GENEL - 14 Şubat 2020 Cuma 16:11

Gıdı Gıdı Treni Öksüz Kaldı

A
A
A
Gıdı Gıdı Treni Öksüz Kaldı

Aydın’ın Nazilli İlçesinde 1937 yılında Atatürk tarafından hizmete açılan Sümer Basma Fabrikasına uzun yıllar işçi taşıyan Gıdı Gıdı Treninin baş makinisti Necati Vanlıyız, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Aydın’ın Nazilli İlçesinde 1937 yılında Atatürk tarafından hizmete açılan Sümer Basma Fabrikasına uzun yıllar işçi taşıyan Gıdı Gıdı Treninin baş makinisti Necati Vanlıyız, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Vanlızyız, sevenlerinin gözyaşları altında toprağa verildi.


Atatürk tarafından 1937 yılında Nazilli’de açılan Sümer Basma Fabrikasında çalışan işçileri taşıyan tarihi gıdı gıdı treninin baş makinisti Necati Vanlıyız vefat etti. Vanlıyız, yaklaşık 5 yıl önce restore edilen trenini kullanmakta ve nostalji turları ile konuklarını gezdirmekteydi. Yaklaşık 20 gün önce yaşlılığa bağlı rahatsızlığı nedeniyle Nazilli Devlet Hastanesinde tedavi görmekte olan Vanlıyız, dün akşam hayatını kaybetti. Vanlıyız’ın cenazesi Evranlı Camiinde öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Evranlı Mezarlığında defnedildi. Cenazeye Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akif Dönertaş, CHP Nazilli İlçe Başkanı Serkan Sevim, İYİ Parti Nazilli İlçe Başkanı Durmuş Kural, Vanlızyız’ın ailesi ve yakınları ile birlikte Sümerbank emeklileri katıldı.


Nazilli’de bir dönemin simgesi haline gelen ve 25 yıl önce seferden kaldırılan gıdı gıdı treni 5 yıl önce yeniden restore edilerek nostaljik seferlerine başlamış ve son beş yıldır da Gıdı Gıdı Trenini fabrika kapanmazdan önce son 10 yılda baş makinist olarak Necati Vanlıyız kullanmıştı. Fabrikanın kapanması ile birlikte 25 yıl çürümeye terkedilen Gıdı Gıdı Treni dönemin belediye başkanı Haluk Alıcık’ın öncülüğünde yeniden restore edilerek son 5 yıldır da aktif olarak nostalji seferleri yapmaktaydı. Baş Makinist Necati Vanlıyız’ın da büyük emekleri ile yeniden hayat bulan Atatürk’ün emaneti Gıdı Gıdı Treni Vanlıyız’ın ölümü ile öksüz kaldı.


Cenazede konuşan Sümerbank emeklisi ve Sümerbank tanıtım gönüllüsü İlhan Öden, “Nazilli ve Sümerbank için önemli bir değerdi. Onu kaybettik. Gıdı gıdı treni öksüz kaldı. Trenimiz onun sayesinde yeniden hayata dönmüştü. Ama trenimiz onun sayesinde uzun yıllar daha hizmet edecek durumda olacak. Başımız sağolsun” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”