KÜLTÜR SANAT - 24 Kasım 2025 Pazartesi 10:53

Antalya’da ata mirası tarihi düğmeli evler restore ediliyor

A
A
A
Antalya’da ata mirası tarihi düğmeli evler restore ediliyor

Antalya’nın İbradı ilçesine bağlı Ürünlü Mahallesi’nde, dedelerinden miras kalan tarihi düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığının sağladığı milyonluk hibe destekleriyle restore edilmeye başlandı.


Antalya’nın İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesi’nde bulunan 150-300 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik" kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı.



"Dedemden kalan 150 yıllık tarihi miras"


Ürünlü mahallesinden Fatih Özcivan, dedesinden miras kalan, hatta dedesinin taş ve marangoz ustası olan dedesi Alim usta tarafından yapılan düğmeli evi Kültür ve Turizm Bakanlığının vermiş olduğu 2 milyon lira hibe desteği ile yeniden ayağa kaldırdıklarını söyledi. Verilen destekten dolayı teşekkür eden Özcivan, "Yıllardır yıkılmaya yüz tutmuş dedemin bizzat kendisi tarafından yaptığı düğmeli ev yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Ev koruma altıda ve tescilli bir yapıydı. Öncelikle proje hazırlattık. Yine bakanlık proje içinde destek verdi. Projemiz onaylandıktan sonra ise evin restorasyonu için hibe desteği verildi" dedi.



"Çocukluğumuz bu evde geçti"


Kendisinin bu evde doğduğunu ve çocukluğunun bu evde geçtiğini anlatan Özcivan, "Düğmeli ev dedemden anneme miras kaldı. Çocukluk yıllarımızdan sonra uzun yıllar Antalya’da kaldık. Uzun yıllar ev ile ilgilenemedik. Adeta oturulamaz haldeydi. Bakanlığımızın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Evin durumuna üzülüyorduk. Ata Yadigarı ayağı kalksın istiyorduk. Çok şükür Bakanlığımın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Bizde gelecek nesillere bırakarak onlarda devam etsin istiyoruz" şeklinde konuştu.



"Dedem Alim ustanın yörede çok emekleri var"


Dedesinin çok iyi bir taş ve ağaç işlemeciliği ustası olduğunu dikkat çeken Özcivan, "Dedem evi 150 yıl önce kendisi yapmış. Dedem Alim Usta yörede çok evde emeği var. İnşaat ustası. Ağaç işleriyle, taş işleriyle meşhur. 90 yaşlarında vefat eder. Sonra babam da inşaat ustası. O da bir miktar evin tamiratında ilgilenir. Ama Antalya’da olduğumuz için yeterince ilgilenemedik. İki katlı gördüğünüz gibi ev. Üste beş oda var. Balkon var. Küçük bahçe. Şimdi rahmetli dedem Alim Ustanın evini ayağa kaldırdığımız için çok mutluyum. Bizden önce köyümüzde 10 civarında daha tarihi düğmeli ev restore edildi. Dolayısıyla çok memnunuz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza çok minnettarız bu konuda. İnşallah diğer evler de restore olur" şeklinde konuştu.



"Bu konakta doğdum"


Restorasyonu tamamlanan bir başka düğmeli evin mirasçılarından Hatice Sacide Gözüpek dedelerinden miras kalan 200-250 yıllık 3 katlı tarihi düğmeli evi ayağa kaldırmanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyledi. 60 yıl önce bu tarihi düğmeli evde dünyaya geldiğini anlatan Gözüpek, "Bu konak babamın dedesinden kalma bir konak. Yıllarca atıl kaldı. Fakat Kültür ve Turizm Bakanlığı sayesinde hibe desteği ile birlikte Bakanımız kültürümüz gelişsin diye, düğmeli evlerimiz atıl kalmasın, çökmesin diye bizlere bir ödenek sağladı. 3 katlı düğmeli evimizin restorasyonu için için 2 milyon 200 bin lira civarında bir ödenek aldık. Bütün mirasçılar da katkıda bulunarak konağa ayağı kaldırdık. Babamın dedesine Şükrü Yılmazsoy’ ait 250 yıllık 3 katlı bir ev. Altlar ahır. Orta kat genelde kış dönemlerinde kullanılıyor. En üst katta da kafesler var. Kafeslerde yazlık olarak kullanılan bölümleri var. Bizler de inşallah bizden sonraki nesilde bu şekilde bırakacağız. 200 -250 yıl yaşamış. bizden sonraki nesilde de yaşasın diliyoruz" diye konuştu.



"Cazibe merkezi"


Dünyaca ünlü Altınbeşik Mağarasının da Ürünlü Mahallesi sınırları içerisinde olması ile önemli bir alternatif turizm potansiyeline sahip. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı.


Mahalle sakinleri ise "Dedelerimizin emaneti olan bu evleri gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Sağlanan destekler bize büyük güç verdi" diyerek memnuniyetlerini dile getiriyor.


Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor.




Antalya’da ata mirası tarihi düğmeli evler restore ediliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Bu ilçe adeta sporcu fabrikası Rize’nin 43 bin nüfuslu Ardeşen ilçesinde hentboldan hokeye, raftingden futbola uzanan 12 branşta 4 bine yakın lisanslı sporcu bulunuyor. Ardeşen ilçesi, son yıllarda spor alanında ortaya koyduğu tabloyla yalnızca bölgesel değil, ulusal ölçekte de dikkat çeken bir örnek haline geldi. Yaklaşık 43 bin nüfusa sahip ilçede, Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü’ne bünyesinde çeşitli kulüplerde 12 farklı branşta 4 bine yakın lisanslı sporcu bulunması, Ardeşen’i klasik bir ilçe profilinin çok ötesine taşıyor. Futbol, hentbol, hokey, rafting, kano, taekwondo ve daha birçok branşta sürdürülen çalışmalar, ilçeyi gerçek anlamda bir "sporcu fabrikası" konumuna getirmiş durumda. 26 faal kulüp Ardeşen’de 26 spor kulübü faaliyet gösteriyor. İlçede pasif ya da dondurulmuş kulüp bulunmaması, sporun süreklilik kazandığını ve kurumsal bir yapıya oturduğunu gösteriyor. Kulüplerin önemli bir bölümünün okul temelli olması ise sporla tanışma yaşının oldukça erken olduğunu ortaya koyuyor. Bunun yanında belediye bünyesindeki kulüpler, doğa sporları, satranç, off-road, olimpik branşlar ve savunma sporları gibi alanlarda faaliyet gösteren yapılar, Ardeşen’de sporun yalnızca futbolla sınırlı kalmadığını kanıtlıyor. Lisanslı sporcu havuzu ilçe ölçeğini aşıyor Genel lisans verileri, Ardeşen’in sporcu potansiyelini sayılarla ortaya koyuyor. İlçede yaklaşık 3 bin 851 lisanslı sporcu bulunurken, fiilen spor yapan sporcu sayısı 3 bin 243 olarak ifade ediliyor. Erkek sporcu sayısı 2 bin 293, kadın sporcu sayısı ise 1 bin 558. Bu tablo, kadın sporunun da Ardeşen’de güçlü bir yer edindiğini gösteriyor. Branş bazlı dağılımda satranç, taekwondo, hentbol, voleybol, kick boks ve gelişmekte olan spor dalları öne çıkıyor. Özellikle satrançta 800’ü aşkın lisanslı sporcu bulunması, ilçede sporun zihinsel boyutuna da ciddi yatırım yapıldığını ortaya koyuyor. Süper Amatör Lig’de mücadele eden Rize’nin köklü spor kulübü Ardeşenspor, altyapıdan yetişen sporcularıyla dikkat çekiyor. Kulüp bünyesinde 172 lisanslı, 70 lisanssız olmak üzere toplam 242 sporcu bulunuyor. Futbolun, diğer branşlarla birlikte gelişmesi; dayanıklılık, disiplin ve rekabet kültürünün sahaya daha güçlü yansımasını sağlıyor. Ardeşen’de sporun merkezinde ise Ardeşen Belediyesi Spor Kulübü yer alıyor. 2015 yılında kurulan kulüp bugün aktif olarak 12 branşta faaliyet yürütüyor ve 921 lisanslı sporcuya ev sahipliği yapıyor. Kulüp, bugüne kadar bin 500’ün üzerinde çocuk ve gence spor hizmeti sundu. 2015’ten bu yana 40 sporcu, farklı branşlarda milli takımlara kazandırıldı. Güncel milli sporcu sayısının 40’a ulaşması, ilçede kurulan altyapı modelinin somut çıktısı olarak değerlendiriliyor. Dünya şampiyonları bu ilçeden Ardeşen’in spor hikayesini sıradanlıktan çıkaran başlıklardan biri de rafting ve kano branşlarında elde edilen uluslararası başarılar. Raftingte Ardeşen sporcuları, son dönemde dünya şampiyonluğu elde ederek ilçenin adını dünya sahnesine taşıdı. Kano branşında milli sporcular yetiştirilmesi, doğa sporlarında da sürdürülebilir bir yapı kurulduğunu gösteriyor. Ardeşen’de spor, yalnızca madalya ve lig başarısı olarak görülmüyor. Kadın sporunun desteklenmesi, gençlerin spora yönlendirilmesi ve sosyal eşitlik, kulüplerin temel yaklaşımı olarak öne çıkıyor. Tamamı altyapıdan yetişen sporcularla üst liglerde mücadele eden kadın hentbol takımı, bu anlayışın en dikkat çekici örnekleri arasında yer alıyor. 43 bin nüfuslu ilçede 12 branşta 4 bine yakın lisanslı sporcuya ulaşılması, Ardeşen’i sporcu yetiştiren değil, sistemli biçimde sporcu üreten bir merkez konumuna taşıyor. Ardeşen’de spor, günlük hayatın doğal bir parçası olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Aktif lisanslı sporcuların yanı sıra geçmişte sporla uğraşmış geniş bir kitle de dikkate alındığında, sporla temas eden nüfus ilçe nüfusunun yarısını aşıyor. Bu yapı sayesinde çocuklar erken yaşta branşlarla tanışıyor, kadınlar sporda görünür oluyor ve altyapıdan yetişen sporcular düzenli bir spor disiplini kazanıyor. Ortaya çıkan tablo, geçici bir başarıdan ziyade kalıcı ve sürdürülebilir bir spor ekosistemine işaret ediyor. Aktif branşlar ve lig organizasyonları Ardeşen Belediyesi Spor Kulübü bünyesindeki branşlar, federasyon ligleri ve resmi organizasyonlarda Rize’yi temsil ediyor. Kadın hentbol takımı Kadınlar 1. Ligi’nde, hokey takımları ise 1. ve 2. Liglerde mücadele ediyor. Rafting ve kano branşlarında Ardeşen’den yetişen sporcular Türkiye, Avrupa ve Dünya şampiyonalarında yer alırken, taekwondo, karate ve kick boks branşlarında sporcular ulusal ve uluslararası organizasyonlara katılıyor. Satranç başta olmak üzere birçok branşta okul sporları ve federasyon turnuvalarında geniş katılım sağlanıyor.
Bursa AŞAV Başkanı Akar: "İmanlı Türk Milleti’nde yiğit, sinede ise vatan aşkı asla tükenmeyecek" Anadolu Şehit Aileleri Gazileri ve Güvenlik Korucuları Vakfı (AŞAV) Bursa Şube Başkanı Mehmet Akar, Türkiye üzerinde sinsi planları bulunan terör örgütleri ve arkasındaki emperyal güçlerin hiç bir zaman amacına ulaşamayacaklarını belirterek, "Bu aziz toprağa düşen her bir damla şehit kanı, bizler için semalardan inen ilahi bir madalyadır. Devlet ve millet el ele vererek, bu alçaklığın hesabını en ağır şekilde sormaya muktedirdir" dedi. Yalova’da DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda teröristler ile polis arasında çıkan çatışmada 3 polis şehit oldu. Çatışmada 6 terör örgütü elemanı etkisiz hale getirildi. Yalova’daki hain saldırı sonrası konuşan AŞAV Bursa Şube Başkanı Mehmet Akar, "Yalova ve çevre illerimizde yürütülen eş zamanlı operasyonlarda, hain terör örgütü DEAŞ mensupları ile çıkan çatışmada vatan evlatlarımızın şehadet haberini derin bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Zalimde hile ve kahpelik bitmese de; imanlı Türk milletinde yiğit, sinede ise vatan aşkı asla tükenmeyecektir. Bu kutlu toprakların huzuru için canını feda eden kahraman polislerimize Allah’tan rahmet; kederli ailelerine ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Çatışmada yaralanan kahramanlarımıza ise Mevla’dan acil şifalar niyaz ediyorum" dedi. AŞAV Bursa Şube Başkanı Mehmet Akar, açıklamasına şu ifadelere devam etti; "Tarihin her safhasında olduğu gibi bugün de hatırlatıyoruz ki; bizler İslam’ın son ordusu, hakikatin son savaşçılarıyız. Coğrafi ve tarihi varoluş mücadelemiz göstermiştir ki; değil birkaç alçak terör örgütü, tüm dünya bir araya gelip üstümüze gelse dahi Allah’ın davasından ve ay-yıldızlı bayrağımızın gölgesinden bir adım geri atmayız. Başımızı asla öne eğmeyiz! Bu aziz toprağa düşen her bir damla şehit kanı, bizler için semalardan inen ilahi bir madalyadır. Devlet ve millet el ele vererek, bu alçaklığın hesabını en ağır şekilde sormaya muktedirdir. Asırlardır farklı maskeler ardına gizlenerek birliğimize kastedenlerin maskeleri artık düşmüştür. Şunu net bir şekilde ifade ediyoruz: Zalime merhamet, mazluma ihanettir. Hain emellerine asla ulaşamayacaklar. Buradan tüm hain şer odaklarına ve onların destekçilerine sesleniyoruz: Alçak emellerinize asla ulaşamayacaksınız. Bu milletin sinesindeki imanı, devletimizin azametini ve vatan sevgimizi asla sarsamayacaksınız. Aziz şehitlerimizin mübarek hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum."
Bursa Matlı ailesinden BUÜ’ye önemli bağış Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, Flexibl Bronkoskopi Ünitesindeki eksik cihazların Matlı ailesinin destekleriyle alınmasının ardından tam kapasite hizmet vermeye başladı. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, desteklerinden ötürü teşekkür etmek amacıyla Önder Matlı’yı makamında ağırladı. Ziyarette BUÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun ile bilim dalında görevli akademik ve idari personel de hazır bulundu. Hayırseverlerin desteği ile sağlık hizmeti aralıksız devam ediyor Bursa ve bölge iller açısından büyük bir öneme sahip olan Üniversite Hastanesi’nin çok daha nitelikli bir duruma gelmesi adına büyük bir çaba gösterdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, yapılan desteklerin kendileri için son derece kıymetli olduğunu ifade etti. Matlı ailesi adına Önder Matlı’ya teşekkürlerini sunan Yılmaz; "Devletimizin bizlere sağladığı imkanlar ile hastanemiz ve tıp fakültemiz başta olmak üzere üniversitemizin her bölgesinde değerli yatırımlar yürütüyoruz. Ancak takdir edersiniz ki bütçemiz de bir yere kadar yetiyor. Sonrasında ülkemizdeki ve kentimizdeki hayırseverlerin desteği devreye giriyor. Bu noktada geçmişte olduğu gibi bir kez daha bizlere destek veren ve çok önemli katkılar sağlayan Matlı ailesine ve Önder Matlı Beyefendiye sağlamış olduğu bu destekten dolayı şükranlarımızı sunuyoruz. Bu destek ile hastanemiz ve bilim dalımız en iyi şekilde hizmet vermeye devam edecektir" dedi. "6 milyona hitap ediyoruz" Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Yakup Canıtez ise bölüm açısından son derece büyük bir öneme sahip olan Flexibl Bronkoskopi ünitesi cihaz bağışı nedeniyle müteşekkir olduklarını ifade etti. Canıtez; "Önder Matlı’dan böyle bir ricada bulunduğumda, hemen kabul ederek önemli ve hayırlı bir hizmete vesile olmuştur. Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, Güney Marmara Bölgesinde yaklaşık 6 milyon nüfusa hitap eden ve bölgedeki 6 ilde bu alanda kurulmuş akademik faaliyet ve sağlık hizmeti sağlayan ilk ve tek merkezdir. Destekler sayesinde çok daha nitelikli hizmet vermeyi sürdürebileceğiz. Tekrar vesile olan herkese teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye’de yaklaşık 10 ilin üniversite hastanelerinde var Hastane bünyesinde ilk kez 2020 yılında Prof. Dr. Nihat Sapan ve Doç. Dr. Yakup Canıtez tarafından kurulan Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, Bursa ve bölgesi için önemli bir sağlık merkezi olma özelliği taşıyor. Halen Doç. Dr. Yakup Canıtez başkanlığında, 3 uzman hekim ile hizmet vermeye devam eden Bilim Dalı, aynı zamanda ülke genelinde yaklaşık 10 ilin üniversite hastanelerinde bulunuyor. Türkiye genelinde yeni gelişen bir uzmanlık alanı olan Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, bu anlamda Bursa ve bölgedeki önemli bir boşluğu da doldurmuş oluyor.