EĞİTİM - 24 Ekim 2020 Cumartesi 09:26

BEÜ Rektörü Prof. Yardım, YÖK Sanal Laboratuvarı tanıtım toplantısına katıldı

A
A
A
BEÜ Rektörü Prof. Yardım, YÖK Sanal Laboratuvarı tanıtım toplantısına katıldı

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof.

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) yapılan YÖK Sanal Laboratuvarı tanıtım toplantısına katıldı.


YÖK binasında düzenlenen YÖK Sanal Laboratuvarı tanıtım toplantısında konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu Sanal Laboratuvar Projesi’nin detaylarını açıkladı. Başkan Saraç, BEÜ’nün de dâhil olduğu uygulamanın, 26 Ekim 2020 tarihinden itibaren 18 üniversitenin Fen ve Mühendislik Fakülteleri ile Meslek Yüksek Okullarının çeşitli programlarında öğrenim gören, 15 bin civarındaki öğrencinin hizmetine sunulacağını söyledi. Küresel salgın nedeniyle geçen Mart ayında üniversitelerde uzaktan öğretime geçildiğini ve bununla birlikte laboratuvar uygulamaları gerektiren derslere ilişkin çözümler arandığını belirten Başkan Saraç, “Bu salgın ortaya çıkmadan önce başlattığımız Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında uygulamaya koyduğumuz icraatlarımızın bu dönemde bizlere önemli katkıları oldu. Bu bağlamda değerlendirilebilecek olan YÖK Sanal Laboratuvar Projesi de haziran ayı başında olgunlaştı. İlk aşamada laboratuvar uygulamalarının en yoğun olduğu Genel Kimya ve Genel Fizik laboratuvar derslerini belirledik. YÖK’ün koordinasyonundaki bu projede 11 farklı üniversiteden akademisyenler ve uzmanlar görev aldı. Geçtiğimiz günlerde de YÖK Sanal Laboratuvarına dâhil üniversitelerin operatörlerine ve dersleri verecek öğretim üyelerine gerekli eğitim verildi. Önümüzdeki pazartesi günü yani 26 Ekim 2020 tarihinden itibaren YÖK Sanal Laboratuvar uygulaması ilk aşamada Dijital Dönüşüm Projesinde yer alan 18 üniversitemizin Fen ve Mühendislik Fakülteleri ile Meslek Yüksek Okullarının çeşitli programlarında öğrenim gören yaklaşık 15 bin civarındaki öğrencimizin hizmetine sunulacak. Önümüzdeki dönemden itibaren tedrici olarak üniversite sayısını artırmayı planlıyoruz. Ayrıca bu uygulama pandemi dönemiyle sınırlı bir uygulama değil. Bu uygulama, eğitim-öğretimin niteliğini artırıcı ve pandemi sürecinin sonrasında kullanılmak üzere kurguladık.”



Projede 24 akademisyen görev aldı


Sisteme girişlerin e-devlet üzerinden gerçekleştirileceğini ve üniversiteler tarafından kendilerine bildirilen operatörlerin de e-devlet üzerinden sisteme giriş yapmaları konusunda yetkilendirildiğini kaydeden Başkan Saraç, "Bu operatörler üniversitede ilgili dersleri verecek olan öğretim elemanlarının, öğretim elemanları da dersi alacak öğrencilerinin kullanıcı olarak kayıtlarını yapacaklar. Bu projenin kendisi kadar ortaya konuluşu da bizim için çok değerli. Bu proje maalesef artık günümüzde sık görülmeyen ’birlikte iş yapma modelinin de güzel bir örneğini sunuyor. YÖK’ün bu projesinin hayata geçmesi için TÜBİTAK büyük bir katkı verdi. Diğer taraftan da farklı üniversitelerden 24 akademisyen de bu projede görev aldı. Bu hocalarımızın katkılarındaki motivasyonları ise sadece mesleklerine verdikleri önem idi. Diğer bir ifade ile akademide hala idealist hocalarımızın da bulunduğunu gösterdiler. Önümüzdeki günlerde de inşallah yükseköğretim sisteminin bütününe şamil ’YÖK Kariyer Liyakat Projesi’ni hayata geçirmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.


Daha sonra proje yürütücüsü YÖK üyesi Naci Gündoğan, projenin detaylarına ilişkin bilgi vererek, uygulamayı gösterdi.


Uygulamada her deneyde konu anlatım videosu ve PDF dosyası yer alıyor. Öğrenci deneye başlamadan önce bu videoyu izliyor. Laboratuvara girmeden önce o deneyle ilgili öğrencinin yetkinliğini ve bilgisini ölçen ’evet/hayır’ soruları yer aldı.



Projeye BEÜ ile birlikte toplamda 18 üniversite dâhil oldu


Tanıtım toplantısına, projeye dâhil olan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım’ın yanı sıra Ardahan Üniversitesi, Artvin Çoruh Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Hakkâri Üniversitesi, Hitit Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Munzur Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi, Siirt Üniversitesi, Şırnak Üniversitesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Yozgat Bozok Üniversitesinin rektörleri de katıldı.


YÖK Sanal Laboratuvar uygulamasını değişik üniversitelerden toplamda 24 akademisyen hazırladı. Ayrıca projenin hazırlanmasında TÜBİTAK’tan da 12 uzman görev aldı. Projenin başladığı 11 Haziran 2020 tarihinden itibaren 32 toplantı yapılırken, kimya alanında 6, fizik alanında 4 tane deney tamamlandı. Yılsonuna kadar kimyada 14, fizikte 10 deneyin tamamlanması hedefleniyor.



“Üniversitemize hayırlı olsun”


Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan BEÜ Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, uygulamanın Üniversiteye hayırlı olmasını diledi.


“Öğrencilerimiz için hep daha iyi imkânlar sunmaya yönelik adımlar atıyoruz ve bunun için çalışıyoruz” diyen Rektör Yardım, YÖK Sanal Laboratuvarı uygulamasının Üniversiteye ve öğrencilerin gelişimine katkı sağlayacağına inandığını belirterek, bu ve benzeri projelerde yer almaktan dolayı mutluluk duyduklarını kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan AK Partili kadınlar, Gazzeli anneler için açıklama yaptı AK Parti Erzincan İl Kadın Kolları Başkanlığı, Gazze’de öldürülen anneler için basın açıklaması yaparak İsrail’e tepki gösterdi. Anneler Günü’ne sayılı günler kala İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de her gün 63 kadının öldüğünü vurgulayan AK Partili kadınlar, yaşanan insanlık suçunun derhal sona ermesi konusunda çağrıda bulundu. Gazzeli kadınlar için AK Parti İl Binası önünde düzenlenen basın açıklamasına, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, 26 dönem Erzincan Milletvekili ve AK Parti Genel Merkez Siyasi Erdem ve Etik Kurulu üyesi Sebahattin Karakelle, AK Parti Erzincan İl Başkanı Çetin Özyurt, Erzincan eski Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ve kadın kolları mensupları katıldı. Okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Pazar günü anneler günü, günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Anneler günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanıdır. Fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Bir kadın, bir anne olarak çok net ifade ediyorum, her can tek, her can biricik ve bir cana kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir. Filistin Sağlık Bakanlığının 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. BM kadın biriminin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hala ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100’dür. Peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler, Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Ya anne olduğunu göremeden, karnında bebeği ile ölen kadınlar, ölen annesinin bedeninden ameliyatla alınan bebekler. Zor şartlar, ölümle burun buruna yaşamak ve yetersiz beslenme nedeniyle erken doğum yapan, sütü kesilen anneler. Gazze’deki her 5 kadından 4’ü, aile bireylerinden en az birinin üst üste iki öğün yiyemediğini ifade ediyor. Çocuklar, annelerinin gözü önünde eriyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum, vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz? Bizler bugün AK Parti Erzincan İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız. Yaşanan tüm zulme, acıya rağmen eşini, evladını, ailesini kaybetmesine rağmen çocukları için, ülkesi için dimdik ayakta duran Filistinli anneler, er ya da geç kazanacak. Anneler bitmeden bu direniş bitmez”
Aydın Asansör kazası davasında ’bilirkişi raporu’ yenilenecek Aydın’ın Efeler ilçesindeki öğrenci yurdunda üniversite öğrencisi Zeren Ertaş’ın ölümüyle sonuçlanan asansör kazası ile ilgili görülen üçüncü davada sanıklar savunmalarını yaparken, eksikler nedeniyle bilirkişi raporunun yenilenmesine ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Efeler ilçesi Işıklı Mahallesi KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan asansör kazasında 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Zeren Ertaş hayatını kaybetmişti. Yaşanan olay sonrası Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada asansör firması yetkilisi M.B. ile firma sahibi H.T. tutuklanmıştı. Savcılık tarafından derinleştirilen soruşturma sonrasında firmanın mühendisleri R.H.A. ve U.İ. de yakalanarak tutuklanmış, firmanın elektrik mühendisi N.M. ise tutuksuz yargılanmıştı. Sanık sayısının 5’e yükseldiği olayla ilgili bugün 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü dava görüldü. Zeren Ertaş’ın ailesi ve avukatlarının katılmadığı davada, tamamlanan ikinci bilirkişi raporuna göre sanıklar savunmalarını gerçekleştirdi. "Beraatimi istiyorum" Sanıklar önceki savunmalarının aynen geçerli olduğunu ifade ederken, sanıklardan R.H.A. savunmasının devamında, "Kazadan sonra mahkeme heyetinizin görevlendirmiş olduğu ilk bilirkişiler firmamı tali kusurlu olarak buldu. Bunun sonucunda iki mahkeme boyunca savunma yaptık. Resmi evraklar şeklinde deliller sunduk, şahit gösterdik, tanık dinlettik. Bu yapmış olduğumuz savunmalar sonrasında da akademisyen olan bir makine mühendisi hocamızdan da uzman görüş raporu da aldık. Burada firmama herhangi bir kusur atfetmeden kusursuz buldu. Mahkemeniz bu savunmalarımızdan sonra ikinci bir bilirkişi raporu istedi. Yeni bir bilirkişi heyeti tekrardan yeni bir rapor sundu. Bu raporun kanaat kısmında gene firmama herhangi bir kusur atfedilmedi. Bu yüzden heyetinizden beraatimi rica ediyorum" dedi. "İşimi doğru ve düzgün yaptım" Birinci ve ikinci mahkemede yaptığı savunmaların aynı olduğunu ifade eden sanıklardan H.T. ise, "İkinci bilirkişi raporunda da R.H.A.’nın dediği gibi firması suçsuz bulunduysa benim de firma olarak işimi doğru yaptığım anlamına geliyor. Ben de ilk baştan beri söylediğim gibi montaj firması olarak işimi doğru ve düzgün yaptım. Alnım açık. Geri kalan savunmaları avukatlarım yapacaktır" diye konuştu. "Elektriksel hiçbir sorun yoktur" İlk savunmalarının aynen geçerli olduğunu ifade eden sanıklardan elektrik mühendisi N.M. de, "İlk bilirkişi raporunda elektrik mühendisi olarak üzerime bir suç atılmamıştır ve raporda ismim geçmiyor. Ancak ikinci bilirkişi raporunda ismimiz geçti ama suçlamaları kabul etmiyorum. Çünkü tamamen bakım kaynaklı bir sorun olduğu tespit edilen olayda elektriksel hiçbir hata yoktur. Mekanik aksamdan çıkan bir sorun. Bu bilirkişi raporunda da var. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Sanıkların avukatlarının da savunmalarını yapmasının ardından, sanık avukatları asansörün yapı müteahhidi olan firmanın, A tipi muayene kuruluşu olan firmanın ve ruhsat veren ilgili belediyenin de davaya dahil edilmesini talep etti. Ayrıca bilirkişi raporunda çelişkilerin ve eksiklerin olduğuna dikkat çeken sanık avukatları, bilirkişi raporlarına da itirazda bulundu. Ayrıca bilirkişi heyetinin de hazırladığı raporun profesyonelce yapılmadığı ve bu durumun rapora olan güveni sorgulattığı ve kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla bilirkişi heyetinin de mahkemeye çağrılması talep edildi. Şikayetinden vazgeçti Olayda psikolojik yara aldığı iddiasıyla sanıklardan şikayetçi olan öğrencilerden S.A. ise mahkemede şikayetinden vazgeçtiğini ifade ederek, "Kendim kalp hastasıyım ve bu süreçte çok rahatsız olmaya başladım. Şikayetimden vazgeçiyorum" dedi. Bilirkişi raporu yenilenecek Konuşmaların ardından kararı açıklayan mahkeme başkanı, dava ile ilgili sanık M.B., H.T., R.H.A. ve U.İ.’nin tutukluluk hallerinin devamına, N.M.’nin ise tutuksuz yargılanmasının devamına karar verirken, bilirkişi raporunun yeniden hazırlanmasına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 21 Mayıs’a erteledi.