gelmesinin Malatya ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı vurgulandı. Özellikle ihracatçı firmaların desteklenmesi, ithalat süreçlerinde yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak hareket edilmesinin önemi üzerinde duruldu. Ziyaret kapsamında ayrıca TSO-ULUSKON iş birliği çerçevesinde hayata geçirilebilecek ortak projeler, sektörel çalışmalar ve Malatya’nın üretim, sanayi ve ticaret potansiyelini daha ileriye taşıyacak stratejik adımlar hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Yatırım, üretim ve istihdama katkı sunacak yeni çalışma alanlarının oluşturulmasının gerekliliği istişare edildi. Karşılıklı istişare ortamında gerçekleşen ziyaretin sonunda Malatya iş dünyasına değer katacak, ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek ve şehrin ekonomik gelişimine ivme kazandıracak ortak çalışmaların sürdürülmesi konusunda fikir birliğine varıldı. ULUSKON Malatya İl Başkanı Özcan Polat, nazik ev sahipliği ve misafirperverliklerinden dolayı Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na ve TSO Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür etti.
Ankara Lüküs Hayat Sigortası ile borçsuz araç sahibi olmanın yolu açıldı Maher Holding çatısı altındaki Quick Hayat ve QCAR’ın ortaklaşa geliştirdikleri Lüküs Hayat, hayat sigortacılığında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar araç sahibi olacak. Quick Hayat, yeni çıkardığı ‘Lüküs Hayat Sigortası’ ile isteyen herkesi araç sahibi yapacak. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar, araç sahibi olacak. İsteyen Lüküs Hayat Sigortası’nı tasarruf aracı olarak da kullanabilecek. Lüküs Hayat, özellikle araç sahibi olmakta zorlanan gençler için ideal bir ürün olarak görülüyor. Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Lüküs Hayat Sigortası’nın QuickFinansall ekosisteminin en iyi örneklerinden biri olduğunu ve sigorta dışındaki grup şirketlerinin işbirliği ile oluşturulduğunu söyledi. Yaşar, Lüküs Hayat’ın alışılagelmiş hayat sigortasının dışında inovatif bir ürün olduğunu ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiğini belirterek, ilk kez hayat sigortasının içine araç edinme opsiyonunun eklendiğini vurguladı. Yaşar, hayat sigortacılığının bu tarz yenilikçi ürünlerle gelişeceğini de sözlerine ekledi. "Lüküs Hayat, gençlerin ihtiyacını karşılayacak" Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu, yaptıkları araştırmalar kapsamında araç edinme talebinin özellikle genç çalışanlar arasında yoğunlaştığını tespit ettiklerini söyledi. Buna karşın yüksek kredi maliyetleri, toplu ödeme baskısı ve borçlanma korkusu nedeniyle bu talebin sürekli ertelendiğini vurgulayan Terzioğlu, ihtiyacı karşılamak için Lüküs Hayat ürününü geliştirdiklerini kaydetti. Terzioğlu, "Bu ürün, hayat sigortasının sağladığı yüzde 40’a varan vergi avantajını, dövize endeksli değer korumasını ve güvenilir uzun vadeli finansal planlamayı QCAR’ın ortak sahiplik yaklaşımıyla birleştirerek tamamen yeni bir araç edinme penceresi açıyor. Borçlanmak istemeyen ancak güçlü bir finansal gelecek kurgulamak isteyen bireylere ister birikim imkanı, isterse de araç edinme fırsatı sunuyor. Bu nedenle Lüküs Hayat’ı finansal verimlilik ve mobiliteyi aynı anda optimize eden vizyoner bir sigorta yaklaşımı olarak görüyorum" dedi. "Lüküs Hayat’ın sunduğu imkanlar" Sigortalı, poliçenin başında satın almak istediği aracın bedelini kendi belirliyor. Quick Hayat, araç bedeli karşılığında ödenecek prim tutarlarını tespit ediyor. Belirlenen tutarın değer kaybetmemesi için dolar veya avro olarak belirlenen primleri sigortalı aylık ve TL olarak ödüyor, döviz olarak birikiyor. Sigortalı primleri öderken hayat sigortasının sunduğu yüzde 40’lık vergi indiriminden yararlanıyor. Böylece aylık ödenecek tutar azalıyor. Sigortalının Lüküs Hayat’taki birikimi araç bedelinin yüzde 25’ine ulaştığında QCAR tarafından ‘birlikte araç edinme opsiyonu’ devreye giriyor. Sigortadaki birikim tutarı ve sigortalının katkıları araç bedelinin yüzde 50’sine ulaştığında ise araç için ortak sahiplik modeli uygulanıyor ve sigortalı, aracın kullanım bedelini ödemeye başlıyor. Araç sahibi olmak istemeyen sigortalılar ise ilk 2 yıl düşük kesinti oranıyla, ikinci yıldan sonra ise hiçbir kesinti olmadan birikmiş değerini alıp sistemden çıkabiliyor.