GENEL - 27 Haziran 2023 Salı 09:25

Aydınlı çocuklar Büyükşehir Belediyesi’nin aquaparkı ile serinliyor

A
A
A
Aydınlı çocuklar Büyükşehir Belediyesi’nin aquaparkı ile serinliyor

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl Tekstil Park içerisinde çocuklar için kurulan aqupark bu yıl da vatandaşların yoğun ilgisi ile sezona açıldı.

Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl Tekstil Park içerisinde çocuklar için kurulan aqupark bu yıl da vatandaşların yoğun ilgisi ile sezona açıldı. Aydınlı çocuklar sıcak Aydın günlerinde Büykşehir Belediyesi tarafından Efeler ilçe merkezindeki su parkında serinliyor.



Aydınlıların buluşma noktası haline gelen Tekstil Park, çocuklar için de bir eğlence merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl Tekstil Park içerisinde çocuklar için hayata geçirilen aqupark bu yıl da vatandaşların yoğun ilgisi ile hizmete girdi. Parkın gördüğü yoğun ilgiden büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, tüm çocukları aileleriyle birlikte parka davet etti.



Açıldığı günden bu yana bir buluşma noktası haline gelen Tekstil Park, içerisinde yer alan çeşitli oyun alanlarıyla çocukların gözdesi oldu. Parkta, yaz aylarının gelmesi ve havaların ısınmasıyla faaliyete geçen aquapark da çocuklar için yeni eğlence alanı haline geldi. Serinlemek ve eğlenmek için aileleriyle birlikte parka gelen çocuklar keyifli vakit geçirirken aileler de verilen bu hizmetten dolayı Başkan Çerçioğlu’na teşekkür etti.



“Artık her gün geliriz”


Aquaparkın çok iyi bir hizmet olduğunu ifade eden vatandaşlardan Aydın Durna; “Çocuklar için çok iyi bir yer oldu. Başka yerlere gidemiyoruz, burası iyi oldu. Oğlumla birlikte ilk defa geldik ve çok beğendik. O da mutlu biz de mutluyuz. Burada hem bizim için oturup zaman geçirecek yerler de var. Çocuklar için de çok güzel hatta mükemmel bir yer. Bundan sonra her gün geliriz artık. Böyle bir alanı kentimize kazandırdığı için Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na çok teşekkür ediyoruz” dedi.



Tekstil Park ve içerisinde yer alan oyun alanlarının yaz tatili için çok güzel bir yer olduğunu ifade eden çocuklardan Ömür Öcal ise “Yaz tatili için güzel bir yer. Kardeşlerimle birlikte burada eğleniyoruz, kaydıraktan kayıp serinliyoruz” dedi.



“İlk aklımıza gelen bir yer oluyor”


Geçen sene de sürekli geldiklerini ve aileler için önemli bir hizmet olduğunu belirten Cennet Durmaz; “Çok memnun kaldık. Bence Aydınlılar için çok güzel bir seçenek. Geçen sene açılmıştı o zaman da gelmiştik. Çocuğumuz çok sevdi o da memnun kaldı, severek geliyor. Haftada bir iki kez garanti geliyoruz. Malum deniz de yakın olmadığı için, ilk önce aklımıza gelen yer burası oluyor. Burayı herkese tavsiye ediyorum” dedi.



“Çocuklar için çok güzel bir yer olmuş”


Kuşadası’na gitmektense buraya geldiklerini ifade eden Muharrem Bozkuş ise; “Eşim Aydınlı buraya tatil için geldik. Ben burada olmadığım için burayı çok bilmiyordum, kendisi bana söyleyince çıkıp geldik. Çocuklar için çok güzel bir yer olmuş. Kuşadası’na gitmektense buraya geliyoruz. Serinlemek için 50-60 kilometre yol gitmekten kurtulduk. Deniz yerine havuza girmeyi tercih ediyor çocuklar” şeklinde konuştu.



Aquaparkı çok beğendiğini ve kendileri için güzel bir yer olduğunu ifade eden çocuklardan Mina Bozkuş ise tüm gün kaydıraktan kayarak ve yüzerek serinlediklerini belirtti.



Her zaman Tekstil Park’a gelmek istediğini belirten çocuklardan Hazal Çavuşoğlu ise “Burayı çok beğendim. Hava çok sıcak olduğu için buraya geldik. Kaydıraklardan kayıp, havuza giriyorum. Her zaman gelmek istiyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 55 yıllık semer ustası teknolojiye meydan okuyor Gaziantep’te 55 yıldır semercilik yapan Ali Danaoğlu, zamana yenik düşen baba mesleğini yaşatabilmek için mücadele ediyor. Şahinbey ilçesindeki dükkanında babasından öğrendiği semer yapımını yarım asrı aşkın süredir aynı aşkla sürdüren 60 yaşındaki Ali Danaoğlu, mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor. Kentin sayılı semerci ustalarından olan Danaoğlu, semer yapımının yanı sıra eyer, hamut, koşum takımı ve at süslemesi yapıyor. Semer ustası olan babasından öğrendiği semercilik mesleğiyle 55 yıldır geçimini sağlayan Danaoğlu, her gün açtığı dükkanında teknolojiye yenik düşen mesleğini yaşatabilmek için mücadele ediyor. At ve eşeklerin artık taşımacılıkta kullanılmaması sebebiyle ilginin azaldığı semerleri yapmaya devam eden Danaoğlu, köylerde yaşayan kısıtlı müşterilerine hizmet veriyor. Henüz 5 yaşındayken babasının yanında çırak olarak mesleğe adım atan Danaoğlu, aradan geçen 55 yıla rağmen aynı mesleği sürdürmenin gururunu yaşıyor. Büyük bir emekle yaptığı ve tamir ettiği semerler ile hayvancılık alanında kullanılan diğer malzemeleri yapan Danaoğlu, yetiştirecek çırak bulamadığı için ata yadigarı mesleğinin kendisinden sonra yok olmasının endişesini taşıyor. Yarım asrı aşkın sürdürdüğü baba mesleğinden vazgeçmeyen Danaoğlu, önceki yıllarda at ve eşeklere yaptıkları semerleri, eyerleri ve hamutları Türkiye’nin tüm bölgelerine gönderirken, son yıllarda sayılı müşterilerine hitap ediyor. Sadece hayvancılığın yaygın olduğu ve traktörlerin giremediği tarlalarını atlarla süren müşterileri için semer, eyer ve hamut yapan Danaoğlu, günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte talebin azaldığı ve bitme noktasına gelen mesleğini severek sürdürüyor. Tüm zorluklara rağmen baba mesleğini yaşatmaya çalışan Danaoğlu, geçmişin gözde mesleklerinden olan, büyük sabır ve emek isteyen mesleğini yaparak geçimini sağlamaya devam ediyor. Sanayileşen ve makineleşen tarımla birlikte at ile eşeklerin köylerde kullanımı azalmasına rağmen bölgedeki bazı illerin coğrafi yapısı nedeniyle kırsal alanlarda at ve eşek kullanımının halen batı illerine göre daha yaygın devam etmesi sayesinde mesleğini sürdürüyor. Bir zamanlar büyük ilgi gören mesleğinin yok olmaya yüz tuttuğuna dikkat çeken Danaoğlu, "55 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Bu meslek baba mesleğim. Allah rahmet eylesin. Babam iyi ki bize bu mesleği öğretmiş. Yıllardır bu meslekten ekmek yiyoruz. At semeri, eşek semeri, kedene, hamut ve yural çeşitleri yapıyoruz. Bu ürünleri Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiyoruz" dedi. Mesleği öğretecek eleman bulamadıklarını belirten Danaoğlu, "Kimse artık çocuğunu çırak olarak bu tür mesleklere koymuyor. Koymamasının nedeni de hayvancılığın bitmesi oldu. Millet bu mesleğe hiç rağbet göstermiyor. Bu meslekte bir ben, kardeşim ve bir de oğlum var. Ben de zaten gittikten sonra bir oğlum kalıyor. Mesleği yapacak başka kimse de kalmadı. Yine de şükür ediyoruz. İyi ki bu mesleğe alışmışız. Babamın mekanı cennet olsun. Babam bizi bu mesleğe alıştırdı. Bir ekmek yiyoruz. 55 yıldan beri başka bir iş yaptığımız yok. Sadece bu meslekten ekmek yiyoruz" şeklinde konuştu. Tarımda traktör ve modern araçların yaygınlaşmasıyla semerciliğin giderek unutulduğunu dile getiren Danaoğlu, "Mesleğimiz geçmiş yıllarda daha çok yaygındı. Eskiden eşek, at çoktu. Babamızın yanında bu mesleğe alıştık. Aldığımız siparişleri yetiştiremezdik. Şu anda pek az sipariş alıyoruz. Zaten artık ben de eskisi gibi çalışamıyorum. Yaşımız 60 oldu. Gelen siparişlere ancak gün atıyoruz. Bir haftaya, 10 güne kadar ancak yapıyoruz. Şu anda yaşım 60 ve 55 seneden beri de bu mesleğin içerisindeyim. Babamız bize bu mesleği iğne oyası gibi tek tek dikişleri atmasını öğretti" ifadelerini kullandı. Sadece traktör, kamyonet ve benzeri araçları kullanamayan vatandaşların semer talep ettiğini ifade eden Danaoğlu, "Bir hamutun yapımı bir gün sürer. Kürtünü de ancak iki günde yapıyoruz. Eskiden bir günde yapıyorduk. Yaş geçtiği için şimdi iki gün sürüyor. Gaziantep’te bu mesleği yapan 3 kişi kaldık. Kimse mesleğe rağbet etmiyor. Kimse çocuğunu bu mesleğe yönlendirmiyor. Çünkü hayvancılık öldü. Onun için millet, ‘ben çocuğumu gidip de semerciye mi koyacağım’ diyor" diye konuştu.
Kayseri Kayseri Şehitleri 9. yıldönümünde anıldı 17 Aralık 2016’da 15 askerin şehit, 54 askerin ise gazi olduğu terör saldırısının 9. yılında şehitler; saldırının meydana geldiği durakta düzenlenen programla anıldı. Anma programında konuşan Vali Gökmen Çiçek, "9 yıl önce bu durağı cehenneme çevirmek isteyenler bilmiyorlar ki bize burada cennet kokusu geliyor" dedi. Kayseri’de 17 Aralık 2016 tarihinde çarşı iznine çıkan 1. Komando Tugayı’nın askerlerini taşıyan otobüse yönelik terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 15 asker şehit, 54 askerde gazi olmuştu. Saldırının 9. yıldönümünde Şehit Komandolar Durağı’nda Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şubesi tarafından program düzenlendi. Programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri İl Başkanı Enes Ertuğrul Kalın, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul Ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz protokol üyeleri, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı. Düzenlenen programda konuşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, "9 yıl önce bu durağı cehenneme çevirmek istediler. Bilmiyorlar ki şu anda bize burada cennet kokusu geliyor. Burada şehitlerimizin sesleri hâlâ kulaklarımızda. Burayı Kayseri’nin en nadide yerlerinden birisi hâline getirdik. Kalbimizin en güzel noktasında duruyorlar. Biliyoruz ki onları unutursak kalbimiz kurur. Bizim Abdulsamed Özen’i, Hasan İlhan’ı, Kamil Tunç’u, Kenan Döngel’i, Mustafa Cihan’ı, Raşi Yücel’i, Göksel Ağaçyetiştiren’i, Arif Tuğ’u, Mesut Yaşar’ı, Ahmet Taş’ı unutmamız mümkün değil. Onlar tam kalbimizdeler. Her 17 Aralık’ta kalbimiz hüzün doluyor. Onların sesleri kulaklarımıza geliyor. Biz inanıyoruz ki onlar cennetteler ve şu an bizi buradan duyuyor, dinliyorlar. Çünkü onlar hayatlarının baharında bu memleket, vatan için o giydikleri üniforma için şehit oldular. Vatan sağ olsun diyen annelerimiz olduğu sürece bu memleket daha binlerce yıl hür ve özgür kalacak" dedi. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimler Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz ise, "Kahraman Mehmetçiğimizin çarşı iznine çıkmak için binmiş olduğu halk otobüsüne haince, alçakça düzenlenen saldırıda 15 kahramanımız şehit olmuş, 54 kahramanımız yaralanmıştır. Kayseri’mizde meydana gelen bu hain olayın ardından 9 yıl geçti. Bugün burada yüreklerimizi yakan bu elim olayı kınamak, vatan için, bayrak için can veren kahramanlarımızı anmak için toplandık. 17 Aralık 2016, hafızalara kara gün olarak kazınmıştır. Kahramanlarımızın acısı hâlâ yüreğimizde ilk günkü gibidir. Bu hain saldırıyı unutmadık, unutturmayacağız" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Kur’an-ı Kerim okunması ve protokol tarafından durağa karanfil bırakılması ile program sona erdi.
Gaziantep Dr. Öğr. Üyesi Melik: "Mide kanseri, sessiz ilerler ama erken teşhisle tedavi edilebilir" SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Melik, mide kanseri ile ilgili bilgi vererek erken teşhisle tedavi edilebilir hastalık olduğunu söyledi. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Melik, mide kanserinin, midenin iç yüzeyini kaplayan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan ciddi bir hastalık olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Ülkemizde de sık görülen ve çoğu zaman sinsice ilerleyen mide kanseri, erken teşhisle tamamen tedavi edilebilir" dedi. Uzun süren mide yanması, şişkinlik, hazımsızlık gibi şikayetlerin ‘stresten olur’ diyerek geçiştirilmemesi gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Bu belirtiler yeni başladıysa veya sürekli hale geldiyse bir uzman hekime başvurmak gerekir" şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Melik, mide kanseri belirtilerini, "Geçmeyen mide ağrısı veya rahatsızlık hissi, iştahsızlık, erken doyma, nedensiz kilo kaybı, bulantı veya kusma, katran renginde dışkı gibi durumlar" olarak sıraladı. Melik, "Her mide ağrısı kanser değildir, ama özellikle 40 yaş üstü bireylerde bu şikâyetler uzun sürüyorsa genel cerrahi veya gastroenteroloji uzmanına başvurmalıdır" ifadelerini kullandı. Dr. Öğr. Üyesi Melik, risk altındaki kişilerle ilgili bilgiler de paylaşarak, "Helicobacter pylori enfeksiyonu olanlar, ailesinde mide kanseri öyküsü bulunanlar, 50 yaş üzerindekiler, sigara, alkol kullananlar, tuzlu, tütsülenmiş ve işlenmiş gıdalarla beslenenler, az sebze-meyve tüketenler ve obez bireyler risk altında" dedi. Yaşam tarzı değişiklikleriyle bu risklerin önemli ölçüde azaltılabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji uzmanları, risk grubundaki bireylerde düzenli kontrollerin önemine özellikle dikkat çekmektedirler" şeklinde konuştu. "Erken teşhis hayat kurtarır" Erken tanı konan mide kanserinde tedavi başarısının yüzde 90’a kadar çıktığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Bunun anahtarı endoskopidir. Endoskopi, halk arasında, kamera ile mideye bakma olarak bilinir. Ucunda kamera bulunan ince bir tüp yardımıyla mide içi görüntülenir ve şüpheli alanlardan biyopsi alınır. Ağrısız ve kısa süren bir işlemdir. Genel Cerrah ve Gastroenterologlar, 40 yaş sonrası mide şikâyeti olan herkese bu basit işlemin ihmal edilmemesini önermektedir" ifadelerine yer verdi. "Tedavi bir ekip işidir" Tedavinin hastalığın evresine göre planlandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Erken evrede, küçük tümörler endoskopik olarak alınabilir. İleri evrede, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi veya hedefe yönelik tedaviler uygulanır. Bu süreçte Genel cerrahi, onkoloji, gastroenteroloji, diyetisyen ve psikolojik destek ekipleri birlikte çalışır. Multidisipliner yaklaşım, tedavi başarısını artırır" dedi. "Korunmak elimizde" Dr. Öğr. Üyesi Melik, mide kanserinden korunmak için önerilerde bulunarak, "Sigara ve alkolü bırakın. Tuzlu, tütsülenmiş ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze-meyve tüketimini artırın. Fazla kilolardan kurtulun, aktif yaşayın. Helicobacter pylori enfeksiyonu varsa tedavi olun. Mide şikâyetlerini ve aile öyküsünü ihmal etmeyin" şeklinde konuştu. Mide kanserinin korkutucu olabileceğini ancak erken tanı ve bilinçli yaşam alışkanlıkları ile önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Melik, "Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır. Midenizin sesini dinleyin, bedeninizi ihmal etmeyin" diye konuştu.