SAĞLIK - 25 Temmuz 2025 Cuma 10:13

Yaşlı nüfus artıyor, denge tehlikede

A
A
A
Yaşlı nüfus artıyor, denge tehlikede

Medicana International Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. F. Figen Ayhan, "Sağlıklı yaşlanma bugün sağlık sistemlerinin ve hükümetlerin en temel amacı. Çünkü dünya nüfusu yaşlanıyor ve hasta yaşlanmak hem sağlık sistemlerini, hem insanları, hem aileleri en çok zorlayan konu" dedi.


Uzmanlar, yaşlanan insanların düzenli egzersiz yapması gerektiğine vurgu yapıyor. Özellikle 65 yaş üstü kişilerde kullanılan ilaçlar ve kronik rahatsızlıklar yaşlılarda denge kaybına yol açabiliyor. Medicana International Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. F. Figen Ayhan, yaşlıların düzenli egzersiz yapmaları gerektiğine dikkati çekerek, aynı zamanda yaşlı yakınlarına da büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.



"Sağlıklı yaşlanmak bizim esas hedefimiz"


Türkiye’de yaşlı nüfusunun arttığını ve yaşlıların dengede kalması için egzersizin önemini vurgulayan Ayhan, "Biz biliyoruz ki Dünya Sağlık Örgütü’nün projeksiyonlarına göre 2030 yılında her 6 kişiden birisi 60 yaş üzerinde olacak. Yaşlanan bir dünyayla karşı karşıyayız ama tabii ki sağlıklı yaşlanmak burada bizim esas hedefimiz" diye konuştu.



"Yaşlılarımızın ayağına giydiği ayakkabılar çok önemli"


Düşme durumunun yaşlılarda çok sık görüldüğünü anlatan Ayhan, "Düşmeler bizim yaşlılarda sık gördüğümüz sakatlıklara ve ölümlere neden olan bir durum. Neden düşüyor yaşlılarımız? Birincisi pek çok ilaç kullanıyorlar. En basit ağrı kesiciler, aspirin, kas gevşeticiler, depresyon ilaçları, nöroloji ilaçları, Alzheimer, Parkinson gibi. Bunun yanı sıra kalp damar sistemi hastalarında antihipertansifler düşmelerin en sık nedeni. Dolayısıyla düşen hastalarda her zaman bir ilaç denetimi yapıyoruz. İkincisi yaşlılarımızın ayağına giydiği ayakkabılar çok önemli. Biz genellikle spor ayakkabısı öneriyoruz hepsine. Çünkü takılıp düşmeler çok yaygın ve düşmelerin yüzde 80’i de ev içinde meydana geliyor. Özellikle evin kötü aydınlatılmış olması ya da takılacak halı, kilim, kablolu şeylerin olması önemli nedenler. Bunları mutlaka düzeltmemiz lazım" ifadelerini kullandı.


Düşmenin büyük çoğunluğunun banyoda olduğuna dikkati çeken Ayhan, "Genellikle tuvalete kalktığında düşüyor yaşlılarımız ve kalça kırıklarını çok sık görüyoruz maalesef. Bunlar da yüzde 20-40 arasında ölüm nedeni olarak biliniyor" şeklinde konuştu.



"Bir kırık geçirmişse yüzde 50 tekrar kırık geçirir"


Ayhan, düşmelere ilişin sözlerine şöyle devam etti:


"İnmeler, en sık gördüğümüz düşmelerin nedeni. Hastalarımız bir beyin felci geçirip düşüyorlar. Bunların da önlenebilir olduğunu bilmemiz gerekiyor. Aynı şekilde işitme ile ilgili, görme ile ilgili sorunları olabiliyor. Mutlaka yılda bir kulak burun boğaz ve göz doktoruna gitmeleri gerekiyor. Peki düşünce ne oluyor? Tekrarlayan düşmeler meydana geliyor. Yılda birden fazla düşüyorsa o yaşlı ve bir kırık geçirmişse yüzde 50 tekrar kırık geçirecek. Dolayısıyla bu insanların özellikle kemik ve kas sağlığını desteklememiz gerekiyor. Burada fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlarına çok büyük bir iş düşüyor."



"Çok basit egzersiz teknikleriyle hastalarımızın daha sağlıklı, daha az düşen bireyler haline gelmesini sağlıyoruz"


Hastaları muayene ettikten sonra onlara uygun egzersiz programı verdiklerini belirten Ayhan, "Özellikle bacak ve kol kaslarını güçlendirmeye yönelik egzersiz programlarını düzenliyoruz. Bu egzersiz programları öncelikle bir aerobik egzersiz şeklinde. Yani haftada 150 dakika orta şiddette bir yürüyüş çok ideal bir egzersiz oluyor. Haftada 2 gün bu yaşlılarımıza kuvvetlendirme egzersizi öneriyoruz. Bunlar dambıllarla olabilir, direnç bantlarıyla olabilir. Kol kaslarını ve bacak kaslarını güçlendirmemiz gerekiyor. Üçüncü olarak da denge egzersizleri. Denge egzersizleri kapsamında yoga, tai chi başta olmak üzere tek ayak üstüne durma, yan yürüme gibi çok basit egzersiz teknikleriyle de hastalarımızın daha sağlıklı, daha az düşen bireyler haline gelmesini sağlıyoruz" dedi.


Kas kitlesinin belirleyici olduğunu vurgulayan Ayhan, "Bizim sarkopeni dediğimiz bir durum var, kas kitlesinde azalma demek. Maalesef Türkiye’de her 3 yaşlıdan biri, her 3 kişiden biri obez. Yani vücut kitle indeksi 30’un üzerinde ve maalesef kas kitleleri çok düşük. Bizim kas kitlemiz ne kadar fazlaysa o kadar yavaş yaşlılığa ve ölüme doğru gidiyoruz. Çünkü kas kitlemiz bizim temel sağlık belirtecimiz. Dolayısıyla sarkopeniyi önlemek amacıyla da her yaşlıya uygun bir egzersiz programı vermemiz gerekiyor. Bunun için de bizim fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlarının geriatrik rehabilitasyon kapsamında hastalarımızı değerlendirmemiz çok önemli oluyor" değerlendirmesinde bulundu.



"Yaşlılarımıza gerçekten güzel bakmamız gerekiyor"


Yaşlı yakınlarına da büyük görev düştüğüne dikkati çeken Ayhan, şu ifadeleri kullandı:


"Lütfen yaşlılarımıza dikkat edelim. Yürüyüşlerine dikkat edelim. Normal yürüyüşte kolların, bacakların savunuyor olması gerekiyor. Parkinson hastalarında bu kayboluyor. Yine felç geçirmiş hastalarda sağ ve sol arasında bir kuvvet eşitsizliği meydana geliyor. Fark etmeyebilir yaşlı bunu. Bizim mutlaka izlememiz lazım. Yani yaşlılarımıza gerçekten güzel bakmamız gerekiyor. Herhangi bir kuvvetsizlik hissettiğimizde bunu en sık oturup kalkarken anlıyoruz. Onlar kolçaklı sandalye dışında başka bir sandalyede oturamıyorlar. Çünkü bacak kasları, uyruk kası zayıfladığı için kalkamıyorlar. Çok basit bir test var. 5 kere sandalyeden oturup kalkma testi. Bunu maalesef ardışık başaramıyor yaşlılarımız. Görmeyi düzenlememiz gerekiyor. Görmediği için de düşüyorlar çünkü sıklıkla. Yine işitme beynin çok önemli bir organı. Genellikle bir yere çarpmalarda ve düşmelerde bunu da görüyoruz. Çünkü dur diyorsunuz ama duymuyor o yaşlı onu. Mesela merdivenlerden düşme genellikle bu şekilde oluyor. Çünkü duramıyorlar duymadıkları için. Bu nedenle bunun bir ekip olarak yürütülmesi gerekiyor."


Yaşlıların sevdiği egzersizleri yapmasını önemsediklerini aktaran Ayhan, "Dans bu alanda çok araştırma yapılan, çok güzel bir alan. Çünkü müziğin eşliğinde yani işitsel bir uyaranla, görsel bir uyaranla birlikte dans etmek faydalı. Yoga ve tai chi denge için çok güzel egzersizler ama dansta da aslında bu dengeyi sağlıyoruz. Zaten dans ederken bir insanın denge problemi varsa mutlaka ortaya çıkıyor, sendelediğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"Sağlıklı yaşlanma bugün toplumun sağlık sistemlerinin ve hükümetlerinin en temel amacı"


Ayhan, alınması gereken önlemlere ilişkin şunları kaydetti:


"İlaçların yan etkilerini de çok dikkatli izlemek lazım. Yaşlılarımız oturup kalkarken hareketlerini çok yavaş yapmalılar. Kalktığı zaman kanın beyne ve bacaklara gitmemesine bağlı olan düşmeleri de çok sık görüyoruz. Dolayısıyla hızlı hareketlerden kaçınmalarını istiyoruz. Düşünerek davranmalarını istiyoruz. Tabii ki zihinsel gelişim için egzersizler, bilişsel fonksiyonları bozulduysa mutlaka ona yönelik de işte mandala gibi boyama mental egzersizler bunlar, zihin egzersizleri. Hem beyni, hem bedeni çok güzel bir şekilde biz egzersizlerle destekliyoruz. Sağlıklı yaşlanma bugün toplumun sağlık sistemlerinin ve hükümetlerinin en temel amacı. Çünkü dünya nüfusu yaşlanıyor ve hasta yaşlanmak gerçekten hem sağlık sistemlerini, hem insanları hem aileleri en çok zorlayan konu yaşlı bakımında."



Yaşlı nüfus artıyor, denge tehlikede

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistlik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Bakan Yerlikaya: "Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlu Türkiye’ye getirildi" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik ortaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız’’ dedi.İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Beşiktaş’ta bulunan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Gürcistanlı mevkidaşı Gela Geladze ile bir araya geldi. Programa ayrıca iki ülkeden temsilciler ve bazı davetliler katıldı. Toplantıda iki ülke arası ilişkiler ve bölgesel gelişmeler ele alındı. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Gürcistan’la komşu olmanın ötesinde tarihi, kültürel ve stratejik ortaklık konusuna önem verdiklerini belirtti. Bakan Yerlikaya, Gürcistan’ın da yine aynı iradeyi ve samimi duruşu sergilediğine dikkat çekti.Gürcistanlı mevkidaşının iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunduğunu belirten Bakan Yerlikaya, ’’Bilhassa geçtiğimiz ay, askeri kargo uçağımızın Gürcistan topraklarında yaşadığı elim kazanın ardından Bakan, kaza mahalline arama-kurtarma ekiplerini süratle sevk etmiştir. Ayrıca kendisi, bizzat orada bulunarak süreci yönetmiş ve eş zamanlı olarak bizleri bilgilendirmiştir. Sayın Geladze ve tüm Gürcistan makamlarına da bu zor zamanda gösterdikleri samimi ve dostane yaklaşım için tekrardan şahsım ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle, şehitlerimize bir kez daha Yüce Allah’tan rahmet diliyorum’’ ifadelerini kullandı.‘’Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir’’Konuşmasına geçtiğimiz eylül ayında Tiflis’e yaptığı ziyaretle devam eden Bakan Yerlikaya, ‘’Bugün yaptığımız toplantılarda, ülkelerimizin huzur ve güvenliğini tehdit her türlü suç ve suçluyla mücadele ana gündem maddemizdi. Biliyoruz ki, sınır aşan suçlarla mücadele ancak sınır aşan bir iş birliği iradesiyle nihai sonuca ulaşabilir. Bu doğrultuda, bütçe görüşmelerinde ifade ettiğim gibi Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir. Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlunun Türkiye’ye getirilmesi bunun en somut örneğidir. Gürcistan da bu iş birliğimizin en verimli seyrettiği dost ülkelerdendir’’ dedi.‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir’’Gürcistanlı makamlarla, suç ve suçluları yakalamaya yönelik yapılan ortak çalışmaların önemine değinen Bakan Yerlikaya, ’’Nitekim, kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik otaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız. Er ya da geç; tıpkı diğer suçlularda olduğu gibi hepsini yakalayıp, adalete teslim edeceğiz. Bugün kıymetli dostum Geladze ile suçla mücadelede ve suçluların iadesi noktasında ortak irademizi daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğimizi ifade etmek isterim‘’ diye konuştu.