YEREL HABERLER - 09 Mart 2012 Cuma 17:10

BOZÜYÜK’TE EĞİTİM CAMİASININ ACI KAYBI

A
A
A
BOZÜYÜK’TE EĞİTİM CAMİASININ ACI KAYBI

Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan emekli öğretmen, şair ve yazar İlyas Baltacıoğlu vefat etti.
77 yaşındaki İlyas Baltacıoğlu geçirdiği ani rahatsızlık neticesinde vefat etti. Emekli öğretmen, şair ve yazar olan Baltacıoğlu, ailesi ve sevenleri tarafından gözyaşları içinde ilçe mezarlığına defnedildi.
Eğitim camiasının yorulmaz neferlerinden biri olan ve ilk şiirini 1951 yılında yazan İlyas Baltacıoğlu, öğretmenliğin yanı sıra 1961- 1965 yılları arasında Bozüyük Gazetesi’nde fıkralar yazdı. O yıllarda bazı önemli dergilerde yayınlanan şiirleri radyolarda da seslendirildi. Baltacıoğlu’nun “İlk İzler, Susana ve Ölüye Mektuplar” adlı şiir kitaplarının yanı sıra “Üç Gün” adlı denemesinin de çeşitli gazetelerde yayınlandığı ve bir dönem köşe yazarlığı yaptığı bildirildi. Son olarak Bozüyük Belediyesi tarafından “Metristepe’den Bakıyorum” adlı şiir kitabı 2009 yılında basılarak okuyucularıyla buluşmuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Heydar Aliyev vefatının 22. yılında Aliağa’da anıldı Azerbaycan’ın kurucusu merhum Cumhurbaşkanı Heydar Aliyev, ebediyete intikal edişinin 22. yıl dönümü Aliağa’da anıldı. Anma programı, Aliağa’da kendi adını taşıyan Heydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. Heydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç. Dr. Necibe Nesibova, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Firdevs Çatalkaya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, İlçe Jandarma Komutanı Yusufcan Gökgöz, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Can siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Anma programı saygı duruşunun ardından Türkiye ve Azerbaycan Milli Marşlarının okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmasını Heydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojileri Bölümü Laboratuvar Şefi Necmiye Ertürk Atalar yaptı. Ardından anma programı günün anlam ve önemini belirten protokol konuşmaları ile devam etti. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Firdevs Çatalkaya konuşmasında, "Heydar Aliyev zor zamanlarda geri adım atmayan, milletine güvenen ve geleceği cesaretle inşa eden bir devlet adamıydı. Heydar Aliyev’in bıraktığı en güçlü miras bağımsız, onurlu güçlü bir Azerbaycan’dır. Bu mirasın temelinde Türkiye ile Azerbaycan arasında sarsılmaz kardeşlik vardır. Bu kardeşlik sonsuzdur, ebedidir. Bu birlik ve beraberlik sonsuza kadar yaşayacaktır" dedi. Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği Eğitim Müsteşarı Doç. Dr. Necibe Nesibova, Heydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyan öğrencilerin Heydar Aliyev’in değerlerine sahip çıkacağına inandığını ifade ederek şunları söyledi: "Sevgili öğrenciler siz her gün bu okula geldiğinizde onun adıyla koşuyorsunuz. Bu isim sadece bir okul adı değil. Hem Azerbaycan’ın hem de Türk dünyasının tarihlerinde iz bırakmış büyük bir devlet adamının ismidir. Heydar Aliyev, Azerbaycan’ın en zor zamanlarında sorumluluk üstlendi. Azerbaycan’ın uluslararası arenada saygın bir konuma gelmesini sağladı. Bugün hızlı şekilde gelişen Azerbaycan onun eseridir. O Azerbaycan’ımızı parçalanmaktan, kaostan, yok olmaktan kurtardı. Dünya tarihinin en önemli liderlerinden olan Heydar Aliyev yalnızca Azerbaycan’ın kaderine değil tüm Türk Dünyası’nın geleceğine yön veren bir lider olmuştur. Aziz Heydar Aliyev’in hatırasını rahmetle ve minnetle anarken onun bizlere miras bıraktığı değerleri bugün siz sevgili öğrencilerin sahip çıkacağına inanıyorum" Heydar Aliyev’in Azerbaycan’ı karanlık günlerden çıkardığını söyleyen Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Heydar Aliyev’in aramızdan ayrılışının 22. yıl dönümü münasebetiyle bir araya geldik. Heydar Aliyev bugünkü modern Azerbaycan’ın kurulmasına liderlik etmiştir. Yokluk ve yoksulluk içerisindeki bir ülkeyi modern hale getirmiştir. Nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra modern bir ülke kurdu. Aynı şekilde Heydar Aliyev de ülkesini karanlık günlerden çıkararak modern Azerbaycan’ı kurmuştur. Bizler şunu bilip şunu söylüyoruz: Tek millet iki devlet" Protokol konuşmaların ardından Heydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri arasında düzenlenen, Heydar Aliyev’i anlatan resim, şiir, kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi. Program, öğrencilerin hazırladığı "Büyük Lider: Heydar Aliyev" adlı sunum gösterimi ile sona erdi.
Gaziantep Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı Gastronomi şehri Gaziantep’in UNESCO korumasında yer alan tescilli lezzetlerinden beyran, dünyaca ünlü lezzetleri geride bırakarak dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçildi. Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) şehirler ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine ev sahipliği yapıyor. UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında fark oluşturan şehirler ağına Türkiye’den seçilen ilk şehir olan Gaziantep eşsiz ve zengin mutfağıyla dünyada da adından söz ettiriyor. Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan beyran kent mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor. Dünyanın önde gelen gastronomi platformlarından TasteAtlas, "Dünyanın en iyi 100 çorbası" listesini açıkladı. Beyran ustaları: Beyran çorba değil Türkiye’nin gastronomi başkenti Gaziantep’e özgü bir lezzet olan beyran yemeğinin dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçilmesi dünyaca ünlü lezzetleri geride bıraktı. Beyranın listede 2’inci sırada yer alması beyran ustalarını sevindirmekle birlikte ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdi. Beyran yemeğinin çorba olmadığını ve kentin geleneksel en lezzetli yemeği olduğunu belirten ustalar, beyranın Gaziantep’in vazgeçilmez en önemli yemeklerinden olduğunu vurguladı. Şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor Çok yüksek ateşte pişirilmesinin yanı sıra içindeki kuzu eti, pirinç, baharat ve bol sarımsakla ağızları tatlandıran beyran, şifa niyetine de içiliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edilen beyran, şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor. Beyranın dünya çapında tanınmasına çok sevindiklerini belirten beyran ustaları, Gaziantep’in binlerce yıllık mutfak kültürünün, emeğinin ve ustalığının dünya sahnesinde tescillenmesini büyük bir başarı olarak nitelendirdi. Beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşıyoruz Hazırlanması saatler süren beyranın içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını belirten beyran ustaları, Gaziantep’te evlerin yanı sıra hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşadıklarını dile getirdi. Beyranın Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden olduğunu belirten beyran ustalarından Ahmet Çadır, beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasının Gaziantep mutfağının gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. "Biz beyranı yemek olarak adlandırıyoruz" Güçlü aroması ve besleyici yapısıyla bilinen beyran yemeğinin Gaziantep mutfağına ait lezzetlerden olduğunu belirten Çadır, "Gaziantep’te UNESCO tarafından koruma altında olan beyranımız dünyada ikinci çorba seçildi. Tabii buna üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik. Çünkü biz beyranı Gaziantep olarak yemek olarak adlandırıyoruz. Ama dünyada ikinci çorba seçilmiş. İkinciliği de üzüldük. Çünkü bu yemeğin hakkı birinci olmalıydı. İnşallah önümüzdeki yıllarda birinci yemek veya birinci çorba listesinin en başında beyranı görürüz. Çünkü yüzyıllardır Gaziantep’te gelenek haline gelen şifa deposu, protein deposu, C vitamini deposu, antibiyotik deposu, doğal antibiyotiktir. Beyrana çorba denilmesinden neden hoşnut olmuyoruz? 12 saat biz buna emek veriyoruz. 12 saat boyunca bir çorba hazırlanmaz sanırım. 12 saat boyunca başında beklenilen bir yemeğin hazırlandığını düşünmüyorum. Yine de Gaziantep’imize hayırlı olsun. Herkesi Gaziantep’e bu lezzeti yemeye bekleriz" dedi. "Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir" Beyran yemeğinin özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edildiğini bildiren Çadır, "Kış başlayınca beyran Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir. Çünkü biliyorsunuz Gaziantep’te kuru iklim mevcuttur. Kuru bir havada da hastalıklar daha çok yayılıyor. Onu önlemek için Gaziantepli beyran içerek önlem alıyor. Beyran yemeğinin içinde yağsız kuzu etleri var. Kuzunun boyun ve kürek eti var. 12 saat pişer. İçinde ilikli kemik suyu, et suyu var. Çok güzel aroması var. Sarımsak olsun, biber olsun, limon sıkıyoruz, C vitamini olsun. Beyran hem lezzetli hem şifalı bir yemek olduğundan şu an herkes tarafından çok ilgi görüyor" şeklinde konuştu. Beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasından gurur duyduklarını belirten vatandaşlar ise ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdi.
Gaziantep Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı Gastronomi şehri Gaziantep’in tescilli lezzeti olan ve kentin UNESCO korumasında yer alan lezzetlerinden beyran, dünyaca ünlü lezzetleri geride bırakarak dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçildi. Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) şehirler ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine ev sahipliği yapıyor. UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında fark oluşturan şehirler ağına Türkiye’den seçilen ilk şehir olan Gaziantep eşsiz ve zengin mutfağıyla dünyada da adından söz ettiriyor. Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan beyran kent mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor. Dünyanın önde gelen gastronomi platformlarından TasteAtlas, "Dünyanın en iyi 100 çorbası" listesini açıkladı. Beyran ustaları: Beyran çorba değil Türkiye’nin gastronomi başkenti Gaziantep’e özgü bir lezzet olan beyran yemeğinin dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçilmesi dünyaca ünlü lezzetleri geride bıraktı. Beyranın listede 2’inci sırada yer alması beyran ustalarını sevindirmekle birlikte çorba listesine alınmasına ise karşı çıktı. Beyran yemeğinin çorba olmadığını ve kentin geleneksel en lezzetli yemeği olduğunu belirten ustalar, beyranın Gaziantep’in vazgeçilmez en önemli yemeklerinden olduğunu vurguladılar. Şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor Çok yüksek ateşte pişirilmesinin yanı sıra içindeki kuzu eti, pirinç, baharat ve bol sarımsakla ağızları tatlandıran beyran, şifa niyetine de içiliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edilen beyran, şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor. Beyranın dünya çapında tanınmasına çok sevindiklerini belirten beyran ustaları, Gaziantep’in binlerce yıllık mutfak kültürünün, emeğinin ve ustalığının dünya sahnesinde tescillenmesini büyük bir başarı olarak nitelendirdiler. Beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşıyoruz Hazırlanması saatler süren beyranın içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını belirten beyran ustaları, Gaziantep’te evlerin yanı sıra hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşadıklarını dile getirdiler. Beyran yemeğinin Gaziantep mutfağının en sevilen yemeklerinden olduğunu belirten Gaziantep’teki beyran ustalarından Ahmet Çadır, beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasının Gaziantep mutfağının gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. "Biz beyranı yemek olarak adlandırıyoruz" Güçlü aroması ve besleyici yapısıyla bilinen beyran yemeğinin Gaziantep mutfağına ait lezzetlerden olduğunu belirten Çadır, "Gaziantep’te UNESCO tarafından koruma altında olan beyranımız dünyada ikinci çorba seçildi. Tabi buna üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik. Çünkü biz beyranı Gaziantep olarak yemek olarak adlandırıyoruz. Ama dünyada ikinci çorba seçilmiş. İkinciliği de üzüldük. Çünkü bu yemeğin hakkı birinci olmalıydı. İnşallah önümüzdeki yıllarda birinci yemek veya birinci çorba listesinin en başında beyranı görürüz. Çünkü yüzyıllardır Gaziantep’te gelenek haline gelen şifa deposu, protein deposu, C vitamini deposu, antibiyotik deposu, doğal antibiyotiktir. Beyrana çorba denilmesinden neden hoşnut olmuyoruz? 12 saat biz buna emek veriyoruz. 12 saat boyunca bir çorba hazırlanmaz sanırım. 12 saat boyunca başında beklenilen bir yemeğin hazırlandığını düşünmüyorum. Yine de Gaziantep’imize hayırlı olsun. Herkesi Gaziantep’e bu lezzeti yemeye bekleriz" dedi. "Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir" Beyran yemeğinin özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edildiğini bildiren Çadır, "Kış başlayınca beyran Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir. Çünkü biliyorsunuz Gaziantep’te kuru iklim mevcuttur. Kuru bir havada da hastalıklar daha çok yayılıyor. Onu önlemek için Gaziantepli beyran içerek önlem alıyor. Beyran yemeğinin içinde yağsız kuzu etleri var. Kuzunun boyun ve kürek eti var. 12 saat pişer. İçinde ilikli kemik suyu, et suyu var. Çok güzel aroması var. Sarımsak olsun, biber olsun, limon sıkıyoruz, C vitamini olsun. Beyran hem lezzetli hem şifalı bir yemek olduğundan şu an herkes tarafından çok ilgi görüyor" şeklinde konuştu. Beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasından gurur duyduklarını belirten vatandaşlar ise ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdiler.
Samsun OMÜ’de Astronomi Eğitim/İş Gölgeleme Programı tamamlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde(OMÜ) gökyüzüne uzanan beş günlük yoğun bir eğitim maratonu tamamlandı. OMÜ Astronomi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Türkiye Uzay Ajansı iş birliğinde düzenlenen "Astronomi Eğitim/İş Gölgeleme Programı", farklı üniversitelerden 21 öğrencinin katılımıyla sona erdi. Program, Astronomi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Metin Yavuz’un açılış konuşması ve merkezin tanıtım sunumuyla başladı. Katılımcılar, eğitim süresince gözlemevi ve teleskop sistemlerini yakından tanıma fırsatı bulurken, planetaryum uygulamalarıyla astronominin temel ve ileri konularında teorik ve uygulamalı eğitimler aldı. Açılışta konuşan Prof. Dr. Metin Yavuz, öğrencilerin yalnızca bir eğitim programına değil, merakın ve keşfin merkezinde yer alan bilimsel bir yolculuğa adım attığını vurguladı. Yavuz, amaçlarının teorik bilgiyi aktarmanın ötesinde, bir astronomi merkezinin işleyişini, bilim insanlarının günlük çalışma düzenini ve disiplinler arası yaklaşımı katılımcılara birebir deneyimletmek olduğunu ifade etti. Beş gün süren program boyunca drama ile tanışma etkinliklerinden astronomi bilimine giriş seminerlerine, planetaryum gösterimlerinden teleskopla gökyüzü gözlemlerine kadar çok sayıda uygulama gerçekleştirildi. Uygun hava şartlarında Ay, Jüpiter ve Satürn gözlemleri yapılırken, ışık kirliliği, takım yıldızları ve Güneş sistemi üzerine sunumlar eşliğinde bilimsel gözlem çalışmaları yürütüldü. Astrofotografiye giriş, temel astrofizik kavramları, evrenden bilgi edinme yöntemleri, Güneş-Dünya-Ay hareketleri ile Newton ve Einstein’ın kütle çekimi yaklaşımları da programın öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. Son gün ise uygulamalı Güneş gözlemi, gözlem planlaması, Güneş saatleri, analemma çizimi ve bilim iletişimi üzerine eğitimlerle tamamlandı. Program, Prof. Dr. Metin Yavuz’un genel değerlendirmesiyle sona ererken, katılım şartlarını sağlayan öğrencilere katılım belgelerinin Türkiye Uzay Ajansı tarafından verileceği bildirildi. Eğitimde görev alan akademisyenler ve uygulamalarda destek veren uzmanlar programın kapanışında öğrencilere teşekkür etti.