GENEL - 24 Nisan 2018 Salı 14:46

Başkan Yağcı’dan torpil iddialarına yalanlama

A
A
A
Başkan Yağcı’dan torpil iddialarına yalanlama

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, bazı ulusal gazetelerde çıkan "8 kişi gelmedi 1 kişi elendi, AKP’li başkanın kızı öğretim görevlisi oldu" haberine istinaden bir basın açıklaması yaptı.

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, bazı ulusal gazetelerde çıkan "8 kişi gelmedi 1 kişi elendi, AKP’li başkanın kızı öğretim görevlisi oldu" haberine istinaden bir basın açıklaması yaptı. Yağcı, "Bu zamana kadar devletin hiçbir imkanını, hiçbir şeyi usulsüz bir şekilde kullanma eğilimi değil, düşüncesi dahi içerisinde bulunmadık" dedi.


Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, dün bazı gazetelerde çıkan haberler üzerine makamında bir basın açıklaması yaptı.


Yağcı, "Burada bir baba olarak konuşmak istiyorum. Tabi siyaset yapıyoruz. Siyasette biz tüm unsurlarımızla çoluğumuzla çocuğumuzla yaptığımız tüm davranışlarla toplumun önündeyiz. Bunlara da her zaman dikkat ediyoruz. Bu anlamda da evlatlarımın benim 15 yıllık siyasi hayatım süreci içerisinde dengesiz, toplumu rencide eden hiçbir davranışı olmamıştır. Sizlerin huzurunda evlatlarıma, çocuklarıma, eşime ve aileme canı gönülden teşekkür ediyorum. Çünkü hele bir yerel yöneticiyseniz ve ailenizle beraber hep toplumun önündesiniz ve onlarla birlikte siyaseti yapma durumundasınız. Bizde bunları biliyoruz ve biliyorsunuz ki ben yaklaşık 30 yıllık bir kamu deneyimi olan insanım. İlk başlangıcım hakimlik sürecinden başlayıp 89 yılından bugünlere kadar devam eden bir kamusal süreç var. İlk günden itibaren de devletimizin tüm kayıtlarında nasıl bir kimse olduğumuz, ne şekilde olduğumuz hepsi kayıtlı ve bugün de 15 yıldır da milletimizin huzurunda yapmış olduğumuz hizmetlerle tüm olaylar belli. Ne tip bir insan olduğum insanların menfaati adına adalet duyduğumuz, hakkaniyet duyduğumuz ne nokta olduğunu kamuoyu çok iyi derecede bunları bilmektedir. Diğer insanların olduğu gibi bizlerinde çocukları var ve çocukların hayatı idame etmeleri gereken olaylar. Benim de Allah’a çok şükürler olsun gururla iki tane evladım var. Bunlardan birisi Hatice Ecem Gezer kızım, birisi de Emin Yağcı oğlum. Birisi okul öncesi öğretmenlik bölümünü bitirdi ve yaklaşık 8 yıldır öğretmenlik yapıyor. Oğlum da avukatlık görevini yerine getiriyor ve biz yaptığımız tüm işlerde yasalar nezdinde hareket eden hassasiyet gösteren bir aileyiz. Bu zamana kadar devletin hiçbir imkanını, hiçbir şeyi usulsüz bir şekilde kullanma eğilimi değil, düşüncesi dahi içerisinde bulunmadık. Tüm kamuoyu bilir" dedi.



"Benim kızım zaten 8 yıldır Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olarak zaten memur"


Yağcı, kızının 8 yıldır Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olarak memur olduğunu ifade ederek, "Son olayla ilgili olarak ulusal bazı yayın organlarında maalesef kızımın üniversiteye öğretim görevlisi olarak girmesiyle ilgili polemik oluşturacak ve kamuoyunu yanılgıya düşürecek bir algı oluşturma çabası ve gayretlerini görüyorum. Bundan bir baba olarak son derece üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Olay konu şu; benim kızım okul öncesi anaokulu öğretmenliğini bitirdi ve 8 yıldır Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olarak zaten memur ve okul öncesi öğretmenliği yapıyor. Üniversitede biliyorsunuz bu okul öncesi öğretmenlik alanında kendi alanına münhasır akademik seviyede üniversitemizde bulunduğu alana ilişkin olarak öğretim kadrolarımız yok. Bu sebepten dolayı da yaklaşık 1 yıldır geçici olarak dışarıdan öğretmen olarak üniversiteye devam ediyor ve ders veriyor. Oradaki açık olan bölümü üniversitenin talebi üzerine yardımcı olma babında değerlendiriyor. Üniversitede açılan bu okul öncesi öğretmenlik sınavını ALES puanlarını da alarak benim kızım da bu noktada müracaat ediyor. Bu sınav şöyle şartları içeriyor; çocuk gelişimi, okul öncesi öğretmenliği veya anaokulu öğretmenliği lisans mezunu olmak, lisans sonrası alanın da en az 5 yıl eğitim ve öğretim tecrübesine sahip olmak. Özel bir şartı adrese dayalı bir çalışması yok. Bu şartları içeren herkes bu imtihana girme hakkına sahip. Bu çerçevede yapılan düzenlemede 23 kişi başvuruyor. 23 kişi içerisinde bunlar herkesin zaten internette üniversitenin sayfalarında yayınlanan şeyler 23 kişi başvurudan değerlendirme yapılıyor, bu değerlendirme içerisinde ALES puanı, okul mezuniyet puanları dikkate alınarak değerlendirme yapılıyor" ifadelerine yer verdi.



"Şartları uyan 10 kişi içerisinden 2 kişi sınava geliyor. Çünkü insanların işleri var"


Başkan Yağcı açıklamasında 23 kişi içerisinden 10 kişinin üniversite yönetimi tarafından çağrıldığını hatırlattı. Kendi kızının da bu 10 kişi arasında olduğunu söyleyen Başkan Yağcı, sözlerine şöyle devam etti:


"Benim kızım da bu puanlamalar içerisinde ve burada ALES puanının yüzde 70’i lisans mezuniyet puanının da bu noktada yüzde 30’u alınarak bu ortalama yapılıyor. Benim kızımın ALES puanı 71.702 olmasına rağmen, üniversite bitirme puanı mezuniyet puanı 84 olduğu için bunların ortalamalarını aldığı için elimdeki kağıtta hepsi var. 23 kişinin de listeleri de var, puanları da var bunlar ilan ediliyor, duyuruluyor. Bu tamamen matematiksel bir şey. Hiçbir inisiyatife şuna, buna muhtaç olan olaylar değil. O dönem içerisinde ilan ediliyor. Kızım da 10’uncu sırada. Bu imtihana girmeye hak kazanıyor. Daha sonra üniversite yönetimi bu 10 kişiyi sınava çağırıyor. Bu 10 kişi içerisinden 2 kişi sınava geliyor. Çünkü insanların işleri var. Bunların hiçbiri bu anlamda işi olmayıp da böyle dışarıdan üniversiteye öğretim görevlisi olarak girme pozisyonu konumunda değil. İşleri var iş alanını değiştirme noktasında çalışan şeyler ve buraya 2 kişi giriyor. Dolayısıyla zaten 2 kişi girince böyle bir şey de yüzde 50, yüzde 50 hakları var. Bu imtihan sonucunda bakın imtihanı da komisyon olarak şimdi ben bugün öğrendim. İmtihan Bilecik’te bu nitelikte üniversitemizle Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde bu nitelikte akademisyenimiz olmadığı için üniversite komisyonunu Selçuk Üniversitesinden bir öğretim görevlisi, Karaman Üniversitesinden bir öğretim görevlisi, Düzce Üniversitesinden gelen bir öğretim görevlisiyle teşekkül ettiriliyor. Bu 3 tane öğretim görevlisinin nezdinde 2 kişi imtihana giriyor ve orada öğretim görevlisinin değerlendirmesi sonucu yine bu değerlendirmelerde alınan puan bu değerlendirmeler içerisinde bu defa ALES puanının yüzde 35’i bu değerlendirmeye Yüksek Öğretim Kurulunun (YÖK) eleman alımında uyguladığı yöntem. lisans notunun yüzde 30’u alınıyor. Bu defa lisans notunu burada ALES’e göre ağırlığı yükseliyor. Giriş sınav notunun da yüzde 35’i alınarak bir değerlendirme yapılıyor. Sonuç itibariyle bu meslekle ilgili bir şey, mesleğin içinde olan bir şey. ALES sınavı genelle ilgili bir sınav olduğu için bu sınavda komisyonun jürinin verdiği notla 75 puan benim kızım alıyor, 45 puan da diğer giren kardeşimiz alıyor. Dolayısıyla 76 puan ortalamayla Hatice Ecem Gezer benim kızım girmeye hak kazanıyor, 75 puan ortalamayla da diğer kardeşimiz yedek olarak bildiriliyor" dedi.



"3 akademisyeni töhmet altında bırakıyoruz"


Başkan Yağcı son olarak, buna ilişkin herkesin itiraz hakkı var olduğunu belirterek, "Bunlar aleni. Gizli saklı yapılacak bir iş yok ve bunlar ilan ediliyor. bunlara ilişkin herkesin bunları inceleyerek dava açma hakkı var. Tüm bunlar dururken bizim siyasetçi olmamız sebebiyle sanki bu işlerde evladımızın hak etmiş olduğu bir olayda gayrimeşru bir şey varmış gibi davranılarak polemik konusu yapılması, sosyal medyada böyle bir infaz işlemine girişilmesini bir baba olarak kabul etmemiz mümkün değil. Öncelikle siyaset bizim beğenilen, beğenilmeyen fikirlerimiz olabilir ama biz siyasetin alanıyla çoluk çocuğumuzun yaşam alanlarının karıştırılmaması lazım. Biz siyasetçi olarak bu noktalarda ekstra fazladan bir hak istemiyoruz ve zaten de bunlara yol açacak herhangi bir davranış içerisinde bu zamana kadar olmadık. Bundan sonra da olmamız söz konusu olamaz. Ama bir vatandaş olarak ne olur herkes sağduyulu düşünsün. Bir vatandaş olarak her vatandaşımızın sahip olduğu normal hakları da kullanmamız bize çok görülmesin. Burada bunları derken o 3 akademisyeni töhmet altında bırakıyoruz. İmtihanları onaylayan bunları takip eden üniversite yönetimini töhmet altında bırakıyoruz. Biz kimsenin aşına, ekmeğine ve işine mani olmuş bir durumumuz yok olamaz da. Ne çocuklarıma ne kendime öyle bir davranışı layık görürüm, bu zamana kadar böyle bir davranış içerisinde hiç olmadım olma noktasında da hiç kimseye taviz vermedim. Ulusal basın yayın organlarına bu olay tamamen yanlış aksettirildiğini kanaatindeyim. Vaka bu ama bunun içerisinde benim kızımın bunu hak edebileceğini, hak ettiğini düşünmemekte bence sağduyu eksikliği olarak görüyorum. Benim kızım zaten yeni bir memuriyet hakkı almış değil, zaten memur. Buraya geçerek de çok ekstra bir terfi gibi bir şey de değil. Sadece çalışma alanını değiştiriyor. Ekstra bir özellikle burada başka bir tanımla değil, kendi alanında sınavın şartlarına sahip olduğu bir işe giriyor. Onun için her şeyden önce bu haberleri yaparken bizimde bu noktada gönlümüzün olduğu ve bizimde hayatımızın devam ettiğini düşünmek lazım. Bizler siyasetçi olarak böyle şeylere alıştık. Bu tür ithamları, iftiraları da bir noktada kabullenmek durumunda kalıyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya tarımının sorunları konuşuldu Malatya Tarım Platformu üyelerinin katılımı ile gerçekleşen istişare toplantısında kentin tarım sektöründeki sorun ve sıkıntıları konuşuldu. Malatya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinde gerçekleşen toplantıya Tarım Platformu üyeleri olan birlik başkanları, dernek başkanları, kooperatif başkanları, kadın girişimcileri, örnek yetiştiriciler ve teknik personeller katıldı. Programda bir konuşma yapan Tarım Platformu ve Birlik Başkanı İhsan Akın, "Burada bulunmamızın asıl amacı sorunlarımızı konuşmak, istişare etmek ve çözüm önerileri sunmak. Proje, hibe ve destekler ile ilgili görüşerek üreten ve üretime katkıda bulunan herkesin yanında olmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de her platformda üreticilerimizin yanında olarak onlara destek olmaya devam edeceğiz" dedi. Gıda ve su olmadan hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade eden Akın, "İsraf eden iflas eder, üreten hükmeder anlayışıyla üretmemiz ve üretene her alanda ve her anlamda destek olmamız gerekmektedir. Burada bizler bazı zamanlarda olduğu gibi yerel yöneticilerimizden de büyük destekler bekliyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlarında elini değil bedenini taşın altına koyması gerekmektedir. Üretime ve üretmeyen insanlarımızı daha çok yönlendirmemiz için her koşulda hangi şartta olursa olsun destek verip yardımcı olmamız gerekmektedir" diye konuştu. Açılış konuşmasının ardından söz alan katılımcılar da yaşadıkları sorun, sıkıntı ve eksiklikleri dile getirdiler. Üreticilere verilmesi gereken desteklerden bahseden katılımcılar, proje ve yapılması gerekenlerle ilgili kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmalarını istediler. Başkan İhsan Akın ise gerekli yerlere sorunları ve sıkıntıları ileteceklerini belirterek bu tür konuların yakın takipçisi olacaklarını söyledi.
Malatya Geçit: “Çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa edeceğiz” ‘Başkanım Yanımda’ projesi kapsamında Kaynarca Mahallesi’nde düzenlenen istişare toplantısında mahalle sakinleriyle bir araya gelip, talepleri yerinde dinleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, ilçenin 81 mahallesinin gelişmişlik seviyesini aynı düzeye çekip, tüm vatandaşların yaşam kalitesini artıracaklarını söyledi. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’in ev sahipliğinde Sabri Akdağ Kültür ve Sanat Merkezinin ön kısmında düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısına AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyeleri ve Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcıları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, AFAD, MASKİ, AKSA Doğalgaz ve TEDAŞ Yetkilileri, Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner ile çok sayıda vatandaş katıldı. Toplantının oldukça verimli geçtiğini söyleyen Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner, “Vatandaşlarla bire bir irtibata geçerek sorunları yerinde dinleyen ve çözüm üretmeye gayret eden Belediye Başkanımıza tüm mahalle sakinleri adına teşekkürlerimi sunuyorum. Mahallemiz İlhan Başkanı seviyor ve kendisine umut bağlamıştır. İnşallah güzel işler yapılacak, bizler buna inanıyoruz” dedi. AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı ise, "İlçemizin her noktasının gelişimi bizim için önemlidir. Çevre yolunun alt tarafı diye tabir edilen tüm yaşam alanlarının hak ettiği değere kavuşması içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeşilyurt’ta deprem yaralarını sarmak adına başlattıkları planlı, sistemli ve koordineli çalışmalara vatandaşların taleplerine göre şekil verdiklerini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise en büyük hedeflerinin daha güzel ve daha çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa etmek olduğunu söyledi. Yeşilyurt’un her noktasına kaliteli ve kalıcı hizmetler götürmek için özveriyle çalıştıklarını ifade eden Başkan Geçit, ortak amaçlarının 81 mahallenin tamamının yaşam kalitesini aynı düzeye getirmek olduğunu söyledi. “Ayırmadan, ayrıştırmadan, var gücümüzle Yeşilyurt için çalışıyoruz” sözleriyle konuşmasını devam ettiren Başkan Geçit, Yeşilyurt’u yeniden inşa ederken her türlü yenilikçi fikre açık olduklarını hatırlatarak, “İlçemizin 81 mahallesi bizim için ayrı bir değer ve kıymet taşımaktadır. Bizim öncelikli hedefimiz ilçemizin tüm yaşam alanlarının gelişmişlik düzeyini aynı seviyeye getirmektir. 81 mahallemizin aynı kalitede hizmetlere kavuşmasıyla birlikte bütün hemşerilerimizin güzel, modern ve yaşanabilir alanlarda güvenli bir hayat sürmesidir. Belediyedeki ekiplerimizle, il ve ilçe teşkilatlarımızla ve kurum temsilcilerimizle hemşerilerimizin her daim emrindeyiz. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük depremler yüreğimizi dağladı, büyük acılar yaşadık ancak bize radikal dönüşüm fırsatı da getirdi. Deprem bölgelerini önceleyen ve çok büyük yatırımların bu bölgeye gelmesini sağlayan merkezi hükümetimizin de destekleri neticesinde ilçemizin dört bir tarafındaki deprem yaralarını el birliğiyle sararak, gelecek nesillere daha müreffeh, daha yaşanabilir bir ilçe emanet etmek için çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Başkan Geçit, hep birlikte hareket ederek güzel işlerin altına imza atacaklarını da ifade ederek, “Kaynarca ile bu bölgemizin sorunlarını ve çözüm yollarını hep birlikte ele aldık, iletilen sorunların çözümü için hemen harekete geçeceğiz. Bu birliktelik ve ortak gayretle Kaynarca Mahallemizi ileriye taşıyarak, daha iyi bir yaşam alanı haline getirmek için kararlıyız. Vatandaşımızın memnuniyeti için ne kadar çalışsak azdır, bize duyulan güveni boşa çıkarmamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. ‘Başkanım Yanımda’ projemiz ile de vatandaşlarımızın ayağına kadar giderek, sorunları bire bir dinliyoruz, hep birlikte çözüm yollarını ele alıyoruz, çok verimli görüşmeler yapıyoruz. ‘Hemşerilerimizle Birlikteyiz’ demek, sadece yan yana olmak değil, birbirimize değer katmayı, zor zamanlarda birlikte mücadele etmeyi ve mutlu anları paylaşmayı içermektedir. Bu birlik, bugün ve gelecekte güç ve kararlılıkla yol almamızı sağlayacaktır, buna eminiz. Çünkü biz bu yola çıkarken Yeşilyurt’u iki yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız diye sözler verdik, bu sözü yerine getirmek içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz, durmak asla yok haftanın yedi günü 24 saat Yeşilyurt için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Kaynarca mahalle sakinlerinin taleplerini paylaştıkları ‘Başkanım Yanımda’ projesi çerçevesinde gerek Yeşilyurt genelinde gerekse de Kaynarca bölgesinde yapılacak yeni düzenlemeler, imar plan uygulamaları ve rezerv alanlarla ilgili karşılıklı fikir alış verişin de bulunuldu. Mahalle sakinlerinin tek tek söz alarak talep ve isteklerini paylaştıkları toplantıda Yeşilyurt ilçesindeki rezerv alanları, afet konutları, alt yapı çalışmaları ve imar planlamalarına ilişkin olarak mahalle sakinlerinin taleplerine detaylı yanıtlar verildi.
Bolu Yangından geriye sadece 120 lirası ve 7 köpeği kaldı Bolu’nun Göynük ilçesinde iki katlı ahşap evde çıkan yangında ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, kumbara olarak kullanılan pet şişedeki 120 TL zarar görmedi. Maddi kayıp yaşayan ev sahibinin tek tesellisi ise, "Onlar benim dünyam" dediği 7 köpeğin yangından etkilenmemesi oldu. Sünnet köyü Yapraklı Mahallesi’nde ikamet eden Mehmet Alataş’a ait iki katlı ahşap evde gece saatlerinde yangı çıktı. Dumanları fark eden Alataş yangına kendi imkanlarıyla müdahale etti, vatandaşlar ise 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Adrese gelen itfaiye ekipleri, evde soğutma çalışması yaptı. Ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, Alataş’ın kumbara olarak kullandığı ve bir miktar para biriktirdiği pet şişe zarar görmedi. Şişenin içerisinde toplamda 120 TL olduğu öğrenildi. Tüm evi ve eşyaları küle dönen Alataş’ın tek tesellisi ise beslediği 7 köpeğin yangın sebebiyle zarar görmemesi oldu. Gece saatlerinde uyuduğu sırada koku duyduğunu söyleyen Mehmet Alataş, "Dışarıya çıktım. Dışarıda bir şey olmadığını görünce yeniden içeri girdim ve tavanda hafif bir duman fark ettim. Ateşi gördüm. Kesim motoru ile çatıdaki ahşap parçasını kestim. Yangın söndürme tüpleri de vardı. İkisi de doluydu. Yangını söndürmemde tüpler çok etkili oldu" dedi. Yangında eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini ancak kumbara olarak kullandığı pet şişesinin yanmadığını ifade eden Alataş, "Mutfak dolabının altında duruyordu. Herhalde mutfak dolabı yanmasını engellemiş. Elime geçen bozuk paraları biriktiriyordum. Paralarım yandı, hiç param kalmamıştı" diye konuştu. "Onlar benim dünyam" Mehmet Alataş bahçesinde 7 köpek beslediğini de belirterek, "Köpeklerin her gün yemeklerini, sularını veririm. Bu memlekette herkes bilir. Bunlar benim çocuklarımdır. Çok şükür köpeklere bir şey olmadı. O zaman çok üzülürdüm. Onlar benim dünyam, her şeyim" ifadelerini kullandı.