ÇEVRE - 19 Ocak 2021 Salı 16:35

Başkan Çeltik: "Düden şelalesindeki kirlilik buzdağının görünen kısmı"

A
A
A
Başkan Çeltik: "Düden şelalesindeki kirlilik buzdağının görünen kısmı"

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Antalya’da yaşanan balık ölümlerinin ilk olmadığı gibi son da olmayacağını belirterek, "Yaşananlar buzdağının görünen tarafı, çünkü yer altından kirli sular geliyor, bu suların sadece bir kısmı Düden Şelalesi’nin altından çıkıyor.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Antalya’da yaşanan balık ölümlerinin ilk olmadığı gibi son da olmayacağını belirterek, "Yaşananlar buzdağının görünen tarafı, çünkü yer altından kirli sular geliyor, bu suların sadece bir kısmı Düden Şelalesi’nin altından çıkıyor. Geriye kalan suyun bir çoğunluğu ise süzülerek denize deşarj oluyor. Aslında göründüğünden çok daha büyük, kötü ve çarpıcı bir olay" dedi.


Yaşanan balık ölümleri ve düdenler hakkında konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, “Balık ölümleri, ilk olmadığı gibi son da olmayacak. Kirlenmeyi takip ettiğiniz zaman Düdenbaşı Şelalesi’ni yani şelalenin suyunun çıktığı yere kadar gittiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Şelale, kırkgöz kaynaklarından besleniyor ve suyun bir kısmı Düden Şelalesi’nin altından çıkıyor. Kaynakta herhangi bir kirlilik şu an için söz konusu değil. Lakin çıktığı yere bakarsak bir kirlilik söz konusu. Biz bu arada aramalıyız kirliliği" dedi.



“Atılan çöpler yağışlarla birlikte yer altı suyuna karışıyor”


Atılan çöplerin yağmurla birlikte yer altı suyuna karıştığını söyleyen Çeltik, “Bizim özellikle şüphelendiğimiz yer düdenler. 2011 yılında yapılan çalışma ile 300’e yakın düden tespit edilmiş. Düdenler suyu yutma özelliğine sahip doğal jeolojik yapılardır. Zaman içinde bu düdenlerin bir kısmı imara açılarak ya da içine malzeme doldurularak yok edildi. Bir kısmı da vatandaşlar tarafından çöplük olarak kullanılıyor. Buralara atılan çöpler yağışlar ile birlikte yer altı suyuna karışıyor. Bu karışan suların bir kısmı, Düden Şelalesinden çıkıyor. Bir kısmı da yeraltından süzülerek devam edip denize deşarj oluyor” şeklinde konuştu.



“Kirlilik şelaleye kadar geliyor”


Oluşan sorunu 3 kaynak çatısı altında toplayan Çeltik, “Düdenlerin koruma altına alınması gerekiyor. Her türlü kimyasal ve fiziksel atıktan uzaklaştırılması ve korunması gerekiyor. Bu kirliliğin birden çok sebebi var. Bunlardan bir tanesi Antalya’nın zemin yapısından dolayı zerzemin dediğimiz yapılar var. Birçok insan ve işletme sahibi ne yazık ki atıklarını zerzeminler yolu ile yerin altına bırakıyor. Bu atıklar yer altı sularını kirletiyor. Kirlilik şelaleye kadar geliyor. Bir tanesi kırkgöz kaynakları diğeri sulama kanalı suyu. Kirliliğin ikinci sebebi ise sulama kanalına atılan fiziksel ve kimyasal atıklar olabilir. Üçüncüsü ise düdenler” ifadelerini kullandı.


2011 yılında hazırlanan rapora sadık kalınsaydı şuan bu sorunların hiçbirini yaşamamış olacağına dikkat çeken Çeltik, "Yetkilileri buradan sesleniyoruz. Lütfen bu rapora baksınlar ve yazan ifadeler ile gereğini yapsınlar. Eğer bu rapora sadık kalınsa ve önlem alınsaydı binlerce balık ölmeyecekti ve çevremiz de kirlenmeyecekti" diye konuştu



Buzdağının görünen kısmı


Yaşananların buzdağının görünen tarafı olduğuna dikkat çeken Ali Çeltik, "Çünkü yer altından kirli sular geliyor, bu suların sadece bir kısmı Düden Şelalesi’nin altından çıkıyor. Geriye kalan suyun bir çoğunluğu ise süzülerek denize deşarj oluyor. Aslında göründüğünden çok daha büyük, kötü ve çarpıcı bir olay. Valiliğin yaptırımı çok yerindedir ve denetimlerin artırılması gerekmektedir" diye konuştu.



10 işletme kapatıldı, 2 milyon 598 bin 797 TL idari para cezası uygulandı


Düden Çayı’nda koku ve köpük kirliliği ile birlikte yaşanan balık ölümleri üzerine inceleme yapan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 10 işletmenin faaliyetini durdurarak, işletmelere 2 milyon 598 bin 797 TL idari para cezası uyguladı.


Valilik talimatıyla Düden Çayı ve civarında yapılan denetimlerde 10 tesis denetlendi. Denetimlerde 3 tesiste atık suların toprağa veya yeraltına verilmesi gibi olumsuzluklar tespit edildi. Valilik tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Kepez ilçesinde bulunan Düden Çayı’ndan kaynaklı koku ve köpük kirliliği üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzce denetim ekibi oluşturularak bölgede denetimlere başlanmıştı. Bugüne kadar yapılan denetimlerde toplam 10 işletmeye 2 milyon 598 bin 797 TL idari para cezası uygulanmış ve bu 10 tesisin faaliyeti durdurulmuştur. 18.01.2021 günü yapılan denetimlerde ise 10 tesis daha denetlenmiş ve bunlardan 3 tanesinde atık sularını toprağa veya yeraltına vermeleri gibi olumsuzluklar tespit edilmiş olup, bunlar hakkında da idari işlemlere başlanmıştır" denildi.


Açıklamada, bugüne kadar yapılan denetimler ve yeraltına verilen atık su deşarjlarının önlenmesi ile Düden Şelalesi’nde gözle görülür şekilde kirliliğin ve kokunun azaldığının görüldüğü kaydedildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, turistik tuz ekspresine yönelik gösterilen yoğun talebin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Çankırı Milletvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu’nun işaretiyle Ankara Garı’ndan saat 07.50’de hareket eden ilk “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. 250 yolcunun bulunduğu trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Camii (Ulu Cami) ile tarihi Çankırı sokaklarında zamanda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini de gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkanı bulan ziyaretçiler, Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Vali Taşolur ile bir süre sohbet eden ziyaretçiler, Çankırı gezisini tamamladıktan sonra Çankırı Tren Garı’ndan saat 19.40’da Ankara’ya dönüş yapmak üzere hareket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak ziyaret gerçekleştirebilecek. "İkinci tren seferinde de yüzde 80 doluluğa ulaşmış bulunuyoruz” Düzenlenen turdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Turistik Tuz Ekspresinin yolcularını ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkes adına bu projenin hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben, 12 yıl Ankara’da yaşamış birisi olarak hep günübirlik Safranbolu’ya, Beypazarı’na ve Amasya’ya geçerek kendi adıma bunu turist olarak yaşamıştım. Bundan sonra Çankırı’nın, Ankaralıların iç turizmi olarak günübirlik ziyaret edebilecekleri bir merkez olabileceğini gördükten sonra bu anlamda hep beraber çalışmalara başladık. Bugün de bunun ilk meyvesini topluyoruz. İnşallah bundan sonrası için özellikle Ankara’da yaşayan misafirlerimiz için Çankırı’nın güzel bir turizm merkezi olmasını ümit ediyoruz” dedi. "İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı" Çankırı Valiliği olarak Ankara’dan Çankırı’ya 4 sefer yapılması üzerine turistik tuz treni seferi planladıklarını belirten Vali Taşolar, “Bu seferler birer hafta ara ile Cumartesi günleri olacak. İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı. Diğer tren seferlerinde de doluluk oranına ulaşacağımıza inanıyorum. Seferlerin duyurulmasında da basının bizlere desteği oldu. Ümit ediyoruz ki Çankırı, iç turizm anlamında hak ettiği yerlere gelecektir” diye konuştu. “Hititlerden günümüze kadar gelen yer altı tuz mağarasının turizme açılmasından mutluluk duydum” Ankara’dan Çankırı’yı gezmek için gelen Şirin Doğan ise, “Turistik trenle geldik. Çankırı’nın tarihi ve turistik yerlerinin tanıtılması için iyi bir fırsat olmuş. Aslında geç kalınmış bir proje. İnşallah bundan sonrası için Çankırı’nın gelişmesine ivme kazandıracaktır. Şehir de çok güzel, çok beğendim, tuz mağarasını da çok beğendim. Hititlerden bu yana bir mağaranın turizme açılmasını destekliyorum. Tuz mağarasının ambiyansı çok güzel, verilen bilgiler oldukça faydalı, hem sağlık hem kültür turizmi açısından oldukça verimli buldum” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ahmet Mahmut Şen de, “Bu bir gezinti treniydi. Ankara’dan Çankırı’ya 90 yıl sonra aynı tren ile yolculuk yaparak Çankırı’yı keşfetmek güzeldi. Çankırı’nın güzelliklerini tüm Türkiye’ye tanıtmamız gerekiyor. Öncelikle en yakınımızdaki başkent Ankara’ya tanıtmamız lazım. Ben bu kadar büyük ve devasa bir tuz mağarası olduğunu tahmin etmiyordum. Devasa kamyonların buradan geçebileceğini gördüm. Hititler döneminden itibaren kullanılan bir tuz mağarası olduğundan bahsettiler. Şu anda yerin 150 metre altındayız. Dünyanın en büyük tuz mağarasının içerisinde bulunuyoruz. Heyecanlanmamak elde değil gerçekten” şeklinde konuştu.