YEREL HABERLER - 08 Şubat 2017 Çarşamba 12:06

Batman’da 33 kamu görevlisi ihraç edildi

A
A
A
Batman’da 33 kamu görevlisi ihraç edildi

Kanun Hükmünde Kararname ile Batman’da çoğunluğu öğretmen olmak üzere 33 kişi kamu görevinden ihraç edildi.
OHAL kapsamında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararname ile Batman’da 25’i öğretmen olmak üzere toplamda 33 kişi kamu görevinden ihraç edildi. Dün yayımlanan 686 sayılı karaname ile Batman merkezde 17, Beşiri’de 3, Kozluk’ta 2, Sason’da 2 ve Gercüş’te bir öğretmen olmak üzere toplamda 25 öğretmenin görevinden ihraç edildiği öğrenildi. Ayrıca, 7 subay ve astsubay ile İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan bir kişi de ihraç edilenler arasında yer alıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Aktaş ve Gürkan’dan Bozbey’e cevap Alinur Aktaş Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile birlikte yaptığı basın toplantısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in gündeme getirdiği iddiaları cevaplandırdı. Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan "Biz sayın Başkanı çok iyi tanıyoruz önceki belediye döneminden, ama şimdi onu tüm Türkiye tanımaya başladı. Bozbey daha başkanlığının birinci ayında icraatlarıyla Bursa’nın adını ve itibarını karaladı" dedi. Gürkan ayrıca Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i hedef alıp "Birinci ayın sonunda havlu atan, bahaneler üretip seçim vaatlerini yerine getirmeyen bir büyükşehir başkanına Türkiye ilk kez şahit oluyor" diye konuştu. Bursa Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Alinur Aktaş şahsına yapıldığını ve asılsız olduğunu belirttiği iddialara cevap vermek için Ak Parti Bursa İl Başkanlığında Davut Gürkan ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Alinur Aktaş’tan önce söz alan Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "Biz isterdik ki güzel Bursa’mızın adı projelerle anılsın. Vatandaşa dokunacak işler, yatırımlarla anılsın. Bursa’mızın adı günlerdir; alışık olmadığımız adam kayırmacılığıyla liyakatsizlikle, aile belediyeciliği ile anılmaya başladı. Şunu net ifade etmemiz gerekiyor, aslında biz sayın Başkanı çok iyi tanıyoruz. Önceki belediye döneminden, ama şimdi onu tüm Türkiye tanımaya başladı. Bozbey daha başkanlığının birinci ayında icraatlarıyla Bursa’nın adını ve itibarını karaladı" dedi. "Ne yazık ki Bursa Büyükşehir Beledyesi CHP tipi liyakat anlayışının sembolü haline geldi" Bursa kamuoyunun Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in kendisinden seçim meydanlarında verdiği sözleri tutmasını beklediğini belirten Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "Maalesef Bozbey Türkiye’ye ilk defa namzet olan isimle aile belediyeciliği kurmanın telaşına düştü. 31 Mart seçimlerinden sonra CHP’li belediyelerde çok düzey üst düzey atamanın eş dost kontenjanından gerçekleştiğine yakından şahit olduk. Ne yazık ki Bursa Büyükşehir Beledyesi CHP tipi liyakat anlayışının sembolü haline geldi. Bir kaç haftadır süren eş dost akraba atamaları, sayın Bozbey’in öz yeğenini Burkent başkanı atamasıyla tüm Türkiye’nin gündemine düşmüş oldu. En başta bu atamayı savunmaya kalksa da bu işler hiç mi çalışmayacak diyerek pişkinliğini gösterse de geri adım atmak zorunda kaldı. Geri adım atarken bile doğru ifadeler kullanılmaması kendi yandaş medyasını bile isyan ettirir hale geldi. Sadece düşünme aşamasındaydı, neticelenmemişti diye gerçek olmayan beyan kullanıldı, kamuoyundan özrü bile çok görüp yalan söylemiş oldu. Sadece düşünmüştük dediği atamayı 4 mayıs günü Burkent yönetim kurulu toplantısında ortaya çıktığını biliyoruz. Aynı gün yeni yönetimi makamında kabul etti. Bursa ve Türkiye’ye gerçeği olmayan beyanda bulunmaya gerek yoktu. Özür dilemek zor olmasa gerek" dedi. "Bozbey Büyükşehir Belediyesi’ni aile şirketi gibi yönettiği her adımda biz karşısında olacağız" 4 mayıs tarihinde yapılan atamanın yapıldığı toplantı tutanaklarını basın mensuplarına dağıtan Davut Gürkan sözlerine şu şekilde devam etti: "4 Mayıs Cumartesi günü alınan yönetim kurulu kararı ile Furkan Bozbey’e 3.şahıslar lehine kefalette bulunmaya, kredi sözleşmeleri ile şirketi borç altına sokacak karşılıklı taahhüt yetkisi, şirketin mallarının ipotek ve satılmasına kadar bütün bu yetkiler verilmişken, bunlar olmadı diyerek gerçek olmayan beyanı kullanmak bir Büyükşehir Belediye Başkanı’na yakışmadı. Daire Başkanı olarak atadığınız baldızınız sayın Sezen Uğurlu’nun atamasından ne zaman vazgeçeceksiniz. Daire Başkanı olarak atadığınız milletvekili Kayıhan Pala’nın eşinden ne zaman vazgeçeceksiniz? Bursa Büyükşehir Belediye Meclis üyesi ve aynı zamanda Burfaş Yönetim Kurulu Başkanı yaptığımız Yalçın Işıkyıldız’ın eşi Dış İlişkiler Daire Başkanı atamasından ne zaman vazgeçeceksiniz? Mesele isimlerle sınırlı değil. Biz Büyükşehir Belediye Başkanı’nı iyi tanıyoruz. Nilüfer Belediyesi dönemindeki çok soru işaretli icraatlarından tanıyoruz. Sayın Bozbey Büyükşehir Belediyesi’ni aile şirketi gibi yönettiği her adımda biz karşısında olacağız." Diğer büyükşehirlerinde belediye başkanlarının mal varlıklarını paylaştıkları halde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in halen kamuoyuna mal varlığını açıklamadığını belirten Gürkan, "20 yıl belediye başkanlığı yapmış başka bir işi olmayan sayın Bozbey’in seçim döneminde paylaşmaktan imtina ettiği mal beyanı nedir? Seçilince paylaşır diye bekledik, Bozbey’in valilikle paylaştık dediği mal beyanını kamuoyu bekliyor. Gizlenecek saklanacak bir şeyiniz var mı diye sormak istemiyoruz. Bir an önce hem kendisi hem Nilvak başkanı eşi ve yönetim kurulu üyelerinin mal beyanlarını bekliyoruz. Bu rezaletler ortaya çıkınca Bozbey bir basın açıklaması yaptı ancak bu toplantının suçluluk psikolojisi ile olduğunu biliyoruz" dedi. "Cumhur İttifakı olarak biz destek vermeseydik Bozbey su indirimini meclisten geçiremezdi" Cumhur İttifakının meclis çoğunluğunu elinde bulundurması dolayısıyla yapılan icraatları denetleme yetkisinin olduğuna dikkat çeken Gürkan, "Seçim sonuçları belli olduktan sonra, milletimiz mecliste büyük çoğunluğu bize verdi. Bu aynı zamanda bizim kontrol görevimiz olduğu, yapılan icraatları denetlememizle alakalı görevimiz var. Biz seçim sonuçları ilan edildikten sonra ilk beyanatta Bursa’nın hayrına her türlü kararı destekleyeceğimizi ve yardımcı olacağımızı söyledik. Ama daha ilk meclis üyesinde Cumhur İttifakı olarak vermiş olduğumuz bir onay vardı. Kendisinin seçim döneminde su indirimi ile ilgili bir söz vardı. Biz de hemşehrilerimizin faydasına olacağını düşündüğümüzden dolayı destek verdik. Cumhur İttifakı destek vermeseydi meclisten geçiremezdi. Cumhur ittifakına bir teşekkür beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. "Birinci ayın sonunda havlu atan, bahaneler üretip seçim vaatlerini yerine getirmeyen bir büyükşehir başkanına Türkiye ilk kez şahit oluyor" Temeli atılan Atatürk Kapalı Spor Salonu projesinin daha fazla büyütmek gerekçesiyle durdurulmasına da değinen Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, "Büyütme ile beraber kendi dönemleri sonuna kadar tamamlayacaklarını zannetmiyorum. Artacak maliyet kaleminden habersiz değiller. Katı atık entegre tesisini iptal etmişler. Bu Bursa’nın vizyon projesi idi. Seçim döneminde kendileri Hamitler’i kapatıp çözüm yolu bulacaklarını söylemişlerdi. Hamitler çöplüğünü kapatabilmeniz için böyle bir katı atık tesisine ihtiyacınız var. Durdurduğunuz an bu işler sakıt olacaktır. 2017 yılında başlayan bir süreç. 5 yıl izinleri sürdü. Bunların bir çoğunda mahkeme ile CHP bu tesisi durdurdu. Üzülmüştük ama Bursa’nın vizyon projesi önce vatandaşlarımıza verilen söz olan Hamitler Çöplüğünün kapatılması, bakalım nasıl kapatacaklar. Eminim bu kadar bakanlıklardan izin alma sürecini kendi dönemlerinde Birinci ayın sonunda havlu atan, bahaneler üretip seçim vaatlerini yerine getirmeyen bir büyükşehir başkanına Türkiye ilk kez şahit oluyor. Beyanatlarında, yapılan yatırımlarla alakalı 25 milyar lira harcandı diyor. Nereye harcandı diyor. Alt başlıklar ve yapılan hizmetler yazıyor. 120 kilometre metro ve hafif raylı sistem sözü vermiştir. Her ay 2 kilometre yol yapması lazım. Her mahalleye kreş sözü vermişti. 19 kilometre metro, 110 kilometre hafif raylı sistem ve 2100 kreş yapabilirdi diyor. Bu başlıkların her biri 25 milyarın çok üstünde. Bilgi veren arkadaşlar yanlış bilgi veriyor. Bugün 19 kilometre metro 600 milyon dolar, 110 kilometre hafif raylı sistem 55 milyar lira civarında. Ne tarafından tutalım... Biz bahsetmiş olduğu yatırımları ak belediyecilikle yaptık. Çınarcık Barajı’ndan kavşaklardan, tesislerden yollardan bakarsanız o söylenenden fazla hizmetler ortaya çıkacaktır. Metro yapmamak için, kreşleri yapmamak için bahaneler aramaya birinci aydan başladı. 5 yıl sonunda kendi eş başkanlarının bir ifadesi vardı, biz de seçim döneminde hatırlamıyorum ifadesini duyacağız" dedi. "Bütçe faaliyetleri bu kadar ortadayken, başka beyanlarda bulunmak hoş olmasa gerek" Bozbey’in seçim vaadi olarak her emekliye 2 bin lira yardım yapacağını söylediğini de hatırlatan Davut Gürkan, "Bursa’da 720 bin emekli var. Her emekliye 2 bin TL yardım yapacağını söylemişti. Her ay 1 milyar 400 milyon tutar. Ya emekli sayısı ile kandırdılar ya da Bursa’daki emekli sayısını öğrenmek için SGK kurumunu aramadılar. Vaat verirken dikkatli olmak lazım, 5 yıl içinde bunların gerçekleşip gerçekleşmediğini göreceğiz. Bu vaatlerin gerçekleştirilemeyeceğini nereden öngörüyoruz. 20 yıldır kendi yönettikleri Nilüfer’de maaşların ödenmediğinden biliyoruz. Her ay 2 kilometre metro, her ay 700 bin emekliye 2 bin lira yardım yapılacağını aklımız almıyor. Bu vaatlerin takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum. Belediye meclislerinde her yıl bütçe görüşmeleri olur. Her yıl belediyenin ne kadar borcu ve alacağı varsa müzakere edilir, anlatılır, muhalefetin şerhi görüşülür. Bütün partili meclis üyeleri vardır. Bütün bilgi ve belgeler faaliyet raporları, müzakerelerde var. Belediye başkanlığını kazanan birisinin bütçesini bilmediği başkan adaylığı mı söz konusu, eğer böyleyse vay haline. Hiç bir belediye başkanı bütçesini bilmediği öngöremediği işlerde vaatlerde bulunamaz. Siz bu vaatleri bütçeye bakmadan söylediyseniz yanlış tarafta başladınız demektir. Hiç bir saklı gizlisi olmayan, buralar resmi kurumdur. Resmi beyana aykırı belge, bilgi olmaz. Bütçe faaliyetleri bu kadar ortadayken, başka beyanlarda bulunmak hoş olmasa gerek. Bozbey’in başarısızlığa kılıf aramaya ilk aydan başlandığını düşünüyorum. Yönetemeyeceğinizi düşünüyorsanız, anahtarı kapının altına bırakın biz devam ederiz demişti bir başkanımız. Biz de bunu söylüyoruz" diye konuştu.
İstanbul Sıfır otomobilini şüphe üzerine ekspertize soktu, aldığı raporla şaşkına döndü Pendik’te yaşayan Uğur Can adlı vatandaş, Kartal’daki bir bayiden sıfır kilometre aldığı otomobiline şüphe üzerine ekspertiz incelemesi yaptırdı. İncelemede aracın boyanmış olduğunu, kaportasında işlem yapıldığını ve vidalarında oynama olduğunu tespit ettiğini ifade eden Can, bayinin aracın değişimini kabul etmemesi üzerine olayı yargıya taşıdı. Pendik’te yaşayan Uğur Can, Kartal’da bulunan Öztek adlı bayiden Peugeot marka bir otomobili 1 milyon 135 bin TL’ye satın aldı. 29 Ocak’ta otomobilini teslim alan Can, bir gün sonra otomobilinde boya kabarıklıkları olduğu gerekçesiyle aracı ekspertize götürdü. Ekspertiz raporlarında iddiaya göre otomobilinin sonradan boyanmış olduğunu, kaportasındaki vidalarda oynanma olduğunu ve kaportanın bazı bölgelerinde işlem yapıldığını tespit etti. Bunun üzerine bayiye giden Can, aracının kusurlu olduğunu belirterek değişim talep etti. İddiaya göre bayi yetkilileri aracın kusurlu olmadığını, değiştirilmeyeceğini ve müşterinin bu durumdan dolayı değer kaybı yaşamayacağını belirtti. Bunun üzerine Uğur Can olayı yargıya taşıdı. Firma yetkilileri ise basın mensuplarına olaya ilişkin açıklama yapmayacaklarını belirtti. "Ekspertiz sonucunda aracımda kusurlarla karşılaştım" Olayla ilgili konuşan Uğur Can, “Ben bu aracın Aralık ayında ödemesinin büyük bir kısmını yaptım. Bana yaklaşık 1 buçuk ay sonra 29 Ocak’ta bana teslim edildi. Akşam 16.00 sıralarında teslim edildiği için o anın heyecanı ile aracı dikkatli bakmadan teslim aldım. Herhangi bir kusur olduğunu düşünmedim. Sabah arabaya binerken boya pütürcüklerinden kuşkulandım ve bayinin yakınındaki bir ekspere götürdüm aracımı. Ekspertiz sonucunda aracımda kusurlarla karşılaştım. Bayiye götürerek kusurları gösterdim fakat sadece aracının boya mikron değerleri ile ilgilendiler. Bunları fotoğrafladılar ve genel merkeze ileteceklerini söylediler. Konuyla açıkçası ilgilenmediler. Aracın değer kaybı olmayacağını mağdur olmamam için de firmadan resmi bir yazı talep edileceğini, değer kaybı oluşturmayacağını söyleyerek süreci geçiştirdiler. Kendilerinden değişim talep ettim fakat satış sorumlusu bu araçta herhangi bir kusur olmadığını direterek süreci genel merkeze postaladılar ve süreci yavaşlattılar" dedi. Can şöyle devam etti: "Aracın kaportasındaki bütün vidalarla ciddi derecede oynanmış, arka kaportayla derin şekilde oynanmış, aracın kaportasında ayar işlemi yapılmış, yer yer eziklikler söz konusu. Eksper raporunda boyalı olarak görünüyor. Boya mikron kalınlığı sadece kaputta 250’yi görmekteyken bagajda 360’ı çamurluklarda 50-80 arası değişiyor. Yani aracın genelinde bir boya kusuru var. Ben raporu elime aldım, bayiye bu kusurları gösterdim. Fakat bayi olayı sadece genel müdürlüğe iletmemi söyledi. Yaklaşık 4 hafta kadar genel merkez beni oyaladıktan sonra ‘araçta herhangi bir sorun yoktur’ şeklinde tarafıma dönüş yapıldı. Ben hukuki süreci başlattım, dava yoluna gittim. Arabuluculuk süreci oldu, avukatım değer kaybı talep etti. Fakat bayi avukatı, bunda bir kusur olmadığını savundu. Sonuç alamadık, dava yoluna gideceğim. Ben aldığımda fiyatı 1 milyon 135 bin TL idi. Tarafıma şeffaf bir satış yapılmadı. Öncelikle bu aracın kusursuzu ile değiştirmelerini talep ettim, fakat bayi bu duruma yanaşmadı. Kendilerinden aracı değiştirmelerini talep ediyorum fakat sonuç olumsuz olacağından dolayı dava yoluna gittim” diye konuştu.