GÜNDEM - 17 Ekim 2025 Cuma 13:36

20. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali başladı

A
A
A
20. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali başladı

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde bu yıl 20’ncisi düzenlenen Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali, kortej yürüyüşüyle başladı.


Ayvalık Ticaret Odası tarafından ilki 1971 yılında kutlanan "Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali", bu yıl 16-19 Ekim tarihleri arasında "Turizmin değeri zeytinyağının başkenti Ayvalık’ta buluşalım" sloganıyla gerçekleştiriliyor. Festival, Dr. Fazıl Doğan Meydanı’ndan (At Arabacılar) başlayan kortej yürüyüşüyle start aldı. Yüzlerce vatandaş ve protokol üyelerinin katıldığı yürüyüş, Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi.


Kortejin ardından saat 11.00’de Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan "Hasat Festivali Resmi Açılış Töreni"nde protokol konuşmaları gerçekleştirildi,


İlk olarak konuşan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar "Bugün Yirmicisini kutladığımız turizmin değeri Zeytinyağı’nın başkenti Ayvalık’ta buluşalım mottosuyla düzenlenen Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat ve Turizm Festivali hem kentimizin hem de markalarımızın tanıtımına önemli katkılar sağlayacaktır. İlki 1971 yılında Ayvalık Ticaret Odamız tarafından Ticaret Bakanlığımızın himayesinde gerçekleştirilen bu festival 2006 yılından bu yana pandemi hariç her yıl coşkuyla kutlanmaktadır. Bildiğiniz üzere zeytin ve zeytinyağı Ayvalık için yalnızca bir ekonomik değer değil, aynı zamanda bir kültür, bir yaşam biçimidir. Ayvalık’ta sürdürülebilirliği sağlanmış iki ana sektörden biri zeytin zeytinyağı, diğeri ise turizmdir.


Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar zeytin ve zeytinyağı sektörü için çok önemli olan lisanslı depoculuk çalışmalarına değinerek "Çok önem verdiğimiz projelerden biri Balıkesir Valiliğimiz ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı Koordinasyonu’nda Kuzey Ege’deki 9 oda ve borsa ile birlikte yürütülen yaklaşık 6 milyon dolarlık bütçeye sahip olan Kuzey Ege Zeytinyağı Lisansı Depoculuk Projesidir. Ayvalık’ta 25 yıllığında irtifak hakkı sağlanarak arsa tahsisi yapılmış, şirket kurulumu ve lisanslama süreci devam etmektedir. Bu proje sayesinde sektörün kalite ve saklama koşulları iyileşecek, teşvik ve desteklerden daha etkin yararlanılacak, ihracatçımıza toptan ürün tedarik imkanı sunulacak ve sektörel piyasada fiyat dengesi sağlanabilecektir."dedi.


Ayvvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin zeytin ve zeytinyağının bölge için önemine değinerek "Bugün burada sadece bir hasadı kutlamıyoruz. Biz, yüzyıllardır bu topraklarda kök salmış bir kültürün, emeğin ve barışın şölenini kutluyoruz. Zeytin, yalnızca bir ürün değildir. Zeytin, Ayvalık’ın kimliğidir, karakteridir, varoluş sebebidir. Burada nefes alan herkesin belleğinde bir zeytin ağacının gölgesi vardır."dedi.


Zeytinin bir emek işi olduğuna değinen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın "Zeytin, baktığınız zaman toprakların bir hikayesi. Sayın başkanım da söyledi. Biz de bunu her fırsatta dile getiriyoruz. Tarım işi zor iş. Hayvancılık işi zor iş. Zeytin zor iş. Bunu ileriki nesillere aktarmak için öncelikle bu emeğin karşılığını almaları için mücadele ediyoruz."dedi


Yapılan çalışmalar ile zeytin ve zeytinyağının uluslararası bir çizgiye taşındığını ifade eden Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu "Ayvalık ilçemiz bizim körfezimizin incisi derken, diğer yandan sahip olduğu iklimiyle, toprak yapısıyla, yöresiyle, tarihiyle, kültürel mirasıyla ve özellikle zeytin çeşidiyle bizim en önemli cazibe merkezlerimizden birisi. İnşallah artık Ayvalık ilçemiz bu tip festivallerle, bu tip organizasyonlarla kalitesini artık ülke sınırlarını aşarak uluslararası arenaya taşıyan bir ilçe haline geldi. Bu anlamda da ben emeği olan herkese teşekkür ediyorum."dedi.


Vali Ustaoğlu kutsal kitaplarda de yer alan zeytine değinerek "Kur’an’da da ifadesi geçen Kur’an-ı Kerim’de de dört ayrı surede altı yerde zeytinden bahsedilir. İşte bizim inancımızda kültürümüzde de zeytinin ayrı bir yeri olduğunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Bölgemizin en önemli sembolü olan bu zeytinimizi hem bizim uluslararası arenaya taşımak, diğer yandan da kalitesini arttırıp üreticilerimizin alın terinin karşılığını alması noktasında da yaptığımız çalışmalar var. İşte onun da en önemlilerinden birisi de lisanslı depoculukla ilgili yaptığımız çalışma."dedi.


Halk oyunları ve çeşitli gösteriler sahnelendi. Saat 12.30’da ise aynı meydanda "Kadın El Emekleri ve Zeytinyağlı Lezzetler Pazarı" açıldı.


Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ticaret Borsası, Ayvalık Ziraat Odası ve Ayvalık Üreticileri Kooperatifi iş birliğinde düzenlenen festivalde, zeytin ve zeytinyağı kültürüyle birlikte bölgenin turizm potansiyeline dikkat çekiliyor.


Festival kapsamında öğleden sonra sembolik zeytin hasat töreni ve büyük festival pazarı açılışı da yapılacak. Etkinlikler 19 Ekim Pazar gününe kadar sürecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Başkan Vekili Çiçek: "Zeytin bu toprakların bereketinin ve sağlığının simgesidir" Manavgat Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Zeytin ve Zeytinyağı Festivali, bugün gerçekleştirilen kortej yürüyüşü ve açılış töreniyle başladı. İlçenin zeytin üretim potansiyelini tanıtmayı ve yerel üreticiyi desteklemeyi amaçlayan festival, iki gün boyunca çeşitli etkinliklerle devam edecek. Festivalin açılışı, saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan kortej yürüyüşüyle yapıldı. Zeytin temalı kıyafetler, yöresel ritimler ve renkli görüntüler eşliğinde ilerleyen korteje çok sayıda vatandaş da katıldı. Bazı vatandaşlar korteji balkonlarından takip ederek kutlamalara eşlik etti. Kortejin ardından saat 10.30’da Manavgat Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde resmi açılış töreni düzenlendi. "Zeytin bu toprakların bereketinin ve sağlığının simgesidir" Açılış töreninde konuşan Manavgat Belediye Başkan Vekili Av. Mehmet Çiçek, festivalin Manavgat’ın tarımsal potansiyelini görünür kılan önemli bir çalışma olduğunu ifade etti. Çiçek, konuşmasında şunları söyledi: "Bugün, binlerce yıllık bir kültürün, alın terinin ve bereketin sembolü olan zeytinin etrafında yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz festivalimizin gördüğü yoğun ilgi bizlere güç verdi, umut verdi. Bu yıl aynı heyecanla ve kararlılıkla festivalimizin ikincisini gerçekleştiriyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz." Manavgat’ın Türkiye’nin önemli zeytin üretim merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Çiçek, ilçede yaklaşık 2 milyon zeytin ağacı, 50 bin dönüm ekim alanı, yıllık 50 bin ton zeytin hasadı ve bölgede faaliyet gösteren 11 zeytinyağı fabrikası bulunduğunu belirtti. Bölgedeki zeytin çeşitliliğine de değinen Çiçek, yalnızca Manavgat’a özgü Beylik Zeytini ile Antalya’ya özgü Tavşan Yüreği zeytininin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: "Hedefimiz bu yerel değerlerimizi daha fazla tanıtmak, markalaştırmak ve ülkemizin dört bir yanında bilinir kılmaktır." Konuşmasının sonunda festival hazırlıklarına katkı sunan Manavgat Ziraat Odası’na, MATSO’ya, MASİAD’a, Manavgat Muz Üreticileri Birliği’ne ve Manavgat Aşçılar Derneği’ne teşekkür eden Çiçek, festivalin kent için hayırlı olmasını diledi. "Kırsal kalkınmanın yolu doğayla uyumlu üretimden geçiyor" Açılış töreninde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Av. Büşra Özdemir, zeytinin binlerce yıllık medeniyetlerin ortak değeri olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Binlerce yıllık kökleri Akdeniz uygarlıkları ile iç içe geçmiş, bereketin, barışın ve ölümsüzlüğün simgesi olan zeytine ve zeytinyağına sahip çıkma kararlılığını ortaya koyan Manavgat 2. Zeytin ve Zeytinyağı Festivali’nde sizlerle birlikte olmanın onurunu yaşıyorum." Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin üreticiyi desteklemeye devam ettiğini belirten Özdemir, 19 ilçede 1500 dekar alanda toplam 63 bin 150 zeytin fidanının üreticilere ulaştırıldığını, sadece 2025 yılında bu fidanların 40 bininin toprakla buluşturulduğunu ifade etti. "Amacımız yalnızca zeytin miktarını artırmak değil; ürün kalitesini yükseltmek, üretim alanlarının verimliliğini artırmak ve sürdürülebilir zeytinciliği yaygınlaştırmaktır." diyen Özdemir, festivalin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kurum, üreticiler ve çalışanlara teşekkür etti. Törene, Manavgat Belediye Başkan Vekili Av. Mehmet Çiçek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Av. Büşra Özdemir, CHP PM Üyesi Şengül Yeşildal, CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya, CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, CHP Manavgat İlçe Başkanı Oykun Başar, siyasi parti temsilcileri, oda başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Festival iki gün sürecek Festival kapsamında Atatürk Kültür Merkezi’nde gün boyunca zeytinyağı tadımları, zeytinyağlı yemek workshopları, çocuk atölyeleri ve halk oyunları gösterileri düzenlenecek. Ayrıca festivalin ilk gününde Saraçlı Mahallesinde geleneksel taş sıkma gösterileri, köylü kadınların zeytin kırma sunumları ve yöresel ikramlarla zeytin üretiminin tarihi sürecine ilişkin etkinlikler gerçekleştirilecek. Festival, 9 Kasım Pazar günü yapılacak Çiftçi Danışma ve Eğitim Merkezi açılışı, tadım etkinlikleri ve sahne gösterileriyle tamamlanacak.
İstanbul Topkapı Sarayı’nın dünyaca ünlü saat koleksiyonunun kapıları vatandaşların ziyaretine açıldı Topkapı Sarayı’nın seçkin saat koleksiyonundaki 300’ü aşkın eser, "Topkapı Sarayı’nda Zaman ve Sanat" temasıyla bir araya getirildi. Osmanlı ustalarının eserleri ile Avrupa’nın eşsiz örnekleri ilk kez kapsamlı bir seçkiyle Saat Müzesi’nde ziyaretçilere açıldı. Millî Saraylar Başkanlığı’na bağlı Topkapı Sarayı’nın dünyanın sayılı koleksiyonları arasında gösterilen saatleri, Has Ahırlar bölümünde oluşturulan Saat Müzesi’nde yeniden hayat buldu. Saray’ın 2. avlusunda yer alan Müze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin teşrifleriyle açıldı. Özgün yapısı korunan ve modern sergileme tekniklerine göre düzenlenen müzede saat koleksiyonunun yüzde 80’i ilk kez özel bir seçki halinde ziyaret edilebilecek. Saat Müzesinde, Osmanlı dönemi saat ustalarından Ahmed Eflaki Dede ve Süleyman Leziz’in imzasını taşıyan eserlerin yanı sıra Sultan 2. Abdülhamid’e armağan edilen Rus yapımı ‘grifon’ figürlü masa saati, duvar saatleri, dönemin teknolojik yeniliklerini temsil eden oturtma saatler ve dünyada benzeri bulunmayan cep saatleri gibi nadide örnekler yer alıyor. Zengin koleksiyon, tematik yerleşim Topkapı Sarayı Saat Müzesi’nde bir araya getirilen eserler, Türk Saatleri, Boy Saatleri, Duvar Saatleri, Cep Saatleri, Masa Saatleri, Oturtma Saatler, Dekoratif Formlu Saatler, Ölçüm Aletleri ile Atölye ve Tamir Aletleri gibi tematik başlıklar altında sınıflandırılıyor. Türk saatçiliğine adanmış özel bölümde Osmanlı ustalarının tüm eserleri ilk kez ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Vitrinlerde teknoloji ve tasarım bir arada Saat Müzesi’nde yer alan eserler, mekanik yapıları ve estetik detaylarına göre özel olarak tasarlanmış vitrinlerde sergileniyor. Yaklaşık 3 buçuk metre yüksekliğindeki boy saatleri için özel teşhir alanları üretildi. Ağır oturtma saat ve altlıkları için özel kaideler tasarlandı. Cep saatleri bölümü ise spiral düzende asılmış eserleri ve vitrin önündeki dijital bilgilendirme ekranlarıyla yenilikçi bir anlayışla tasarlandı. Her bir saat, yüksek çözünürlüklü görsellerle eşleşen dijital etiketler üzerinden ziyaretçiye tanıtılıyor. Zamanın izleri bugüne taşınıyor Milli Saraylar Başkanlığı tarafından yürütülen kapsamlı çalışma, Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu’nu adeta yeniden canlandırdı. İlk kez bu kadar kapsamlı bir yaklaşımla sergilenen eserler, teknik özellikleri, tarihi bağlamları ve sanatsal detaylarıyla bütünlüklü bir anlatım içeriyor. Bu büyük müze projesi sayesinde, zamanın izleri bugünün ziyaretçileriyle buluşuyor. Müze, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç her gün 09.00 - 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Aydın Başkan Arıkan: "O’nun fikirleri, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aklın ve özgürlüğün sembolü olduğuna dikkat çeken Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan; "O’nun fikirleri, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" dedi. Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87. yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Başkan Arıkan mesajında; "Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının yıldönümünde saygı, sevgi, minnet ve özlemle anıyoruz" dedi. Başkan Arıkan mesajında, "Atatürk, yalnızca bir ulusun kaderini değiştiren eşsiz bir lider değil, aynı zamanda çağdaş düşüncenin, bilimin, aklın ve özgürlüğün simgesidir. Onun fikirleri, ilke ve devrimleri bugün de bizlere yol göstermeye, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk Ulusu’na değil tüm dünyaya ilham kaynağı olmuş bir devlet adamı, eşsiz bir komutan olmuştur. Bizler, Atatürk’ün gösterdiği hedef olan ‘muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma’ idealini rehber edinerek, Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmayı en büyük görev biliyoruz. Bu bilinçle, Sökemizde de Atatürk’ün mirasına yakışır bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde’den dünyaya ’akrep zehri’ ihracatı Niğde’nin Edikli beldesinde yaşayan genç girişimci İhsan Nacar, ailesiyle birlikte kurduğu tesiste yetiştirdiği akreplerin zehrini yurt dışına ihraç ediyor. Bin akreple faaliyete geçen tesiste, Türkiye’de nadir olarak yapılan akrep zehri üretimi gerçekleştiriliyor. Ailenin ürettiği akrep zehirleri, soğuk zincirle Çin, Japonya, Kore, ABD ve Rusya’ya ihraç ediliyor. Girişimci İhsan Nacar, işin hikayesini şöyle anlattı: "Bizim bölgemizde yılan ve akrep gibi hayvanlar çok görüldüğü için bu canlılara merakım oluştu ve araştırmaya başladım. Türkiye’de ve dünyada akrep zehrinin kullanım alanlarını, üretim yöntemlerini, beslenmesini inceledim. Projemizi Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduk, onay aldıktan sonra da tesisimizi kurduk. Şu anda Şanlıurfa bölgesine ait yerli akrep türlerini yetiştiriyor ve zehrini sağarak elde ediyoruz." Akrepler resmi yollarla temin ediliyor Satışı ve doğadan toplanması yasak olan akreplerin, izinli firmalardan resmi yollarla temin edildiğini belirten Nacar, "Türkiye’de akrep toplamak ve satmak yasak. Biz bu işi tamamen yasal yollarla, aktif ve izinli şirketlerden danışmanlık alarak hibe yolu ile temin etti. Şu anda tesisimizde yaklaşık 1000 akrep bulunuyor" dedi. Akreplere sessiz ve karanlık ortamlarda özenli bakım yapılıyor Akreplerin sağlıklı şekilde büyüyebilmesi için özel ortamlar oluşturduklarını belirten Nacar, bakım şartlarını şöyle anlattı: "Akreplerimizi sessiz, karanlık ve sıcaklığı sabit tutulan ortamlarda barındırıyoruz. Her biri ayrı kaplarda yaşıyor. Sıcaklık düşük olursa üşüyorlar, fazla rutubet olursa strese girip ölebiliyorlar" diye konuştu. Akrep zehri, araştırma ve ilaç ile kozmetik sektöründe kullanılıyor Zehri kozmetik, ilaç ve biyoteknoloji firmalarına gönderdiklerini ifade eden Nacar, "Piyasada resmi firmalardan başka satış yapılması yasak. Biz zehri AR-GE çalışmaları için ilaç, kozmetik ve biyokimya laboratuvarlarına satıyoruz. 300-400 akrepten ortalama 1 gram zehir elde ediyoruz. Şu anda Çin, Japonya, Kore, ABD ve Rusya gibi ülkelere gönderim yapıyoruz. Akrep sayımızı 15-20 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Gelecekteki hedefimiz ise sadece zehir satmakla kalmayıp, akrep zehrinden ağrı kesici krem veya serum gibi ürünler üretmek" diye konuştu. "Zamanla korkumu yendim, akreplerle bağ kurdum" Nacar’ın kız kardeşi Rabia Özgen de tesiste aktif olarak görev alıyor. Başlarda korktuğunu ama zamanla alıştığını söyleyen Özgen, "Abimin merakıyla başladık bu işe. İlk başta tedirgindim ama sonra alıştım. Onlara yemlerini, sularını verdikçe insan bağ kuruyor. Ayda dört gün bakım ve sağım yapıyoruz, zehirleri -44 derecede muhafaza ediyoruz. Şimdi artık korkmuyorum, severek yapıyorum" dedi. Türkiye’de bu alanda sayılı üreticiler arasında yer alan Nacar ailesi, Niğde ve çevresinde bulunan akrep türleri üzerinde de AR-GE çalışması sürdürerek tespit edilecek yeni türleri dünya pazarına sunmayı hedefliyor.
Van Van’ın kültürel mirası reşik, artık spor modelleriyle raflarda Tarihi asırlar öncesine dayanan ve unutulmaya yüz tutan Van’ın yöresel keçi kılından üretilen ayakkabısı "reşik", artık modern tasarımlarla yeniden hayat buluyor. Van’da ayakkabı imalatı yapan 56 yaşındaki Mecit Emen, tamamen doğal malzemelerden üretilen reşik ayakkabısını günümüz modasına uyarladı. Geleneksel formunu koruyarak tasarlanan reşikler artık spor tabanlı modellerle, günlük hayatta da rahatlıkla kullanılabiliyor. Kadın ve erkekler için hazırlanan spor tabanlı reşik ayakkabılar, hem doğal yapısı hem de şık tasarımıyla büyük ilgi görüyor. Keçi kılından yapılan reşik, terleme, koku, kaşıntı ve mantar oluşumuna neden olmamasıyla biliniyor. Ayrıca keçi kılının vücuttaki elektriği dengelediğine dair bilimsel kanıtlar da bulunuyor. Bu yönüyle tamamen organik olan reşik ayakkabılar, özellikle doğal ürünlere ilgi duyanlar tarafından tercih ediliyor. "Doğal ürünleri tercih eden kişiler tarafından ilgi görüyor" İHA muhabirine konuşan yöresel ayakkabı ustası Mecit Emen, reşik ayakkabısının Van yöresine ait önemli kültürel miraslarımızdan biri olduğunu belirtti. Bu ayakkabıların keçi kılından imal edildiğini hatırlatan Emen, "Keçi kılının doğal yapısı sayesinde, koku, ter, kaşıntı ve mantar oluşumuna neden olmaz. Ayrıca su tutmaz, dayanıklı ve sağlıklıdır. Keçi kılının, vücuttaki elektriği dengelediğine dair bilimsel çalışmalar da bulunmaktadır. Bu özelliğiyle tamamen organik olan reşik ayakkabısı, doğal ürünleri tercih eden kişiler tarafından yoğun ilgi görmektedir" dedi. "Reşik ayakkabısı imalatını 1987 yılından bu yana aynı özenle sürdürüyorum" Bu ayakkabıları tamamen geleneksel yöntemlerle, el emeğiyle ürettiklerini dile getiren Emen, "Üzerlerine bölgemize özgü nakışlar ve motifler işleyerek insanların beğenisine sunuyoruz. İşlediğimiz her nakışın kendine has bir anlamı ve özelliği vardır. Ayrıca renk ve desenler kişiye özel olarak tasarlandığı için reşik ayakkabıları oldukça fazla talep görmektedir. 1987 yılında Sündüs Abla’dan devraldığım reşik ayakkabısı imalatını bugün de aynı özenle sürdürüyorum" diye konuştu. "Spor tabanlı reşik ayakkabıları büyük ilgi görüyor" Geleneksel modelden yola çıkarak reşik ayakkabısını günümüz modasına uygun hale getirdiklerinin altını çizen Emen, "Artık spor modeller, babetler, patikler ve hatta bot tasarımlarıyla da üretim yapıyoruz. Ayrıca bu ürünümüz için coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. Coğrafi işaret tescilimizin tamamlanmasının ardından Türkiye genelinde daha geniş çaplı bir üretim yapmayı planlıyoruz. Valiliğimiz tarafından bize tahsis edilen Bedesten Çarşısı’nda ürünlerimizi sergileme fırsatı bulduk. Van’ı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere bu kültürel mirasımızı tanıtıyoruz. Bu sayede üretimimiz hız kazandı ve önemli bir noktaya ulaştı. Müşteri taleplerine göre özel üretimler yapıyor, ayakkabılarımıza spor tabanlar da ekliyoruz. Kadın ve erkekler için tasarladığımız bu spor tabanlı reşik ayakkabıları büyük ilgi görüyor. Günlük kıyafetlerle de uyumlu hale getirdiğimiz bu modeller sayesinde, reşik ayakkabısı yeniden hayat buldu ve hak ettiği değeri görmeye başladı" şeklinde konuştu.