YEREL HABERLER - 30 Mart 2017 Perşembe 16:22

Ardahan STK’lardan ’EVET ’ desteği

A
A
A
Ardahan STK’lardan ’EVET ’ desteği

Ardahan’da 43 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu ‘Evet Platformu’ adına açıklama yapan Fahrettin Görmüş, 16 Nisan’da sürecin ‘Evet’ ile sonuçlanması için gayret içerisinde olacaklarını söyledi.

Ardahan’da 43 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu ‘Evet Platformu’ adına açıklama yapan Fahrettin Görmüş, 16 Nisan’da sürecin ‘Evet’ ile sonuçlanması için gayret içerisinde olacaklarını söyledi.


’Evet Platformu’nun oluşturduğu STK’lar Milli Egemenlik parkında bir araya gelerek açıklama yaptı. Platform adına basın açıklamasını yapan İmam Hatip platformu il koordinatörü Fahrettin Görmüş, Ülkenin bir yol ayrımında olduğunu söyleyerek, ’’Geçmişte, karşı karşıya kaldığımız problemlerin çözümü için, köklü ve değişik ölçülerde sistem arayışları içine girilmiştir. Çünkü Tanzimat’a kadar karşı karşıya kaldığımız problemler, genel olarak kendi sistemimiz içinde ve bazı yan tedbirlerle çözülmeye çalışılmıştır. Sistem arayışları yıllarca devam etti. I. Meşrutiyet, II. Meşrutiyet ve Kurtuluş savaşından sonra cumhuriyet idaresine kara kılındı.


Önce tek parti, sonra çok partili sistem arayışları.. Sonuç olarak çok partili sistemde karar kılındı. İşte bu durumu geçiş döneminin sıkıntılı günlerinde anlayan, tespit eden, hürriyetlere zarar vermeden, büyük, güçlü, zengin bir devlet olabilmesi için neler yapılması gerektiğini tartışmak durumundayız.


Kanaatimizce esas olan şudur ki, bugün Batı’da ve Doğu’daki demokratik memleketlerde politik ve ekonomik istikrarın sağlandığı yerlerin hemen hepsinde, iktidarda ya tek parti vardır veya güçlü ve yetkili bir başkan.


Türkiye’mizin, sadece coğrafi yönden baksak bile, dünyanın en karışık, en istikrarsız ve en tehlikeli bir bölgesinde olduğunu görmekteyiz. Kara sınırlarını meydana getiren üç köşesi, alevler, çatlamalar, patlamalar içinde bulunan bir üçgen Bu üç belalı bölge ve bunların ortasında bizim Türkiye’miz, üstelik bölgenin her köşesindeki, yani Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’daki belaların kaynağı ve görülen karışıklıkların karıştırıcıları çok kere bölge dışında. Daha açık olarak kaynatılan kazanların ateşi ve kepçelerinin sapı büyük devletlerin elinde


Şimdi böyle bir coğrafyada ve böylesine şartlar içindeki bir toplum olarak yaşayabilmek için, hem de hür ve müstakil olarak yaşayabilmek için, her şeyden önce güçlü, birlik ve istikrar içinde olmak gerekir. Güçlü bir devlet, istikrarlı iktidarlar, sağlam esaslara dayalı ve gelişen bir ekonomi Bunlar ise ancak iyi işleyen ve müessir bir demokrasi ile veya istikrarlı bir sistemle mümkün olabilir. Böyle bir sistemi kurmak ve işletmek için neler yapılabilir.


Çok partili demokratik siyasi hayatımızda parlamenter hükümet sistemi nedeniyle, her 1,5 yıla bir hükümet düşmektedir. Bu durum da siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere neden olmakta, ekonomik krizler güvenlik sorunlarını tetiklemekte, güvenlik sorunları vesayet kurumlarını güçlendirmekte, vesayetçi anlayış belli aralıklarla darbelere yol açmakta, demokrasimizi zayıflatmaktadır. İç sorunlara muhatap olan ülkemiz, dış politikada alan daralmasına maruz kalmaktadır. ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde’ ise koalisyon ihtimali yoktur, istikrar vardır. İstikrar; kalkınmanın, büyümenin ve refahın temelidir.


Millet, anayasa yapma hakkını ya doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kullanır. Fakat Millet, egemenliğin sahibi olmasından kaynaklanan bu hakkını hiçbir zaman kullanamamıştır. Millet, tekmil bir anayasa inşa edemese de, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ olarak tanımlanan modelle, anayasada en anlamlı ve en derinlikli değişiklik yapılmıştır.


1982 Anayasası öncesinde ve sonrasında da cumhurbaşkanlığı seçimleri, siyasi tarihimizde krizlerle, muhtıralarla, darbelerle, bildirilerle anılmaktadır. Çünkü, seçilmişlerin üzerinde vesayet rolü oynayacak aday üzerinde uzlaşılmadığında cumhurbaşkanı adayları tehditlerle adaylıktan vazgeçirilmiş, Meclisin cumhurbaşkanı seçememesi için gerekli her türlü manevralar yapılmış, hukuk skandalları ile seçimler engellenmeye çalışılarak, siyaset kurumu cumhurbaşkanını seçemiyor bahanesi ile cumhurbaşkanlığı seçimleri darbelerin gerekçesi yapılmıştır.


Cumhuriyet, Milletimizin en kıymetli kazanımıdır ve Türkiye’nin rejimi demokratik bir cumhuriyettir. 18 maddelik Anayasa değişikliğini, rejim değişikliği olarak nitelemeye yeltenenler, kafa karışıklığı peşindedirler. Rejim; egemenlik hakkına göre, devletin niteliği ve yapısal özelliğini kapsar. Devletin şekli Cumhuriyet, Cumhuriyetin nitelikleri ise; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olması, yapısal özelliği ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün, yani ünite devlet oluşudur. ‘Anayasa değişikliği ile rejim değiştiriliyor’ söylemi, hayali bir söylemdir. Kanunla yapılan düzenlemenin ana omurgası Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimiyle değil hükümet modeliyle ilgilidir. Bu model, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ olarak tanımlanmıştır.


Batılılar, Doğu toplumlarına ve Müslümanlara karşı artık klasik Haçlı Seferleri’ni tercih etmiyor. Bunun yerine, operasyon yapmayı düşündükleri ülkelerin zayıf toplumsal halkalarını kullanıyorlar. Öncelikle “100 salak, 100 bin dolar para ve 100 kaleşnikof” formülüyle irili ufaklı terör örgütleri oluşturuluyor. İslam dünyasındaki mezhep, tarikat ve cemaatler manipüle ediliyor. Kelimenin tam anlamıyla “iti ite kırdırma” politikası izleniliyor.


Bugün Türkiye’de herkes başkanlık meselesini tartışıyor. Bilen bilmeyen konuşuyor. Milletvekillerinin nasıl ve ne şekilde seçileceği, Cumhurbaşkanının yetkileri, tek adam-çift adam polemiği almış başını gidiyor. Toplumun bütünü hedeften sapmış durumda. Halbuki Anayasa’da yapılacak değişiklikler, Türkiye’nin yönetim biçimini değiştirmekten çok, gelecekte yaşanacak risklerin bertaraf edilmesi açısından oldukça önemli. Bugün “kurban” olarak seçilen devlet; Türkiye’dir. Türkiye’nin etrafında nasıl bir kumpas kurulduğunun ve kan kokusu alıp avının etrafında dolanmaya başlayan sırtlanların, köpekbalıklarının ve akbabaların ülkemize saldırmalarının en büyük göstergesi değil midir? Almanya, Hollanda, İsveç, Belçika, ABD, Fransa, İngiltere, Avusturya, Yunanistan, İsrail ve daha nicelerinin, Türkiye’ye düşman olmalarının nedenini anlamak için alim olmaya gerek yok. Son 14 yılda Türk ekonomisinde yaşanan gelişmelerin bırakın yüzde 50’sini yüzde 10’unu bile Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında görebilmek mümkün değil. 1960 Askeri Darbesi, 1971 Muhtırası, 1980 Askeri Darbesi, ASALA, PKK, DHKP-C, 28 Şubat 1997 Post Modern Darbesi, 2013 Gezi Olayları, 17/25 Aralık 2013 Yargı Darbesi ve son olarak 15 Temmuz 2016 Askeri Darbesi yurtiçindeki ve yurtdışındaki Türkiye düşmanlarının eylemleri olarak kendini gösterdi. . Türkiye artık yeni bir evreye geçti. Bundan 100 yıl önce Lozan’da kendisine çorak bir toprak bırakılan Türkiye, şükürler olsun ki bu toprakları bahtiyar kılmayı başardı. Okul ders kitaplarında Türkiye hakkında sıkça dillendirilen ancak içi boş bir deyimden ibaret olup herhangi bir anlam ifade etmeyen “stratejik ülke” kavramı, son 14 yılda yaşanan ekonomik, politik ve siyasi kazanımlar sayesinde anlam bulmaya başladı.


Türkiye büyüyor, Türkiye kendilerine rakip olmaya başlıyor, Türkiye gerçekleştirdiği stratejik yatırımlarla Batı’nın altını oyuyor. Türkiye Afrika’ya el atıyor, Türkiye Ortadoğu’da oyun kurucu durumuna dönüşüyor. Batılılar işte bunları hazmedemiyor. Bugün Türkiye’nin tarihinde hiç olmadığı kadar istikrara ve güçlü bir yönetim yapısına ihtiyacı var. Aksi durumda param parça olacağız. Oyun büyük! Oyun çok çok büyük! Oyun tahminlerimizin çok ötesinde! İşte bu nedenlerle yeni Türkiye’nin kuruluşuna el birliği ile destek vermek zorundayız. Uyuyan devin uyandığını, 100 yıldır uyuşturulan Türk halkının kendine geldiğini, adım adım tüm coğrafyada üstünlük kurmaya başladığının farkına vardılar. IMF kapılarında para dilenen, Batılıların karşısında el pençe divan duran bir Türkiye artık yok. Ekonomik açıdan kimseye muhtaç olmayan, dev projeleri profesyonelce finanse edebilen güçlü bir Türkiye var.’’ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Başkan Başdeğirmen: "Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz" Isparta Çünür Mahallesi’nde dün hizmete giren yeni otogar için açılış töreni düzenlendi. Açılış töreninde konuşan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Eski otogarın bulunduğu alana da yeraltı otopark, üzeri meydan ve kütüphane yapıyoruz” dedi. Isparta Bahçelievler Mahallesi’ndeki Isparta Şehirlerarası Otogarı’ndan dün son sefer yapıldı. Çünür Mahallesi’ndeki yeni otogar da dün hizmete açıldı ve ilk otobüs seferleri gerçekleştirildi. İlk seferlerin gerçekleştiği yeni otogarın bugün de resmi açılış töreni yapıldı. Mehteran gösterisi ile başlayan törene Vali Aydın Baruş, AK Parti Isparta Milletvekili Mehmet Uğur Gökgöz, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen, AK Parti İl Başkanı Furkan Cem Er, MHP İl Başkanı Önder Topçu, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul, ITSO Başkanı Metin Çelik, Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, ilçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, esnaf ve vatandaşlar katıldı. Verdikleri bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, eski otogarın şehrin ortasında kaldığını ifade etti. Hiçbir yatırımın yarım kalmayacağı yönünde verdikleri söz olduğunu ve bugün de yeni otogarın faaliyete sunulduğunu aktaran Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Yarım kalan yatırımları tamamlayarak buraya kadar geldik ve yeni otogarı açmaktan son derece memnun olduk. Mevcut eski otogarımız şehrin içinde kaldı, trafikte zorlanılıyordu. Öncelikle yeni otogar alanımızı faaliyete geçirdik, buranın faaliyete geçirilmesine katkı sunan belediye meclisi üyelerime, personelime emek veren herkese teşekkür ediyorum” görüşlerinde bulundu. Yeni otogarın hazırlanmadan önce hem otobüs işletmecileriyle hem de esnafla bir araya geldiklerini ve projenin kendilerinin istedikleri şekilde değiştirilerek hayata geçirildiğinden bahseden Başkan Başdeğirmen, “Esnafımızın istediği şekilde burayı düzenledik. Sonucunda da esnafımız memnun oldu. Herkes çok mutlu. Yaptığımız işin kabul görmesi çok önemli” dedi. “Eski otogar alanında 86 bin metrekarelik meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız” Boşaltılan otogarın yeriyle ilgili de hayata geçirecekleri projeye ilişkin bilgiler veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, boşalan otogar alanının bulunduğu bölgede yeraltı 3 katlı otopark ve üzerinde de 2 bin öğrencinin ders çalışabileceği bir kütüphane ile etkileşim merkezi yapılacağını açıkladı. Başdeğirmen, “Böcüzade Parkı ile birleştirerek toplam 86 bin metrekarelik alanda meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız. Vatandaşımızın rahat nefes alabileceği meydanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dönemimizde Isparta’da 3-4 tane büyük meydan oluşacaktır. Otogar alanımızdaki otopark kısmı 30 bin metrekare, bu alanda da her türlü etkinliği yapma imkânımız olacaktır. Isparta’mıza hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu. Açılış töreninde konuşan Isparta Valisi Aydın Baruş, ise yeni yapılan otogarla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak dedi. Vali Baruş, “Isparta her yıl dışarıdan misafir ağırlayan bir il. Modern bir otogara çok ihtiyacımız vardı. Şehir içinde kalmış otogar bu ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti, oradaki esnafımız da bu durumdan muzdaripti. Yeni yapılan yatırımla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına bir yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak. Bir otogarı, bir sanayi sitesini şehir dışına taşımak çok önemli problemler doğurur. Önemli olan bu problemi hemşehrisiyle vatandaşıyla birlikte anlaşarak uzlaşarak aşmak. İşte belediye başkanımız bunu başarmış. Bu nedenle belediye başkanımızı tebrik ediyoruz. Esnafımızı mağdur etmeden vatandaşlarımıza olumsuzluğa neden olmadan bu problemi çözmüşler. Eski otogarın bulunduğu alanın hem otopark hem kütüphane hem de bir meydan olarak kullanılacak olması Isparta için çok güzel bir tasarım. Bu tesiste esnafımıza bol kazançlar diliyorum, hayırlı olsun” dedi. Konuşmaların ardından dua edildi, yeni otogarın açılış kurdelesi kesildi. Yapılan açılış töreninin ardından protokol üyeleri yazıhane ve işletmeleri ziyaret ederek, yeni otogarın hayırlı olması temennisinde bulundular.