POLİTİKA - 11 Ocak 2013 Cuma 18:47

SUAT KINIKLIOОLU`NDAN AVRASYA BİRLİĞžİ PROJESİ DEОERLENDİRMESİ

A
A
A
SUAT KINIKLIOОLU`NDAN AVRASYA BİRLİĞžİ PROJESİ DEОERLENDİRMESİ

23. Dönem Milletvekili, Stratejik İletişim Merkezi (STARTİM) Direktörü Suat Kınıklıoğlu, Uluslararası Antalya Üniversitesi`nde düzenlenen Rus-Türk Entelektüelleri Buluşmasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`in 2012 yılında ilan ettiği Avrasya Birliği Projesi ile ilgili olarak tekil bir Türk görüşünün olmadığını söyledi.
On yıllık bir süreç içerisinde Rus-Türk ilişkilerinin gelişme sürecine değinen Kınıklıoğlu, 2012 yılında Avrasya Birliği Projesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından ilan edildikten sonra Türkiye`nin konuya bakışı ile ilgili kendisinden bir değerlendirme yapılması istendiğini bildirdi. Her şeyden önce Rus meslektaşları ikaz etmek istediğini ifade eden Kınılıoğlu ``Böyle bir konuda hiç bir konuda da olmadığı gibi tekil Türk görüşü yoktur. Bizim gibi zihinsel olarak bölünmüş, oldukça canlı ve çatışmalı düşünce kültürü olan bir coğrafyada böyle bir konuda da tek bir Türk görüşünün olmasını beklemek de gerçekçi olamaz`` dedi.
Ba konuda kendi görüşleri ifade eden Kınıklıoğlu şöyle konuştu:
``Avrasya Birliği Projesinin ilan edilmesi ve bunun öngörüldüğü alt başlıklar dikkate alındığı zaman Türkiye için ironik bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye`nin şu anda geleneksel olarak ittifakı çerçevesinde özellikle Avrupa Birliği`ne tam üyeliğin teorik de olsa devam ettiği göz önüne alınırsa Avrasya Birliği Projesinin ilan edilmesi biz Türkler açısından ilginç bir ikilem ortaya atıyor. İlginç bir durum var.``
Sovyetler Birliği`nin dağılmasından bu yana 90`lı yıllarda Amerika`nın başat olduğu ve neredeyse tek kutup olduğunu kaydeden Kınıklıoğlu Irak savaşı ile birlikte son 10 yılda iyice soğuklaşan, çok kutupluluğa geçme arifesinde olan bir dünya düzeni ile karşı karşıya kalındığını belirtti. Dünyanın ağırlık merkezinin, dinamizminin batıdan daha çok doğuya kaydığını belirten Kınıklıoğlu ``Burada sadece ağırlık merkezi derken siyasi ağırlıktan bahsetmiyorum. Aynı zamanda iktisadi anlamda aktivitenin, verimliliğin ve ekonomilerin daha canlı bir görünüm haline geldiği özellikle uzak doğudan bahsediyorum. Amerikan Başkanı Obama`nın Amerikan Devletinin dikkatini Pasifik ve doğuya yönelmesini tesadüfü olmaması gerektiğini düşünüyorum. Amerikalılar da dünyanın ağırlık merkezinin doğuya kaydığının farkındalar`` şeklinde konuştu.
Türkiye gibi bir ayağı batıda, bir ayağı doğuda olan bir ülke için bu denli büyük jeopolitik bir evrim ve değişimin ortasında olmanın, böyle bir durumda stratejik bir öngörü sahibi ve Türkiye dış politika kimliğinin doğru yere oturtmasının çok zor olduğunu ifade eden Kınıklıoğlu konuşmalarını şöyle sürdürdü:
``2003 yılından beri devam ettirilen Türkiye komşuluk siyasetinde özellikle Arap uyanışına kadar çok önemli oranda başarı sağlanmıştır. Türkiye`nin yakın çevresinde, Ortadoğu`da, Kafkaslarda, Karadeniz bölgesinde, Balkanlar`da, Doğu Akdeniz`de ve hatta son günlerde Başbakanın Afrika ziyaretiyle de iyice somutlaşan bir şekilde Afrika`da da etkinliğini artırdığı ve önemli oranda siyasetini sadece Batı kutbundan alıp daha dengeli olarak Türkiye`nin ulusal çıkarlarına daha uyumlu bir mecraya oturttuğunu görüyoruz.``
Arap baharı olarak tarif edilen olayların Türkiye`nin dikkatini güney eksenine, yani Ortadoğu bölgesine yönelmesine yol açtığını kaydeden Kınıklıoğlu, Türk dış politikası camiasının mecburiyetten kaynaklanan bir şekilde bütün dikkat, enerji ve yoğunluğunu güney aksanına vermek zorunda kaldığını ifade etti. Kınıklıoğlu şöyle konuştu:
``Eğer Arap uyanışı olmasaydı belki Sayın Putin`in 2012 yılının Ekim ayında ilan ettiği Avrasya Birliği Projesi belki Türkiye`de daha farklı yankılanabilirdi, daha farklı ele alınabilirdi. Ama bugün geldiğimiz reel durumda şunu ifade etmeliyiz ki Türkiye özellikle Malatya Kürecik`te kurulan, konuşlanan NATO Radarı sisteminin konuşlanmasıyla, Arap uyanışı boyunca Libya ve diğer coğrafyalarda NATO ittifakı ile uyumlu çalışması göz önüne alınırsa güvenlik ilişkileri bağlamında halen Batı kampının bir üyesi olmakla devam ediyor. Avrasya Birliği Projesi, Rusya Federasyonunun ve Kazakistan, Belarusya gibi ülkeleri doğrudan ilgilendirmekle birlikte benim nazarımda Türkiye`yi şu anda ikinci derecede ilgilendiren bir konu. Çünkü Türkiye`nin geleneksel batı ittifakı ile ilişkileri ve özellikle güney aksındaki önemli olaylar cereyan ederken Türkiye`nin birinci önceliğinin ve dikkat ve enerjisinin bu istikamete yöneleceğini ifade etmek istiyorum.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Büyükataman’dan Özgür Özel’e zor soru Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, HDP eski eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı ’Kobani davasında’ verilen cezalara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i soru yağmuruna tuttu. ’Kobani davası’nda yargılanan HDP eski eş başkanları Selahattin Demirtaş 42 yıl, Figen Yüksekdağ ise 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Karara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında yazılı açıklama yapan MHP Genel Sekteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve şürekâsı DEM’lenmeye devam ediyor. Devletimizin terörle mücadelede gösterdiği kararlı duruşun karşısında, CHP ittifak içinde olduğu terör odaklarına diyet borcunu ödemek için kolları sıvıyor, milletin düşmanları ile aynı safta yerini almakta hiç gecikmiyor. Kendini adaletin yerine koyan CHP Genel Başkanı’na göre ‘adalet’ milletimizin canına, malına saldıran ve aziz vatan toprağımıza göz diken kalleşlerin özgür bir şekilde aramızda dolaşması mıdır? ‘Sırtımızı PKK/YPG/PYD’ye dayıyoruz’ diyerek sokakları karıştıran, çocukları katleden provokatörlerin serbest bırakılması mıdır? Özgür Özel, 6-8 Ekim olayları davasında verilen kararın hukuksuz olduğunu neye göre iddia etmektedir? Bağımsız ve tarafsız Türk yargısının kararına leke düşürmeye çalışan Özgür Özel eczacı gömleğini çıkarıp terör örgütünün gönlünü hoş etmek için hakim cübbesi mi giymiştir? Türk yargısının kararlarına leke sürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bağımsız Türk yargısı tarafından verilen ve millet vicdanında kabul gören bir karara ‘hukuksuz’ diyerek karşı çıkmak akıl tutulması değilse düpedüz emperyalizmin Kandil’deki eli kanlı uşaklarına selam çakmak değil midir” ifadelerini kullandı.
Mersin Silifke’de tepkilere neden olan Ay Yıldızlı anıtın yerine Türk bayrağı konuldu Mersin’in Silifke ilçesinde bayrak kanununa aykırı olduğu gerekçesi ile söktürülen anıtın yerine Türk bayrağı konuldu. Mersin’in Silifke ilçesi Atatürk Köprüsü girişine Cumhur İttifakı Milliyetçi Hareket Partisi Belediyesi’nce 4 yıl önce yaptırılan ve Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Mustafa Turgut tarafından bayrak kanununa aykırı olduğu gerekçesi ile söktürülen anıtın yerine Türk bayrağı konuldu. Sökülen anıtın yerine 15 metre uzunluğundaki Türk bayrağı göndere çekildi. Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, CHP Silifke İlçe Başkanı Zarif Korkmaz, Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Belediye Meclis Üyeleri ve vatandaşların katılımı ile bir dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı okunarak Türk bayrağı göndere çekildi. Sosyal medyada, bazı gazete ve haber sitelerine konunun yanlış aktarıldığını belirten Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, “Görev yaptığımız dönemde Göksu Irmağı üzerine Atatürk Köprüsünü yaptık ve nesiller boyunca Silifke’mize hizmet edecek. Tabi ki bu Atatürk köprümüz üzerine yakışan da şanlı al bayrağımızın dalgalanmasıydı. Anayasada belirtildiği şekilde bayrağımız dalgalanacak ve ilelebet de dalgalanmaya devam edecek. Biz Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün izinden gidenleriz. Bizim önderimiz o dur. Bizim Atatürk, bayrak ve vatan sevgimiz sorgulanamaz, o hiç kimsenin haddi değildir. Tam da 19 Mayıs arifesinde bu töreni gerçekleştirdik. Bu vesile ile emeği geçen arkadaşların hepsine teşekkür ediyor, 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramımızda kutlu olsun” dedi.
İstanbul Avcılar’da refüje çarpan motosiklet sürücüsü yola savruldu: Feci kaza anı kamerada Avcılar’da direksiyon hakimiyetini kaybeden motosikletli kurye refüje çarparak yola savruldu. Motosikletli kuryenin kaza anı ise aynı yönde seyir halinde olan başka bir aracın araç kamerasına yansıdı. Kaza, dün akşam saatlerinde Avcılar Ispartakule Bulvarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre bulvarda seyir halinde olan bir 34 DGR 892 plakalı motosikletli kurye, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çarptı. Çarpmanın etkisiyle kurye yola savruldu. Kazayı gören diğer sürücüler ise durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Yaralı sürücü, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahale sonrası ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Kazayı gören Bünyamin Büyük, “Biz seyir halinde gidiyorduk. Benim arkamda trafik vardı zaten. Ben o esnada yavaşladım. Önümdeki kazayı gördüm. Benim arabamda da kamera vardı kazayı görüntüledi. Hafif yalpaladı ama hızlı girdi. Köşeye vurduktan sonra takla atmaya başladı. Sürücünün alkollü olduğunu söylüyorlar. Bende hemen müdahale ettim. Baktım bilinci açık. Duyuyor ama hareket edemiyor. Ambulans gelebilmesi için trafiği açmaya çalıştık” dedi. Kaza anı kamerada Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği motosiklet sürücüsünün kaza anı aynı yönde seyir halinde olan bir aracın araç içi kamerasına yansıdı. Görüntülerde motosikletli kuryenin sola dönmeye çalıştığı esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek yola savrulduğu görülüyor. Kaza sonrası motosiklet çekici ile yoldan kaldırıldı. Polis, kaza ile ilgili inceleme başlattı.
Ankara TDV’nin “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” kampanyası bu yıl da devam ediyor Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yardımlaşma ve dayanışma bilincinin gelişmesine katkı sağlayan kurban ibadetini gençlere aşılamak amacıyla “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” sloganıyla yürüttüğü kampanyayı bu yıl da devam ettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” temasıyla gerçekleştirilen vekaletle kurban kesim programı kapsamında kurban vekaletlerini almaya başlayan Türkiye Diyanet Vakfı, Kurban Bayramı’nda yardımları ihtiyaç sahiplerine görevli ve gönüllüler nezaretinde ulaştıracak. Gençlere kurban bilincini aşılamak amacıyla yürütülen kampanyaya ilişkin bilgi veren Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, "İlk Kurbanım İlk İyiliğim" kampanyasının gençleri kurban ibadetine teşvik ettiğini ve toplum arasında sevgi ve saygının pekişmesine katkı sağladığını belirtti. Turan, kurban ibadetinin kardeşlik duygusunu güçlendirdiğini belirterek, toplumda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilincini artırdığını vurguladı. Gençlerin milli ve manevi değerlere sahip çıkmasının sevindirici olduğunu ifade eden Turan, kurban bağışlarının başta Filistin ve deprem bölgesi olmak üzere 77 ülkedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını söyledi. Turan, kurban kesebilir durumda olan tüm vatandaşların bu müstesna ibadeti en doğru usulle ve en güvenli şekilde yerine getirebilmeleri için tüm imkanlarıyla çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Bağışların teslim alınmasından kurbanların kesimine ve dağıtımına kadar organizasyonun her aşamasını titizlikle takip etmektedir. Kurban kesimleri, vekalet sahiplerinin isimleri tek tek okunarak bizzat Diyanet İşleri Başkanlığımızda görev yapan hocalarımız ve Vakfımızın gönüllüleri nezaretinde yapılmaktadır.” Bu yıl vekaletle kurban kesim hisse bedelinin yurt içi için 11 bin 750 TL, yurt dışı için 4 bin 750 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Turan, bağış kanallarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Hayırseverlerimiz, ‘tdv.org’ ve ‘bagis.tdv.org’ adreslerinden online bağış ve TDV mobil bağış uygulamamızdan kurban bağışında bulunabilecekleri gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, tüm bankalar aracılığıyla da bağışta bulunabilirler. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Ataşelikleri, koordinatörlükler ve bu ülkelerdeki cami dernekleri ile din görevlileri vasıtasıyla kurban vekaletlerini güvenle emanet edebilirler.”
Niğde Karaca: "Her yıl yaklaşık 11 milyon kişi hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybediyor" Niğde İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Bahadır Karaca 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle yaptığı açıklamada toplumda hipertansiyon farkındalığının yetersiz olduğuna dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünya genelinde 1,3 milyar kişinin hipertansiyon ile yaşamını sürdürdüğünü belirten Karaca; her yıl 30-70 yaş arasındaki yaklaşık 11 milyon kişinin hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Ülkemizde, 2023 yılında yapılan bir çalışmada 15 yaş üzerindeki nüfustaki hipertansiyon sıklığının yüzde 18,3 olduğu ve sıklığın yaşla birlikte arttığı söyleyen Karaca; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre de ülkemizde gerçekleşen ölümlerin yüzde 3,5’inden hipertansiyonun sorumlu olduğunu vurguladı. Karaca; "Hipertansiyon; inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hasarı gibi ölümcül durumlara yol açması nedeniyle dünya genelindeki hastalık ve ölümlerin en önde gelen risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Kan basıncının olması gereken değerin üzerinde olmasıyla karakterize, tedavi edilmediği taktirde ciddi sağlık sorunlarına yol açan kronik bir hastalıktır. Vakaların yüzde 95’inde hipertansiyona yol açan asıl neden tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte altta yatan en sık nedenler arasında yüksek tuz ve yağ tüketimi, meyve ve sebzeden fakir diyet, aşırı kilo, yetersiz fiziksel aktivite, zararlı alkol kullanımı, tütün ve tütün ürünleri tüketimi ile stresin yer aldığı görülmektedir" şeklinde konuştu. Olumlu yaşam tarzı değişikliklerini içeren birincil koruma yönteminin hipertansiyondan kaynaklanan ilave hastalık ve ölümleri önlemede etkili olduğunu söyleyen Karaca; önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına ve ölümcül sonuçlarına rağmen toplumun hipertansiyon farkındalığının istenilen düzeyde olmadığını belirtti. Karaca; "Hipertansiyondan veya hipertansiyon nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuz durumlardan korunmak için aile hekiminize başvurup düzenli aralıklarla risk değerlendirmenizi yaptırarak, hipertansiyonunuz yoksa yılda bir kez, hipertansiyonunuz varsa düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürün, sağlıklı beslenin, yeterli miktarda su için, tuz tüketimini azaltın, tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, hareket edin ve hepsinden önemlisi de tanı konulduğunda size reçete edilen ilaçlarınızı düzenli olarak ve önerilen şekilde kullanın. Kan basıncınızı ve hayatınızın değerini bildiğiniz uzun ve sağlıklı bir yaşam dileriz" ifadelerine yer verdi.