GENEL - 11 Temmuz 2020 Cumartesi 16:41

Aydınlı AK Gençlerden Ayasofya için şükür namazı

A
A
A
Aydınlı AK Gençlerden Ayasofya için şükür namazı

Ayasofya’nın camii olarak ibadete açılmasının ardından Aydınlı AK Partili gençler sabah namazında bir araya geldi.

Ayasofya’nın camii olarak ibadete açılmasının ardından Aydınlı AK Partili gençler sabah namazında bir araya geldi.


Aydın’ın 17 ilçesinde gerçekleştirilen etkinlik sonrasında açıklama yapan AK Parti Aydın İl Gençlik Kolları Başkanı Ali Demir, İstanbul’un Fethi ve Ayasofya’nın cami haline dönüştürülmesinin önemli ve şanlı bir hadise olduğunu söyledi.


Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u Fethi’nden sonra doğrudan Ayasofya’ya yöneldiğini hatırlatan Demir, “Bizans halkı, korku ve merakla Ayasofya’da akıbetlerini beklemektedir. Fatih, kendisini karşılayan halka, hayatları ve hürriyetleri konusunda teminat vererek, Ayasofya’ya girer. İstanbul’un Fatihi, fetih sembolü olarak sancağını Ayasofya’nın ortasındaki mihrabın bulunduğu yere diker, kubbeye doğru bir ok fırlatır, ilk ezanı da kendisi okur. Böylece, fethini tescillemiş olur. Ardından, mabedin uygun bir köşesinde şükür secdesi yaparak, iki rekat namaz kılar. İşte fethin ve milletimizin bu coğrafyadaki hakimiyetinin sembolü Ayasofya, 86 yıl sonra yeniden, Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfiyesinde belirttiği şekilde cami olarak hizmet vermeye başlıyor. Danıştay, 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararını iptal ederek Ayasofya’nın özüne dönmesinin yolunu açtı ve Cumhurbaşkanımızın kararı ile de hazırlıklarımız başladı. İnşaallah, 24 Temmuz’dan itibaren Ayasofya’da namazlarımızı kılmaya başlayacağız” dedi.



“Bir hayalin gerçekleşmesidir”


Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesinin en az üç neslin hayallerinin gerçeğe dönmesi anlamına geldiğinin altını çizen Demir, “Bu kararlara karşı verilen her türlü tepki Türkiye’nin egemenlik haklarının ihlali demektir. Cumhurbaşkanımız riyasetindeki Türkiye, sahip olduğu tüm hakları, milletimizin duygu ve talepleri doğrultusunda sonuna kadar kullanmaya kararlıdır. Nesilden nesile aktarılan bir hayalin gerçekleşmesine şahit olan gençler olarak Rabbimize şükrediyoruz. İnşallah şükürlerimizi ve dualarımızı 24 Temmuz’dan itibaren Ayasofya’da yapacağız. 10 Temmuz 2020 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nde bir devir daha kapanmış, yerine daha adil ve muteberi konmuştur. Hayırlara vesile olsun” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”