YEREL HABERLER - 24 Mart 2017 Cuma 10:00

ADÜ Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi referans merkez olacak

A
A
A
ADÜ Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi referans merkez olacak

2011 yılında Türkiye’de ilk kez kurulan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi geleceğe yönelik çalışma stratejisini belirlemek üzere çalışmalarına hız kazandırdı.

2011 yılında Türkiye’de ilk kez kurulan Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi geleceğe yönelik çalışma stratejisini belirlemek üzere çalışmalarına hız kazandırdı.



ADÜ Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi “Romanlar alanında akademik çalışmalar yapan akademisyenler ve Roman üniversite mezunu gençler ile buluşmalar” konularını ulusal ve uluslararası alanda çalışmayı planlıyor.



Başbakanlık Başdanışmanı Sosyolog Dr. Necdet Subaşı’nın moderatörlüğünde Roman Sorunu ve Akademik Müktesebat Çalıştayı düzenlendi. Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından organize edilen çalıştaya Dr.Necdet Subaşı, Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal İçerme Daire Başkanı Durmuş Ali Daldallı, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdürlüğü Araştırma Geliştirme ve Projeler Daire Başkanı Dr. Gülderen Özdemir, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Müdürlüğü Proje Sorumlusu Songül Koçer, Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz, Merkezin yönetim kurulu üyeleri ile İzmir, Aydın, Tokat, Bursa, Ankara, Uşak, Denizli, Antalya ve Çanakkale’den oluşan dokuz farklı üniversitelerden gelen 19 akademisyen katıldı.



Çalıştayı değerlendiren Sosyolog Dr.Necdet Subaşı, Romanlar konusunda başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluşla işbirliği içinde çalışmalar yapıldığını söyledi. Bu Çalıştayın bugüne kadar yapılan çalışmalardan bir farkı olduğunu vurgulayarak; “Romanlar Uygulama ve Araştırma Merkezi elimizde bir fırsat, geliştirmeliyiz ve destek vermeliyiz. Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz ve ekibinin Aydın’da gerçekleştirdiği Çalıştayda özellikle Romanlarla ilgili konuları çalışan akademisyenlerin sahada hangi aşamada olduklarını görmek istedik. Karşılıklı deneyim paylaşımı ile gerçekleşen oturumlar, hiç çalışılmamış konuların ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Akademik müktesebat çözüm politikaları üretmede sahanın gerçek kodlarını çözebilecek olanlar akademisyenlerdir” dedi.


Roman Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin koordinasyon sağlamada önemli bir konumda olacağını belirten Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, çalıştayın önemine değinerek sorunların ancak Roman vatandaşların kendi isteklerini de dikkate alarak çözülebileceğine vurgu yaptı.



Romanlar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz, Merkez olarak sorumluluklarının fazla olduğunu ve bu bilinçle çalışmalarını planladıklarını belirtti. Ulusal ve uluslararası alanda temsiliyetlerinin olduğunu, artan saha deneyimleri ve işbirlikleri ile geliştiklerini vurgulayan Prof. Dr. Kiraz, “Çalıştayda, araştırmalarda referans merkez olmak, saha çalışmalarına kaynak oluşturmak ve karar vericilerin daha rahat bilgilere ulaşabilmesi amacıyla bilgi bankası-arşiv oluşturulması gibi önemli kararlar alındı. Birbirini tekrarlayan değil yeni ve çözüm odaklı araştırmaların teşvik edilmesi, sahada araştırma yapan akademisyenlerin karşılaştığı sorunlara çözümler geliştirilmesi konuları üzerinde durduk. Ayrıca kendimize sahadaki boş çalışma alanlarının tespiti ve çözümler için model geliştirilmesi, sahada çalışılmamış konular içerisinden, multidisipliner, multisektörel yeni projeler üretilmesi gibi ev ödevleri çıkardık” dedi.



Çalıştaya katılan Bakanlık temsilcileri ve akademisyenler tartışılan konuların kendilerine uygulamalarda çok yararlı olacağını belirterek Romanlar ile ilgili çalıştay ve toplantıların düzenli aralıklarla devam etmesini istedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”