EKONOMİ - 27 Mayıs 2025 Salı 15:01

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Geylan: "Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvim ivedilikle yayınlanmalıdır"

A
A
A
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Geylan: "Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvim ivedilikle yayınlanmalıdır"

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Hak kaybı ve mağduriyet yaşanmaması için öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvim ivedilikle yayınlansın" dedi.


Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Geylan, Ankara 8’Nolu Şube Kahramankazan Temsilciliğinin düzenlediği kahvaltı programında üyelerle bir araya geldi. Programda Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan, Merkez Kadın Komisyonları Genel Koordinatörü Serap Gül, Ankara 8 No’lu Şube Başkanı Coşkun Kaya ve şube yönetimi, ilçe temsilcileri ve üyeler de hazır bulundu. Burada konuşan Geylan, "Türkiye sevdalılarının bu ülkeye Allah yokluğunu göstermesin" diyerek, "Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen sadece bir sendika değildir. Evet, başarılı bir sendikayız. Evet, üyemiz olsun ya da olmasın tüm eğitim çalışanlarının itibar ettiği, güven duyduğu, gözlerine baktığı, kulak verdiği muteber bir sendikayız. Ama biz sadece bir sendika değiliz. 1992 yılında bu sendikayı kuranlar, ‘Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız’ diyerek yola çıkmışlardır. Ekmek kavgasının ve sendikacılığın öncüleri Türkiye Kamu Sen’lilerdir. Sendikacılığın önüne Türkiye sevgisini koymuşsunuz, ‘Türkiye varsa biz varız’ diyorsunuz. Türkiye varsa ondan sonra gelen her şeyin bir anlamı olduğuna inanıyoruz. İşte bu yüzden memleketin, milletin, ülkenin ve devletin ihtiyaç duyduğu her durumda sağınıza solunuza bakmadan ‘Ben varım’ diyerek öne atılan Türkiye sevdalılarısınız. Allah, yokluğunuzu hem eğitim çalışanlarına, hem kamu çalışanlarına hem de bu güzel ülkeye göstermesin" ifadelerini kullandı.



"Yetkili sendika 2010 yılından beri hiçbir şey elde edemiyor"


Geylan, 2010 yılından bu tarafa sözde yetkili olan konfederasyon tarafından kamu çalışanlarının sürekli kaybettiğini kaydederek, "Bilindiği gibi Ankara 8 No’lu Şubemiz yetkili sendika oldu. İnşallah seneye bütün şube faaliyet alanında Türk Eğitim Sen yetkili sendika olacaktır. Hem şube faaliyet alanında hem hizmet kolunda hem de konfederasyon bazında Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen yetkili sendika olacaktır. Yetkili sendika olmalıyız, çünkü 2010 yılından bu tarafa sözde yetkili sendika çalışanlarını temsilen masaya oturuyor. Peki, ne elde ediliyor? Hiçbir şey. Bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanları kaybetmeye devam ediyor. Bu sendika öylesine becerikli bir sendika ki, 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkını dahi almaktan aciz kaldılar. Yüzde 3,5 zam oranına imza attılar. Geride bırakılan toplu sözleşmede 3600 ek gösterge ile ilgili muallak bir ifadeye imza atarak, yüz binlerce kamu çalışanının 3600 ek göstergeden faydalanamamasına neden oldular. Onun için diyoruz ki kamu çalışanlarının daha fazla kaybetmemesi için Türk Eğitim Sen, Türkiye Kamu Sen yetkili sendika olmalı. Bakınız yakın bir süre sonra 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri başlayacak. Türkiye Kamu Sen maarifeti ile o masada eğitim çalışanlarını temsil edecek ve onların beklenti ve taleplerini toplu sözleşme masasına taşıyacağız. Sahadan aldığımız veriler ve Genel Merkez ARGE biriminin ciddi, disiplinli ve titiz çalışmaları sonucunda her dönem olduğu gibi bu dönemde de eğitim çalışanlarımızın taleplerini masada hakkıyla savunmak için ciddi bir hazırlık süreci yürütüyoruz. Türkiye Kamu Sen her zaman kazandıran sendika olmuştur, kaybettiren değil" dedi.


Türkiye Kamu Sen’in yalnızca toplu sözleşme görüşmelerinde değil kamu görevlilerin de sorunlarını gündeme taşıyan bir sendika olduğunu söyleyen Geylan, şöyle devam etti:


"Memurlarımızın acil çözüm bekleyen dertlerini en yetkili mercilere ulaştırıyoruz. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde de kora kor mücadele vereceğiz. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin de fiyasko olmaması için elimizden geleni yapacağız."



"Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saatleri 15 saate eşitlenmelidir"


8. Dönem Toplu Sözleşme’de eğitim çalışanları için gündeme taşıyacakları bazı talepleri sıralayan Geylan, "Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saatleri 15 saate eşitlenmelidir. Birden fazla tutulan nöbet görevlerine ücret ödenmelidir. Yardımcı Hizmetli sınıfında çalışalar bir defaya mahsus GIH sınıfına alınmalıdır. Uzman, başöğretmen ve ek derslerin emeklilik kesintisine dahil edilmelidir. Şef, şube müdürü, müfettişlerimizin maaşları iyileştirilmelidir. 1. dereceye inmiş tüm memurlarımızın ek göstergeleri 3600 olmalıdır gibi birçok talebimizi masaya taşıyacağız" dedi.



"Tüm ilave ödemeler emeklilik kesintisine dahil edilmelidir"


1. dereceye inmiş tüm kamu çalışlarının ek göstergelerinin 3600 olmasının 8. Dönem Toplu Sözleşme masasında nihayete kavuşturulması gerektiğini söyleyen Geylan, "Tüm ilave ödemeler emeklilik kesintisine dahil edilmelidir. Bir kamu çalışanı şu an emekli olduğunda, çalışırken aldığı maaşın en fazla yüzde 45’ini alıyor. Bu durum ciddi bir gelir kaybıdır. Bu itibarla Türkiye Kamu Sen diyor ki; tüm yan ödemeler emeklilik kesintisine dahil edilsin, emekli maaşı ikramiyesinde de kayda değer artış olsun. Tüm kamu çalışanlarının vergi dilimleri yüzde 15’e sabitlenmelidir. Birçok kamu çalışanı nisan ve mayıs ayından itibaren bir üst vergi dilimine çıktığından dolayı ocak-şubat ayında aldığı maaşı mayıs- haziran ayında alamaz hale geliyor. Bu itibarla tüm kamu çalışanlarının vergi kesinti oranlarının yüzde 15’e sabitlenmesi masaya taşıyacağımız kırmızıçizgilerimizden biri olacaktır. Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan 110 bin çalışanımızın bir defaya özel, yaptıkları fiili iş ve eğitim durumlarına göre Genel İdari Hizmetler sınıfına alınması da yine masadaki temel taleplerimizden bir tanesi olacaktır" dedi.



"Memurlar ve emekliler enflasyonun altında kalıp inim inim inlemeye devam ediyor"


Refah payı uygulamasının artık kalıcı hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Geylan, "Bilindiği gibi ocak ayında yüzde 6 zam alındı, temmuz ayında ise yüzde 5 oranında bir zam yapılacak. Yani 2025 yılı itibarıyla kümülatif maaş artışı oranı yüzde 11,3 olacak. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası, hedef enflasyonu yüzde 24 olarak açıkladı. Hedefi tutturmuş olsalar bile, kamu çalışanları ve emeklileri enflasyonun çok altında bir zam oranına mahkum edilmiş durumdadır. Evet, maaş dönemlerinde hükümet enflasyon farkını ödüyor ancak enflasyon kadar yapılan bir zam, aslında sıfır zam demektir. Gerçek zam, büyüyen ekonomiden ve artan milli gelirden çalışanlar ve emeklilerinin hak ettiği payı alması, enflasyon farkı üzerine refah payı ödemesinin yapılmasıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle Türkiye Kamu Sen diyor ki; eğer memur ve emekliyi enflasyonun altında ezdirmiyoruz iddiasının altı doldurulmak isteniyorsa, mutlaka kamu çalışanlarına refah payı verilmelidir. Öte yandan, enflasyon farkının her ay maaşlara yansıtılması gerekmektedir. Şu an enflasyon farkı sadece ocak ve temmuz aylarında, yani altı aylık dönemler halinde ödeniyor. Ancak bu altı ay dolana kadar, memurlar ve emekliler enflasyonun altında kalıp inim inim inlemeye devam ediyor" şeklinde konuştu.



"Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvim ivedilikle yayınlanmalıdır"


Hak kaybı ve mağduriyet yaşanmaması için öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvimin acilen yayınlanması gerektiğini belirten Geylan, "Bilindiği gibi henüz öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin kılavuz ve takvim yayımlanmadı. 30 Nisan tarihine kadar başvurular alınmıştı ancak takvim yayınlanmadığı için mayıs ayı kaybedildi. Eğer önümüzdeki hafta içinde süreç başlatılmamış olursa haziran ayında da öğretmenlerimiz uzman ve başöğretmenlik tazminatlarını alamayacaklar. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Cevdet Vural ile görüşmemde mayıs ayının sonuna kadar sürecin nihayete ereceğini ifade etmişti. İnşallah Kurban Bayramı’ndan önce online eğitimler tamamlanır ve 15 Haziran tarihinde uzman ve başöğretmenliği hak eden öğretmenlerimiz tazminatlarına kavuşur" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.