- 09 Kasım 2021 Salı 11:29

Emekli hakim kitap tutkusunu anılarıyla buluşturdu

A
A
A
Emekli hakim kitap tutkusunu anılarıyla buluşturdu

Antalya’da yaşayan emekli hakim Mehmet Mencet, görevi boyunca başından geçen anılarını ve hafızasına kazınan davaları “Emekli Bir Hakimin Hatıralarıyla; Anadolu İrfanı” isimli kitabında anlattı.

Antalya’da yaşayan emekli hakim Mehmet Mencet, görevi boyunca başından geçen anılarını ve hafızasına kazınan davaları “Emekli Bir Hakimin Hatıralarıyla; Anadolu İrfanı” isimli kitabında anlattı. Kitapta birbirinden ilginç anılar yer aldı.


Hakimlik mesleğine 41 yılını veren 73 yaşındaki Mehmet Mencet, görevi boyunca unutamadıklarını, insanlara ve özellikle meslektaşlarına faydalı olması amacıyla kitap haline getirdi. Hakim olmaya nasıl karar verdiğini paylaşan Mencet, “1947 yılında Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde doğdum, doğduğum yer Ağır Ceza merkeziydi ve hep hakimler, savcılar vardı. Biz de onları gördükçe gıpta eder bakardık” dedi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Mencet okulunu bitirdikten sonra ilk olarak Yozgat Sungur’da hazine avukatlığı yaparak bu işe başladığını ancak avukatlık mesleği kendisini tatmin etmediği için hakim olmaya karar verdiğini belirtti.



“Kişiliğim orada oluştu diyebilirim”


Mencet, “1973 yılında Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde hâkimlik stajına başladım. Stajın ardından 1974’te Urfa Hilvan’da ise bu mesleğe başladım. Başlangıçta kura çektik ve kurada 80 kişi vardı. Herkes cam kaseden rastgele bir şekilde göreve başlayacağı yeri çekti ama ben en son çektim ve bana Urfa Hilvan kaldı. Hayatımın en güzel günleri orada geçti. Orada çok değişik olaylara şahit oldum. Kişiliğim orada oluştu diyebilirim. Bazı büyüklerimiz bize topluma ve Allah’a layık bir kul olmanın yollarını gösterdiler” şeklinde konuştu.



“Yaptığın işin vebalini hep kendin çekiyorsun”


İyi bir hakim olmak için neler yapılmalı sorusu cevap veren Mencet, “Hakimler Kurulu tarafından her hakime verilen bir yetki vardır. Hakimlik sadece verilen yetkiyi kullanmak değil, aynı zamanda gelenekleri, görenekleri dikkate alıp iyi bir araştırma yapmak ve olayı baştan savmamaktır. Adalet çok önemli bir görev. Hakimlikte onur var, yaptığın işin vebalini hep kendin çekiyorsun. Bu yüzden hakimlik kılı kırk yararcasına yapılır, çünkü hakkın büyüğü küçüğü olmuyor hak haktır. Eğer inancınız iyiyse, gücünüzü Allah’tan alıyorsanız, imzayı atarsınız imzanın sorumluluğu size aittir. Ne yaparsa yapsın hiç kimse sizi etkileyemez. Size müracaat eden kişinin size inanacağı şekilde karar vermek zorundasınız. Dürüst davranırsanız vatandaş size saygı duyar. Herkese karşı titiz olmalısınız, kim gelirse gelsin bu ülkenin vatandaşıdır. Şu cahil bu bilgili diyemezsiniz” dedi.



“Yıllardır insanlarla uğraşıyorsunuz ve birden bire yalnızlaşıyorsunuz”


Mencet, "Meslekte yaşadıklarınızı kitap haline getirme kararını nasıl aldınız" sorusuna, “İnsan emekli olunca bir yerde hatıralarını yaşamak istiyor, yıllardır insanlarla uğraşıyorsunuz ve birden bire yalnızlaşıyorsunuz. Bunu bir kitap şeklinde geçmişe bir hatıra olsun, meslektaşlarımıza bir örnek olsun ve insanları iyiliğe, güzelliğe teşvik etsin diye yazdım. Allah rızası kazanmak için yazdım. Bu kitaplardan zerre kadar maddi bir şey beklemedim” şeklinde cevap verdi. Mesleğine ömründen 41 yıl veren Mehmet Mencet, kariyeri boyunca unutamadığı ve okuyucularının yaşamlarına ışık tutacak kitabındaki bazı anılardan da bahsetti.



Yalancı şahitler kıraathanesi


Hakimlik mesleğini “İçi başka dışa başka, insanları tanımak, hele de muhakeme etmek eldeki delillere bakarak, yalancı olabilen şahitlere rağmen karar vermek dünyanın en zor işi” diyerek niteleyen Mehmet Mencet, unutamadığı anlardan birini de “yalancı şahitler kıraathanesi” olarak belirtiyor. “Meslekte yalancı şahitlerle çok karşılaşıyoruz, bir gün yine boşanmak isteyen bir çift geldi. Karısının kendi en yakın arkadaşıyla anlaştığından şüphelendiği için boşanmak istediğini söyledi. Daha sonra anlaşıldı ki arkadaşına rica etmiş; “Ne olur şunun gönlünü çel de benden boşansın. Sen de ister al ister alma” diye. Olayın şahitlerinden olduğunu söyleyen bir dolmuş şoförü geldi. “Efendim ben yengeyi bir adamla yürürken gördüm” dedi. Nasıl ve nerede gördüğünü sorduğumda ise “Antalya’nın en işlek caddelerinden birinde dolmuşla giderken yan yana gördüm” dedi. Böyle bir şeyin olamayacağını söyledim. Bu tarz olaylarla sık karşılaştık hatta bununla ilgili olarak Antalya’nın bir ilçesinde, sırf yalancı şahitlik yapmak için insanların toplandığı bir kahvehane bile vardı. Ver parayı, hadiseyi anlat, şahitler hazır” dedi.



Kürtçe bilen hakim olayı çözdü


Mencet, hafızasında yer alan olaylara örnek vermeye şöyle devam etti:


“Urfa’da ağır ceza hakimliği yaparken bir baba feryat ediyordu. “Bir oğlum mezarda, diğeri hapiste; bana yardım edin”. Oğlunun biri bahçedeyken ateş edilip öldürülmüş, kardeşi de hemen koşmuş. Türkçe bilmedikleri için şahitler olayı anlatırken; “Kardeş kardeşi vurdu” diye anlaşılıp diğer kardeş hapse atılmış. Ağır ceza reisi Kürtçe bilince, şahitleri kendi lisanında tekrar konuşturdu. Olayın iç yüzü anlaşıldı ve kişinin dışarıdan gelen bir kurşunla öldürüldüğü ortaya çıktı. Yanlış bir tercüme nelere sebep olabiliyor."



Mezarda okunan karar


Bir gün yaşı hayli ilerlemiş bir vatandaşın 30-40 yıl süren davasından dolayı gelip gitmekten bıkıp kendisine, “Hakim bey sen yeni geldin. Benim şu davamı bitir de ölmeden göreyim. Artık yaşlandım, gözüm açık gidecek” diye rica ettiğini anlatan Mencet, "Ben de bir ay sonraki duruşmaya yetiştireyim de şu adamcağızın muradı olsun diye gayret ettim. Duruşma günü geldi ve davayı sonuçlandırdık. Yaşlı amcayı göremedim, oğlu geldi ve babasının vefat ettiğini ama bir istediği olduğunu söyledi. Babası oğluna, “Eğer ben öldükten sonra bu davadan karar çıkarsa, getir mezarımın başında oku” demiş. Oğlu da bana, “Eğer kararı bana verirseniz mezarı başında okurum dedi. Biz de kararı verdik ve vasiyeti yerine gelmiş oldu” dedi.



Eski mahkûmlarından hediyeler, boşanmaktan vazgeçirdiklerinden ise çiçekler aldı


Mehmet Mencet, “Görev gereği, suçlu bulduğumuz ve cezaya mahkûm ettiğimiz insanlar oldu. Cezaları bittikten sonra ise bana hediyeler yapıp getirdiler. Hediyeleri hala saklıyorum” dedi. Boşanma davalarında da başına benzer durumlar gelen Mencet boşanmak için gelen evli çiftlerden bazılarına ise “dilekçenizi kabul etmiyorum, üzerine iyice düşünün bunlar kolay alınacak kararlar değil” diyerek geri gönderdiğini ve yıllar sonra kendisine çiçekler vererek “yuvamızı kurtardınız” dediklerini belirterek, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydınlı 90 yaşındaki sarraf Bezirgan: "Dürüstlük, iş hayatının altın anahtarıdır" Aydın’ın en eski sarraflarından 90 yaşındaki Necdet Bezirgan, yarım asrı aşan meslek hayatında terzilikten çiftçiliğe, minibüsçülükten sarraflığa uzanan çalışma serüveninde başarıya giden yolun ’dürüstlükten’ geçtiğini belirterek, "Dürüstlük, iş hayatının altın anahtarıdır" dedi. İş hayatına erken yaşta çalışarak başladığını anlatan 90 yaşındaki Necdet Bezirgan, meslek yolculuğunun tek bir işle sınırlı kalmadığını dile getirdi. İlk olarak Yenipazar ilçesinde 15 yıl boyunca terzilik yaptığını ardından da 2 yıl çiftçilikle uğraştığını ifade eden Bezirgan, 9 yıl da minibüs şoförlüğü yaptığını söyledi. Şimdilerde oğluna devrettiği sarraflığa ise 1980’li yılında adım attığını belirten Bezirgan, o dönem meslektaşlarının kendisine büyük bir vefa örneği gösterdiğini belirterek kendilerine mesleği öğrenmek için ücret teklif ettiğini ancak ustasının bunu kabul etmeden ’bu mesleği sana öğreteceğiz’ diyerek kendisine yeni bir kapı açtıklarını kaydetti. Kendisine yaklaşık yarım asırdır iş kapısı olan sarraflığı öğreten ustasını saygıyla anan Necdet Bezirgan, "İlk önce 15 sene Yenipazar ilçesinde terzilik yaptım, sonrasında 2 sene çiftçilik ile uğraştım. 9 sene minibüsçülük yaptım ve ardından bu mesleğe atıldım. 1980 yılında bu mesleği öğrenmek için ustamın yanında sarraflığa başladım. Sağ olsunlar sarraf arkadaşlar ’bu mesleği sana öğreteceğiz’ deyip öğrettiler. Mesleği öğretmeleri karşılığında para teklif etsem de onlar almayacaklarını söyleyip bana yardımcı oldular. O günden bu yana sarraflık yapıyorum. Aydın’ın ilçelerindeki pazarlara giderek seyyar sarraflık yaptım. Sonrasında iş yerimi açarak bu günlere kadar geldim. Bu mesleği öğreten ustamı saygıyla anıyorum, Allah bana yardımcı olan herkesten razı olsun" dedi. Artık bayrağı oğlu Hakan Bezirgan’a devrettiğini ama iş yerinden de kopamadığını kaydeden Bezirgan, "Oğlum İzmir Ege Üniversitesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinin hemen ardından oğluma, ’sermaye hazır, iş hazır, müşteri hazır gel işinin başına geç’ dedim. O da sağ olsun kırmadı ve birlikte çalıştık. Artık yaşım ilerlediği için mesleği tamamen oğluma bıraktım ama işten yine de kopamıyorum. Günün belli saatleri gelip burada oluyorum. Çayımı içer, gelen müşterilerle hal hatır sorarım. Bu dükkan benim için sadece bir iş yeri değil, ömrümün geçtiği yer. Evde otursam içim sıkılır, buraya gelince kendimi hala işe yarar hissediyorum" diye konuştu. "Dürüstlük vazgeçilmezim" Yıllar boyunca kazancını da kaybını da dürüstlükle karşıladığını belirten Bezirgan, kısa yoldan para kazanma hevesinin insanı hem mesleğinden hem itibarından ettiğini söyledi. Dürüstlüğün kendisi için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Bezirgan, "Benim bu hayatta en büyük sermayem dürüstlüğüm oldu. Dürüstlük vazgeçilmezimdir. İnsan yaptığı işi sevecek ama ondan önce doğru olacak. Ustasına saygısı olmayanın, işine de saygısı olmaz. Bazen zarar ettik, bazen çok kazandık ama hiç bir zaman hiç bir kimseye yanlış yapmadık. İnsan doğru olduktan sonra başı dik gezer, geceleri de rahat uyur" diye konuştu. Gençlere altın değerinde öğütte bulunan Bezirgan, "Parayı değil, itibarı düşünün. Para bugün var yarın yok ama dürüstlük bir kere kaybolursa bir daha yerine gelmez" ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükçekmece’deki adli emanet soyguncusu ve eşi için kırmızı bülten çıkarıldı Büyükçekmece Adliyesi Emanet Bürosundan, İstanbul merkezli 19 ilde sahte vatandaşlık operasyonunda ele geçirilen ziynet eşyalarını çalarak İngiltere’ye kaçan şüpheli ve eşi hakkında yakalanmalarına yönelik kırmızı bülten çıkarıldı. Büyükçekmece Adliyesi’nde 1 Aralık 2025’te Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosunda görevli zimmet memuru Erdal T.’nin uzun süredir işe gelmediği Cumhuriyet Savcısı’na bildirilmişti. Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcısı, görevlilerle beraber, emanet bürosu odası ve içindeki kasaları açtırmıştı. Yapılan aramada yaklaşık 50 kilogram gümüş ve yaklaşık 25 kilogram altının kayıp olduğu tespit edilmişti. Arkadaşlarına, "Allah çarşınıza pazar versin" şeklinde mesaj attı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla zimmet görevlileri Erdal T. ve diğer şüpheli Kemal D. hakkında yakalama kararı verilmiş, yapılan araştırmada zimmet memuru Erdal T.’nin 19 Kasım 2025 tarihi saat 08.22 sıralarında ailesiyle birlikte İngiltere’ye kaçtığı tespit edilmişti. Diğer şüpheli Kemal D. ise bulunduğu adreste yakalanarak gözaltına alınmıştı. Öte yandan şüpheli Erdal T.’nin Whatsapp uygulamasında arkadaşlarına, "Ben malları sattım, Allah çarşınıza pazar versin" diye yazdığı öğrenilmişti. 2021 yılından beri adliyede çalışıyordu Olaya ilişkin soruşturma Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Şüpheli Erdal T.’nin, hizmetli kadrosunda çalıştığı, kendisinde adli emanet kasasının anahtarının bulunmadığı, yalnızca odanın anahtarının bulunduğu öğrenilmişti. Ayrıca, gözaltına alınan bir diğer şüpheli Kemal D.’nin ise 2021 yılından beri adliyede memur olarak çalıştığı, hem adli emanet kasasını, hem de adli emanet odasının anahtarının kendisinde olduğu, Erdal T.’nin ise 2022 yılında çalışmaya başladığı ortaya çıkmıştı. İki ay önce büroda denetim yapılmış Adli emanet kapısının çift anahtar sistemi ile çalışan çelik kapı olduğu, bu kasaların iki ayda bir denetlendiği, en son denetimin ise iki ay önce yapıldığı, herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı bilgisine ulaşılmıştı. Yaşanan olayın ise büroda rutin denetim yapıldığı sırada, denetimi gerçekleştiren Cumhuriyet Savcısı tarafından fark edilmişti. Sahte vatandaşlık operasyonu ziynetleri olduğu ortaya çıkmıştı Öte yandan, Erdal T.’nin, çaldığı altınların İstanbul merkezli 19 ilde sahte vatandaşlık soruşturması çerçevesinde, gözaltına alınan 113 şüpheliye yönelik düzenlenen operasyon kapsamında ele geçirilen ziynetler olduğu da ortaya çıkmıştı. 5 şüpheli tutuklanmıştı Ayrıca yürütülen soruşturma kapsamında, 10 Aralık günü Firari Erdal T.’nin kaynanası, kayınbiraderi, kayınpederiyle, çalıntı altının alım ve satımına aracılık edenlerin de bulunduğu 13 şüpheli emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Büyükçekmece Adliyesi’ne getirilmişti. Savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan şüpheliler Ö.K., Z.V., E.İ.S., G.V., Y.E.K., tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, M.T., B.Ç., M.S. isimli şahıslar ’ev hapsi’ tedbiriyle serbest kalmış, diğer şüpheliler Y.T., A.T., F.T., A.S. ve D.D. ise ’yurt dışına çıkış yasağı’ şartıyla serbest bırakılmıştı. Şahıs hakkında kırmızı bülten talebi Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sürerken, şahsın olayı gerçekleştirirken bağlantı kurabileceği kişiler tek tek araştırılıyor. Soruşturma derinleştirirken, İngiltere’ye kaçan şüpheli Erdal T. İle eşi Esma T. hakkında da, Adalet Bakanlığı’na kırmızı bülten çıkarılması yönünde ihbarda bulunulduğu öğrenilmişti. İngiltere’ye kaçan şüphelilere kırmızı bülten Yürütülen soruşturmada yaşanan yeni gelişmeyle, olay sonrası İngiltere’ye kaçan şüpheli Erdal T. ve eşi Esma T. hakkında yakalanmalarına yönelik kırmızı bülten çıkarıldı. (GŞ-
Şırnak Cizre’de öğrencilere MEBİ’nin eğitimdeki etkisi anlatıldı Şırnak’ın Cizre ilçesinde Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulu öğrencileri ile bir araya gelen Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, MEBİ’nin (Bireysel Öğrenme Platformu) eğitime olan katkısı ve sunduğu ayrıcalıkları öğrencilerle paylaştı. Cizre İlçe Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, Şube Müdürü Sabri Salgut ile birlikte Menderes Ortaokulu ile Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulunu ziyaret ederek öğretmen ve öğrencilerle bir araya geldi. Okul yöneticileri ve öğretmenlerle görüşen İlçe Millî Eğitim Müdürü İke, eğitim öğretim süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İke, bilgiyi hikmetle yoğurarak iyi, doğru ve güzel olanı merkeze alan eğitim anlayışının maarif davanın temelini oluşturduğunu vurgulayarak, asırlardır sözünü hikmetten, yönünü irfandan alan köklü eğitim geleneğinin, çağın imkanlarıyla buluşarak geleceğe taşındığını ifade etti. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen yapay zeka destekli bireysel öğrenme platformu olan MEBİ’nin eğitim sistemine sağladığı katkılara da değinen İke, ücretsiz olarak sunulan platformun, öğrencilerin bireysel öğrenme hızlarına uygun içerikler sunması, öğretmenlere rehberlik etmesi ve eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmesi açısından önemli bir kazanım olduğunu belirtti. İke, MEBİ platformunun bireysel farklılıkları gözeten esnek öğrenme ortamları sunduğunu, beceri ve yetkinlik temelli yaklaşımıyla ölçme ve değerlendirme süreçlerini güçlendirdiğini ifade ederek, ilçede platformun yaygın ve etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla tanıtım faaliyetlerinin ardından okul idareleri ve öğretmenler tarafından bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.