EKONOMİ - 30 Ekim 2022 Pazar 14:16

"Köylülerle anlaşmazlık yüzünden 10 bin dönüm tapulu arazimizi ekemiyoruz"

A
A
A
"Köylülerle anlaşmazlık yüzünden 10 bin dönüm tapulu arazimizi ekemiyoruz"

Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Sinan köyünde bulunan tapulu arazilerini köylülerle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle ekemediklerini belirten Demhat Tarım Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, 10 bin dönüm tapulu tarım arazisini ekememeleri durumunda yıllık yaklaşık 200 milyon TL zarar yaşayacaklarını söyledi.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Sinan köyünde bulunan tapulu arazilerini köylülerle yaşanan anlaşmazlık nedeniyle ekemediklerini belirten Demhat Tarım Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, 10 bin dönüm tapulu tarım arazisini ekememeleri durumunda yıllık yaklaşık 200 milyon TL zarar yaşayacaklarını söyledi.


Demhat Tarım Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, 10 bin dönüm tapulu tarım arazisini köylülerle yaşadıkları anlaşmazlık nedeniyle ekemediklerini söyledi. Kendi tapulu arazilerini ekmeye çalıştıklarında 300 kişilik bir kalabalığın saldırısına uğradıklarını belirten Nasıroğlu, “Bismil Sinan köyünde yaşananlar, ailemiz ve şirketimiz ile ilgili çıkan dedikodular hiç de arzu etmediğimiz bir şekilde gündeme gelmekte. Sinan köyünde 10 bin dönüm Cumhuriyet tapulu arazi sahibi ve bölgesine yatırım yapma heveslisi bir iş insanı olma gayretinde olan şahsımın bu tip olaylarla kamuoyunda gündeme gelmesi beni üzmektedir. Yüzyıllara dayanan köklü ailemiz ve 50 yıldır alın teri ile çalışan, üreten, işveren, vergi veren, bölgesine, insanına destek veren bizlere 16 Ekim 2022 tarihinde Diyarbakır ili Bismil ilçesi Sinan köy kırsalında mülkiyeti ailemize ait olan bahçemizde Demhat ve Demnas Tarım A.Ş. olarak bir dizi çalışma yürüttüğümüz esnada ellerinde taş, sopa ve ateşli silahların bulunduğu yaklaşık 300 kişilik kalabalık bir grubun saldırısına uğradık. Toprağı işgal edilen ve saldırıya uğrayan taraf olmamıza rağmen maalesef kamuoyunda suçlu olarak lanse edildik. Tapulu arazilerimizde hak iddia eden ve bu topraklarda hiçbir hakkı bulunmayan bu zorbalar, bölgede çalışmaya başladığımız günden itibaren sürekli olarak bize karşı fiili saldırıda bulunmuşlardır. Bu saldırılar çoğu zaman kamuoyuna dahi yansımamıştır. Yıllardır organize şekilde bu saldırıları düzenleyenler, arazide çalışmaya gelen araçlarımıza zarar vermiş, çalışan işçilerimize sözlü hakaret, küfür ve fiili saldırıda bulunmuş ve bu saldırılar sonucunda çalışanlarımız fiziksel zarar görmüş araçlarımızda da maddi hasarlar meydana gelmiştir. Bu eylemi gerçekleştirenler hakkında elbette ki savcılığa şikayette bulunuldu ve bulunulmaya devam edilecektir. Böylesi bir vandallığa sessiz kalmamız asla söz konusu değildir” dedi.



“Arazilerimizi ekmediğimiz takdirde 200 milyon TL zararımız olacaktır”


Bahse konu arazilerin yüzyıldan beri ve halihazırda Sinanlı ailesi, Nasıroğlu ailesi ve diğer hissedarlarının mülkiyetinde olduğunu belirten Nasıroğlu, “Tapu kayıtlarında mevcut olan bu bilgi delilli ve ispatlıdır. Ancak Sinan köy son 15 yılda başka yerlerden gelerek yerleşen 10 veya 12 aile olduklarını bildiğimiz kişiler, arazilerimizi işgal etmiş ve orta köylüyü kışkırtmak suretiyle, evlerinden zorla çıkartarak yaptıkları provakatif eylemlerle tarlamızda bir çalışma yapmamızı engellemektedirler. 28 Eylül 2022 tarihinde Bismil Kaymakamlığı’na konuyla ilgili dilekçemizi sunduk. Dilekçede mülkiyeti tarafımıza ait olan arazilerde yapacağımız yatırımlarla ilgili çalışmaları yürüttüğümüzde güvende olmadığımızı ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınması konusunda gerekli işlemlerin başlatılmasını talep ettik. Ancak başvurularımıza rağmen bugüne kadar tarafımıza dönüş yapılmamıştır. Dönüş yapılmadığı gibi arazilerimizi işgal eden provokatörler, ön saflarda çocukları şiddete teşvik ederek saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Yine 27 Ekim 2022 tarihinde ilgili mülki amirliklerimize sunduğumuz dilekçelerimizde yaşadığımız maddi ve manevi zararlarımızı da anlattık. 40 traktör ile arazilerimizi sürmek için bekliyoruz. Arazilerimizi ekmediğimiz takdirde 200 milyon TL zararımız olacaktır. Demhat Tarım olarak uzun yıllara yayılan bu sorunu çözmeye kararlıyız. Bu durumdan Sinan köy sakinlerinin de mağdur olmaması için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz. Fakat her ne olursa olsun bölgemiz için, bölge halkımız için, ülkemiz için faydalı gördüğümüz projelerimizden asla geri adım atmayacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler: “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sağlamaktadır" Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sağlamaktadır” dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kurban Bayramı dolayısıyla beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile gittiği Hakkari Çukurca’daki 2’nci Hudut Tugay Komutanlığında video telekonferans toplantısı gerçekleştirdi. Bakan Güler başkanlığındaki toplantıya Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Komuta Kademesi’nin yanı sıra yurt içinde ve sınır ötesindeki birlik komutanları da katıldı. Güler, yakın coğrafya başta olmak üzere dünya genelinde gerginliklerin ve krizlerin yaşandığını belirterek, “Çatışmalar ve savaşlar ortaya çıkıyor. Belirsizliklerin arttığı, risk ve tehditlerin çok boyutlu bir hale geldiği böylesine hassas bir ortamda, Milli Savunma Bakanlığı olarak ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için gece-gündüz demeden azim ve kararlılıkla görevlerimizi icra ediyoruz. Sizlerin de bildiği gibi silahlı kuvvetlerimizin en çok odaklandığı, enerjisini ve zamanını en çok harcadığı konu terörle mücadeledir” diye konuştu. Irak’ın kuzeyinin yıllardır PKK/KCK ve destekçileri tarafından Türkiye’ye yönelik eylemler için kullanılan bir bölge olarak terörün kaynağı olduğunu ifade eden eden Güler, “Son yıllarda belirlediğimiz konsept değişikliğiyle “Terörü kaynağında yok etme” anlayışını uygulamaya koyduk. Sınır ötesinde icra ettiğimiz başarılı operasyonlar ile terör örgütüne ağır darbeler vurduk ve örgütün hareket kabiliyetini bitme noktasına getirdik. Bunda en büyük pay, aziz şehitlerimiz ve gazilerimizle birlikte kahraman Mehmetçiklerimize aittir” dedi. “Terörle mücadelemizdeki etkinliğimiz daha da artacak” Güler, terörü vatandaşın gündeminden tamamıyla çıkarmayı hedeflediklerini söyleyerek, “Nitekim komşumuz Irak ile son dönemde tesis ettiğimiz iş birliği sayesinde, terörle mücadelemizin etkinlik ve ivmesi daha da artacaktır. Suriye’nin kuzeyindeki operasyon sahalarımızda da mücadelemize üstün bir gayretle devam ediyoruz. Bu vesileyle bölgede gerçekleştirilmeye çalışılan oldubittilere asla müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim” ifadelerini kullandı. Terörle mücadelenin sahada ve masada aralıksız sürdürüleceğini vurgulayan Bakan Güler, sözlerine şöyle devam etti: “İcap eden her adım kararlılıkla ve tereddütsüz atılacaktır. Terörle mücadele ile birlikte hudutlarımızın güvenliğini de personel sayısı ve teknoloji bakımından en güçlü tedbirlerle sağlıyoruz. Mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de başarıyla ve tavizsiz sürdürüyoruz. Bu faaliyetlerimizle eş zamanlı olarak karada, denizde ve havada, bugüne kadarki en büyük tatbikatları icra ediyor, her geçen gün envanterimize kazandırdığımız yerli, millî ve en modern savunma sanayi ürünü silah sistemleriyle, şanlı ordumuzun imkan ve kabiliyetlerini sürekli geliştiriyoruz.” “Türkiye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok yönlü girişimlerde bulunmaktadır” Bakan Güler, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde savunma ve güvenlik alanında yaptığı hamlelerle bölgede ve dünyada söz sahibi olan etkin bir konuma ulaştığını kaydederek, “Çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer alan Türkiye, gerginliklerin yayılmasını engellemeye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok yönlü girişimlerde bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Suriye ve Irak’ta barış ve istikrarın sağlanması için ortaya koydukları çabaları hatırlatan Güler, şunları kaydetti: “Karabağ sorununun sona erdirilmesine dair belirleyici rolümüz ve desteğimiz, Libya’da yaşanan iç savaşın sona ermesi için kapsayıcı faaliyetlerimiz, Gazze’de İsrail’in vahşet ve katliamının durdurulması için diplomatik girişimlerimiz ile bölgeye sağladığımız insani yardımlar, Rusya-Ukrayna çatışmasının sonlandırılmasına ve bu çatışmanın artırdığı enerji ve gıda krizinin aşılmasına yönelik sarf ettiğimiz yoğun gayretler gibi büyük ve kıymetli inisiyatifler üstlendik, üstleniyoruz.” Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü ve müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini belirten Bakan Güler, "Uluslararası ilişkilerde, Türkiye’nin etkisini böylesine artırdığı bir dönemde doğal olarak faaliyet sahaları artan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de Azerbaycan, Libya, Kosova, Bosna-Hersek, Katar, Somali, Suriye ve Irak ile daha birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisine önemli katkılar sağlamaktadır” dedi. “Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz” Türkiye’nin ulaştığı seviyeyi silahlı kuvvetlerin aynı anda birçok görevi başarıyla icra edebilme kabiliyetini çok iyi idrak etmeleri gerektiğini söyleyen Güler, “Sizler de şanlı ordumuzun, İstiklal Harbimizden bu yana en kapsamlı, en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra ettiği bu tarihi süreçte, çok önemli bir rol üstlenmektesiniz” diye konuştu. Güler, elde ettikleri başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılmasının temel öncelikleri olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: İçinde bulunduğumuz savunma ve güvenlik ortamında her zamankinden daha dikkatli ve uyanık olmamız ve daha çok çalışmamız hayati önemi haizdir. Bu anlayışla cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu dönemde, ‘Türkiye Yüzyılı’ hedeflerimiz doğrultusunda, bekamıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye, ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için gece gündüz demeden çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz.” Ayrıca Bakan Güler, konuşmasının sonunda “Babalar Günü”nü de kutladı.