GÜNDEM - 26 Ocak 2025 Pazar 13:31

Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden Kayseri’de saldırıya uğrayan veteriner hekim hakkında açıklama

A
A
A
Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden Kayseri’de saldırıya uğrayan veteriner hekim hakkında açıklama

Türk Veteriner Hekimleri Birliği, “Kayseri’nin Develi İlçesinde saldırıya uğrayan arkadaşımızın hayati tehlikeyi atlattığını öğrendik. Gece taburcu olmuştur” açıklamasını yaptı.


Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden yapılan açıklamada, “Kayseri’nin Develi ilçesi Epce Mahallesi’ne 25 Ocak Cumartesi günü hasta hayvanı tedavi için giden Veteriner Hekim Mustafa Uluyol, kasaplık yapan ve hayvanı kesmek isteyen kişilerin sopayla ve ateşli silahla saldırısına uğramıştır. Babası da veteriner hekim olan meslektaşımızın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’nde olduğunu ve hayati tehlikeyi atlattığını öğrendik. Gece taburcu olmuştur. Daha birkaç gün önce Erzurum’da kesimhanede yaşanan menfur olayın daha ağırı bu defa Develi’de yaşanmıştır. Meslektaşımız kafasından ve bacağından yaralanmıştır. Veteriner hekimler mesleğini icra ederken, canlarına kasta kadar ilerlemiş bir şiddet sarmalı altındadırlar. Meslektaşımız, tedavisi için çağrıldığı hasta bir hayvanın kesilerek halkımıza gıda olarak satılmasına karşı çıktığı için saldırıya uğramıştır. Veteriner hekimlerin görevlerini, çalışma şartlarını iyi görmek gerekiyor. İnsanlarda görülen hastalıkların yüzde 61’i hayvanlardan insanlara bulaşmakta, gıdaya bağlı hastalıkların yüzde 95’i hayvansal ürünlerden kaynaklanmaktadır. Veteriner hekimler koruyucu hekimliğin öncelikli meslek mensuplarıdır. Toplum ve çevre sağlığının önemli bir unsuru olan veteriner hekimler, görevlerini icra ederken benzer iş yapan meslek gruplarının dahil olduğu yasal düzenlemelerin korumasından mahrum haldedirler. Benzer şiddet olaylarına karşı caydırıcı tedbirler bir an önce alınmalı, veteriner hekimlere karşı işlenen suçlar sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarının kapsamına dahil edilmelidir” denildi.


Açıklamanın devamı şöyle:


“Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak bir kez daha ısrarla ifade ediyoruz; veteriner hekimler mesleklerine güven içerisinde devam etmek istiyorlar. Bir an önce yasal düzenlemeler yapılmalıdır 24 saat esasıyla en ücra yerlerde görev yapan veteriner hekimler, silah ruhsatı alabilen meslek grupları arasına alınmalıdır. Bir daha benzer olayların yaşanmamasını talep ve temenni ediyor, Mustafa Uluyol meslektaşımıza yapılan menfur saldırıyı şiddetle, nefretle kınıyoruz. Bir kez daha geçmiş olsun diyor, kısa zamanda sağlığına kavuşmasını diliyoruz.Bu vesileyle, Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak her zaman meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ve olayın takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: "Sorunları görmezsek orta siyaset tuzağına düşeriz" İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, "Sorun var görmezsek, sorun var çözmezsek, risk var aşmazsak, yani ‘orta siyaset tuzağına düşersek’ en büyük hatayı yapmış oluruz. Hata yapma lüksümüz yok, durağanlıktan çıkıp daha güzel iş yapma görevimiz var" dedi. Bakan Yardımcısı Turan, Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) 81 il üniversite teşkilatı buluşma programına katıldı. Program’a Turan’ın yanı sıra, TÜGVA Başkan Yardımcısı Burak Sarman, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Özcan Aygün, Kızılcahamam Kaymakamı Dr. Nuri Mehmetbeyoğlu ile çok sayıda davetli katıldı. TÜGVA Başkan Yardımcısı Sarman, Diriliş Kamplarının ikincisini yaptıklarını belirterek, bu seneki temanın, ‘Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa’ olduğunu söyledi. "Hata yapma lüksümüz yok" Turan, Türkiye’nin zor zamanlardan geçtiğini ve dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Ekonomide orta gelir tuzağı vardır. Bir yere saplanırsın, bocalarsın ne yukarı çıkabilirsin ne aşağı inebilirsin. Uzun yıllar aynı yerde kalırsın ve buna orta gelir tuzağı derler. Bizim için en büyük riskte orta siyaset tuzağıdır. Sorun var görmezsek, sorun var çözmezsek, risk var aşmazsak yani orta siyaset tuzağına düşersek en büyük hatayı yapmış oluruz. Hata yapma lüksümüz yok, durağanlıktan çıkıp daha güzel iş yapma görevimiz var. Bakın millet bizden kopmadı, yerel seçimlerde sıkıntı yaşadık ama rakamlar ortada. Bu millet bizi bırakıp da başka partiye oy vermedi, bu millet bize kızdı ve sandığa gitmedi. ‘Hala sana güveniyorum, hala seni seviyorum ve başka yere gitmiyorum ama yanlış yapıyorsun beni ihmal ediyorsun. O yüzden seni uyarmak için sandığa gitmiyorum’ dedi. Kimin ne eksiği varsa, kimin ne hatası varsa bunu revize etmek ve kendi ruhumuza dönmek en büyük görevimiz. Bunu başkaları yapmayacak, partilere, kurumlara hasbelkader gelen, tepeden gelen, hak etmeden gelenler yapmayacak. Kurumuma zarar verir miyim, vermez miyim endişesi olmayan, hiçbir şey üretmeyen, her adımıyla, her yaklaşımıyla, yaşantısıyla, açıklamalarıyla kurumlarına zarar verenler bunu yapmayacak. Bunu siz yapacaksınız" dedi. "Üçlü masanın da adayı belli milleti oyalıyorlar" Turan, ana muhalefet partisinin aday belirleme politikasını da eleştirerek, şu ifadeleri kullandı: "Biz bu 23 yılı konuşurken, hatta daha iyi olalım derken, 87 yıldan beri bu hesaplaşmayı yapamayan yapılarda var. Dün 27 Mayıs darbecileriyle masa kuranlar, dün 28 Şubat vesayetçileriyle masa kuranlar, dün altılı masa kuranlar, bugünde üçlü masa tiyatrosu oynuyor. Yahu üç lider yok ki orda ne zirvesi ne masası. Üç genel başkan yok ki orada. Düşünsenize Tayyip Erdoğan, iki tane belediye başkanı alacak yanına ve ‘büyük zirve’ diyecek, güleriz. Sen Genel Başkansın, tabi ki belediye başkanlarını eksiksiz çağıracaksın, gelecekler ve toplantı yapacaksın. Neden iki başkan, boy sıra mı? Kavga sırası mı? Niye üç değil, dört değil, beş değil? Altılı masanın ilk gününde aday belliydi. İki yıl milleti oyaladılar. Üçlü masanın da adayı belli. Güya; ön seçimle milleti oyalayacaklar. Yap atamanı hakkını ver işin. Kimi kandırıyorsunuz? Bir adayı ön seçime sokacaklar, güya seçim olacak. Peki seçim bitti, aday belli zaten, ondan sonra 20 tane milletvekili çıkıp bir başka adayı gösterirse, siz bunu göstermeyecek misiniz? O yüzden bu tam bir tiyatro. Bu bir defa ön seçim değil, olsa olsa temayüldür. Temayülde de birden fazla aday varsa kıymeti olur. Zaten biri çekildi öbürü kaldı. Şimdi tavşan aday bulacaklar birkaç tane, onlarla beraber seçim yapacaklar. Bu halkı kandırıp dalga geçmektir.
Eskişehir Depremde "öldü" denilen ailenin 2 hafta aradığı Asiye bebek Eskişehir’de tedavi edildi Hatay’da 6 Şubat depremlerine yoğun bakımda 1 yaşındayken yakalanan ve kayıtlara "öldü" olarak geçilen anne ve babasının 2 hafta aradığı Asiye Beren Kızıldağ, Eskişehir Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Asiye bebeğe yapılan işlemle solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlandı. Hataylı İrem ve Alihan Kızıldağ çifti 2 Şubat 2022 tarihinde Asiye Beren ismini verdiği bebeklerini kucaklarını aldı. Fakat Asiye Kızıldağ daha 2 günlük iken topuktan kan alındığı nöbet geçirdi. Yoğun bakıma alınan Asiye Beren’e detaylı sağlık taraması sonrası dravet sendromu dirençli epilepsi teşhisi konuldu. Kayıtlara ’öldü’ olarak geçen çift 2 hafta kızlarını aradı Asiye bebek, Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Ve Uygulama Hastanesi’nde tedavi edildiği esnada 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan depreme yakalandı. Asiye Kızıldağ, depremde hasar alan hastanede yaralandı. Depreme evlerinde yakalanan İrem ve Alihan Kızıldağ çifti kayıtlara "öldü" olarak geçince, 1 yaşındaki Asiye Kızıldağ Adana’ya sevk edilerek tedavisine burada devam edildi. Depremin şokunu ve yaralarını bir nebze saran Alihan ve İrem Kızıldağ çifti 1 yaşındaki kızlarını armaya başladı. 2 hafta boyunca kızlarını arayan çift, minik Asiye’yi Adana’da bir doğum hastanesinin yoğun bakım ünitesinde yatarken buldu. Eskişehir’de tedavisine devam ediliyor Daha sonra Adana’dan Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen minik Asiye buradaki tedavisinin ardından Eskişehir Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Epilepsi hastası ve yutma disfonksiyonu olan Asiye Beren Kızıldağ’a, Eskişehir’de yarım saatlik bir operasyon ile solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlandı. Şu anda durumu stabil olan Asiye Beren’in anne ve babası Eskişehir Şehir Hastanesi doktor ve personeline teşekkür etti. Aileden anne İrem Kızıldağ’ın kızlarının tedavisi için geçici olarak Eskişehir’e yerleştiği, baba Alihan Kızıldağ’ın ise Hatay’a gidip geldiği öğrenildi. "Nöbetin nerede, ne zaman geleceği belli olmuyor" Hatay’daki hastanede kızlarını kaybeden ve 2 hafta sonra bulan İrem Kızıldağ, "Kızım epilepsi hastası, doğduktan bir gün sonra ilk nöbetini geçirdi. Biz Hataylıyız. Depremden sonra elektrikler kesilince kızım oksijensiz kaldı ve beyni oldukça hasar gördü. Burada trakeostomi ameliyatı gerçekleştirildi. Hocamız sağ olsun, çok başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Hastaneden çok memnunuz. Epilepsi nöbetiyle yaşamak çok zor oluyor. Nöbetin nerede, ne zaman geleceği belli olmuyor. Dışarı çıktığınızda ne olacağını bilmiyorsunuz. Sürekli endişeliydik, epilepsi zor bir hastalık. Burnunda nazogastrik bir sonda vardı, riskleri oldukça fazlaydı. Seviye artması sonucunda mamanın akciğere kaçma ihtimali vardı. Duygu hocamız sağ olsun, bu gibi durumlar yaşanmasın diye karın bölgesinden bir PEG (Perkütan Endoskopik Gastrostomi) açıldı ve memnun kaldık. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi, şu an gayet iyi gidiyoruz" dedi. Kızının tedavisi hakkında konuşan Alihan Kızıldağ ise, "Kazım hocamız da her zaman bizimle ilgilendi. Bize her konuda destek oluyorlar, sağ olsunlar. Kızımızın hastalığından dolayı buradayız. Hatay’da çalışıyorum, Eskişehir’e gidip geliyorum. Bazı şeyler düzelene kadar burada tedaviye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlıyor" Eskişehir Şehir Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Duygu İskender Mazman, "3 yaşındaki hastamız dirençli epilepsisi serebral parsi olan bir hasta. Ağızdan alması gereken gıdaları yutma disfonksiyonu olduğu için yeterince alamıyor. Beslediği zaman solunum yoluna kaçırma ihtimali nedeniyle de hayatı tehlikesi oluyor. O yüzden bu tarz hastalarda tüplü besleme öneriyoruz. Tüplü besleme de aslında en yaygın yol burundan, mideye bir kateter göndererek yapılan nazogastrik tüplü beslemedir. Fakat bunu çok uzun süre kullanamıyoruz. Hem konfor hem de güvenlik açısından nazogastrik sondayla uzun süre beslemeyi artık eskisi kadar kullanmıyoruz. Çünkü 90’lı yıllarda yurt dışında başlayıp sonra ülkemize olan ve çocuklarda da giderek yaygın şekilde yapılmaya başlayan perkütan endoskopik gastrostomi yöntemi ile beraber mideyi cilde bir tüp yoluyla ağızlaştırıyoruz. Yaklaşık yarım saat süren bir işlem ve genel anestezi ile yapılıyor. Bu hem hastaya hem de bakım verene çok ciddi bir konfor, solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlıyor. Hastamızda da bunu uyguladık. Gayet de güzel, yara yerinde hiçbir problem olmadı. Genellikle insanların özellikle yara yeri enfeksiyonu ya da bu tüpe bakabilir miyiz, besleyebilir miyiz gibi bir kaygıları oluyor ama hiçbir problem olmadı. Daha önce bu şekilde birçok hastamızı açmış bulunduk. Eskişehir’de de yaygınlaştırmak istiyoruz. Özellikle ihtiyacı olan, yutma disfonksiyonu, sinir sistemi, baş ve boyunu etkileyen kronik hastalarda veya kas hastalığı gibi ağızdan beslenmesi mümkün olmayan hastalarda uzun vadeli gastrostomi hayat kurtarıcı ve ciddi konfor sağlayan bir yöntem. 8 aydır burada çalışıyorum ve gözlemlediğim kadarıyla gastrostomiye karşı bir önyargı var. Özellikle biz hastalarımıza bunu anlatıyoruz. Yara yeri enfeksiyonu ve tüp bakımı açısından korktukları kadar yüksek komplikasyonlar yok. Güvenli bir şekilde bu tüpü açıyoruz. Anestezi ile ilgili problemler ve sorunlar oluyor. Onları özellikle dikkate alıyorlar. Fakat aslında bu hastalara başka anestezi ile olan bir işlem uygulandığından farklı bir risk veya komplikasyon barındırmıyor" dedi.
Eskişehir Başkan Ünlüce, "Mihalgazi-Sarıcakaya bölgesinde zeytinciliği canlandırmak şehrin hafızasına saygı duruşu olacak" Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Mihalgazi-Sarıcakaya bölgesinin enerjisini kendi üreten ve sağlıklı altyapısı olan bir şekilde modellemeyi planladıklarını, orada zeytinciliği canlandırmanın şehrin hafızasına saygı duruşu olacağını belirtti. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, İhlas Haber Ajansı Eskişehir Ofisi’ne ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında Ünlüce Eskişehir’le ilgili çözüm bekleyen konularla ilgili olarak muhabirlerin sorularını yanıtladı. "Mihalgazi - Sarıcakaya bölgesinde daha önce zeytinle başladınız, ipekle devam edeceksiniz. O bölge zengin ve potansiyeli olan bir bölge, sizin orada başka çalışmalarınız olacak mı?" sorusu üzerine Ünlüce, "Sarıcakaya Mihalgazi’de bir seracılık çalışması var, üretimden de ciddi paralar kazanılıyor. Bizim Sarıcakaya ve Mihalgazi’yle özel olarak ilgilenmemizin sebebi hem ova olarak çok bereketli olması, hem de biraz küçük kalmış ve bunu hak etmiyor olması. Sarıcakaya - Mihalgazi bugün en az 60-70 bin nüfusu olması gereken yerler. Orada yapılan üretime ve İstanbul’a gönderilen miktarlara bakın; ama sosyal hayat canlanmamış ve geride kalmış. Bizim öncelikli amacımız oradaki nüfusu oturtmak ve üretimi biraz çeşitlendirmek. Orada daha çok domates ve roka üzerine bir üretim var. Ama bu da kullanılan hormonlar ve tarım ilaçlarından kaynaklı olarak bir süre sonra toprağı yormaya başlıyor" ifadelerini kullandı. "0,2 asit oranıyla çok kaliteli bir zeytinyağı ürettik" Başkan Ünlüce, Mihalgazi - Sarıcakaya bölgesinde zeytinciliği canlandırmanın şehrin hafızasına bir saygı duruşu olacağını vurguladı. Geçen sene küçük denemeler yaptıklarını, bu sene artık tenekelerde üretime geçtiklerini ve 0,2 asit oranıyla kaliteli bir zeytinyağı ürettiklerini belirten Ünlüce, şunları söyledi; "Buna ikinci bir çözüm ne olabilir derseniz zeytin diye düşündük. Zaten orada ufak tefek var olan bir zeytincilik vardı, son 5-6 yılda onunla bayağı bir uğraştık ve zeytinciliği tekrar canlandırmaya çalıştık. Bu konuda Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’yle de çalıştık. Orada mesela anıt ağaçlar bulundu, hatta bir ağacın 800 yıllık olduğu düşünülüyor. Bu bizim için çok değerli ve çok da kayda değer bir olay. O yüzden anıt ağaçla ilgili başvurularımızı da yaptık. Orada yeniden zeytinciliği canlandırmak, şehrin hafızasına bir saygı duruşu gibi olacak. Bu konuda Osmangazi Üniversitesi’yle bir protokol imzaladık ve onların kendilerine ait yetiştirme alanında ürettikleri zeytinleri satın alıp sıkma tesislerinde sıkarak kendi zeytinyağımızı ürettik. Geçen sene küçük denemeler yapmıştık, bu sene artık tenekede ürettik ve 1-2 haftaya kadar Üretici Marketlerimizde yer alacak. Ve gerçekten 0,2 asit oranıyla çok kaliteli bir zeytinyağı ürettik, çıkan sonuçlardan çok memnunuz. Sarıcakaya’yı üreten, kendi kendine yeten, enerjisini kendi üreten ve sağlıklı altyapısı olan bir şekilde modellemeyi planlıyoruz."