POLİTİKA - 03 Mart 2024 Pazar 16:29

Antalya Diplomasi Forumu 2024’de Emine Erdoğan’a övgü

A
A
A
Antalya Diplomasi Forumu 2024’de Emine Erdoğan’a övgü

Antalya Diplomasi Forumu’nda (ADF) düzenlenen "Kadın, Barış ve Güvenlik Üzerine Yüksek Düzeyli Oturum" başlıklı panelde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın bu konudaki öncü rolü vurgulanarak, kadınların diplomaside, kriz çözümü ve barışın inşasındaki rolünün önemine dikkati çekildi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde düzenlenen "Kadın, Barış ve Güvenlik Üzerine Yüksek Düzeyli Oturum" başlıklı panele, aktivist Tevekkül Karman, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkan Yardımcısı ve Türkiye’den Sorumlu Bölge Müdürü Ivana Zivkovic, Afrika Birliği Komisyonu Başkanı’nın Kadın, Barış ve Güvenlik Özel Temsilcisi Bineta Diop, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in eşi Desislava Radeva ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in eşi Tamara Vucic katıldı.


Aktivist Karman, kadınların tarih boyunca savaş ve çatışmaların yıkıcı etkilerinden en fazla etkilenen kesim olduğunu belirterek, "Savaşları tecrübe eden kadınlar, aynı zamanda çatışmalar patlak verdiğinde zorluklar karşısında liderlik sergilemişlerdir. Hayal bile edilemeyecek zorluklara, yerinden edilmeye, sevdiklerini kaybetmeye, cinsel şiddete ve temel hizmetlerin çökmesine katlanmışlardır" ifadesini kullandı.


Kadınların, yoksulluktan, sağlık hizmetlerine ve eğitime erişim eksikliğinden de orantısız şekilde etkilendiğini vurgulayan Karman, "Kadınlar, aynı zamanda barışın isimsiz kahramanlarıdır. Dünyanın dört bir yanındaki toplumlarda kadınlar, ’barış inşacıları’ olarak ortaya çıkmıştır. Onların fikirleri, deneyimleri ve bakış açıları çatışmalara sürdürülebilir çözümler üretilmesinde vazgeçilmezdir" değerlendirmesinde bulundu.


Karman, kadınların karar alma süreçlerinde temsil edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Kadınların, kamusal hayata katılımı sadece bir eşitlik meselesi değil, bir zorunluluk meselesidir" dedi.


Baskıcı yönetim sisteminin küresel barış ve güvenlik için büyük bir risk ve tehdit oluşturduğuna işaret eden Karman, "Kadınlar baskıcı yönetimle, diktatörlükle ve otoriter rejimlerle mücadele ettiğinde onları desteklemeliyiz. Bu, barış ve güvenliği desteklediğimiz anlamına gelir" diye konuştu.


Karman, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına değinerek şunları söyledi:


"İsrail işgali, Filistinlilere karşı devam eden soykırım savaşı, insanlığın bozulmasının üzücü bir örneği. (İsrail’in) Öldürme ve yok etme mekanizması, Gazze’deki sivillerin hayatlarını almaya devam ediyor. Evleri yıkan, hastanelere, üniversitelere ve ambulanslara saldıran ve milyonlarca insanı yerinden eden bu soykırımın tüm dünya tarafından görülmesi için ortak hareket etmemiz gerekiyor. İsrail işgali, ABD yönetimindeki destekçileri ve diğer Batılı müttefiklerince ölüme, açlığa ve yerinden edilmeye maruz bırakılan insanlar için soykırımdır."



"Eşitliği sağlamazsak ne barış ne de kalkınma sürdürülebilir olur"


UNDP Başkan Yardımcısı ve Türkiye’den Sorumlu Bölge Müdürü Zivkovic, foruma katılmaktan onur duyduğunu belirterek, kadın güvenliği gündeminin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 1325 sayılı kararıyla desteklendiğini dile getirdi.


Kadınların yönetim alanındaki eksikliğine dikkati çeken Zivkovic, bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerektiğine işaret etti.


Zivkovic, çalışmalarının, bilgi paylaşımı ve ekonomik güçlendirme yoluyla kadınları değişimin yoğun bir parçası haline getirmeyi hedeflediğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Yerinden edilmiş, mülteci kadın ve kız çocuklarının desteklenmesi Gazze, Ukrayna ve diğer kriz ortamlarındaki çalışmalarımızın merkezinde yer almaktadır. Kendilerini gerçekleştirme fırsatlarını artırarak ve özellikle kız çocuklarını ve genç kadınları kariyer yollarını planlayabilecek beceri ve fırsatlarla donatarak sosyo-ekonomik dayanıklılığı ve sosyal uyumu teşvik ediyor ve uzun vadeli barış ve istikrara katkıda bulunuyoruz. Eşitliği sağlamazsak ne barış ne de kalkınma sürdürülebilir olur. Eğer toplumumuzun yarısı hayallerini, haklarını ve katkılarını gerçekleştirme konusunda geride bırakılıyorsa, ’Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşamayız veya kadın, barış ve güvenlik konusundaki taahhütlerimizi yerine getiremeyiz."



"Güney Afrikalı kadınların oynadığı rolü ve buna öncülük eden kadınları tanımamız gerekiyor"


Afrika Birliği Komisyonu Başkanı’nın Kadın, Barış ve Güvenlik Özel Temsilcisi Bineta Diop, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a "kadın, barış ve güvenlik" konularını, ADF’de her zaman gündeme getirdiği için teşekkür etti.


Emine Erdoğan’ın liderliği sayesinde bu konuda daha önce de birçok kez konuştuklarını aktaran Diop, dünya genelinde yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için kadınların sesinin duyulduğu ve saygı gördüğü etkili diplomasinin hiç bu kadar kritik olmadığını söyledi.


Diop, "Burada şunu da belirtmek isterim ki İsrail’i Uluslararası Ceza Mahkemesine taşıyanlardan biri olan Güney Afrikalı kadınların oynadığı rolü ve buna öncülük eden kadınları tanımamız gerekiyor. Bu odada bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Naledi Pandor, bunu yaptığınız için teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.


Diop’un cümleleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve diğer lider eşleri dahil olmak üzere tüm salon, Bakan Pandor’u ayakta alkışladı.


Küresel zorluklarla mücadele etmek ve etkili diplomasi için kadınların sesinin de duyulmasının hiç bu kadar önemli olmadığına dikkati çeken Diop, barış süreçlerinde de kadınların rolünü yansıtmanın önemini vurguladı.


Diop, kadınların öncülük ettiğinde fark oluşturduğuna işaret ederek, Afrika’da da birçok politika ve program yürüttüklerini ve birçok başarı elde ettiklerini söyledi.


Afrika Birliği ülkelerinin yüzde 61’inin Ulusal Eylem Planı’nı benimsediğini aktaran Diop, bunların uygulanmasına ve etkili olmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.



"Kadınlar sadece kurban olmamalı"


Kadınların nasıl korunabileceğinden ve karar alma sürecinin parçası haline getirildiklerinden emin olunması gerektiğini belirten Diop, "Kadın arabulucular gibi mekanizmalar oluşturuyoruz. Kadınların kriz çözümünde bulunduğundan emin olmalıyız, sadece kurban olmamalılar. Dediğiniz gibi onlar dayanıklı ve katkı sağlayabilirler" ifadelerini kullandı.


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) reformuna ilişkin Bineta Diop, "Önce o masanın etrafına bir kadını dahil etmekle başlayalım. Böylece Filistin’deki, dünyanın farklı yerlerindeki ve benim kıtamdaki zorluklara da dikkati çekebilirler" dedi.


Diop, ilk olarak tüm sektörlerde liderlik düzeylerinde diplomasi dahil kadınların sayısını artırmaları gerektiğini kaydederek, genç kadınlara destek olunmasının ve kadın liderlerin artırılması için girişimlere yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi.


Barışı sağlayabilecek kişilere alan verilmesi ve bakış açısının değişmesi gerektiğini ifade eden Diop, kadın hareketlerine yatırım yapmaları gerektiğine işaret etti.


Diop, kadın, barış ve güvenlik üzerine çalışılıp kadınların özel sektör dahil dış politika, diplomasi, sosyal, ekonomik ve siyasi alanda rolünün artırılmasına dikkati çekti.



"Kalıcı barışta kadının önemi"


Bulgaristan Cumhurbaşkanı’nın eşi Desislava Radeva, Emine Erdoğan’a bu etkinliği düzenlemekteki girişimi ve liderliği için teşekkür ederek, "Kadın, Barış ve Güvenlik" konulu bu panelde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


Radeva, bu konunun dünyada şiddetin ve krizlerin arttığı bir dönemde çok önemli olduğunu belirterek, silahlı krizlerin kadınlar ve kız çocukları üzerinde orantısız şekilde daha fazla negatif etkisinin olduğunu ifade etti.


Kadınları güçlendirmenin, barış ve güvenlik alanlarında daha aktif rol oynamalarını sağlamanın önemine dikkati çeken Radeva, Emine Erdoğan’ın kadınların toplumdaki rolü konusunda onu etkilediğini söyledi.


Radeva, kadınların gelecek nesillerin ahlaki terbiyesini inşa ettiklerini belirterek, şiddeti kınayan, sorumlu ve barışçıl vatandaş olarak yetişen çocukların, kalıcı barışa ulaşmada en güçlü temeli sağlayacağını vurguladı.


Uluslararası toplumun, kadınların barış inşası ve koruması sürecinde daha etkili olması için çabalaması gerektiğini belirten Radeva, "Anne olarak kadınların öneminin anlaşılması ve barış süreçlerine aktif dahil edilmelerinin desteklenmesi kilit öneme sahip" ifadesini kullandı.



"Kadınlar karar alma sürecinde olmalı"


Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Tamara Vucic, 3. ADF kapsamında düzenlenen bu önemli program için Emine Erdoğan’a saygısını ve hayranlığını dile getirerek, dünyayı ya da bir parçasını değiştirmek istiyorlarsa bunu eski temellerle ve prensiplerle yapamayacaklarını söyledi.


Vucic, aynı düşünce tarzının ve yaklaşımın, aynı çözümlere götüreceğine işaret ederek, bundan memnun olamayacaklarını, bu konuya yeni bir enerjiyle yaklaşılması ve eski yaklaşımdaki sorunların anlaşılmaya çalışılması gerektiğini ifade etti.


Dünyayı gözlemlemedeki paradigma değişiminin gerekli ve kaçınılmaz olduğunu söyleyen Vucic, kadınların da karar alma sürecinde olmaya, barışa katkıda bulunmaya, dengeyi anlamaya ve ailelerini korumaya hakkı olduğunu belirtti.


Vucic, çözümün birlik olduğuna dikkati çekerek, "Çünkü sadece ortak güçler politikaları şekillendirebilir, kaynakları mobilize edebilir, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için amaçlanan faaliyetleri tanımlayabilir, kadın, barış ve güvenlik gündemini tamamen uygulayabilir" dedi.


Sözlerini, Emine Erdoğan’ın 2018’de bir konuşmasına atıfta bulunarak tamamlamak istediğini kaydeden Vucic, "Toplumların yeniden inşasında, ortak değerlerin yüceltilmesinde başrolün kadınlara düştüğüne inanıyorum" ifadesini kullandı.



Antalya Diplomasi Forumu 2024’de Emine Erdoğan’a övgü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Özgür Ozel: “Küfeyi benim sırtıma ver. Ben taşırım” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Sırtına küfe alan Özel, “Tayyip Bey, bırak küfeyi benim sırtıma ver. Ben emekliyi aslan gibi taşırım” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara otobüs üzerinden seslendi. İki gencin protesto amaçlı küfe getirdiğini gören Özel, gençleri yanına çağırdı. Burada eleştirilerini sürdüren Özel, “Geçen gün Tayyip Bey’i dinliyorum. Ben demişim ‘emekliye 12 bin 500 yetmez, 17 bin 500 ver.’ ‘Asgari ücrete zam yok’ demiş, asgari ücreti zam yapalım demişim. 17 bin lira çay parası çay parası olmaz, 25 bin taban fiyat olsun dedim. 9 bin 200’e buğday satılmaz, 15 bin olsun dedim. Tarlalarda 2 liraya domates kaldı, kavunun karpuzun bostanda kalması olmaz demişim, diyor ki ‘Özgür Bey’in sırtında küfe yok, emekliye zam istiyor.’ ‘2 bin 500 lira zam 33 milyar tuttu’ diyor. ‘Benim sırtımda küfe var’ diyor. Gençler bunu duymuş, küfeyi getirmişler. Tayyip Bey’e dedim ki, ‘Doğru, senin sırtında küfe var. Bu milletten oy istedin, onlar da aldı küfeyi sırtına koydu. Tayyip Bey diyor ki, ‘Emekliler bana ağır geliyor, taşıyamam. Asgari ücretli ağır gelir taşıyamam. Rizeli hemşerime çay parası veremem ağır geliyor’ diyor. Ama bir bakıyorsunuz yandaş müteahhitte sıra gelince dikeliveriyor. 660 milyar lirayı buluyor. Ben diyorum ki, ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi ver benim sırtıma. Ben emekliyi aslan gibi taşırım. Asgari ücretliyi taşırız. Biz bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan, bırak küfeyi. Sen bu milletin sırtına yüksün. Emekliler değil, asgari ücretliler değil, esnaf, çiftçi değil. Bu küfeye ne yük koyarsan koy, biz taşırız. Taşıyamayanlar bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı küfeyi biz taşıyalım. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız” dedi. Özel, seçimlerin galibiyetle sonuçlanması durumunda kutlamalarda bu iki gencin de olacağının sözünü verdi.
Konya Konjonktivit tedavi edilmezse gözde ömür boyu izler bırakabiliyor Uzmanlar, gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkan kırmızı göz hastalığı olarak bilinen konjonktivitte, belirtileri görülen kişilerin göz doktoruna gitmesi konusunda uyarıyor. Konjonktivit, gözün beyaz ve şeffaf bölümünü ve göz kapaklarının içini kapsayan tabakanın (konjonktivanın) iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Normalde saydam olan konjonktiva, iltihap oluştuğunda pembe ya da kırmızı renk alıyor. Konjonktivitin temas yoluyla bulaştığını ifade eden Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hasta olan kişi elini gözüne dokunduktan sonra başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor" dedi. "Göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür" Adenoviral konjonktivitlerin, adenovirüs denilen bir virüs nedeniyle ortaya çıktığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hastalarımızda genellikle ilk günlerde gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkar. Özellikle pandemi döneminden sonra adenovirüslerdeki salgınlar daha da artmaya başladı. Daha çok toplu yaşam alanları, çocuklarımızın gittiği kreşler gibi alanlarda daha sık görülüyor. Çünkü bu enfeksiyonda en önemli etken aslında dışarıdan bulaş. Havadan bir bulaş olmuyor. Genellikle temasta bulaş olur. Hasta olan birey elini gözüne dokunduğu zaman başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor. Bu virüs aslında uzunca sürebilen, tamamıyla geçmesi bazen bir ayı bulabiliyor, bazen göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür. O yüzden evde herhangi birinde gözünde bir kızarıklık başladı, birkaç gün içinde şiddetlenerek arttı, göz kapaklarında şişlik oldu, aşırı bir kızarıklık oldu mutlaka bir an önce bir hekime başvurmak lazım. Hekim muayenesinde eğer adenovirüs tanısı koyduysa hemen uygun ilaçlarla tedaviye başlıyor" diye konuştu. "Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz" Evde dikkat edilmesi gereken birtakım durumlar olduğunu belirten Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Elimizi her gözümüze dokundurduğumuzda mutlaka sabunlu suyla beraber yıkamamız gerekiyor. Ortak havlu kullanımını ortadan kaldırmalıyız. Bu tarz şeyler evde salgınlar halinde görülmesine neden oluyor. Genellikle gördüğümüz tablolar ailede bir sağlık çalışanı ya da çocuklarımız kreşe gittikten sonra diğer aile bireylerine bulaşla ortaya çıkıyor. Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz. Fakat hastalarımız bize geç zamanda gelirse ya da kişilerin bağışıklık sistemine bağlı göz yüzeyinde kalıcı izler oluşturursa, bu kalıcı izler göz yüzeyinde ömür boyu bile kalıcı olabilen izler bırakabilmekte. Bu da hastaların gözünde astigmata, görme bulanıklıklarına neden olabilmektedir. O yüzden böyle bir durumdan şüpheleniyorsak en kısa zamanda mutlaka bir göz hekimine başvurmalıyız" şeklinde konuştu.
Siirt Siirt ili Pervari kırsalında gerçekleştirilen “Gürz-2” operasyonunda 2’si turuncu 2’si gri kategoride olan 4 terörist etkisiz hale getirildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Siirt ili Pervari kırsalında gerçekleştirilen “Gürz-2” operasyonu ile turuncu kategoride olan Benda Amed kod adlı Semra Ayverdi ve Baran Hemlin kod adlı Seyithan Sencer ile gri kategoride olan Sarı İbrahim kod adlı Yakup Nişo ve Destina Botan kod adlı Bişenk Durmuş adlı 4 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı ile TEM Daire Başkanlığı koordinesinde, Asayiş Kolordu Komutanlığı sevk ve idaresinde; Siirt, Şırnak ve Van İl Jandarma Komutanlıklarınca yapılan istihbari çalışmalar sonucu Pervari kırsalında “Gürz-2” operasyonu gerçekleştirildi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı uçakları, ATAK taarruz helikopterleri ile J-SİHA desteğinde Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK), Jandarma Komando timleri ve Güvenlik Korucuları ile teröristler arasında sıcak temas sağlandı. Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) mensubu teröristler çatışmada silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilen teröristlerin; 6 güvenlik görevlisi ile 5 sivil vatandaşın şehit edildiği, 6 güvenlik görevlisi ve 11 sivil vatandaşın yaralandığı toplam 9 eyleme katılan turuncu kategorideki Benda Amed kod adlı Semra Ayverdi ve Baran Hemlin kod adlı Seyithan Sencer ile gri kategorideki Sarı İbrahim kod adlı Yakup Nişo ve Destina Botan kod adlı Bişenk Durmuş adlı teröristler olduğu tespit edildi. Teröristlerin katıldığı eylemler ise şu şekilde: “31 Temmuz 2015 tarihinde Tunceli- Erzincan kara yolunda araç yakılması ve yol kesilmesi eylemi, 21 Ağustos 2015 tarihinde Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi kırsalında üs bölgesine yapılan saldırıda 1 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 2 güvenlik görevlisinin yaralanması eylemi, 12 Ağustos 2016 tarihinde Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi kırsalında yol kesme eyleminde 2 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 1 güvenlik görevlisinin yaralanması eylemi, 1 Eylül 2016 tarihinde Siirt ili Pervari ilçesi kırsalında meydana gelen çatışmada 1 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 1 güvenlik görevlisinin yaralanması eylemi, 24 Mayıs 2017 tarihinde Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi kırsalında meydana gelen çatışmada 1 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 2 güvenlik görevlisinin yaralanması eylemi, 17 Eylül 2018 tarihinde Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi kırsalında aracın yakılması ve 2 sivil vatandaşın şehit edilmesi eylemi, 15 Temmuz 2019 tarihinde Şırnak-Beytüşşebap karayolu yapımında çalışan işçileri taşıyan minibüsün EYP’ye basması sonucu 1 sivil vatandaşın şehit edilmesi, 2 sivil vatandaşın yaralanması eylemi, 8 Haziran 2020 tarihinde Van ili Çatak ilçesi kırsalında yol iyileştirme çalışması esnasında EYP’nin patlaması sonucu 2 sivil vatandaşın şehit edilmesi, 9 sivil vatandaşın yaralanması eylemi, 13 Ekim 2022 tarihinde Van ili Çatak ilçesi kırsalında 1 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi eylemi."