KÜLTÜR SANAT - 14 Aralık 2017 Perşembe 12:49

’Bayburt Barları’ kurslarla yaşatılıyor

A
A
A
’Bayburt Barları’ kurslarla yaşatılıyor

Bayburt’ta açılan halk oyunları kurslarıyla, “Baş Bar, Sallanma, Sarhoş Barı, Şillo, Veysel Barı” başta olmak üzere bir çok yöresel halk oyunları vatandaşlara öğretiliyor.

Bayburt’ta açılan halk oyunları kurslarıyla, “Baş Bar, Sallanma, Sarhoş Barı, Şillo, Veysel Barı” başta olmak üzere bir çok yöresel halk oyunları vatandaşlara öğretiliyor.


Bayburt Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde Gençlik Merkezi’nde açılan kurslarla Bayburt’un kültürel mirası olan halk oyunları öğrenciler ve vatandaşlara öğretiliyor.


Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında bir geçiş noktası olması nedeniyle tüm folklor değerlerinde olduğu gibi halk oyunlarında da değişik yapısı olan, kimi kez Karadeniz oyunları gibi hareketli ve canlı , kimi kez Doğu Anadolu oyunları gibi ağır ve vakur oynan Bayburt’un kültürel mirası ’Bayburt Barları’ Gençlik Merkezi’nde açılan ve profesyonel antrenörler tarafından verilen kurslarla yaşatılıyor.


Bayburt Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Adem Köse, kentin yöresel oyunlarının vatandaşlar için bir sosyal aktivitenin yanında aynı zamanda bir ihtiyaç olduğunu ifade ederek, “Sağdıç gecelerinde, düğünlerde asker uğurlamada ve bizim kültürümüzde özellikle düğün törenlerinin ardından damat içeri atılmadan kapı önünde halk oyunları oynanır. Ve damat içeri atılır. Tabi bir çok gencimiz Bayburt yöresinin halk oyunlarını bilmediği için bar oynayamıyor ve bu zaman zaman üzüntüye sebep veriyor. Vatandaşlarımızın da bizden bu yönde bir talebi oldu. Özellikle belli bir yaşın üzeri ve orta yaş insanlarımız bu tür kursların açılmasını istedi. Bizde bu ihtiyaca burada cevap veriyoruz” dedi.



"Memleketimizde bar bilmeyen kalmayacak"


Hali hazırda Gençlik Merkezi olarak çeşitli kategorilerde çocuk ve gençlere halk oyunları eğitimi verildiğini ancak bunların dışında gündüz işlerinden vakit bulamayan vatandaşlara da öğretildiğini ifade eden Köse konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Burada hazır ekiplerimiz var. Ama şu anda bu salonda çalışan arkadaşlarımızın bir çoğu belki esnaf, memur dolayısıyla gün içerisinde zaman bulup bu faaliyetleri yapamayacak durumdaki vatandaşlarımız. Onun için biz halk oyunları kursumuzu akşam saatlerinde gençlik merkezimizde düzenleyerek bütün vatandaşlarımızın bu kurstan geçip Bayburt’umuzun çok eskilere dayanan kültürünü öğrenip aynı zamanda gelecek nesillere aktarmalarını arzuluyoruz. Burada öğrendikleri halk oyunlarını en kısa zamanda bir düğünde etkinlikte sergileyecekler arkadaşlarımız. Yaklaşık bir aydır kursiyerlerimiz usta öğreticimiz eşliğinde çalışmalarını yapıyorlar. Yaklaşık 6-7 Bayburt barını şu anda öğrenmiş durumdalar. Ve bu manada bu kurslarımız devam edecek. Şu anda burada orta yaş vatandaşlarımız kurs görüyor ama ortalama olarak bu kursiyerlerden 5-10 yaş daha büyük vatandaşlarında talebi var. Özellikle çocuğunu evlendirecek ama bar bilmeyen vatandaşlarımızın talebi var. Dolayısıyla biz buradaki yaş ortalamasını biraz daha yukarı çekerek 45-50 yaş aralığında kursiyerler alacağız. Ve memleketimizde bar bilmeyen kalmayacak. Bu bizim artık sloganımız oldu."


Bayburt halk oyunlarının ekip olarak oynanmsının kursiyerlere ayrıca bir katkısı olacağını da vurgulayan Köse,


“Ekibin olduğu yerde takım olur birlik olur dirlik olur buda bu işin gizli hedeflerinden bir tanesidir. Memleketimizde eğitim öğretim gören üniversite öğrencilerimize, liselerde okuyan gençlerimize, esnaflarımızı da gün içerisinde herkes işinde gücünde ama akşam olduğu zaman hem bir sosyal faaliyet hem bir tanışma, kaynaşma ortamı da sağlamak suretiyle burada halk oyunlarını öğreteceğiz. Bütün vatandaşlarımıza da ben buradan sesleniyorum. Çocuklarımıza gençlerimize orta yaş insanlarımıza bizim gençlik merkezimizde sosyal kültürel ve sportif anlamda bir çok faaliyet yer almakta. Bunlardan tüm vatandaşlarımız yararlanabilir.”


"hem oyunları öğrendim hem özgüven kazandım"


Akşam kursunda eğitim gören kursiyerlerden Hüseyin Sevim ise, daha önce hiçbir oyunu bilmediğini kurs sayesinde hem özgüven kazandığını hem de oyunları öğrendiğini aktardı.


Bayburt’ta sosyal faaliyetler açısından bir eksiklik bulunmadığını sözlerine ekleyen Sevim şunları kaydetti:


“Bayburt’umuz için çok güzel bir aktivite burada her yaş gurubundan vatandaşlarımız var. Her akşam haftada 3 gün burada bu aktiviteleri yapmaktayız. Bu kursa başlamadan önce ben hiç bilmemekteydim. Düğünlerde olsun, diğer faaliyetlerde olsun özgüvenim olmadığı için girip oynayamıyordum ama şu anda bu özgüvene sahibim ve gerekli oyunları da öğrendim. Bundan dolayı da gençlik spor il müdürümüz ve hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. İl dışından gelen memur arkadaşlarımız, gençlerimiz zaman zaman Bayburt’ta bazı şeylerin eksik olduğunu söylüyorlar. Ama Bayburt’ta sosyal olarak baktığımız zaman bu tip aktivitelerimiz oldukça fazla. Burada sadece halk oyunları değil bir çok faaliyet var. Müzik grupları var. Kışın özellikle kayak sporu var kayak öğretiliyor. Dolayısıyla Bayburt’umuzun bu yönde bir eksikliği yok asıl eksiklik bizim zihniyetimizde. Ben haftanın 5 gününü bu tip aktivitelerde geçiriyorum. Bütün Bayburt’taki vatandaşlara da, dışarıdan gelen vatandaşlara da bunu tavsiye ediyorum.”


Kurslara katılmak isteyen vatandaşların Bayburt Gençlik Merkezi’ne müracaat etmeleri gerekiyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. Bakan Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği’ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Diğer yandan, 2025-2035 dönemini kapsayan Ulusal Su Planı’nı hazırladık. Bu planın uygulanmasıyla; su kaynaklarımızın korunmasını, verimli kullanımını ve sürdürülebilir yönetimini amaçlıyoruz. Sulama sistemlerinin modernizasyonu, Ürün deseni değişikliği, yeraltı suyu kontrolü ve havzalar arası su transferleri gibi tedbirler konusunda çalışıyoruz. Kuraklık riski altındaki göllerimizi kurtarmak için de eylem planları hazırladık. Eğirdir Gölü Su Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştık. Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sistemi kapsamında, sektörel su tahsis modelini önümüzdeki yıl kuracağız. Ayrıca Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Kurakçıl peyzaj uygulama alanlarını da belirledik. Bu yöntemle yüzde 80’e varan oranda su tasarrufu sağlayacağız" şeklinde konuştu. "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Üreticiyi korumak ve üretimde öngörülebilirliği sağlamak amacıyla üretim planlaması ve yeni destekleme modelini hayata geçirdiklerini ifade eden Yumaklı, "Ayrıca tarımsal kredileri, hibe programlarını, tarım sigortalarını ve kırsal kalkınma desteklerini üretim planlamasına entegre ettik. Bitkisel üretim planlamasını, 2024 yılının Eylül ayında, 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde uygulamaya başladık.Planlamanın kapsamını genişleterek, üçer yıllık dönemler halinde güncelleyeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu yeni destekleme modeliyle de temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bu kapsamda, üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25’i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamındaki ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını, gübre maliyetinin yarısını; su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Su ihtiyacı yüksek ürünleri, su sıkıntısı yaşayan havzalardan, daha elverişli bölgelere, ilave desteklerle yönlendiriyoruz. Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Hedefimiz bu sayıyı 500’e çıkarmak" diye konuştu. "Genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik" Şubat 2024’te 5 yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladıklarını hatırlatan Yumaklı, "Üretim, kalite ve verimliliği artırmayı hedeflediğimiz bu haritamızı adım adım uyguluyoruz. Meyvelerini de almaya başladık. Su potansiyeli, mera varlığı, işletme kapasiteleri ve hastalık riskleri gibi kriterleri dikkate alarak, hayvansal üretim planlamasını hayata geçirdik. Besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Hayvancılıkta sağladığımız destekleri, hayvansal üretim planlamasıyla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenledik. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. Kadın ve genç üreticilerimize ek destekler sağlıyoruz. Hayvansal üretimde ilk defa aile işletmelerine, genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik. Verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik.Kırmızı et üretimini artırmak, aynı zamanda kırsaldaki aile işletmelerini güçlendirmek için Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesini başlattık. Tarımda üreticilerin yaş ortalaması dünyada 60 sınırına dayandı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde 58, Avrupa Birliği’nde ve ülkemizde ise 57’dir. Bu nedenle gençleri ve kadınları tarımsal üretime yönlendiriyor ve kırsal kalkınmayı güçlendirecek politikalar uyguluyoruz" dedi. "41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor" Gıda işletmelerine yıllık ortalama 1.3 milyon denetim gerçekleştirdiklerini söyleyen Yumaklı, "Denetim, kontrol ve analiz faaliyetlerimizi, uluslararası kabul görmüş metotlarla yürütüyoruz. Bu amaçla, 41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum. Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Sağlığı riske atan gıdaları üreten ve satanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gerekli yaptırımları uyguluyoruz. Kurallara uymayanlara bu yıl 2,3 milyar lira para cezası uyguladık. Vatandaşımızın sağlığıyla oynayanları; taklit veya tağşişe konu ürün ve işletmeleri, hiçbir taviz vermeden ifşa ediyoruz. Ayrıca, gıda satış noktaları ve toplu tüketim yerlerine, en son ne zaman denetim yapıldığı bilgisine vatandaşlarımızın kolayca ulaşabilmeleri için Karekod Uygulamasını zorunlu hale getirdik. Hasat öncesinde bağ, bahçe, tarla, sera gibi üretim alanlarında; hasat sonrasında ise toptan ve perakende satış noktalarında pestisit kalıntı denetimleri gerçekleştiriyoruz. Yasaklı pestisit kullanımının tespit edilmesi durumunda ürünleri imha ediyoruz. 2025 yılında 2,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleşmiş ve bunun binde biri gibi bir miktarı geri dönmüştür. Geri dönen ürünler mevzuata uygun değilse, ülkemize girişine izin vermiyoruz" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık" Türkiye’nin tarımsal üretim alanı bakımından, 74 milyar dolarlık hasılayla, Avrupa’nın birinci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisi olduğunun bilgisini veren Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 22 yılın 18’inde büyüme kaydetmiştir. 2024 yılında ise yüzde 5,1’lik büyümeyle ülke ekonomisinin üzerinde bir performans sergilemiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ise, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde büyüme yaşanmıştır. Ancak sektörde baskın bir paya sahip olan bitkisel üretimin, olağanüstü iklim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, genel tarım sektörü dönemsel olarak daralmıştır. Bu durum, sektörün yapısal kapasitesinden kaynaklı olmayıp, iklimsel olağanüstü koşulların etkisiyle oluşmuştur. 2025 yılı üretim sezonunu bir önceki yılla kıyasladığımızda; üretici sayımızda yüzde 2 artış, ekilen arazilerde ise yüzde 3 artış yaşanmıştır. Girdi miktarlarında herhangi bir azalış olmamıştır. Dolayısıyla bu konu sadece bitkisel üretimde ve ârızîdir. Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık. Türkiye tarım sektörü, güçlü üretim altyapısı, geniş ürün deseni ve sağlam tedarik zinciri sayesinde, söz konusu dönemsel kayıpları hızla telafi edecek güçtedir. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ticaretimizi, küresel ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye devam ediyoruz" dedi.
Samsun OKA’dan Samsun’da kalkınma odaklı toplantı: 2026 destek programları görüşüldü Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) Samsun’daki toplantısında teknopark projesinden yeşil dönüşüme, kadın girişimciliğinden 2026 destek programlarına kadar bölgenin kalkınma gündemindeki başlıklar ele alındı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) 2025 yılının son Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapılan toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun-Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" ele alındı. Proje kapsamında mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklara yönelik araştırmaların yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği tarafından koordine edilmesi kararlaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulama süreci başlayan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi ve Orta Karadeniz’de Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı olan projeler değerlendirildi. Ayrıca, 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı’nın öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları görüşüldü. Toplantıda, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında bölgede ilan edilen 16 yatırım başlığına yönelik başvuru yapan 35 işletmenin durumu ele alınırken, 2026 yılı çağrısı için Yatırım Destek Ofisleri tarafından önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projeler gözden geçirilerek, 2025 yılı Fizibilite Programı çerçevesinde katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Bunun yanı sıra, 2025 yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları hakkında istişarelerde bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programı’nın 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında da kurul üyelerine bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri ele alındı. 2026 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, bölgenin yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesine yönelik yapılacak çalışmalar da istişare edildi. Tolantıya ayrıca Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç, Tokat TSO Başkanı Fatih Gökdere ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.