YEREL HABERLER - 13 Mart 2014 Perşembe 14:18

Evcilmen "dsp’den Değil Chp’den Aday Olsaydım Kırcami Planı Meclisten Geçerdi"

A
A
A
Evcilmen "dsp’den Değil Chp’den Aday Olsaydım Kırcami Planı Meclisten Geçerdi"

Muratpaşa Belediye Başkanı ve DSP adayı Süleyman Evcilmen, Kırcami Mahallesi’nin sorunlarıyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Başkan Evcilmen, Kırcami ile ilgili 12 Mart'ta yapılan Büyükşehir Meclisi'nde, 30 Mart seçimlerinden önce hazırlanan nazım imar planlarının meclisten geçmesini istediklerine dair önerge sunduklarını ancak bu önergenin mecliste reddedildiğini söyledi. Başkan Evcilmen, DSP’den aday olduğu için Büyükşehir meclisinde kırcami sorunu planının geçmediğini belirtti.
KIRCAMİ SORUNU ÇEYREK ASIRDIR GÜNDEMİMDE
Muratpaşa Belediyesi Hizmet Binasında basın mensuplarıyla bir araya gelen Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, 25 senedir Kırcami sorunuyla uğraştığını belirtti. Evcilmen, "Ben de bu gündemin her devresinde varım. Bugün de varım, 25 sene önce de vardım. Kırcami çeyrek asırdır benimde gündemimi meşgul etti. Kırcami sorunu herkesin bildiği gibi biraz sıkıntılı olarak yaşandı. İktidar ve muhalefet olarak. Muhalefet mevcut seçilmiş Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, ben ve ekip arkadaşlarım, iktidar doğal olarak eski Belediye Başkanı Menderes Türel ve yetkiyi elinde bulunduran bakanlıklar. Planın yapılmasıyla ilgili doğrudan belediyenin kendi yetkilerini kullanabilmesi mümkün değildir. Yeni yasayla ilgilidir. 1/100.000’lik planın yapılması bakanlıktan geçmekteydi. Bakanlık oraya 100 binlik plan yapacaktı. Sonra 50 binlik ve ardından 25 binlik, 5 binlik ve binlik plan şeklinde gerçekleşecekti. Kırcami ve çevresindeki sorunlar da aşılacaktı. Bakanlık 1/100.000’lik planı yaptı. Gazi Bulvarı, Aspendos Bulvarı ve Fener Mahallesi’nin plansız bölümü iki parça şekilde planlandı. Gazi Bulvarı ile Aspendos Bulvarı arası kentsel yaşam alanı olarak planlandı. Yani ne yaparsanız yapın şeklindeki bir plan notuydu" dedi.
"HALK REAKSİYON İÇİNE GİRDİ"
Havaalanı Yolu, Aspendos Bulvarı ve Muratpaşa Belediyesi'nin arkasındaki Fener Mahallesi'nin tarımsal planlama alanı olarak planlandığını,
Kırcami, Güzeloluk, Zümrütova, Mehmetçik gibi mahallelerin ise 'Tarımın dışında planlayamazsınız' şeklinde bakanlığın plan yaptığını belirten Evcilmen, şunları kaydetti:
"Tabi bölge halkı bundan haberdar olduktan sonra bir bir reaksiyon içine girdi. Halk reaksiyon gösterince 1/100.000’lik plan iptal edildi. Biz bir plan hazırladık ve meclisten geçilebilmesi için 2 tane belge gerekiyordu. Bu belgeleri Toprak Koruma Kurumu ve Kamu Yararı Kararı alınması gerekiyordu. Kamu Yararı Kararı’nı bakanlığın vermesi gerekiyordu. Bakanlık bu kararı bir türlü veremedi. Verilemeyen karara uygun planlarda bir türlü yapılamadı. Nihayet seçime çeyrek kala bakanlık bu Kamu Yararı Kararı’nı verdi ve Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nden 1/5000’lik nazım plan geçti. Planın geçmesinden herkes memnundu. Kırcami halkı planı çok beğendi. Her şey güzel giderken 30 Mart seçimlerinden önce planı geçirmeyi umarken, 12 Martta gerçekleştirilen Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde önergemizi de sunduk."
"ÖNERGENİN GEÇMEMESİ KIRCAMİ HALKINA KÖTÜLÜKTÜR"
Kırcami nazım imar planı için hazırlanan önergenin Büyükşehir Meclisi'nde reddedilmesinin Kırcami halkına yapılmış bir kötülük olduğunu vurgulayan Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, önergenin 30 Mart'tan önce meclisten geçmesi halinde bu durumdan en çok Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın nemalanmış olacağını iddia etti. Evcilmen, "Seçimlerden önce bu işi bitirip Kırcami halkının yüzünü güldürmek istiyorduk. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilk yaşandı. Meclislerde hiçbir önerge reddedilemez. Önergeler alınır komisyonlara gönderilir. Bir önergenin hele hele böyle bir önergenin reddedilmesinin altında bir gerçek yatar. Bu önergeyi komisyona göndermeme anlayışını anlamıyorum. Şöyle bir şey olsaydı. Ben Demokratik Sol Partisi’nden(DSP) değil de, Cumhuriyet Halk Partisi’nde(CHP) kalmış olsaydım. Bu önergeyi CHP’li bir partili olarak verseydim. Bu önerge komisyona gönderilir miydi? Gönderilmez miydi? Yorumu sizlere bırakıyorum. Neden bu önerge gündeme alınmadı? Bunun altında başka gerçekler var. Eğer ki siyaset buysa, böyle siyasetle hiçbir yere varılmayacağını ifade ediyorum. Kırcami halkına bundan daha büyük bir kötülük yapılamazdı ama mecliste maalesef bu ihanet yapıldı. Bu önerge 30 Marttan önce meclisten geçseydi ve halkın yüzü güldürülseydi. Emin olunki bizden çok Büyükşehir belediye başkanı Mustafa Akaydın nemalanmış olurdu. Ama maalesef bu fırsatı teperek Kırcami halkına kötülük yapmış oldular" diye konuştu.
DSP’den değil CHP’den aday olsaydı Kırcami planının meclisten geçeceğini ifade eden Başkan Süleyman Evcilmen, şunları kaydetti:
"Ben şu an CHP’de görevime devam ediyor olsaydım. CHP’nin adayı olsaydım. Bu önerge rahatlıkla meclisten geçerdi. Onların bütün sıkıntısı benim CHP’de siyaset yapmıyor olmam. Ben DSP’de siyaset yapıyorum ve adayım. Dolayısıyla buradan bir puan çıkacaksa bu payı Evcilmen’e yedirmeyelim. Olay budur. Farklısı olsaydı. Bu önerge geçmişti. Bugünlere de kalmamıştı. Her türlü plan program yapılır ve alkışlarla bu önerge geçerdi. Şimdi bir ön kesme, engel olma durumun söz konusu. Siyaset bu olmamalı."
"AKAYDIN İNSAN ANATOMİSİNDEN ANLAR, PLANDAN ANLAMAZ"
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın bir televizyon programında yapılan planı kötülemesini ise Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen şu şekilde değerlendirdi:
"Planın bütünün paftasını ben bile görmedim. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın burada bir takım kişileri kullanarak, klasik mantığıyla yeniden bir yanlışın içine düşmüş. Plan bizde gizlidir. Henüz tamamını ben bile görmedim. Plan açığa çıkmadı. Planı çok gizli tutmaktayız. Ama Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın planı görmüş olmasının altında farklı nedenler arayın. Nasıl görmüş? Kimi kullanmış? Hangi arayışın içine girmiş? Bu bir belediye başkanının yapması gereken bir arayış mı? Dolayısıyla köşe de kalmış bir kişinin köşeden çıkabilmek için ortaya koymuş olduğu davranıştır. Yollar yarım filan bırakılmaz. Plancılara hakaret, mesleğe hakarettir. Nasıl rezil plan, berbat plan diyebilir? Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın insan anatomisinden anlar, plandan anlamaz. Ne anlasın plandan, birilerinden yardım alarak plana iyi ya da kötü diyebilir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde 23 Nisan coşkusu Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105. yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen törenle büyük bir coşkuyla kutlandı. Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun ev sahipliğini yaptığı törene; Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi ve eşi Azime Çiftçi, 9. Kolordu ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Erdoğan Güleç, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Vali Yardımcıları, merkez ilçe kaymakamları, kurum müdürleri, akademisyenler, veliler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Ardından, Palandöken Şehit Murat Ellik İlkokulu, Palandöken Kayakyolu İlkokulu, Yakutiye Kocatepe İlkokulu ve Yakutiye Tatbikat İlkokulu öğrencileri; hazırladıkları oratoryo, halk oyunları, Kazan Tatarları Millî Dansı "Miras", şiir dinletileri ve bağlama konseri ile salonu dolduran misafirlere unutulmaz anlar yaşattı. Programın sonunda konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, çocukların gözlerindeki ışığın ülkenin geleceğine duyulan umudun en canlı ifadesi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu özel bayram, milletimizin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin en kıymetli nişanelerindendir. Atatürk Üniversitesi olarak çocuklarımızın eğitimi, sanatı ve kültürel gelişimi için daima yanlarında olmaya devam edeceğiz. Onların barış içinde, özgür, adil ve çağdaş bir dünyada yaşaması için bizler üniversite camiası olarak üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız. Bu vesileyle tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimle kutluyor, geleceğe umutla bakmamıza vesile olan bu anlamlı günün milletimize ve tüm dünya çocuklarına barış ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum." Program, katılımcıların öğrencilere alkışlarla eşlik ettiği gösterilerin ardından sona erdi.
Gümüşhane Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları, Gümüşhane Valiliği’ndeki Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, makamını Yusuf Çiftçioğlu İlkokulu 4. sınıf öğrencisi Yusuf Koç’a devretti. Kutlamalar Gümüşhane Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programla sürdü. Kültür Merkezi girişindeki fuaye alanında resim sergisi açıldı. Vali Aydın Baruş ve protokol üyeleri, Dumlupınar İlk ve Ortaokulu öğrencileri tarafından hazırlanan resim sergisini gezerek eserleri inceledi. Programda daha sonra Atatürk Ortaokulu öğrencilerinin hazırladığı "23 Nisan" adlı oratoryo gösterisi, Dumlupınar İlkokulu 2. sınıf öğrencilerinin hazırladıkları "Yeni Türkiye" adlı ront gösterisi, Aysın Rafet Ataç İlkokulu 3.sınıf öğrencilerinin hazırladıkları "Yollarda Bulurum Seni" adlı ront gösterisi, Fevzipaşa İlkokulu 1. sınıf öğrencilerinin hazırladıkları "Anadolu Ateşi" adlı gösteri, Şehit Murat Yıldız İlkokulu 4. sınıf öğrencilerinin hazırladığı ront gösterisi, Yusuf Çiftçioğlu İlkokulu öğrencilerinin hazırladığı ront gösterisi, Gazipaşa Ortaokulu öğrencilerinin hazırladığı halk oyunları gösterisi, Fevzipaşa Ortaokulu öğrencilerinin hazırladığı koro ve Işıl Sema Doğan İlkokulu 3. sınıf öğrencilerinin hazırladıkları ront gösterileri gerçekleştirildi. Mehmet Akif Ersoy İmam Hatip Ortaokulu 7/A sınıfı öğrencisi Zeliha Taş’ın "Bayrak", Karşıyaka İlkokulu 2/B sınıfı öğrencilerinden Azra Ergün’ün de "Yurdumun En Güzel Bayramı Bugün" adlı şiirleri seslendirdiği program günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
İstanbul Türkiye Güreş Federasyonu eski Başkanı Musa Aydın’dan, Kırkpınar çağrısı! Türkiye Güreş Federasyonu eski Başkanı Musa Aydın, yağlı güreşin sadece bir spor dalı değil, aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin özünü taşıyan kadim bir kültür olduğunu vurgulayarak, Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne katılım sınırlaması getirilmesini eleştirdi. Türkiye Güreş Federasyonu eski Başkanı Musa Aydın, son dönemde yapılan uygulamalarla Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin genetiğiyle oynandığını ve bu mirasın zedelenme riski taşıdığını ifade etti. Aydın, yağlı güreşin ve Kırkpınar’a dair yaptığı önemli uyarıları şöyle sıraladı: - Kırkpınar, 1000 yıllık Türk medeniyetinin ve 664 yıllık kültürümüzün bir parçasıdır. - Güreşler, kıbleye dönük salavatlarla başlar; bu sadece bir spor değil, aynı zamanda maneviyatı derin bir ibadettir. - Usta-çırak ilişkisi, sevgi, saygı ve centilmenlik yağlı güreşin temelidir. - Kıspet; yalnızca bir giysi değil, ustalık isteyen bir sanat eseridir. - Ağalık müessesesi gönüllülük, hayırseverlik ve hamilik demektir. - Davul-zurna sadece müzik değil, cenk havasının, savaş ruhunun taşıyıcısıdır. "Katılım sınırlaması kültürümüzle bağdaşmaz" Kırkpınar Tarihi Yağlı Güreşleri’nde pehlivan sayısının azaldığına dikkat çeken Aydın, "Geçmişte 3000 pehlivanın katıldığı Kırkpınar’da bugün yalnızca 852 pehlivan güreşmektedir. 75 başpehlivanın yer aldığı CW güreşlerinin aksine, Kırkpınar’da sadece 40 başpehlivanın olması bu kültürün küçültüldüğünü göstermektedir. Her pehlivanın hayali Kırkpınar’da güreşmektir. Katılım sınırlandırılmamalı, aksine 5-6 güne yayılarak daha fazla pehlivanın yer alması sağlanmalıdır" dedi. "Gelenekle oynarsanız, geleceği kaybedersiniz" Euro Lig mantığıyla yapılan uygulamaların, 664 yıllık geleneği tehdit ettiğini belirten Musa Aydın, "Bugün biri 32 başpehlivan fazla der, yarın 16’ya düşürür; böyle giderse Kırkpınar’ın bitişini yalnızca seyretmek kalır bize. Kırkpınar; sadece bir spor organizasyonu değil, Türk-İslam kimliğinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bu kültüre sahip çıkmak, sadece güreşi değil, milletin özünü yaşatmak demektir. Milletler kültürleriyle ayakta durur. Kültürüne sahip çıkmayan millet, başkasının kültürüne esir düşer" ifadelerini kullandı.