- 19 Eylül 2020 Cumartesi 11:26

26 yıl önce iki gözünü ve bir bacağını kaybeden gazi 10 çocuğu ile hayata sımsıkı sarılıyor

A
A
A
26 yıl önce iki gözünü ve bir bacağını kaybeden gazi 10 çocuğu ile hayata sımsıkı sarılıyor

Batman’ın Sason ilçesine bağlı Emek Mahallesi’nde yaşayan gazi Servet Çiftçi, 26 yıl önce kaybettiği iki gözü ve bir bacağına rağmen hayata sımsıkı sarılarak vatanına bağlı 10 çocuk büyütmenin gururunu yaşıyor.

Batman’ın Sason ilçesine bağlı Emek Mahallesi’nde yaşayan gazi Servet Çiftçi, 26 yıl önce kaybettiği iki gözü ve bir bacağına rağmen hayata sımsıkı sarılarak vatanına bağlı 10 çocuk büyütmenin gururunu yaşıyor.


1995 yılında gazilik mertebesine nail olan Servet Çiftçi, iki gözü görmediği halde hayata umutla ve neşeyle bakıyor. 13 Mart 1995’te terörle mücadele kapsamında katıldığı bir operasyonda mayına basmasıyla gazi olduğunu ifade eden Servet Çiftçi, ”Sason ilçesine bağlı Aydınlık köyü ile Yuvarlar köyü arasındaki kırsal alanda terör örgütü mensuplarının görüldüğü ihbarının gelmesinin ardından bölgeye gittik. Teröristlerle aramızda yaşanan kısa bir çatışmanın ardından bölgeden kaçan teröristlerin peşine düşerken mayına basmam sonucunda ağır yaralanarak iki gözümü ve bir bacağımı kaybettim. Hiç kimseye muhtaç olmadan hayatımı devam ettiriyorum. Çok şükür 10 çocuk büyüttüm, gerektirse onlar da bu vatanda çekinmeden hayatını feda ederler. 2 oğlum çalışıyor, biri de uzman çavuşluğa başvuruda bulundu. O olayın ardından 26 yıl geçti, hiçbir şey için pişman değilim. Bu halimle yine gerekirse vatan için canımı feda etmeye hazırım” dedi.



"Babamız bizim gururumuzdur"


Servet Çiftçi’nin 13 yaşındaki en küçük oğlu Hüseyin Çiftçi ise, babasının her zaman yanlarında olduğunu söyledi. Çiftçi, "Biz evlatları olarak babamızla onur ve gurur duyuyoruz. O bizim gururumuzdur. Bizler de 10 kardeş olarak vatanımız ve bayrağımız için canımızı vermeye hazırız" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”