GENEL - 10 Aralık 2016 Cumartesi 11:54

TBB Başkanı Feyzioğlu: "Sığınmacılara en büyük fedakarlığı yargı mensupları üstleniyor"

A
A
A
TBB Başkanı Feyzioğlu: "Sığınmacılara en büyük fedakarlığı yargı mensupları üstleniyor"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, dünyada sığınmacılar söz konusu olduğunda en büyük fedakarlığı Türkiye’nin; fedakarlığın büyük kısmını ise yargı mensuplarının üstlendiğini söyledi.
"Türkiye’de Adalete Erişim İçin Adli Yardı Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi" kapsamında düzenlenen ’Adli Yardım Ortak Sorunlar, Ortak Çözümler’ konulu konferans Antalya’da başladı. TBB, Adalet Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansa Türkiye’deki 79 baro başkanı ile Adalet Bakanlığı üst düzey yetkileri ile çeşitli ülkelerden adalet uzmanları da katılıyor.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Antalya Barosu Başkanı Avukat Polat Balkan, avukat sayısı az olan illerde ücretsiz avukatlık hizmetinin etkili ve verimli verilemesinin mümkün olmadığını söyledi. Polat Balkan, sorunların tespiti ve sorunların çözümüne katkı koyan bu türlü organizasyonları her zaman desteklediklerini ifade etti.
Türk adalet sisteminde yapılan reform çalışmalarının 2015 yılında ivme kazandığını söyleyen Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanı Muhittin Özdemir, günümüzde adalet sistemi içerisinde çocuklar, kadınlar ve engelliler için özel bazı tedbirlerin alındığı ve yaygınlaştırıldığını ifade etti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Temsilci Yardımcısı Atilla Uras da, projede temel amacın dezavantajlı bireylere, etkin, etkili, kaliteli, adli yardım hizmeti sunmak olduğunu sözlerine ekledi. Baroların Adalet Bakanlığına katkılarının kendileri açısından son derece önemli olduğunu belirten Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basri Bağcı, baroların ve Barolar Birliğinin de gücünün farkında olduklarını söyledi.

"Hukuk devleti için ise bağımsız, tarafsız, hesap verebilen etki bir yargıya ihtiyaç vardır"
İnsan hakkı olan adalete erişimin ve adalete eriştikten sonra da adil yargılanabilmenin güvence altına alınmasının önemli olduğunu savunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Bütün kurum ve kuralları ile eksiksiz işleyen ve herkesin hedefi olan böyle bir demokrasinin ancak bir hukuk devletinde mümkün olabilir. Hukuk devleti için ise bağımsız, tarafsız, hesap verebilen etkili bir yargıya ihtiyaç vardır. Böyle bir yargı için de etkin bir savunma vazgeçilmezdir. Bu noktada, dezavantajlı grupların adalete erişimlerinin sağlanması ve eriştikten sonra da adil yargılamanın temin edilebilmesi için adli yardım devreye girer. Aile içi şiddetten, sığınmacıların durumuna kadar çok çeşitli alanlarda adli yardımın bir sosyal devlet ilkesinin sonucu olarak etkinliği, aynı zamanda devletin çağdaşlığını da belirleyen temel unsurdur. Ben özellikle, Ankara Barosu’nda ‘Gelincik’ adıyla hayata geçirdiğimiz ve kadına karşı şiddetle mücadelede hukuki alanda çok ciddi bir koruma sağlayan ve bu konuda üzerlerine düşeni yapmakta çekingen olan başka kurumları da harekete geçiren bu projenin özel olarak incelenmesini istirham ediyorum" dedi.

"25 bin şiddet mağduru kadına etkili hizmet verildi"
Ankara Barosunun, yıllar içerisinde 25 binin üzerinde şiddet mağduru kadına etkili hizmet vermiş ‘Gelincik’ sisteminin, kadına karşı şiddetle mücadelede Türkiye’ye sınıf atlatacak kadar etkili kullanılabileceğini kaydeden Feyzioğlu, Türkiye’nin, dünyada sığınmacılar söz konusu olduğunda en büyük fedakarlığı yapan ülke olduğunu ifade etti. Feyzioğlu, "Bu projenin etkin olabilmesi için tüm Türkiye’ye yayılması gerekiyor. Bu model olarak alındığında başka dezavantajlı gruplar için de yine benzer projelerin üretilmesi mümkün olabilir. Biz göreve geldiğimizde yabancıların adli yardımdan yararlanamayacağını genel kabul görmüştü. Ancak o tarihte iç savaşlar silsilesi başlamış ve sığınmacı akını bu sayıda olmasa da artık önemli, ciddi bir boyuta gelmiştir. Biz bilgisayar programlarında yaptığımız değişikliklerle, yabancılara da adli yardım verilebilir hale getirdik. Daha sonra bu yasal siteme kavuştu. O tarifte ne kadar doğru yaptığımızı bugün gördük. Türkiye, dünyada sığınmacılar söz konusu olduğunda en büyük fedakarlığı yapan ülke. Bu fedakarlığı, bu ülkede önemli bir kısmını da yargı mensupları üstlenmiştir. Ülkemize sığınan 3 milyonun üzerindeki komşumuz yaş tespitinden, kimlik tespitine kadar adli sistemde çözülmesi zor sorunlara sebebiyet vermiştir. Övündüğümüz adli yardım işlemi avukatların yardımı ile yürümektedir. Çünkü meslektaşlarımız aslında cüzi olan adli yardım ücretlerini neredeyse 1 yıl gerinden almaktadır. Bu fedakarlığın bu şekilde sürdürülmesi gerçekten zordur. Adli yardım bütçelerinde Avrupa’da 4’üncü olabiliriz. Ancak, dezavantajlı kişilerin toplam nüfusa oranında da yine en üst sıralarda olduğumuzu hatırlatırım. Bizim çok ciddi bir bütçe sıkıntımız vardır. Dünyaya dönüp haklı olarak övündüğümüz bu hizmetin omuzlarına yüklendiği avukatların rahatlatılması zorunludur" diye konuştu.

"Adli yardım sistemine alternatifler düşünülüyor"
Adli yardım sistemine alternatiflerin de düşünüldüğünü hatırlatan Metin Feyzioğlu, "Bunlardan biri Hukuk Klinikleri, diğeri de Probono. Türkiye gibi bir ülkede hukuk eğitimim özellikle, maalesef pek çok fakültemizde liseden hallice olduğu bilinmekte iken, hiçbir tecrübeli olmayan 18-20 yaşındaki hukuk fakültesi öğrencileri ile verilebileceğini düşünmek bile sanıyorum çok doğru değil. Probono dediğimiz, yani avukatların bir hayır işi olarak cesaretlendirilmeleri de bir avuç kişiye bu yardımın ulaşmasından öteye gidemez. Türkiye’de denenmiş, başarılı dünyada gururla anlattığım, adli yardım hizmeti sisteminin değiştirilmesi değil, iyileştirilmesi gerekir. Bu iyileştirmenin 3 ayağı, yani Ceza, Hukuk ve Yargılama Gideri şeklindeki verimliliğe zarar verdiğini düşündüğümüz bu üçlü parçalı yapının belki tek parçaya toplanması ve bunun da Türkiye Barolar Birliği yönetiminde tüm barolara en verimli şekilde dağıtılması ve bakanlığın da bu verimliliği elbette denetlemesi sanıyorum daha doğru bir çözüm olacaktır" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten turizmde yaz sezonu değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul’a ve Türkiye’ye turist gelmesinde hep beraber karşı durmamız gereken bir konu: Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı. Bu insanların açık tepki vermeden kararlarıyla sizi cezalandırdığı bir sürece dönüşüyor. Yani ülkenize gelmeyerek, otomatikman siz ülke olarak belirli bir kaynaktan mahrum kalıyorsunuz" dedi. Avdagiç, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, turizm sezonunu iyi geçirdiğimizde Türkiye’nin mayıs ayından itibaren ciddi bir döviz gelirine sahip olacağını kaydetti. İstanbul’da otel fiyatlarının hala Avrupa fiyatlarının çok altında olduğunu belirten Avdagiç, "İstanbul otelleri hala ucuz. Artan taleple beraber hem doluluk oranlarının artması hem fiyatların daha makul hale gelmesi, İstanbul için önemli bir konu" dedi. "Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı, birçok misafirimizin Türkiye’ye gelmesine engel oluyor" İstanbul’a ve Türkiye’ye turist gelmesinde hep beraber karşı durulması gereken bir konunun da Türkiye’nin ‘yabancı karşıtlığı’ olduğunu kaydeden Avdagiç, "Türkiye’nin içinden ve dışından pompalanan yabancı karşıtlığı, birçok misafirimizin Türkiye’ye gelmesine engel oluyor. Olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. Bu Türkiye’nin kuralsız, tüm yabancıları ülkeye kabul etmesi anlamına asla gelmiyor. Mutlaka bir sınır güvenliği kontrolü ülkenin bekası anlamında en önemli konulardan bir tanesi. Ancak kurumlar ve kişiler olarak hem yurtiçinde hem yurtdışında abartılı ve rasyonel karşılığı olmayan söylemleri gündeme getirenlere karşı çok net, açık ve sürekli tavır almamız lazım. Aksi halde Türkiye hiçbir yabancının gelmesinin istenmediği bir ülke durumuna düşer ki, bu turizm için benim şu an yakın ve orta vadede gördüğüm en büyük tehdit. Bu insanların açık tepki vermeden kararlarıyla sizi cezalandırdığı bir sürece dönüşüyor. Yani ülkenize gelmeyerek, otomatikman siz ülke olarak belirli bir kaynaktan mahrum kalıyorsunuz" şeklinde konuştu. “Yabancılar ‘cash on the table (nakit)’ daire, arsa alıyorlardı” Yabancı karşıtlığının olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Avdagiç, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye genelinde yabancılara konut satışları 6 milyar dolardan 3 milyar dolar seviyesine geldi ve bu azalış devam ediyor. Aynı şekilde İstanbul’da satılan konutların yüzde 10’u yabancılara satılıyordu, şu anda bu yüzde 5’lere düştü. Yabancı yatırımcı teminat mektubu ve kredi kullanmıyor, ‘cash on the table (nakit)’ daire, arsa alıyorlardı. Bir bu var, bir de almış olanların da bir kısmı satışa geçti. Bunun dengesi iyi ayarlanmalıdır. Bu yaklaşım yabancıları rahatsız ediyor, rakip ülke yabancı medyasında da takip edilip kullanılıyor. Onlar da bu durumdan ister istemez etkileniyorlar.” İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’ye girişte uygulanan vize ücretlerinin gözden geçirilmesinin de turizm sektörüne katkı vereceğini belirtti. Şekib Avdagiç, "Türkiye’nin bazı ülkelere uyguladığı vize bedeli ciddi rakamlara ulaşıyor. AB’nin bize uyguladığı vize bedellerinden çok şikayet ediyoruz. Türkiye’nin de belirli ülkelere uyguladığı vize bedellerinin gözden geçirilmesinde turizm açısından fayda var. Özellikle aile seyahatlerinde vize ücreti ciddi bir rakam olduğu zaman, insanlar Türkiye yerine farklı turizm destinasyonlarını tercih edebiliyorlar" dedi. Avdagiç, Türkiye’nin kendine has ılıman iklimi, kaliteli tesisleri, yetişmiş insan gücü, gastronomideki çeşitliliği ve sunumunu yerli ürünle yapıyor olmasının önemli avantajlar olduğuna dikkati çekti. “Turizmde artık yeni bir konsept ve strateji belirlemenin zamanı geldi” Şekib Avdagiç, bununla birlikte Türkiye’nin turizmde konseptini gözden geçirmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. Avdagiç, “Turizmde artık yeni bir konsept ve strateji belirlemenin zamanı geldi. Türkiye orta ve uzun vadede turizmde konseptini, fiyat stratejisini ve hizmetlerini baştan aşağı gözden geçirmeli. Çünkü hiç gündemde olmayan yeni rakiplerimiz belli bir süre sonra devreye girecek. Türkiye turizmdeki dinamik gücünü, belirli aralıklarla strateji ve hizmet niteliklerini yenileyerek sürdürebilir” diye konuştu. Türkiye’nin şu anda yatak kapasitesini geliştiren bir ülke olmasının önemine dikkati çeken Avdagiç, “Türkiye genelinde turizmde 2 milyon yatağımız var. Buna bağlı olarak Akdeniz çanağında yeni destinasyonlar hızla devreye giriyor. Mısır ve Kuzey Afrika’nın bazı ülkeleri burada öne çıkıyor. Suudi Arabistan kıyı şeridi için NEOM Projesi ile bağlantılı önemli bir yatırım paketi açıkladı. Turizmcilerin tabiri ile 500 bin anahtar, yani 500 bin odalık kapasite oluşturma sürecini devreye aldılar. Bizim de bugünden bütün konseptimizi gözden geçirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Turizm yatırımcıları için yüksek nitelikli otel odası maliyetlerinin giderek arttığını kaydeden Avdagiç, “Bir örnek verirsek, Türkiye’de yüksek nitelikli bir odanın yatırım maliyeti 250 bin dolar iken, Mısır’da aynı nitelikli bir odanın maliyeti 135 bin dolar. Bu durum bizi bugünden yarına hemen olumsuz etkilemeyecektir ama yatırım anlamında ve birim fiyat anlamında rekabetçiliğimizde bir gerileme var, bu konunun üzerinde çalışmamız gerekiyor” dedi.
Muğla Bodrum’u heyecanlandıran yarış sona erdi Muğla’nın Bodrum ilçesinde 3 gün boyunca süren otomobil yarışında Ali Türkkan-Oytun Albayrak Genel klasman 1’incisi oldu. Karya Otomobil Spor Kulübü (KAROSK) tarafından düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası üçüncü ayağı Rally Bodrum nefes kesen bir mücadeleye sahne oldu. 7’den 70’e insanların akın ettiği yarışlar ödül töreniyle sona erdi. Jandarma 185. yılına özel etabında en iyi zamanı yapan Türkkan-Albayrak, jandarma özel ödülünü de kazanırken, ekip aynı zamanda sınıf 3 birinciliğinin de sahibi oldu. Cuma günü Bodrum’da başlayan ve 3 gün boyunca süren Rally Bodrum için mücadele eden otomobiller görsel şölen oluşturdu. Bodrum’un bir ucundan diğer ucuna kadar yarışan pilotlar zaman zaman nefes kesti. Özellikle köy yollarından ve köylerden geçen otomobilleri köy halkı ise pür dikkat izledi. Çizilen rotada Bodrum İlçe Jandarma ekipleri ve Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler üst düzey güvenlik önlemi alarak güvenliği sağladı. Kıyasıya geçen mücadelenin ardından Castrol Ford Team Türkiye takımından Ali Türkkan-Oytun Albayrak ekibi Genel klasmanda 1’inci oldu. Genel klasman 2’ncisi ise GP Garage My Team’den Ümit Can Özdemir-Kutay Ertuğrul ekibi oldu. Mücadelede 3’üncülüğü Parkur Racing takımından Kerem Kazaz-Corenitn Slyverstre ekibi oldu. Kazaz-Slyverstre, gençler birinciliğinin yanı sıra organizasyon TECNO özel ödülünü de kazandı. Bodrum ve Milas’ın doğal güzelliklerini gözler önüne seren asfalt zeminli etaplara 2 gün süren 476 kilometre uzunluğundaki rallinin Markalar birincisi Castrol Ford Team Türkiye olurken, Takımlar birinciliğini de GP Garage My Team elde etti. Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı, Milas Kaymakamlığı, Bodrum Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi tarafından desteklenen sponsorların ve Bodrum Gazeteciler Cemiyeti katkıları ile gerçekleştirilen organizasyon finiş seremonisi ile sona erdi. Törende dereceye giren sporcular Muğla İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum İlçe Jandarma Komutanı Gökhan Kurgan, Bodrum Belediye Meclis Üyeleri Abdullah Engin Başol ve Seha Ergene ile sponsor firma yetkililerinden aldılar. Yarışın Sınıf 4 ve İki Çeker birinciliğini Atış Motorspor’dan Refik Bozkurt-Soner Tamer elde ederken, Sınıf 5 birincisi Hypco Neo Motorspor’dan Kübra Denizci Keskin-Onur Vatansever, Master pilotlar birincisi GP Garage My Team’den Uğur Soylu, kadın pilotlar birincisi Burcu Çetinkaya kadın co-pilotlar birincisi İtalyan Fabrizia Pons oldular. 35 yaş üzeri klasik ralli otomobillerine açık historic klasmanında Parkur Racing’den Kemal Gamgam-Orkun Demir bir zafere daha imza atarken, ikinciliğin sahibi Fiat 131 S ile Ahmet Tınkır-Rafet Yılmaz ekibi oldu. Bu yıl Celal Gülerhan anısına düzenlenen TOSFED Ralli Kupası klasmanında ise Ankaralı genç ekip Berkay Erdoğan-Muhammed Mataracı birinciliğe uzanırken ekip aynı zamanda Kategori 4’te ilk sırada yer aldı. Taner Oruç-Onur Sırımoğlu ikinci ve Kategori 2 birincisi, Sencan Kırıkkaya-Tezcan Başar da üçüncü oldular. Kategori 3’te en hızlı ekip Alp Atak-Alperen Tetik olurken, kadın pilotlar birinciliğini kızı Zeynep Tümerkan ile yarışan Çiğdem Tümerkan, kadın co-pilotlar birinciliğini de Faruk Sayın ile yarışan Cansu Açar kazandı.
İstanbul Yurtta hava durumu Yapılan son değerlendirmelere göre, yurt genelinin parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu, İç Ege, Doğu Akdeniz’in Toroslar mevkii, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Osmaniye, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; öğleden sonra Kastamonu, Çankırı, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir ve Çorum çevreleri ile Ankara’nın doğu kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. Güney ve iç kesimlerde toz taşınımı beklenmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklıkları güney ve doğu bölgelerde mevsim normalleri üzerinde, diğer bölgelerde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzeyli yönlerden, güney ve doğu kesimlerde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara’nın batısı ile Kuzey Ege kıyılarında kuzey ve kuzeydoğu yönlerden kuvvetli olarak (40 -60 km/saat) esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların; öğleden sonra doğu kesimlerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.) 24 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 16 İzmir: Parçalı bulutlu 26 Adana: Parçalı yer yer çok bulutlu, öğleden sonra kuzey çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 33 Antalya: Parçalı bulutlu 28 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 21 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 17 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Parçalı bulutlu 32