YEREL HABERLER - 28 Şubat 2012 Salı 10:30

MUHTEŞEM ÜÇLÜDEN 1 MİLYAR 46 MİLYON DOLARLIK İHRACAT

A
A
A
MUHTEŞEM ÜÇLÜDEN 1 MİLYAR 46 MİLYON DOLARLIK İHRACAT

Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir ihracatı 2011 yılında ilk kez 1 milyar doları aşarak yeni bir rekora imza attı.
Türkiye’den 150 yılı aşkın bir süredir ihracatı yapılan 3 üründen Türkiye, 2011 yılında 1 milyar 46 milyon 60 bin dolarlık döviz girdisi elde etti.
Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 2011 yılında 516 milyon 98 bin dolara ulaştı ve tarihinde ilk kez 500 milyon doları aşmış oldu. Türkiye, 2010 yılında 212 bin 668 ton çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etmişken, 2011 yılında 214 bin 31 ton çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etti. Miktar bazında yüzde 1’lik artış olurken, değer bazında artış yüzde 21’e ulaştı. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 2010 yılında ortalama 2005 Dolar/ton iken, 2011 yılında 2410 Dolar/ton’a yükseldi.
Türkiye’nin kuru meyve ihracatında diğer lokomotif ürünleri kuru kayısının ihracatı 367 milyon 114 bin dolar, kuru incir ihracatı ise 162 milyon 848 bin dolar oldu.
Türkiye’de çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir ihracatının 150 yılı aşkın bir süredir yapıldığını ve Türkiye’nin ilk ihraç ürünleri arasında yer aldığını belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öz, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir ihracatının 2011 yılında ilk kez 1 milyar doları geçmesinden, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatının ise 500 milyon doları aşmasından son derece mutlu olduklarını söyledi.
Türkiye’nin ortalama yıllık 250-260 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesi olduğunu belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öz, rekoltenin yaklaşık yüzde 80’inin ihraç edildiğini belirtti.
Kuru meyve ihracatından elde edilen dövizin yüzde 100’e yakınının Türkiye’de kaldığını, katma değeri yüksek bir ihracat olduğunu belirten Öz, “Manisa, İzmir ve Denizli üçgeninde 850 bin dekar alanda bağcılık yapılıyor, 55 bin üretici aile çekirdeksiz kuru üzüm üretiminden geçimini sağlıyor. İhracatta Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 80’lik paya sahip. Aydın ve İzmir ekseninde üretimi yapılan kuru incirden ise 30 binden fazla üretici ailesi geçimini sağlıyor, Kuru kayısı yoğun olarak Malatya’da üretiliyor. Bu ürünler üretildikleri şehirlerin kent ekonomilerine pozitif katkı sağlıyor” diye konuştu.
İNGİLTERE ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM İHRACATINDA LİDER ÜLKE
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği verilerine göre Türkiye, 2011 yılında İngiltere’ye 142 milyon 737 bin dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etti. İngiltere’ye çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 2010 yılına göre yüzde 24 artış gösterdi. İngiltere, Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında yüzde 28’lik paya ulaştı ve açık ara birinci ülke oldu.
İngiltere’den sonra en fazla çekirdeksiz kuru üzüm ihraç ettiğimiz ülke ise, 96 milyon 144 bin dolarlık ihracatla Almanya oldu. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatından Almanya’nın aldığı pay yüzde 19 seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye’nin en fazla çekirdeksiz kuru üzüm ihraç ettiği ülkeler sıralamasında Hollanda 57 milyon 825 bin dolarlık dışsatımla listede üçüncü basamakta yer aldı. Hollanda’yı 39 milyon 523 bin dolarlık ihracatla İtalya, 34 milyon 504 bin dolarlık ihracatla ise Fransa takip etti. Türkiye, 2011 yılında 83 ülkeye çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etti.
KURU KAYISI İHRACATINDA ABD ÖNDE
Türkiye’nin 2011 yılında gerçekleştirdiği 367 milyon 114 bin dolarlık kuru kayısı ihracatında Amerika Birleşik Devletleri 55 milyon 309 bin dolarlık tutarla ilk sırada yer aldı. ABD’yi, 39 milyon 995 bin dolarlık kuru kayısı gönderdiğimiz Rusya takip etti.
Avrupa Birliği ülkeleri arasında en fazla kuru kayısı ihraç ettiğimiz ülke ise 37 milyon 389 bin dolarlık rakamla Almanya oldu. Fransa, 29 milyon 818 bin dolarlık kuru kayısı ihracatı ile dördüncü sırada yer alırken, İngiltere 27 milyon 642 bin dolarlık kuru kayısı ihracatı ile listenin beşinci sırasında yer buldu.
EN FAZLA KURU İNCİR ALMANYA’YA GİTTİ
Ege Bölgesi’nin geleneksel ihraç ürünlerinden bir diğeri olan kuru incir 2011 yılında 26 milyon 399 bin dolarlık tutarla en fazla Almanya’ya ihraç edildi. Almanya’yı 24 milyon 848 bin dolarlık kuru incir ihracatı ile Fransa, 13 milyon 498 bin dolarlık tutarla İtalya, 8 milyon 501 bin dolarlık kuru incir ihracatı ile Rusya ve 7 milyon 178 bin dolarlık kuru incir gönderimi ile İsviçre izledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sosyal korumaya 4 trilyon 964 milyar 532 milyon TL harcandı Sosyal koruma harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 84,1 artış göstererek 4 trilyon 964 milyar 532 milyon TL oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Sosyal Koruma İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, sosyal koruma harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 84,1 artış göstererek 4 trilyon 964 milyar 532 milyon TL oldu. Bu harcamanın yüzde 98,2’sini 4 trilyon 875 milyar 751 milyon TL ile sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 2 trilyon 276 milyar 594 milyon TL ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 1 trilyon 528 milyar 756 milyon TL ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti. GSYH’nin yüzde 11,1’ini sosyal koruma harcamaları oluşturdu Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2024 yılında yüzde 11,1 oldu. Sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise yüzde 10,9 olarak gerçekleşti. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların yüzde 5,1 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, yüzde 3,4 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve yüzde 1,1 ile dul/yetim harcamaları takip etti. Sosyal koruma yardımlarının yüzde 11,3’ü şartlı olarak verildi Şartlı yardımlar içinde en büyük payı yüzde 51,2 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu yüzde 19,3 ile engelli/malul yardımları ve yüzde 12,3 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları takip etti. Sosyal koruma yardımlarının yüzde 62,5’i nakdi olarak verildi Nakdi yardımlarda en büyük payı yüzde 74,2 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu yüzde 16,1 ile dul/yetim yardımları ve yüzde 4,1 ile aile/çocuk yardımları takip etti. Sosyal koruma gelirlerinin yüzde 41,8’ini devlet katkıları oluşturdu Sosyal koruma gelirlerinin yüzde 41,8’ini devlet katkıları, yüzde 29,4’ünü işveren sosyal katkıları ve yüzde 21,6’sını koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu. Sosyal koruma kapsamında maaş alan kişi sayısı 17 milyon 477 bin kişi oldu Ülkemizde sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malul maaşı alan kişi sayısı 2023 yılında 16 milyon 893 bin iken, yüzde 3,5 artarak 2024 yılında 17 milyon 477 bin kişiye yükseldi. Sosyal koruma kapsamında maaş yardımı sayısı 2023 yılında 17 milyon 719 bin iken, 2024 yılında 18 milyon 344 bine yükseldi.
Hatay Yuvasına kavuşan depremzede vatandaş, "Bakanımız Murat Kurum gibi şantiye şefine can kurban" Hatay’da depremin yaralarının sarılmasıyla sıcak yuvasına kavuşan afetzede Mustafa Karadeniz, DEM Partili milletvekilinin ‘şantiye şefi’ söyleminde bulunduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan övgülerle bahsederek artçı depremlerde TOKİ konutlarının etkilenmediğini söyledi. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a hitaben ‘şantiye şefi’ ifadelerini kullanmıştı. DEM Partili Koçyiğit’in söylemlerine karşı Bakan Kurum, "Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" diyerek cevap vermişti. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki ihya ve inşa sürecinin başında yer alan Bakan Kurum’a destek Hatay’da yuvasına kavuşan Mustafa Karadeniz’den destek geldi. Depremim arından afetzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz mesai veren Bakan Kurum’a teşekkür eden Mustafa Karadeniz, "Ben depremde Akhisar Mahallesi’nde oturuyordum. Depremden sonra çadırda; çocuklarım ve torunlarımla beraber yağmurun altında kaldık. Ondan sonra konteyner kentte taşındık. Konteyner da 2,5 yıl kaldık. Konteyner da kış ayları çok zor geçti ama yine de devletimizden Allah razı olsun. Şimdi ise Dikmece TOKİ konutların yaşıyorum, evlerimiz süper olmuş. Bakan Murat Kurum; insan evladıdır ve gerçekten büyük bir insandır. Bakanımızda büyüklük yok. Bu adam bakan ama inan ki en fakir adamla birlikte yemek yer. O kadar ki uygun ve iyi birisi. Murat Kurum’dan Allah razı olsun. Murat Kurum gibi böyle bir bakan kimse gelemez. Bakanımız Murat Kurum gibi şantiye şefine can kurban. Bakan Murat Kurum’un içinde vicdanı ve insanlığı var. Her tarafı gezip görmüş birisi. Bu adamın hiçbir ayrımı yok. Fakir, zengin, köle, paşa gibi ayrım yapmıyor. Herkesi birinci sınıf vatandaş saymış. Onun için Bakan Murat Kurum; hem şantiye şefi olabilir, hem işçide olabilir hem de bakan da olur. Geçen seferki depremi hissettik ama evler sağlamdı. Sallandık ama evler yerinde kıpırdamadı" dedi.
Samsun Kahverengi kokarca kışlak mücadelesi sürüyor Samsun’un Çarşamba ilçesinde, tarımsal üretimde ciddi verim ve kalite kayıplarına yol açan kahverengi kokarcaya karşı kışlak mücadelesi aralıksız devam ediyor. Kahverengi kokarca; başta fındık olmak üzere elma, armut, kivi, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan, incir, çeltik ve soya fasulyesi gibi birçok ekonomik değeri yüksek üründe risk oluşturuyor. Zararlının, yaşam döngüsü gereği hava sıcaklıkları 15–16 derecenin altına düştüğünde ev, ahır, samanlık, depo ve çatı araları gibi alanlara yönelerek kışlama eğilimi göstermesi nedeniyle, il genelinde tespit edilen kışlaklarda yoğun bir mücadele yürütülüyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, kışlak mücadelesinde önceliğin mekanik mücadele olduğuna dikkat çekerek, zararlının toplanıp imha edilmesinin esas alınması gerektiğini vurguladı. Ulaşılamayan alanlarda ve zararlının toplu halde bulunduğu yerlerde ise yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından kahverengi kokarcaya karşı ruhsatlandırılmış biyosidal ürünlerin, profesyonel uygulayıcılar tarafından kullanılması gerektiğini belirten Yılmaz, kışlak mücadelesinde bitki koruma ürünlerinin kesinlikle kullanılmaması gerektiğinin altını çizdi. Bu kapsamda Çarşamba ilçesi Karaağaç Mahallesi’nde gerekli koruyucu tedbirler alınarak, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından temin edilen biyosidal ürünlerle kışlak mücadelesi gerçekleştirildi. Çalışmalar, "Kahverengi Kokarca Teknik Ekipleri"nin gözetiminde yürütüldü. İlçede devam eden çalışmalar kapsamında bugüne kadar toplam 4 bin 569 yapıda kahverengi kokarcaya karşı kışlak mücadelesi yapıldığı bildirildi. Çarşamba genelinde mücadelenin, zararlının yayılımını önlemek amacıyla planlı şekilde sürdürüleceği ifade edildi. Yapılan çalışmalara Samsun Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Yakup Yüzbaşı, Çarşamba İlçe Tarım ve Orman Müdürü İrfan Öztürk, Ziraat Odası Başkanı Muammer Aydemir, İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik personeli, mahalle muhtarı ve üreticiler katıldı.