SPOR - 30 Haziran 2019 Pazar 10:18

Shkupi Teknik Direktörü Ümit Karan, kamp için Bolu’da

A
A
A
Shkupi Teknik Direktörü Ümit Karan, kamp için Bolu’da

Bolu’da kamp yapan Kuzey Makedonya 1.

Bolu’da kamp yapan Kuzey Makedonya 1. Lig takımlarından Shkupi’nin hocası eski Galatasaray’lı yıldız oyuncu Ümit Karan, en büyük hayalinin oyuncu olarak çalıştığı sarı kırmızılı takımda hocalık yapmak olduğunu söyledi.


Kuzey Makedonya 1. Lig takımlarından Shkupi, yeni sezon hazırlıklarına Galatasaray’ın eski yıldız oyuncularından olan Ümit Karan’ın teknik direktörlüğünde Bolu’da başladı. Günde çift antrenman yapan Shkupi takımı, Temmuz ayı içerisinde Ermenistan’ın Pyunik takımı ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi ön eleme maçı çalışmalarını da burada sürdürüyor.


Karacasu beldesinde bulunan bir otelde antrenman sonrası açıklamalarda bulunan Karan, Türk takımlarından zaman zaman teklifler geldiğini belirterek, “Profesyonel insanlarız. Zaman zaman teklifler alıyorum ama şuan benim bir hedefim var. Shkupi ile beraber ligde kafaya oynamak, gerekirse şampiyonluğa oynamak. Pyunik Ermenistan takımıyla Avrupa Kupası eleme maçımız var. O da çok zor bir maç olacak. Belki bir tur atlarsak çok keyifli olacak. 3’üncü turda belki bir Türk takımına rakip olarak çıkabilir” dedi.



“Bizim sevdamız her zaman sarı kırmızı”


Teknik direktörlük kariyerinde hayalinin her zaman Galatasaray olduğunu söyleyen Ümit Karan, “Ben futbol oynarken hayal ettiğim bir takım vardı. O da Galatasaray’dı. Nasip meselesi... Hayalimde her zaman Galatasaray var. Galatasaray sevgisi olduğu için isterim. Ama bundan sonra biraz daha profesyonel bakıyoruz. Futbolcular olarak daha duygusaldık ama teknik direktör olarak duygusallığı kenara atıyorsun. O takım, bu takım ayrımı yapmamak lazım. Ama bizim sevdamız her zaman sarı kırmızıdır” şeklinde konuştu.



“Galatasaray en büyük aday”


Süper Lig’in son şampiyonu Galatasaray’ın yeni sezonda da şampiyon olacağını düşünen Karan, Şampiyonlar Ligi’nin de farklı bir havası olduğunu ifade ederek, “Galatasaray ne zaman bir yarışta varsa, en büyük adaydır. Bu sene de 3’üncü şampiyonluğun geleceğini düşünüyorum. İyi bir kadrosu var. Oturmuş bir takım var. Finansal anlamda da Şampiyonlar Ligi’nin farklı bir özelliği var. Farklı bir hava. Şampiyonlar Ligi’ne bir takım katılması takıma ayrı bir hava katıyor. Diğer takımlar, Beşiktaş, Fenerbahçe çok iyi sezon geçirmediler. Toparlama sürecine giriyorlar. Ama toparlanmak kolay değil, karşında hazır bir takım var. Galatasaray’ın iyi takviyelerle en büyük aday olduğunu düşünüyorum” dedi.



“Alt yapıdan oyuncu çıkaramazsak kulüpler iflas etmek zorunda”


Türkiye’de kulüplerin çok yüksek rakamlarda borçlarının olmasını, alt yapıdan oyuncu yetiştirerek Avrupa’ya satılamamasına bağlayan ve sert eleştirilerde bulunan Karan, “Türkiye’de bütün takımlar batık. Neden batıyorlar onu düşünmek lazım. Bu paralar nereye gitti, kim ne yaptı. Bunları duyunca üzülüyoruz. Çok ağır sözlerde bulunmam gerekiyor aslında ama öyle de olmuyor. Kulüp sevgisi iddiası için yapılan yöneticilik zaman zaman hırsızlığa dönüşüyor. Bu çok hoş bir şey değil. Alt yapıya önem vermiyoruz. Alt yapıdan oyuncu çıkaramazsak kulüpler iflas etmek zorunda. Futbolcu satamıyorsunuz. Ajax’a bakıyorsunuz bir futbolcunun değeri 80-90 milyon. Bizim altyapıdan çıkan 3-4 tane futbolcu var. onlar da zaten yurt dışına gitti. Biz kendimize futbolcu yetiştiremezsek, oyuncuya yatırım yapmazsak olmaz. Yaş ortalamalarını düşürmemiz lazım. Ajax’ta oynayan yaş ortalaması 19. Biz hala ligde 28 yaş ortalamasıyla oynuyoruz. Bizim de artık gençleşmemiz lazım. Kendi oyuncularımızı yetiştirelim. Kulüp olarak para kazanalım. Bizim gelirimiz yok. Demek ki; bizim gelir kaynakları bulmamız lazım. Bizim gelir kaynağımız futbolcu yetiştirmek, Avrupa’ya futbolcu satmak. Aynı zamanda iyi futbolcu satmak için altyapıdaki hocalara da çok değer vermek lazım. Çünkü 12 ve 16 yaş gençlerin en önemli yaşıdır. Sadece teknik direktörlük olarak değil aynı zamanda fiziksel ve mental olarak da oyuncuları hazırlamak lazım. Futbolcu yetiştireceğiz... Bu saatten sonra kulüpleri biz kurtaramayız. Ya da bütün kulüpleri satmak zorundayız” ifadelerini kullandı.



“Futbolu, futboldan gelenlerin yönetmesi gerekiyor”


Kendisinin yöneticilik hedefinin olmadığını ancak Hamit Altıntop’un Türkiye Futbol Federasyonu yönetiminde bulunmasını çok önemli bir adım olarak gören Karan, “Futboldan gelenin futbolu yönetmesi gerekiyor. Basketten gelen basketi yönetiyor. Başarısı ortada. Artık futbolda da bir adım oldu. Belki küçük bir adım oldu ama başlangıç. Bu kulüplerde yönetim için de geçerli. Sponsorluk yada iş insanları olabilir ama futbolu ve transferleri futboldan gelen insanlar yönetmeli. Aksi halde bu hale geliyorsunuz, yönetici olarak yine başa dönüyorsun. Çünkü herkes bir rantın peşinde. Hamit kardeşime bir kez daha hayırlı olsun. Artık bir değişim şart. Yoksa biz Türk futbolunu kurtaramayız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta dükkana tuvalet penceresinden giren hırsız pes dedirtti Esenyurt’ta börekçi dükkanına tuvalet penceresinden girerek kasadan para ve malzeme çalan hırsız kayıplara karıştı. Şahsın içeri girip çıktığı pencerenin küçüklüğü ise dükkan sahibi tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Yaşanan hırsızlık anları güvenlik kamerasıyla anbean kaydedildi. Olay, geçtiğimiz Pazartesi gece saatlerinde Esenyurt Talatpaşa Mahallesi’ndeki bir börek dükkanında meydana geldi. İddiaya göre kimliği belirsiz şahıs, kapalı olan börek dükkanına girmek istedi. Park halindeki bir motosikletin üstüne çıktıktan sonra oldukça küçük olan pencereden geçtikten sonra içeri girdi. Bir süre içeride dolaştıktan sonra kasadan yaklaşık bin lira ve malzeme çalan hırsız, sandalyenin üstüne çıkarak geldiği pencereden geri çıkıp kayıplara karıştı. Ertesi gün dükkan sahibi Erdoğan Eskinoba, kasadaki paranın olmadığını fark edince güvenlik kamerası kaydını izledi. Olayı fark ettiğinde büyük bir şok yaşayan esnaf, durumu polis ekiplerine bildirdi. Yaşanan hırsızlık anı ise dükkanın güvenlik kamerasıyla saniye saniye görüntülendi. “Nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” Konu ile ilgili konuşan esnaf Erdoğan Eskinoba, “Olay geçtiğimiz Pazartesi oldu. Şahıs tuvaletten, bir karışlık yerden içeri girmiş. Burada bizim kasada bin lira kadar paramız vardı. Onu almış. Enteresan olan şey ise bir karışlık yerden girmiş. Gece 1 civarında dışarıda park halindeki motorun üstüne çıkmış. Tuvalet penceresinden içeri girmiş. Bizde de polise söyledik. Geldiler ve çalışma yaptılar. Genç, yaklaşık 15-16 yaşlarında bir çocuk nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” dedi.
Bursa Aşırı terlemeye terletmeyen çözüm Aşırı terlemenin sosyal olarak insanları çok fazla etkilediğini belirten Medicana Sağlık Grubu Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Muharrem Erol, “Özellikle sosyo-ekonomik olarak toplum içerisinde çalışan insanlar, elleri aşırı derecede terledikleri için kapı kolu açmakta, kağıt tutmakta veya bir klavyede çalışmakta zorluk çekmektedir. Hatta toplum içerisinde tokalaşmaktan, el sıkışmaktan bile çekinmektedirler. Aslında bu konunun yüzde 95’lere varan kesin bir cerrahi tedavisi vardır” dedi. Medicana Bursa Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Muharrem Erol, akciğer kanseri, göğüs duvarı hastalıkları gibi birçok ameliyatın yanında aşırı terleme konusunda da Hiperhidrozis ameliyatlarını sıkça yaptıklarını söyledi. Özellikle aşırı terlemenin sosyal olarak insanları çok fazla etkilemekte olduğunu belirten Doç. Dr. Muharrem Erol, "Özellikle sosyo-ekonomik olarak toplum içerisinde çalışan insanlar, elleri aşırı derecede terledikleri için kapı kolu açmakta, kağıt tutmakta veya bir klavyede çalışmakta zorluk çekmektedir. Hatta toplum içerisinde tokalaşmaktan, el sıkışmaktan bile çekinmektedirler. Aslında bu konunun yüzde 95’lere varan kesin bir cerrahi tedavisi vardır" diye konuştu. Aşırı terleme için medikal ve cerrahi ve cerrahi dışı denilebilecek tedavilerin mevcut olduğunu belirten Muharrem Erol, "ETS yöntemiyle koltuk altından 1 santimetrelik estetik bir kesiyle yapılan ameliyat yaklaşık 30 dakika sürmektedir. İşlemden hemen sonra koltukaltı veya el terlemesi kesiliyor, hasta aynı gün taburcu ediliyor. Ameliyatı takip eden birkaç gün içinde de günlük yaşantıya geri dönmek mümkün olabiliyor. Genellikle 18 yaş üstünü tercih ediyoruz. Çünkü 18 yaş altında gençlik dönemi olduğu için bazı stres faktörlerinin geçmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Elazığ Kedi 500 yıllık caminin minberinde doğum yaptı, belediye sahip çıktı Elazığ’da bir kedi, tarihi Harput Mahallesi’ndeki 500 yıllık Ahmet Bey Camisi’nin minberinin altında doğum yaptı. Sağlıksız doğum yapan kedi ve yavrularına Elazığ Belediyesi sahip çıktı. Harput Mahallesi Ahmet Bey Camii İmam Hatibi Muhammed Atıf Yağışan, öğle namazını kıldığı sırada bir kedi gördü. Kedinin minberin altına kaçması üzerine fenerle minberin altına bakan Muhammed Atıf Yağışan, kedinin doğum yaptığını gördü. Yavru kedileri sokağa atmaya kıyamayan imam, minberin alt kısmındaki boşlukta anne ile 3 yavrusuna bakmaya karar verdi. Ancak kedinin rahatsız olduğunu gözlemlemesi üzerine imam, durumu Elazığ Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğüne bildirdi. İhbar üzerine tarihi 500 yıllık camiye gelen ekipler, buradaki anne kedi ve 3 yavrusunu alarak kafese koydu. Daha sonra kediler, Elazığ Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi Rehabilitasyon Merkezine götürüldü. Burada veteriner hekimler tarafından yapılacak tetkik ve gözetim sonucu kedi ve yavrularının kendi bölgesine bırakacağı bildirildi. "Kedinin sancılı olduğunu fark ettim" Cami İmam Hatibi Muhammed Atıf Yağışan, "Camimizde öğle namazı kıldıktan sonra kedinin içeri girdiğini gördüm ve minberin altına geçti. Bir inleme sesi işittim. Bunun üzerine minderin altına baktığımda kedinin yavruladığını gördüm. Kedinin sancılı olduğunu fark ettim. Veteriner İşleri Müdürlüğünü arayarak ekipleri bilgilendirdim. Ekipler de buraya geldiler, kedileri alıp götürdüler. Rahatsızlıkları üzerine duracaklar" dedi. "Gereken tetkikler yapıldıktan sonra tekrar doğaya bırakacağız" Veteriner İşleri Müdürlüğü personeli Muammer Turgut ise, "Elazığ Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü olarak bize şikayet gelmişti. Tarihi Harput Ahmet Bey Camisi’nde doğum yapmış hayvan rahatsızlandığı üzerine bir bilgi verildi. Biz de bu şekilde ekip olarak geldik ve kedinin minberin altında yavruladığını gördük. Kedileri aldık, kafese koyduk. Bunları buradan Elazığ Belediyesinin Geçici Hayvan Bakımevi Rehabilitasyon Merkezine götürüp veteriner hekimlere teslim edeceğiz. Gereken tetkikler yapıldıktan sonra tekrar doğaya bırakacağız" diye konuştu.
İstanbul Esenyurt’ta dükkana tuvalet penceresinden giren hırsız pes dedirtti...Hırsızlık anları kamerada Esenyurt’ta börekçi dükkanına tuvalet penceresinden girerek kasadan para ve malzeme çalan hırsız kayıplara karıştı. Şahsın içeri girip çıktığı pencerenin küçüklüğü ise dükkan sahibi tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Yaşanan hırsızlık anları güvenlik kamerasıyla anbean kaydedildi. Olay, geçtiğimiz Pazartesi gece saatlerinde Esenyurt Talatpaşa Mahallesi’ndeki bir börek dükkanında meydana geldi. İddiaya göre kimliği belirsiz şahıs, kapalı olan börek dükkanına girmek istedi. Park halindeki bir motosikletin üstüne çıktıktan sonra oldukça küçük olan pencereden geçtikten sonra içeri girdi. Bir süre içeride dolaştıktan sonra kasadan yaklaşık bin lira ve malzeme çalan hırsız, sandalyenin üstüne çıkarak geldiği pencereden geri çıkıp kayıplara karıştı. Ertesi gün dükkan sahibi Erdoğan Eskinoba, kasadaki paranın olmadığını fark edince güvenlik kamerası kaydını izledi. Olayı fark ettiğinde büyük bir şok yaşayan esnaf, durumu polis ekiplerine bildirdi. Yaşanan hırsızlık anı ise dükkanın güvenlik kamerasıyla saniye saniye görüntülendi. “Nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” Konu ile ilgili konuşan esnaf Erdoğan Eskinoba, “Olay geçtiğimiz Pazartesi oldu. Şahıs tuvaletten, bir karışlık yerden içeri girmiş. Burada bizim kasada bin lira kadar paramız vardı. Onu almış. Enteresan olan şey ise bir karışlık yerden girmiş. Gece 1 civarında dışarıda park halindeki motorun üstüne çıkmış. Tuvalet penceresinden içeri girmiş. Bizde de polise söyledik. Geldiler ve çalışma yaptılar. Genç, yaklaşık 15-16 yaşlarında bir çocuk nasıl küçük pencereden girmiş diye çok şaşırdık” dedi. (MY-ZA-
Bursa (Özel) 20 gündür ağlamaktan gözyaşları kurudu...96’lık Zeliha Nine 20 gündür balkonda evladını bekliyor Bursa’da Uzun ekmek almasını istediği 96 yaşındaki annesi fırından "yuvarlak ekmek aldı" diye evi terk eden 44 yaşındaki Bülent Dalgın, 20 gündür kayıp. Oğlunun hayatından endişe ettiği için kayıp başvurusunda bulunan Zeliha nine 20 gündür evinin balkonundan bir an olsun bile ayrılmadan onun geri dönmesini bekliyor. Gözyaşları içinde çocuğunu görenlerden yardım isteyen ve ona "eve dön" çağrısı yapan Zeliha Dalgın, "Artık ağlamaktan gözyaşlarım kurudu. 20 gündür yemek yemiyorum, onu balkonda bekliyorum, yolunu gözlüyorum" dedi Edinilen bilgiye göre Mustafakemalpaşa ilçesinde 96 yaşındaki annesi Zeliha Dalgın ile birlikte yaşayan 44 yaşındaki Bülent Dalgın, fırına ekmek almaya gönderdiği annesinden uzun ekmek almasını istedi. Fırına gittiğinde uzun ekmek bulamayan 96 yaşındaki yaşlı kadın yuvarlak ekmek alarak eve geldi. Uzun ekmek alıp almadığını soran oğluna uzun ekmek kalmadığı için yuvarlak ekmek almadığını söyleyince de anne ve oğlu arasında tartışma çıktı. Akşam saat 17.00 sularında annesine "sen uzun ekmek almamak için yalan söylüyorsun" diyen Bülent Dalgın evden çıktı ve bir daha da eve geri dönmedi. Oğlunun hayatından endişe eden Zeliha Dalgın polisi ve jandarmayı arayarak kayıp ihbarında bulundu. 20 gündür evinin balkonundan biran olsun ayrılmayan Zeliha Dalgın yaşlı gözlerle oğlunun eve dönmesini ve ona bir an önce kavuşmayı hayal ediyor. Ağlamaktan göz pınarları kuruyan Dalgın," 20 gün oldu. Karşılıklı televizyon izliyorduk. Bana sebepsiz yere kızdı. "Anne ekmek al ama uzun ekmek al" dedi. "Tamam uzun ekmek alırım çocuğum" dedim. Uzun ekmek yoktu fırında yuvarlak ekmek aldım. "Geldim uzun ekmek yoktu çocuğum" dedim. "O zaman sen yalan söylüyorsun uzun ekmek almak istemiyorsun" dedi kızdı ve gitti. Düzenli ilaç kullanıyordu. Saatini hiç geciktirmiyordum. 20 gündür balkonda onu gözlüyorum, ne olur yalvarıyorum. Dön evine çocuğum, yavrum seni çok özledim ben. Ne olur dön evine" dedi. Oğlunun bir anlık öfke ile evden çıkarken yanına para ve nüfus cüzdanını dahi almadığını aktaran Zeliha Dalgın, "İstanbul’da tanıdıklarımız vardı. "Oraya gitmiş olabilir" dedik. Kardeşim araştırdı oraya da gitmemiş. Beş kuruş yanında para yok. Nüfus kağıdı bile evde, öylece çıkıp gitti" diye konuştu. Oğlunun evi terk ettiği günden bu yana evin balkonundan bir an olsun ayrılmadan oğlunun dönmesini bekleyen 96 yaşındaki Zeliha Dalgın, "Çocuğum bulunursa bayram ederim. Sizlere ölünceye kadar dua ederim" dedi. Gözüne uyku girmeyen, yeme içmeden kesilen Zeliha Dalgın, oğluna dönmesi için yalvarırken, "Çocuğum ne olur artık dön evine. Göz yaşlarım bitti artık akmıyor. Göz pınarlarım kurudu. Her gece "Allah’ım çocuğumu kötü insanlardan koru" diye dua ediyorum. Ondan başka kimsem yok. Yalvarıyorum. Ne olur bulun oğlumu" şeklindeki sözleri yürekleri dağladı. Bülent Dalgın ile en son konuştuğunda tövbe ettiğini belirtip bir daha gitmeyeceğim dediğini anlatan Teyze Teşrife Kaman ise "Ne oldu neden gitti bilmiyorum. Ablam koca gece balkonda oğlu için ağlıyor. Daha önce de Balıkesir’e gitmişti. Askerler bulmuş. Orada onlara dayısının numarasını vermiş. Dayısını aramışlar, dayısı gidip almıştı. Hastanede bile yattı. İlaç kullanıyordu. İnşallah geri gelir" diye konuştu. 96 yaşındaki Zeliha Dalgın’ın 20 gündür en büyük dramı yaşadığını hatırlatan Orta Mahalle Muhtarı Ali Yaşar Seyis ise Bülent Dalgın’ın geleceğini umut ettiğini belirtti. Muhtar Seyis, "Annesi 20 gündür gece gündüz sürekli o balkonda. Kendisine "inşallah bulacağız" diyoruz. 3 Mayıs’tan bu yana gözüne uyku girmiyor. 96 yaşında bir nine. Sağlığından korkuyoruz. Bülent’e sesleniyorum "Bir an önce gel. Anneni bu ısdıraptan kurtar. İnşallah gelecektir diye ümit ediyorum" şeklinde konuştu.