SPOR - 07 Aralık 2021 Salı 15:00

Megasaray Tenis Akademi’de Challenger Turnuvaları devam ediyor

A
A
A
Megasaray Tenis Akademi’de Challenger Turnuvaları devam ediyor

2021 yılında Antalya Megasaray Tenis Akademi’de dördüncüsü düzenlenen ATP Challenger turnuvalarından MTA Open’ın basın toplantısı Club Megasaray Otel’de gerçekleşti.

2021 yılında Antalya Megasaray Tenis Akademi’de dördüncüsü düzenlenen ATP Challenger turnuvalarından MTA Open’ın basın toplantısı Club Megasaray Otel’de gerçekleşti.


Geçtiğimiz hafta düzenlenen Megasaray Hotels Open’ın ardından bu hafta da Megasaray Tenis Akademi kortları MTA Open’a ev sahipliği yapıyor. Dünya 140 ve 350 numaraları arasında başarılı tenisçilerin mücadele ettiği iki turnuvaya 30 ülkeden toplamda 160 tenisçi katıldı. Ana tablo mücadeleleri bugün başlayan turnuva 12 Aralık’ta final karşılaşması ile son bulacak. MTA Open turnuvasının basın toplantısında Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin, milli sporcu Marsel İlhan ve Turnuva Direktörü Barış Şahin konuşmacı olarak yer aldı. Toplantıda Türkiye Tenis Federasyonu ile Club Megasaray arasında 3 yıl sürecek olan “Turizm Sektörü Ana Sponsorluğu” anlaşması da imzalandı.



Cengiz Durmuş: “Tüm paydaşlarımızın kazandığı bir model oluşturduk”


Cengiz Durmuş, federasyon olarak hedefleri olduğunu belirterek, "Oluşturmuş olduğumuz hikayenin asıl amacı Türkiye’nin her yerinde tenisin oynanabileceği, herkes tarafından her zaman oynanabileceği. Şu an sadece dört kişiyi görüyorsunuz ama bu organizasyonların arkasından çok büyük bir ekip var. Türkiye bir tenis ülkesi oldu. Türkiye’nin her yerinde tenis oynanırken en üst düzeyde turnuvaların ülkemizde yapılabilir olduğunu, sporcularımızın burada oynayıp başarılı olabildiklerini de görmemiz gerekiyor. Daha işin çok başındayız. Başarı hikayemizin esas hedefinde dünyanın en iyi sporcusunu yetiştirmek var. Biz WTA, ATP ve ITF düzeyinde turnuvalar düzenlerken tenisin en iyi düzeyde yapılabilmesi ve sporcularımızın başarılı olabilmesi için tüm paydaşlarımızın kazandığı için bir model oluşturmak istedik. Hem iş dünyasının hem sosyal sorumluluğun hem sportif başarının esas olduğu bir model bu. 7 ay aralıksız ITF turnuvası düzenliyoruz biz bunu 12 aya çıkarıp 12 ay boyunca kendi sporcularımızın kendi evlerinde turnuva oynayabilmesine imkan sunmak istiyoruz. Sporcularımızın ulaşım ve konaklama zorlukları yaşadığı şu süreçte turizm sponsorluğu ile de sporcularımızın burada kalmasını ve turnuva oynamasını sağlıyoruz. Megasaray Tenis Akademisi aynı zamanda bu turnuvalarda yarışabilecek sporcular yetiştirerek de ülkemiz sporuna katkı sunuyor. Biz bu birlikteliğin ülkemiz adına çok değerli olduğuna inanıyoruz. Gelen her sporcunun ülkelerine döndüklerinde bir turizm elçisi olarak gitmelerini sağlıyoruz. Sporcuların da dünyada birçok bu seviyede turnuva varken Türkiye’yi tercih etmesi bu anlayışın başarısıdır" dedi.



Kemal Şahin: "Antalya artık teniste bir marka"


ATP Challenger gibi dünyaca önemli turnuvalarda ev sahibi olmanın kendilerini spor adına gururlandırdığını söyleyen Kemal Şahin, "Turizm adına ise Türkiye’yi Antalya’yı tenisle bilinen bir markaya dönüştürmek ten çok mutluyuz. Dünyanın en önemli tatil destinasyonlarından biri olan Antalya Belek’in adı artık tenisle de anılıyor. Türkiye Tenis Federasyonu’nun ve Başkanı Cengiz Durmuş’un tenisi, Türkiye’nin dört bir köşesine yayma vizyonunu biz de paylaşıyoruz ve yüksek sinerji oluşturarak beraber çalışmaya devam edeceğiz. Bu sayede dünyaca ünlü turnuvalarla ülkemizin tanıtılmasına, gençlerimizin gelişmesine ve Türk tenisinin daha da yaygınlaşmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz. Türkiye Tenis Federasyonu ile bu sene sona eren ana sponsorluğumuzu “Resmi Turizm Partneri” sözleşmemizi 3 yıl daha uzatıyoruz. Devam eden bu işbirliğimizle, yeni yılda da Türkiye’ye, dünyanın farklı ülkelerinden yüzlerce takım, binlerce oyuncu gelecek. Turnuvalara katılan gençler haftalarca ülkemizde kalarak derecelerini artıracaklar. Ve şampiyonlar ödüllerini alacaklar. Tabi ki Türkiye’den de içinde MTA oyuncularının da bulunduğu gençler bu turnuvalarda mücadele ederek gelişecekler. Ve bazıları da dünyanın en başarılı oyuncuları arasına girecek. Megasaray Tenis Akademi, dünyada en çok bilinen entegre bir akademiye dönüştü. Aynı tesiste konaklama, düzenli beslenme ve günün her saati antrenman yapma imkanına sahip oyuncular sadece başarılarına odaklanıyorlar. MTA da 40’a yakın yetenekli oyuncumuz sürekli gelişiyor. Dünyaca ünlü turnuvaları ayağına getiriyoruz ve puanlarını artırıyorlar. Şu an 6 tanesi Türk Milli Takımızda. Yoğun turnuvalara 50 kort yetmiyor. Megasaray’da şu anda sadece ATP Challenger turnuvası oynanmıyor. 50 kortumuzla bölgenin yıldızı olan tesiste şu an ITF ve Bedensel Engelli Tenis Turnuvalarında da heyecan verici mücadeleler yaşanıyor. Sadece 2021 yılında 3500’ün üzerinde dünyanın farklı ülkelerinden gelen sporcuları ağırladık. Kort yetiştiremiyoruz. Akademi’de kort sayısını 55’e çıkaracağız. Şu an turizmde yaz sezonu kapanmış olmasına rağmen tesisimizde bu turnuvalardan toplamda 400’e yakın profesyonel sporcu konaklıyor. Ayrıca 300’e yakında yerli ve Avrupa’dan gelen misafirle birlikte toplamda 700 kişiyi ağırlıyoruz. Dolayısıyla Belek’te kışın bile hatırı sayılır bir doluluk yakalıyoruz. Erciyes Dağ otellerimizde yapacağımız 6 kortla turnuvalar yaz aylarında da devam edecek. Tenis, bisiklet, futbol, kano gibi sporları kışın Antalya Megasaray’da, yazın Erciyes dağ otellerimizde yapacağız" diye konuştu.



Barış Şahin: "Umuyoruz ki bu haftayı da milli sporcularımızdan bir tanesi şampiyon olarak tamamlar"


Bu yıl 100’ün üzerinde turnuva düzenlediklerini vurgulayan Barış Şahin de, "ATP düzeyinde de dördüncüsünü yapmaktayız. 2021 yılında dünyanın en fazla turnuva düzenleyen akademisi olarak çok mutlu ve gururluyuz. İki hafta süren turnuvalarımıza 30 ülkeden 160 sporcu katıldı. 1 numaralı seri başı milli sporcumuz Cem İlkel. Geçen hafta Portekizli sporcu Nuno Borges turnuvayı kazandı. Umuyoruz ki bu haftayı da milli sporcularımızdan bir tanesi şampiyon olarak tamamlar" açıklamasını yaptı.



Marsel İlhan: "Rüzgar bizim yanımızda"


Turnuvada emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Marsel İlhan ise, "Sezon sonu turnuvası ve çok önemli bir turnuva. 5 sporcumuz bu turnuvada yarışıyor. Burada oynamaktan çok mutluyum. Rüzgar bizim yanımızda" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.