EKONOMİ - 29 Mayıs 2024 Çarşamba 07:53

Bu lisede hem üretim hem eğitim yapılıyor

A
A
A

Bayburt'ta lise öğrencileri ilk önce seraya ıspanak ektiler daha sonra ektikleri ıspanağın hasadını yaptılar.

Bayburt Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencileri, 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bir yandan üretim yapıyorlar, bir yandan da okulda öğrendikleri bilgileri serada uygulama imkanı bularak, bilgilerini pekiştiriyorlar. Fabrika gibi işleyen okulda, sebze yetiştiriciliğinin yanı sıra atık malzemelerden eşyalar üretiliyor, sporsal faaliyetlerde başarılar elde ediliyor. Her alanda aşkla çalışan meslek liseliler ekonomiye katkıda bulunurken, 'Meslek Lisesi, Memleket Meselesi' sloganıyla da üretimle de adından söz ettiriyor.
Öğrenciler, okulun bahçesinde kurulan seraya yılın belli dönemlerinde sebze ekiyorlar. Hasat dönemi gelince de ektikleri sebze, meyveleri toplayarak dalından tüketiyorlar. Serada sebze, meyve yetiştiren öğrencilerin mahsulleri okulun yemekhanesinde pişirilerek, diğer öğrencilerin de toplanan sebzelerden tüketmesi sağlanıyor. Hasat edilen sebze ve meyveler, okulda öğrenim gören tüm öğrencilerin öğlen yemeğinde sofralarında yer alıyor. Öğretmenleri gözetiminde serada ekim, bakım, biçim yaparak çalışan öğrenciler, işlerini hem severek yapıyorlar, hem de kendi el emekleriyle ortaya ürün çıkarmanın mutluluklarını yaşıyorlar.
Kasa kasa, kilo kilo ıspanak toplayan öğrenciler, topladıkları ıspanakları okulun yemekhanesine getirdiler. Okulun aşçısı Doğan Alper Karagülle, öğrencilerin hasat ettiği ıspanakları bir güzel yıkayıp, temizledikten sonra öğrenciler için öğlen yemeğine hazırladı. Üretimin her aşamasında yer alan öğrenciler, kendi üretimi olan sebzeleri tüketmenin, toprakla iç içe çalışmanın keyfini sürdüklerini belirterek, yeni dönemde de tarlayı farklı sebze ve meyvelerle buluşturacaklarını söylediler.
"Üretirken öğrensinler, emeğin kıymetini bilsinler istedik"
Öğrencilere üretimin kıymetini anlatabilmek için 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla yola çıktıklarını ifade eden Müdür Yardımcısı Arif Köprücü, "Bu serayı geçen sene Tarım İl Müdürlüğümüzün teşvikiyle yaptık. Geçen yıl tek mahsul almıştık, bu sene ilk olarak ıspanağımızı ektik, hasadını yaptık. Ispanak hasadından sonra domates, salatalık ve biberlerimizi ekeceğiz. Mevsim el verirse sezonu yeşil soğan, maydanoz gibi farklı sebzelerle tamamlamayı düşünüyoruz.
'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bu yola girdik, amacımız öğrencilerimize üretimin kıymetini, önemini anlatabilmekti. Bir taraftan da öğrencilerimize emeğin kolay olmadığını anlatarak, bu farkındalığı kazanmalarını amaçladık. Sebzeleri, meyveleri manavların tezgahlarında değil de böyle topraktayken görsünler istedik, manava gelinceye kadar hangi aşamalardan geçiyor, nasıl onlarca insan bu iş için emek veriyor buna şahit olsunlar istedik. Ispanak hasadımızı yaptık, şu an ıspanaklarımız yemekhanemize doğru yola çıktılar. İnşallah öğle yemeğinde de hep beraber yiyeceğiz" dedi.

"Allah devletimizden razı olsun"

"Soframızdaki yemeklerin, evimizde pişen yemeklerden hiçbir farkı yok" diyerek devletin sağladığı imkanlardan memnun olduğunu belirten Hamit Bayram isimli öğrenci, "Şu an soframızdaki yemeklerin evimizde annemizin yaptığı yemeklerden hiçbir farkı yok. Bizlere böyle bir imkan sağladığı için Allah devletimizden razı olsun. Arkadaşlarımızla birlikte bugün serada topladığımız ıspanaklar pişirildi, şimdi de soframızda hep birlikte yiyoruz" diyerek konuştu.

"Bir saat önce seradaydı şimdi soframızda"

Serada topladıkları ıspanakları bir güzel afiyetle yiyen Mehmet Taha Polat isimli bir diğer öğrenci ise, "Bir saat önce hasadını yaptığımız ıspanağı aşçımız pişirdi. Bir saat önce seradaydı, şimdi soframızda. Öğretmenimle, arkadaşlarımla beraber yiyoruz. Tadı muhteşemdi, çok lezzetliydi" ifadelerini kullandı. 

Öznur Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yerlikaya: "Türkiye, göç yönetiminde dünyaya model olan bir ülke" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göç yönetiminde dünyaya örnek olduğunu belirterek "Göç yönetiminin her aşamasında insan onurunu esas aldık. Önce insan demekten hiç vazgeçmedik. Yabancı düşmanlığına, ırkçılığa asla müsaade etmedik. Kamu düzeninden ve güvenliğinden taviz vermeden düzensiz göçle mücadele edilebileceğini tüm dünyaya gösterdik" dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da düzenlenen Türkiye Yüzyılında Türkiye’nin Göç Yönetim Modeli Programına katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı programda konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Göç İdaresi Başkanlığı’nın 12. kuruluş yıl dönümünü kutladı. Göçle mücadelede atılan adımlardan bahseden Ali Yerlikaya, ’’ Göç idaresi Başkanlığımız; düzenli göç yönetimi, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörleriyle mücadele, entegre sınır yönetimi, uluslararası koruma, geçici koruma, gönüllü geri dönüş ve göç yönetimiyle ilgili tüm alanlarda dünyaya örnek olan yepyeni uygulamalara imza atıyor’’ dedi. ‘’Kabine dönemimizde göç yönetimi alanında çok önemli adımlar attık’’ Türkiye’nin tarih boyunca yurdundan koparılan, yuvasından edilen ve umudu elinden alınan insanlar için güvenli bir liman ve sığınak olduğunu ifade eden Yerlikaya, ‘’Bizler göçe yalnızca bir güvenlik meselesi olarak değil aynı zamanda insani, sosyolojik ve uluslararası boyutları olan çok yönlü bir olgu olarak yaklaşıyoruz. Kabine dönemimizde göç yönetimi alanında çok önemli adımlar attık. Düzenli göç yönetiminde düzenli göçü teşvik eden ve kolaylaştıran çalışmalara odaklandık. Ülkemizin turist uluslararası üniversite öğrencileri ihtiyaç duyan iş gücü ve yatırımcılarımız için düzenli göçmenler için her biri için çekim belgesi olmasını istiyoruz. Bizim için yabancıların ülkemize yasal olarak gelmesi, yasal olarak kalması yasal olarak çalışması ve yasal olarak ülkelerine dönmesi esastır. Bu anlayışta ülkemize turizm eğitim sağlık ve çalışma gibi amaçlarla yasal yollarla gelen yabancıların iş ve işlevlerini kolaylaştırıyoruz’’ dedi. ‘’İkamet başvuruları artık noterliklerden alınabiliyor’’ İkamet başvurularının noterlikten alınabildiğini söyleyen Yerlikaya, ‘’Göç yönetiminin temel hedeflerinden biri olarak düzenli göçü teşvik eden ve kolaylaştıran düzenlemeleri hayata geçiriyor, işte bu bağlamda ikamet başvurularını artık noterlik üzerinden alınabiliyor. Evde bakım hizmetine çalışacak iş gücünün ikamet izinlerini kolaylaştıran kayıtlı istihdamı teşvik ediyoruz. Evde bakım hizmetlerini bugünkü gibi bir zemine oturttuk. Biz ülkemizin istihdam açığı olan alanlardan bu ihtiyacı gidermek için ilgili sektör ve kurumlarla koordinasyon içinde kamu düzeni güvenliği açısından tedbirler alıp yeni düzenlemeler yaptık. Hayvancılığın gelişmesi için ihtiyaç duyulan yabancı çobanların da ikamet ve çalışma izinlerinde yeni uygulamaları bu çerçevede hayata geçirdik. Şu an bizimle olan sevgili öğrencilerimiz de artık ikamet işlemlerini göç idaresi müdürlüklerine gitmeden noterliklerde veya kendi üniversitelerinde yapabiliyorlar" diye konuştu. ‘’Sizler, büyük medeniyetlere ev sahipliği yapan topraklarda barış, adalet ve ilim elçileri olacaksınız’’ Salondaki öğrencilere seslenen Bakan YerliKaya, "Sevgili öğrenciler burada ilim yolunda attığınız her adım her an yalnızca kendi hayatınızı değil, insanlığın geleceğini de güzelleştirecek. Sizler tarihin en büyük medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bu topraklarda barışın adaletin ve ilmin elçileri olacaksınız. Türkiye’nin büyüklüğü yalnızca sahip olduğu topraklardan değil gönlünü tüm insanlığa açmış bir millet olmasından gelir. Ve sizle bu büyük milletin birer elçisi olarak bu hikayeye ortak oluyorsunuz‘’ diye konuştu. "Ülkemizin düzensiz göç rotası olmasına asla izin vermedik" 5 basamaktan oluşan düzensiz göç politikasını anlatan Bakan Yerlikaya, ’’Düzensiz göç ve mücadeledeki hedefimiz, ülkemize yönelik çekim gücü oluşmasına asla izin vermemek. Bu amaçla 5 basamaktan oluşan bir strateji uyguluyoruz altını çizerek ifade etmeliyim ki biz düzensiz göç ve mücadele ederken doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalan insanları istismar, eden onların hayatlarını hiçe sayan ve sınır açan suç şebekeleri ile de mücadele ediyoruz. Ülkemizin düzensiz göç rotası olmasına asla izin vermedik. Bu anlayışta birinci basamakta sorunun kaynağından çözüm için gerekli tedbirleri hayata geçirdik. İkinci basamakta tüm sınırlarımızın en üst düzeyde korunması için etkili sınır güvenlik tedbirleri aldık. Üçüncü olarak ülkemiz için de etkin yakalama gerçekleştirdik. Bu amaçla inovatif bir yaklaşımla mobil göç noktası araçlarımızı geliştirdik. 19 Temmuz 2023’te hizmet alınan mobil göç noktası araçlarımız tüm dünyaya düzensiz göç ve mücadelenin hem ekip hem de insan haklarına uygun uygun şekilde yapılabileceğini ortaya koyan en önemli uygulamalarımızdan biridir. Mobil kurası araçlarımıza kimlik kontrollerine başladığımız ilk üç ayda tespit edilen düzensiz göçmen sayısı oranı yüzde 75’ken bu son bir ayda yüzde 2’ye kadar düştü. Dördüncü basamakta ise yüzeyin iş gücüyle mücadeleyi yer alıyor bu kapsamda geçen yıl çalışma ve Sosyal güvenlik bakanlığı ile göç idaresi başkanlığımız arasından sistem entegrasyonunu sağladık. Böylece yabancıların kayıt dışı istihdamını engellemeye yönelik çok önemli adımlar attık. Beşinci yani son olarak da etkin sınır dışı mekanizmasıyla düzensiz göçmenleri ülkelerine dönmelerini sağlıyoruz. Son 2 yılda sınır dışı etmedeki ülkemizin en yüksek sayılarına ulaştık" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin göç yönetiminde dünyaya model olduğunu belirten Yerlikaya, "Göç yönetiminin her aşamasında insan onurunu esas aldık. Önce insan demekten hiç vazgeçmedik. Yabancı düşmanlığına, ırkçılığa asla müsaade etmedik. Kamu düzeninden ve güvenliğinden taviz vermeden taviz vermeden düzensiz göçle mücadele edilebileceğini tüm dünyaya gösterdik" dedi.
Malatya Battalgazi Belediyesi’nden yeşil alanda üretim hamlesi Battalgazi Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, kendi ürettiği rulo çimlerle hem park yapım maliyetlerini düşürüyor hem de ilçeye daha fazla yeşil alan kazandırarak çevre düzenlemelerine hız kazandırıyor. Battalgazi Belediyesi, doğaya ve çevreye duyarlı projeleriyle ilçeye değer katmaya devam ediyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, 100 bin metrekarelik alanda gerçekleştirdiği rulo çim üretimini 2025 yılı içerisinde 50 bin metrekare daha artırarak toplam 150 bin metrekareye çıkardı. Yeni oluşturulan "Rulo Çim Üretim Sahası" sayesinde Battalgazi Belediyesi, park ve yeşil alan çalışmalarında dışa bağımlılığı azaltıyor. Kendi üretimini yapan belediye ekipleri, park yapımında kullanılan çim ihtiyacını büyük ölçüde karşılayarak maliyetleri önemli ölçüde düşürdü. Üretilen çimler ilçenin farklı noktalarındaki park ve yeşil alan projelerinde kullanılarak hem ekonomik tasarruf sağlandı hem de çevre düzenlemeleri daha hızlı ve kaliteli bir şekilde gerçekleştirildi. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, üretim kapasitesini 150 bin metrekareye çıkararak Battalgazi’ye daha fazla yeşil alan kazandırmayı hedefliyor. Battalgazi Belediyesi, doğrudan üretim modeliyle hem kaynaklarını daha verimli kullanıyor hem de vatandaşlara daha yeşil, daha yaşanabilir bir ilçe sunuyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü sürdürülebilir çevre anlayışıyla önümüzdeki süreçte yeşil alan miktarını artırmaya ve yeni projeler geliştirmeye devam edileceğini belirtti.
Gaziantep Yılmaz, Sarılar mahalle sakinleriyle bir araya geldi Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, halk buluşmaları kapsamında ziyaret ettiği Sarılar Mahallesi’nde bölge sakinleriyle bir araya geldi. Bölgede hayata geçirilecek projelerini anlatan Yılmaz, "Allah’ın izniyle sorunlarımızı en kısa sürede çözerek, vatandaşlarımızın refahını artıracağız" dedi. Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Sarılar Mahallesi’nde bölge sakinleri ile bir araya geldi. Yılmaz, belediye meclis üyeleri ve yöneticilerle gittiği Sarılar’da vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılandı. Buluşmada bölge mahalle muhtarları da hazır bulundu. Çocuk, genç, yaşlı demeden tüm vatandaşların sorun ve taleplerini ilgiyle dinleyen Yılmaz, yapılması planlanan projelerini de anlattı. Yılmaz, ihtiyaçların öncelikli olmasıyla birlikte tüm taleplerin hızlı bir şekilde karşılanacağını bildirdi. "İhtiyaçları yerinde tespit ediyoruz" Yılmaz, "Göreve geldiğimizden beri, vatandaşlarımızla bir araya gelmeye çok önem veriyoruz. Matematiksel hesaplarla sorunların çözülemeyeceğini fazlasıyla deneyimledik. Bunun için hemşerilerimizle bir araya gelerek, ihtiyaçları doğrudan yerinde tespit ediyoruz. Bunun olumlu sonuçlarını da ortaya çıkardığımız işlerde aldık" diye konuştu. "Halkla bir arada olacağız" Halk buluşmalarına ara vermeden devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, "Şehitkamil halkı hizmetin en iyisini hak ediyor. Biz de yaptıklarımız ve yapacaklarımızla halkımıza layık olmaya çalışıyoruz. Bir güne ne kadar hizmet sığdırıp, sorunlarını ortadan kaldırırsak bu bize güç veriyor. Motivasyonumuzu artırıyor" ifadelerini kullandı.
Gaziantep Gazikültür’den dijital bir yol arkadaşı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gazikültür Yayınları, Gaziantep’in kültürel mirasının tanıtımına yönelik çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek Hasan Yelken’in kaleme aldığı, "Gaziantep Gezi Rehberi"nin genişletilmiş ve güncellenmiş 2. baskısını e-kitap formatında yayımladı. Gaziantep’in tarihî, kültürel ve doğal güzelliklerini adım adım keşfetmek isteyen tüm gezginler için kapsamlı ve görsel açıdan zengin bir kaynak niteliği taşıyan bu rehbere https://gbbkultur.com/portfolio/gaziantep-gezi-rehberi-genisletilmis-2-baski adresinden ulaşılabilecek. Gaziantep’in merkezinden en uzak ilçesine kadar tüm bölgeleri kapsayan rehberde; tarihi yapılar, kültürel miras alanları, doğal güzellikler, geleneksel yaşam alanları ve mutlaka görülmesi gereken rotalar tanıtılıyor. Sadece yazılı bilgilerle değil, aynı zamanda fotoğraf sanatçısı Hasan Yelken’in objektifinden çıkan özel karelerle desteklenen rehber, okuyucuyu adeta şehrin sokaklarında bir yolculuğa çıkarıyor. Her sayfası, şehri adım adım gezdiren bir rota, bir keşif haritası. Gaziantep’in UNESCO Geliştirici Şehirler Ağı’nda yer alması, dünya çapında mutfak kültürüyle tanınması ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapması gibi birçok özelliği bu rehberde ayrıntılarıyla işlendi. Aynı zamanda, daha önce yayınlanan ilk baskıya göre genişletilmiş yeni içeriğiyle rehber; Araban’dan Yavuzeli’ne, Nizip’ten Karkamış’a kadar kentin tüm dokularına ışık tutuyor. Kitabın yayına hazırlanmasına öncülük eden GBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar, "Hasan Yelken’in kaleme aldığı bu eser, yalnızca bir gezi rehberi değil, aynı zamanda kültürel bir bellektir. Gaziantep’in zenginliğini, tarihî yapıların yanı sıra doğasıyla, gastronomisiyle, halk yaşamıyla bütüncül bir bakış açısı içinde sunuyor. Gazikültür olarak bu çalışmayı dijital platformlarda da erişilebilir hale getirerek hem yerli hem yabancı ziyaretçilere Gaziantep’i en doğru kaynaklardan tanıtmayı amaçladık. Kültür yolculuğunda dijital rehberlerimizin sayısını artıracağız" diye konuştu.
Niğde Niğde’ye özgü dokuma halılar sanatseverlerle buluştu Niğde yöresine özgü geleneksel motiflerin bulunduğu el dokuması halılar, Niğde Belediyesi Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Her bir motifinin derin anlamlar taşıdığı, dokuyan kadınların yaşam tarzını anlattığı birbirinden farklı desen ve özelliklere sahip halılar; Halıcılık, El Sanatlarını Geliştirme ve Yayma Birliği ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü iş birliğinde açılan sergi ile ziyarete açıldı. Halıcılık, El Sanatlarını Geliştirme ve Yayma Birliği Müdürü Bilgehan Harmanşah, Niğde’de halıcılığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirterek; "Niğde’nin hemen her köyünde halıcılık yapılırdı. 1600-1700’lü yıllarda Bor ilçesinde İngilizlerin açtığı halı atölyeleriyle başlayan bu gelenek, yıllar içinde yöre kültürünün önemli bir parçası haline geldi" dedi. Harmanşah, özellikle son yıllarda el sanatlarına olan ilginin azalmasıyla birlikte halıcılığın da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Harmanşah; "Bizler bu geleneği yaşatmak amacıyla kurslar açtık, desenleri arşivledik ve birçok halıyı yeniden dokuduk. Her halı, dokuyan kişinin duygularını ve hikâyesini taşıyor. O dönemlerde sosyal medya yoktu ve insanlar duygularını halılara ilmik ilmik işliyordu" diye konuştu. "Bu halılar kültürel bir miras" Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkıs Baştürk ise, serginin amacının unutulmaya yüz tutmuş halıları gelecek kuşaklara aktarmak olduğunu belirtti. Baştürk; "Bu eserler sadece bir halı değil, bir toplumun kültürel mirasıdır. Her bir ilmekte, dokuyan kişinin ruhunun ve duygularının izleri var. Bu nedenle her halı benzersizdir ve büyük bir değere sahiptir. Ellerinde böyle eserler bulunanların bu kıymetli mirası koruması gerekiyor" dedi. Niğde’ye özgü desenlerin yer aldığı 50 farklı halının bulunduğu serginin kalıcı hale getirilmesi, geleneksel motiflerin zenginliğini ve yöre kültürünü yansıtan desenlerin gelecek kuşaklara aktarılması için halı müzesi açılması hedefleniyor.