POLİTİKA - 08 Ağustos 2025 Cuma 20:42

MHP’li Durgun, Ardahanlıları "Terörsüz Türkiye için Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" toplantısına davet etti

A
A
A
MHP’li Durgun, Ardahanlıları "Terörsüz Türkiye için Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" toplantısına davet etti

MHP Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, ilki Erzurum’da düzenlenecek olan "Terörsüz Türkiye için Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" bölge toplantısına Ardahanlıları davet etti.


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), "Terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" kapsamında, 9 Ağustos Cumartesi günü Erzurum Kazım Karabekir Kapalı Spor Salonu’nda geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirecek. "Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik" temasıyla düzenlenecek olan programa Erzurum, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Gümüşhane, Rize, Trabzon ve Tunceli illerinden STK temsilcileri, partililer ve vatandaşlar katılacak.


Toplantı öncesi hazırlıklar kapsamında bugün Ardahan’a gelen MHP Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, MHP MYK üyesi Taşkın Özdemir, MHP MYK üyesi Özer Karakayacı, MHP MYK üyesi Şuayip Ak ile birlikte Ardahan’da, STK temsilcileri ile bir araya geldi. Durgun, ilki Erzurum’da düzenlenecek olan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin "Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik" teması ile "Terörsüz Türkiye için Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" bölge toplantısına Ardahanlıları davet etti.


STK temsilcileri ile tek tek bir araya gelen Durgun, "Milletimizi, vatandaşlarımızı ve hemşerilerimizi bilgilendirmek ve de partimizin üzerine atılan iftiraları, propagandaları ve sıkıntıların yanlış olduğunu anlatmak, hem de ’Terörsüz Türkiye’ sürecinde yürütülen çalışmaları anlatmak için Erzurum ilinde bir toplantı gerçekleştirilecek. Bizde Genel Başkanımız Devlet Bahçe’linin bizzat sizlere kendi ıslak imzası ile göndermiş olduğu davetiyeleri teslim etmek için sizleri ziyarete geldik. Bu kapsamda da yarın sizleri Erzurum’da gerçekleştirilecek olan Milli birlik ve dayanışma toplantısına davet ediyoruz" dedi.


MHP’li Durgun, daha sonra Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek’i makamında ziyaret etti. Durgun son olarak Ardahan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneğini ziyaretinin ardından Ardahan’dan ayrıldı.



MHP’li Durgun, Ardahanlıları "Terörsüz Türkiye için Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları" toplantısına davet etti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Ebeveynlere 3 yaş altına telefon ve tablet uyarısı Edirne’de "2025 Aile Yılı" etkinlikleri çerçevesinde ebeveynlere yönelik düzenlenen seminerde konuşan Psikolojik Danışman ve Eğitimci Mehmet Hilmi Eren, 3 yaşından önce telefon ve tablet kullanımının çocuk gelişimine ciddi zarar verdiğini söyledi. 2025 Aile Yılı etkinlikleri çerçevesinde Edirne Valiliği himayelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SODAM) tarafından ailelere yönelik ’Eğitimin ABÇ’si: Anne, Baba, Çocuk’ konulu seminer düzenlendi. Seminerde ebeveynlere ekran bağımlılığına karşı uyarılar yapıldı. Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen seminer saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Seminerde sunum yapan Psikolojik Danışman ve Eğitmen Mehmet Hilmi Eren, aile ve çocuklar arasında sağlıklı iletişim kurma yolları, sosyal medyayı etkin kullanım, çocukların zeka gelişimi, çevresel faktörler gibi çeşitli konularda bilgilendirmelerde bulundu. Her çocuğun içinde bir yetenek ve bir cevher, bir kapasite olduğun dikkat çeken Eren, bu cevherin ev ortamında artırılabileceğini ve ebeveynlerin sosyal, duygusal ve zihinsel gelişime katkı sunabileceğini söyledi. Psikolojik Danışman ve Eğitmen Eren, çocuklarda ekran bağımlılığına dikkat çekti. Eren, 3 yaşından önce telefon, tablet ve televizyon kullanımının çocuk gelişimine ciddi zarar verdiğini vurguladı. Eren, erken yaşta ekrana maruz kalan çocuklarda dil gelişimi, dikkat süresi ve sosyal becerilerin olumsuz etkilendiğini belirtti. 3 yaşından önce çocuğa ekran vermenin yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olduğunu söyleyen Eren, aileleri bu konuda duyarlı olmaya çağırdı. Çocukların zeka gelişimi ile ilgili bilgilere de yer veren Eren, "Sıfır atık projesi çok gündemde ya, sıfır atık diyoruz. Ama zihinlerdeki sıfır atık da çok önemli. Hep heba edilen peynirlerden, çöpe giden ekmeklerden bahsediyoruz; bu güzel. Ama bir de heba edilen yetenekler ve kapasiteler var. Bugün bu salondaki aileler buradan ayrıldıktan sonra ’Aslında ben çocuğum için şunları yapabilirim ve onun kapasitesini de geliştirebilirim’ duygusunu yaşarsa, ben bahtiyar olacağım" ifadelerine yer verdi. Dil gelişimi ile zekanın paralel olduğuna değinen Eren, "Çocukların kelime dağarcığında ne kadar çok kelime haznesi varsa, zeka gelişimi de o kadar iyidir. Bu yüzden daha okul öncesi dönemde, bebeklikten itibaren çocuklarımızla iletişim kurarken bolca diyalog kurmak, konuşmak gerekir" dedi. Son yıllarda bebek arabalarında, restoranlarda, kafelerde, mama sandalyelerinde telefon tutamaçları olduğunu aktaran Eren, "Annesiyle sokağa çıkan bebek, bebek arabasında ağaca, çiçeğe, böceğe bakacağına telefondan çizgi film izliyor. Yapmayın, yaptırmayın. Etrafınızdakileri de kibarca, nazikçe uyarın. Özellikle altını çizerek söylüyorum; 3 yaşından önce çocuğa telefon, tablet ve televizyondan bir şeyler izletmek İngilizceye bebeklikten itibaren alışsın, kulak dolgunluğu olsun gibi yalan yanlış düşüncelerle ekrana maruz bırakmak, çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir" şeklinde konuştu.
Samsun Şeref Malkoç: "Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı var" Eski Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Kalıcı huzur ve istikrar, ancak milletin ihtiyaçlarına cevap veren, çağın gerekleriyle uyumlu bir anayasa ile mümkündür" dedi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi ile Strateji ve Politika Araştırmaları Topluluğu iş birliğinde, önceki dönem Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un konuşmacı olarak katıldığı "Türkiye Yüzyılında Anayasa Tartışmaları" başlıklı program düzenlendi. "Anayasa yapım süreçleri toplumsal uzlaşıyla yürütülmeli" Programda konuşan Şeref Malkoç, Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde anayasa tartışmalarını değerlendirerek, anayasal sistemin demokratik işleyiş, temel hak ve özgürlükler ile hukuk devleti ilkesi açısından taşıdığı öneme dikkat çekti. Anayasa yapım süreçlerinin toplumsal uzlaşı temelinde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Malkoç, Türkiye’nin anayasal geçmişine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı var" Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Malkoç, "İnşallah sizlerin üniversitelerde akademisyen, okullarda öğretmen, sanayide mühendis, iş dünyasında yönetici ve siyasette sorumluluk alan bireyler olduğu dönemlerde Türkiye’ye yakışan bir anayasa yapılacaktır. Son 20 yılda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye; eğitimden sağlığa, altyapıdan savunma sanayisine kadar birçok alanda önemli kazanımlar elde etti. Küresel dengelerin hızla değiştiği, bölgemizde jeopolitik risklerin arttığı bu süreçte güçlü, bağımsız ve sağlam bir hukuk düzeni büyük önem taşımaktadır. Kalıcı huzur ve istikrar, ancak milletin ihtiyaçlarına cevap veren, çağın gerekleriyle uyumlu bir anayasa ile mümkündür" ifadelerini kullandı. Hukuk Akademisi üç gün sürdü OMÜ Strateji ve Politika Araştırmaları Topluluğu tarafından "Hukuk Akademisi" başlığı altında düzenlenen ve üç gün süren program kapsamında, ilk gün Anayasa Mahkemesi Üyesi ve eski Adalet Bakan Yardımcısı Selahattin Menteş, "Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Süreci ve Hâkimlik Mesleği" başlıklı sunumuyla bireysel başvuru mekanizmasının işleyişi ve yargı pratiğindeki yeri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Programın ikinci gününde ise Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, "Türk Hukukunda ve Mahkeme Sürecinde Savcılığın Yeri" başlıklı konuşmasında savcılık kurumunun ceza yargılamasındaki rolü, yetki ve sorumluluklarını ele aldı. Öğrenciler ve katılımcılar tarafından ilgiyle takip edilen program, soru-cevap bölümünün ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe; Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, dekanlar, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
İstanbul Sabiha Gökçen’de uçuş emniyeti için 7/24 yaban hayatla mücadele devam ediyor İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uçuş emniyetini tehdit eden kuş ve diğer yaban hayvanlarına karşı bilimsel ve teknolojik yöntemlerle yürütülen mücadele faaliyetleri, uluslararası standartlara uygun şekilde 7 gün 24 saat devam ediyor. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Meydan Otoritesi (HEAŞ), uçuş emniyetini korumak amacıyla yaban hayat kaynaklı riskleri bilimsel veriler ışığında yönetiyor. Havalimanı sahasında görev yapan ekipler, araçlı devriye ve anlık gözlem faaliyetleriyle kuş ve yaban hayvanlarının uçuş hattına yaklaşmasını önlüyor. Yaban hayatla mücadele kapsamında doğaya zarar vermeden etkili sonuç alınmasını sağlayan çeşitli teknolojik sistemler kullanılıyor. Bu kapsamda el tipi lazer kovucular, propan toplar, akustik etki oluşturan güneş panelli sesli kovucu sistemler, ultrasonik cihazlar ile 4x4 devriye ve Follow-Me (TOGG) araçları aktif olarak görev yapıyor. El tipi lazer kovucuların, kuşların görsel algılarını hedef alarak bulundukları alandan uzaklaşmalarını sağladığı, kuşlara ve doğal yaşama herhangi bir zarar vermediği belirtildi. Bu sistemlerin özellikle pist, taksi yolu ve apron gibi kritik alanlarda etkin şekilde kullanıldığı ifade edildi. Bilimsel gözlemle riskler önceden tespit ediliyor HEAŞ bünyesinde görev yapan uzman biyolog ve ornitologlar tarafından sahada düzenli gözlemler yapılıyor. Kuş türleri, uçuş yönleri, davranış biçimleri ve göç dönemleri kayıt altına alınarak riskli alanlar belirleniyor. Elde edilen bilimsel veriler, operasyonel karar süreçlerine doğrudan entegre ediliyor. Yaban hayatla mücadele faaliyetleri; Apron Yönetim Müdürlüğü’ne bağlı 1 biyolog, 1 ornitolog ve 84 operasyon personeli tarafından yürütülüyor. Türkiye genelinde üst sıralarda yer aldı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı yıllık emniyet olay bültenine göre, Türkiye genelindeki 56 havalimanı arasında 10. sırada yer alan Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, yaban hayat kaynaklı olay oranları açısından bazı Avrupa ülkeleri ortalamalarından daha iyi bir performans sergiliyor. HEAŞ Yaban Hayatla Mücadele Birimi’nin temel amacının, doğal yaşamı koruyarak uçuş emniyetini en üst seviyede tutmak olduğu vurgulandı. Bilimsel veriler, teknolojik çözümler ve sahadaki çalışmalar sayesinde Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın, yaban hayatla mücadelede Türkiye’de ve uluslararası alanda örnek uygulamalar arasında yer aldığı belirtildi.