- 14 Ağustos 2022 Pazar 13:04

Seradan stüdyolara

A
A
A
Seradan stüdyolara

Antalya’da çiftçilik yapan 2 çocuk annesi Yadigar Aktaş Kakız (45), gündelik ev işleri ve seralarda yevmiyeyle çalışıp para biriktirerek, hayali olan müzik dünyasına girmeyi başardı.

Antalya’da çiftçilik yapan 2 çocuk annesi Yadigar Aktaş Kakız (45), gündelik ev işleri ve seralarda yevmiyeyle çalışıp para biriktirerek, hayali olan müzik dünyasına girmeyi başardı. Elindeki kazma ve küreği bırakıp birikimiyle İstanbul’a giden azimli kadın, 3 klip çekti.


Konyaalti ilçesi Aşağı Karaman Mahallesi’nde yaşayan 2 çocuk annesi Yadigar Aktaş Kakız, 13 yaşından bu yana hayalini kurduğu şarkıcılığa adım atmak için senelerce uğraştı. Evliliğinden sonra da durmayan Kakız, gündelik ev işleri ile seralarda yevmiyeyle çalışıp para biriktirdi. Kakız, son olarak internetten görüştüğü prodüksiyon şirketiyle anlaşıp İstanbul’un yolunu tuttu. Eşinden de bu konuda destek alan azimli kadın, yaklaşık 1 yıl içerisinde ‘Yaya Gel’, "Özüm Gibi’, ’Sabır Ver Allah’ım’ şarkılarına klip çekti. Hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşayan Kakız, yaşadığı köydeki çevresinden de olumlu tepkiler aldı.



“Dişimden tırnağımdan arttırdım”


Okul zamanlarında çevresi ve öğretmenlerinin telkinleriyle hayalinin pekiştiğini belirten Yadigar Aktaş Kakız, “Sesimle bir yerlere gelmek istiyordum. Seralarda çalıştım, günlük ev işlerine gittim. Çalışıp biriktirdim. Dişimden tırnağımdan arttırarak bir şeyler yapmaya çalıştım. 3 klip çektim, 2 tane daha çekeceğim” dedi.



“Tek başıma yaptım, korkmadım”


Köyde olumlu tepkiler aldığını da dile getiren Kakız, “İstanbul’a kendi başına gidip bunu nasıl başardın’ falan dediler. Tek başıma gittim, korkmadım ve yaptım. Eşimin ilk tepkisi şaşırmak oldu. Ardından ’önün açık, istediğin gibi ilerleyebilirsin’ şeklinde destek verdi” ifadelerini kullandı.


Kakız, “İnsan aklına koyunca yapamayacağı bir şey yok. Bir hedef belirleyerek ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”