GENEL - 20 Ocak 2021 Çarşamba 13:10

Muratpaşa’nın turunçları evlerde reçel oluyor

A
A
A
Muratpaşa’nın turunçları evlerde reçel oluyor

Antalya’da, Muratpaşa Belediyesi’nin parklara, yenilediği cadde ve sokaklarda kaldırım kenarlarına diktiği turunç ağaçları meyve vermeye başladı.

Antalya’da, Muratpaşa Belediyesi’nin parklara, yenilediği cadde ve sokaklarda kaldırım kenarlarına diktiği turunç ağaçları meyve vermeye başladı. Bir yanda mahalleli turunç reçelini yapmak için meyveleri toplarken Muratpaşa Belediyesi de Antalya Kadın Girişimi Kooperatifiyle hediyelik reçel yapmak için çalışmalara başladı.


Muratpaşa Belediyesi’nin turunç fidanı üretimi Ermenek Mahallesi’nde 12 dönüm alan üzerine kurulu fidanlıkta 2014’te başladı. En iyi tohumuna ulaşmak için bölgede yapılan tarama çalışmalarıyla en sağlıklı turunç meyvelerinden tohumlar alındı. Bu tohumlardan 2015’te ilk fidanlar üretildi. Ağaç formuna gelen fidanlar başta belediyenin yaptığı parklara, yenilenen cadde ve sokaklarda kaldırım kenarlarına dikildi.


Muratpaşa’da bugüne kadar 15 bin 100’ü ağaç formunda olmak üzere 21 bin 34 turunç dikildi. Turunç ağaçları meyve vermeye başlarken Muratpaşa sakinleri yeşil yaprakların arasından gündoğumu rengiyle parlayan turunçları toplamaya başladı. Antalya mutfağının gözbebeği turunç reçeli yapmak için meyveler toplanırken Muratpaşa Belediyesi de başta yabancı konuklarına hediye etmek üzere Antalya Kadın Girişim Kooperatifi’yle ortak bir çalışma içine girdi.


Toplanacak turunçlar, üretim çalışmalarını Abdullah Sevimçok Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezlerinde (ASSİM) sürdüren Antalya Kadın Girişim Kooperatifi üyesi kadınlar tarafından reçel yapılacak. Reçeller tadımlık kavanozlarda belediyenin misafirlerine hediye edilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi ekibinden öğrencilerin eğitim hedefleri için TÜBİTAK projesi Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Büyük’ün yürüttüğü ’Türk Yükseköğretim Sisteminde Mikro-Yeterliliklerin Kredilendirilmesi İçin Gereksinimlerin Belirlenmesi’ projesi TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı. Projeleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Köksal Büyük, “Mikro-yeterlilikler ya da diğer bir ismi ile mikro krediler öğrenme kazanımlarını, iş yükünü ve kredi değerini içeren kısa süreli eğitim programlarıdır. Öğrenciler, kendi eğitim hedeflerine uygun yeterlilikleri seçebilir ve alacakları krediyi önceden bilebilirler. Yüksek öğretim kurumları, öğrenme kredisi karşılığı olmayan okul dışı eğitim faaliyetlerini akademik krediye dönüştürmek için bugüne kadar yeterince çaba sarf etmediler. Ancak, geleceğin başarılı üniversitelerinin okul dışı öğrenmeye imkan tanıyan kurumlar olacağını net bir şekilde ifade etmeliyim. Bu açıdan, mikro-yeterlilikler büyük bir fırsattır. Konu ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu, mikro-yeterlilikler için ortak tanımlar ve standartlar geliştirmeyi hedeflerken, Avrupa Birliği Konseyi ise hayat boyu öğrenme ve istihdam edilebilirlik adına bu yaklaşımı destekleyen kararlar almıştır. Türkiye’de ise, son zamanlarda bu yeterliliklerin yükseköğretim sistemine entegrasyonu ve uygulanması üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu süreçler, uluslararası öğrenci hareketliliğini destekler ve öğrenenlere kişisel ve profesyonel gelişimleri için esnek eğitim imkanları sunar" dedi. “Daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecek” Projenin kapsamına da değinen Prof. Dr. Köksal Büyük, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki mikro-yeterlilik uygulamalarının mevcut durumunu ve modellerini belirlemek, farklı ülkelerdeki benzer uygulamalarla karşılaştırmalı analiz yapmak, Türkiye’nin eğitim sistemi özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun mikro-yeterlilik ilke ve esaslarının oluşumuna katkı sağlamak önemli çıktılarımız arasındadır. Bu süreçte öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve iş dünyasının mikro-yeterliliklere bakış açıları ve beklentileri araştırılacak, böylece daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecektir. Yükseköğretimdeki tüm paydaşların yani Yükseköğretim Kurulu, üniversite yönetimleri, öğretim elemanları, idari personel, öğrenciler ve sektör temsilcilerinin mikro-yeterliliklere ilişkin hazır bulunma düzeyleri belirlenecek ve bu konudaki potansiyel direnç noktaları tespit edilecektir. Ayrıca, mikro-yeterliliklerin kredi değerlerinin belirlenmesi, kontrol edilmesi ve kabul süreçlerini içeren bir sistem tasarımı yapılacak, bu süreçlerin yükseköğretime entegrasyonu sağlanarak sistemin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Son olarak hem eğitim sistemimize hem de öğrencilerimize katkı sağlayacak olan proje ekibimizde Anadolu Üniversitesi’nden değerli araştırmacılarımız Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Doç. Dr. Murat Akyıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nurcan Deniz ve ASBÜ’den Doç. Dr. Ahmet Yusuf Yılmaz yer almaktadır.”