ASAYİŞ - 30 Aralık 2025 Salı 17:01

Teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Yasin Koçyiğit, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı

A
A
A
Teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Yasin Koçyiğit, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı

Yalova’da terör örgütü DEAŞ’a yönelik operasyonda açılan ateş sonucu şehit olan 49 yaşındaki polis memuru Yasin Koçyiğit, memleketi Ankara Şereflikoçhisar’da son yolculuğuna uğurlandı.


Yalova’nın İsmet Paşa Mahallesi’nde, dün sabah saatlerinde DEAŞ’lı teröristlerle çıkan çatışmada polis memuru Yasin Koçyiğit, Turgut Külünk ve İlker Pehlivan şehit olmuştu. Şehitler için bugün Yalova’da resmi cenaze töreni düzenlendi. Törenin ardından şehit Yasin Koçyiğit’in cenazesi memleketi Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine getirildi. Yalova Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde görevli Koçyiğit için ilçedeki Tatbikat Camisi’nde ikindi namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Namazın ardından şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı Mezgit Köyü Mezarlığında toprağa verildi. Koçyiğit’in evli ve iki kız çocuğu babası olduğu öğrenildi.


Cenaze namazında İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Zafer Tarıkdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karakaya, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç, ilçe protokolü, siyasi partilerden yetkililer, çok sayıda emniyet, jandarma ve askeri personel ile şehidin ailesi, yakınları ve vatandaşlar yer aldı.



Acılı aile şehidini gözyaşlarıyla uğurladı


Şehit Koçyiğit’in tabutunun başına gelen annesi, eşi ve kızları gözyaşlarını tutamadı. Şehidine veda ederken fenalaşan bazı aile fertlerine ise sağlık ekiplerince müdahale edildi.



Teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Yasin Koçyiğit, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den "Mesleki ve Teknik Eğitimde 10 Yıllık Dönüşüm ve Acil Çözüm Önerileri Raporu" Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM) tarafından "Mesleki ve Teknik Eğitimin Son On Yılı ve Geleceği: Tespitler ve Öneriler" başlıklı Odak Analiz çalışması gerçekleştirildi. EBSAM tarafından "Mesleki ve Teknik Eğitimin Son On Yılı ve Geleceği: Tespitler ve Öneriler" başlıklı Odak Analiz çalışması hazırlandı. Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimin son on yıldaki dönüşümünü kapsamlı ve veriye dayalı olarak ortaya koyan rapor, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi ve istihdam odaklı politikaların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Çalışmada, Almanya, Japonya, Finlandiya, Birleşik Krallık ve Güney Kore olmak üzere beş ülkenin mesleki ve teknik eğitim sistemleri detaylı biçimde incelendi. Bu ülkelerin mesleki eğitim modelleri; okul-işletme iş birlikleri, iş temelli öğrenme yaklaşımları, program esnekliği ve mezunların istihdama geçiş mekanizmaları açısından değerlendirilerek Türkiye için karşılaştırmalı bir çerçeve sunuldu. Mesleki eğitimde öğrenci oranı düşüyor Rapora göre, Türkiye’de mesleki ve teknik ortaöğretimdeki öğrenci sayısı 1 milyon 681 bin olmasına rağmen, ortaöğretim içindeki payı son on yılda yüzde 36’dan yüzde 31,5’e geriledi. OECD ülkelerinde mesleki programlardaki öğrenci ortalaması yüzde 44 iken, Türkiye bu ortalamanın oldukça altında kaldı. Raporda, mesleki eğitimin cazibesini artırmak için kapsamlı politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Mesleki Eğitim Merkezleri yükselişte, ancak tanıtım ve yönlendirme eksik Mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı öğrenci sayısı 2016’da 36 bin 619 iken, 2025’te 420 bin 330’a yükseldi. Bu artışa rağmen, merkezlerin öğrenci ve velilere tanıtımı, rehberlik hizmetleri ve sektör iş birlikleri yetersiz bulunuyor. Raporda, mesleki eğitim merkezlerinin "cazibe merkezleri" haline getirilmesi için tanıtım, rehberlik ve hukuki hakların güvence altına alınması önerildi. Özel sektör katılımı düşük, teşvik mekanizmaları şart OECD ülkelerinde mesleki eğitimde özel sektör payı ortalama yüzde 23 iken, Türkiye’de bu oran sadece yüzde 6,4. Raporda, özel sektörün mesleki eğitime daha fazla katılımını sağlayacak teşvik mekanizmalarının devreye alınması çağrısı yapıldı. Mezunlar istihdam yerine yükseköğrenimi tercih ediyor Rapordaki tespitlere göre, mesleki ve teknik ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin büyük çoğunluğu işgücüne katılmak yerine üniversite sınavına başvuruyor. 2024 yılında 360 bin 81 yeni mezundan 352 bin 545’i üniversite sınavına girdi. Yükseköğretimdeki kontenjan azalmaları ve baraj puanlarının kaldırılması, mesleki eğitim mezunlarının üniversiteye geçişini zorlaştırırken, eğitim-istihdam bağının güçlendirilmesi acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Türkiye, NEET oranında OECD’de ilk sırada Türkiye, 18-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) genç oranında yüzde 31 ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bu gençlerin büyük bölümü lise mezunu olmasına rağmen hem istihdam hem de eğitim dışında kalıyor. Raporda, NEET gençlere yönelik özel politika ve yönlendirme mekanizmalarının geliştirilmesi öneriliyor. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı avantaja dönüştürülebilir Mesleki ve teknik ortaöğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 11 ile Türkiye, OECD ortalaması olan 14’ün altında kaldı. Bu kapasitenin daha etkin kullanılarak, genel ortaöğretim öğrencilerine sertifikalı mesleki eğitim programları sunulması tavsiye ediliyor. Veri temelli politika ve paydaş iş birliği şart Raporda, mesleki eğitimde yaşanan sorunların çözümü için veri temelli politika geliştirme, sektör-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve erken yönlendirme mekanizmalarının hayata geçirilmesi vurgulandı. Almanya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde mesleki lise mezunlarının istihdam oranının yüzde 89’lara ulaştığı aktarılarak, Türkiye’de de benzer modellerin uyarlanması gerektiği ifade edildi. Analiz sonuçları; erken yaşta mesleki yönlendirme, okul-işletme iş birliğinin güçlendirilmesi, özel sektörün mesleki eğitime daha fazla dâhil edilmesi ve mezunların doğrudan istihdama geçişini destekleyen politikaların aciliyetini ortaya koydu. Ayrıca yüksek NEET oranları, mesleki eğitimin genç işsizliğiyle mücadelede daha etkin bir araç hâline getirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu doğrultuda raporda şu öneriler sıralandı: "Ortaöğretimde mesleki eğitime yönelimi artırmak için erken yaşta etkin kariyer rehberliği ve yönlendirme mekanizmaları güçlendirilmelidir. Mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payının düşmesi dikkate alınarak, mesleki eğitimi cazip hâle getiren yapısal politikalar geliştirilmelidir. İş temelli öğrenmenin cazibesini gösteren mesleki eğitim merkezleri kurumsal olarak güçlendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Mesleki eğitim merkezleri ortaokuldan itibaren öğrenci ve velilere etkin biçimde tanıtılmalı, rehberlik faaliyetleri artırılmalıdır. Mesleki eğitimin sürdürülebilirliği için özel sektörün ortaöğretim düzeyinde mesleki eğitime katılımı teşvik edilmelidir. Mesleki ve teknik ortaöğretimde oluşan kapasite avantajı, kısa süreli ve sertifikalı mesleki eğitim programlarıyla daha etkin kullanılmalıdır. Mesleki eğitim mezunlarının doğrudan istihdama geçişini güçlendirmek amacıyla mezun beklenti ve yönelimlerine ilişkin veri temelli çalışmalar yapılmalıdır. Uluslararası örnekler doğrultusunda mesleki eğitimin itibarı, okul-işletme iş birliği ve esnek geçiş modelleriyle yeniden yapılandırılmalıdır. Yükseköğretime yönelen ve doğrudan istihdama geçecek öğrenciler için farklılaştırılmış mesleki eğitim modelleri oluşturulmalıdır. Yüksek NEET oranları dikkate alınarak gençlerin sertifikalı mesleki eğitimler ve mesleki eğitim merkezlerine yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Mesleki ve teknik eğitim politikaları, tüm paydaşların katılımıyla ve veri temelli bir yaklaşımla planlanmalıdır."