EKONOMİ - 20 Haziran 2018 Çarşamba 15:25

Tarım şehri Bursa’da meyvecilik güç kazanıyor

A
A
A
Tarım şehri Bursa’da meyvecilik güç kazanıyor

Kırsal kalkınmanın devamlılığını ve köyden kente göçün durdurularak çiftçinin desteklenmesini amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en önemli meyve ihracatçısı konumundaki Bursa’da dev projeleri hayata geçiriyor.

Kırsal kalkınmanın devamlılığını ve köyden kente göçün durdurularak çiftçinin desteklenmesini amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin en önemli meyve ihracatçısı konumundaki Bursa’da dev projeleri hayata geçiriyor.


Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Büyükşehir Belediyesi olarak tarım ve hayvancılığın daha kaliteli hale getirilmesi, verimlilik ve çiftçinin kazancının arttırılması hedefiyle ahududu, incir ve armut yetiştiricilerine yönelik toplam bütçesi 4 milyon lira olan projeleri başlattıklarını söyledi. Bursa’nın, sanayi kimliğinin yanı sıra önemli bir tarım şehri olduğunu belirten Başkan Aktaş, toplam alanı 1 milyon 88 bin hektar olan kentte 333 bin 868 hektar tarım alanının bulunduğunu, 136 bin 799 hektar alanın ise sulanabilir oluşu nedeniyle büyük avantaj taşıdığını ifade etti.


Tüketim merkezlerine yakınlığı, ulaşım kolaylığı ve ürün çeşitliliği ile Bursa’nın meyve, sebze ve tarla bitkileri yetiştiriciliğinde önemli bir noktada olduğunu anlatan Başkan Aktaş, Uludağ İhracatçı Birliği verilerine göre 2017 yılında 116 milyon 260 bin 410 dolarlık yaş meyve sebze ihracatı yapıldığını, bu rakamların da tarımın Bursa için ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı.


Büyükşehir Belediyesi ve Tarım AŞ’nin tarım ve hayvancılığa yönelik projeler geliştirdiğini söyleyen Başkan Aktaş, “Biz geleceğin tarımda olduğunu biliyor ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Bereketli topraklarda tarım ve hayvancılığı kalkındırmayı ve kırsal nüfusa destek olabilmeyi istiyoruz. Köyde yaşayan genç nüfusun fabrikada işe girmek yerine köyünde iş kurabilmesine ve hayvancılık yapabilmesine olanak sağlamak istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde hayvancılığın özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi için küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık projelerini başlattık. Bugün de ahududu, incir ve armut yetiştiricilerini yakından ilgilendiren projelerimize start veriyoruz” dedi.


Başkan Aktaş, Türkiye ahududu üretimin yüzde 96.6’sının, 4 bin 989 tonluk üretimle Bursa’da yapıldığını anlatarak, “En fazla üretimin yapıldığı Bursa’da üreticinin desteklenmesi ve vadeli satışlar sebebiyle yaşanan sıkıntılara karşı üreticiyi rahatlatabilmek amacıyla ahududu alımı yapıyoruz. Bu ürünleri işleyip şoklayarak iç pazarda satışını yapıyoruz. Kasa, kase gibi ambalaj malzemeleri ve şoklama, depolama için tüm hazırlıklarımız tamamlıyoruz” diye konuştu.


Başkan Aktaş, yaklaşık bütçesi 800 bin lira olan proje kapsamında 100 ton alım yapmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. ‘Örnek Ahududu Bahçesi ve Eğitimi Projesi’ hakkında bilgi veren Başkan Aktaş, yaklaşık 200 bin lira bütçeli projeyle ahududu üretici birlikleri ve kooperatiflerinden 15 üreticiyi, ahududu üretiminde çok iyi yer edinmiş olan kardeş ülke Bosna Hersek’e götüreceklerini açıkladı. Uygulamaların yerinde görülmesi ve öğrenilmesinin sağlanacağını anlatan Aktaş, inceleme ve eğitim gezisiyle ahududu yetiştirme eğitimi, doğru cins fidelerin ithali ve örnek bahçe oluşturularak tüm ahududu imalatında kaliteyi yükseltmeyi, ihracata ürün gönderebilmeyi hedeflediklerini belirtti.


Siyah incir destekleme alımı ve yurtdışına ihracatı projesine de değinen Başkan Aktaş, siyah incir üreticilerinin desteklenmesini, tescilli marka ’BlackBursa’ ile dünya pazarlarına satış yapılıp fiyatın dengelenmesini ve çiftçinin kazanımlarının arttırılmasını amaçladıklarını anlattı. Yurtdışı pazarlarında bağlantılar oluşturulduğunu, alım ve satış sözleşmelerinin hazırlandığını da kaydeden Başkan Aktaş, “Kutu, viyole ve şale gibi ambalaj hazırlıklarımız da tamamlandı. Yaklaşık bütçesi 2 milyon 500 bin TL olan projede de üreticiden 300 ton ürün almayı hedefliyoruz” dedi.


Başkan Aktaş, diğer ihracat projesi olan ‘Santa Maria Armudu Destekleme Alımı ve Yurtdışına İhracatı Projesini’ de anlatarak üreticinin desteklenmesi, dünya pazarlarına satış yapılarak ürün fiyatının dengelenmesi ve çiftçinin kazanımlarının arttırılmasını istediklerini vurguladı. Bu konuda yurtdışı pazarlarında bağlantılar oluşturulduğunu, alım ve satış sözleşmeleri, kutu ve kasa gibi ambalaj hazırlıklarının devam ettiğini belirten Başkan Aktaş, “Yaklaşık 300 ton alım yapmayı hedefliyoruz. Bu projemiz için de yaklaşık 1 milyon lira bütçe öngörüyoruz. Projeler kapsamında ihracatla sağlanacak döviz girdisi, ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan arz-talep dengesi ile iç piyasada ürünlerin değer kaybını önleyecektir” dedi.


Aktaş, kaliteli ürün yetiştirmeleri konusunda üreticiye her zaman destek vereceklerini de sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Hakim ve savcı adaylarına “İş Hayatında İletişim ve Diksiyon” ile “Etkili ve Hızlı Okuma” kursu Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Savcılarına, hâkimlere ve hâkim-savcı adaylarına yönelik düzenlenen ve "İş Hayatında İletişim ve Diksiyon" ile "Etkili ve Hızlı Okuma" kursları tamamlandı. Cumhuriyet Başsavcısı Selman Eskiler kursların kapanış konuşmasında, "Silifke Adliyesinde görevli Cumhuriyet Savcıları, hâkimlerimiz ve hâkim-savcı adaylarımızın gönüllülük esasına dayalı olarak mesleki ve kişisel gelişim alanlarında bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmak gayesiyle çeşitli kurs planlamaları yaptık. Yargı camiasında görev yapan birçok meslektaşımız vermiş oldukları kararlar öncesi hem dijital hem de basılı materyaller ile uzun süreli ve yoğun bir şekilde okuma faaliyetinde bulunmaktadırlar. Bu nedenle okuma süreçlerinde okuma tekniklerini öğrenmeleri ve mesleki anlamda bir takım kolaylıklar edinmeleri adına planlamış olduğumuz ’Etkili ve hızlı okuma’ kursumuz ile iş hayatları boyunca protokol ilişkileri, söyleşi, konferans, ziyaret gibi sosyal ve kültürel etkinliklerine katkı sağlamasını umduğumuz ’İş hayatında iletişim ve diksiyon’ kursumuz tamamlanmıştır. Düzenlenen eğitimler sonucunda katılımcıların yeni bilgiler edinmesi ve bir takım becerilerinde belirgin bir şekilde artış gözlemlenmiş olması bizleri mutlu etmiştir. Bu vesileyle söz konusu eğitimleri veren eğitmenlerimize, eğitimleri başarıyla tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, hâkim ve hâkim-savcı adaylarımıza, ayrıca eğitime katkıları sebebiyle Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ederim" dedi. Silifke Adalet Sarayında Esra Kara ve Serdar Türe tarafından pratik ve uygulamalı toplam 72 saat ders verildi.
Aydın Filmlere konu olan incir reçelinde kullanılan ilekler tezgahları süslüyor Filmlere konu olan incir reçelinin yapımında kullanılan ilekler, pazar tezgahlarını süslüyor. Tezgahlarda çok sık bulunmayan ilekleri gören bazı vatandaşlar da merakından tezgaha geliyor. Dünyanın en kaliteli incirlerinin yetiştiği Aydın’da, “deli ilek” olarak bilinen küçük ilekler de pazar tezgahlarını süslemeye başladı. Genellikle ilekler incir ağaçlarını sineklendirmek ve kaliteli incir elde etmek için satın alınırken, bazı vatandaşlar da ilek reçeli yapmak için tercih ediyor. İncir reçeli yapımında kullanılan deli ilekler tezgahlarda yerini alırken, vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor. Gelen talepler doğrultusunda küçük ilekleri satmaya başladığını ifade eden üretici Raziye Ay; “Bu küçük ilekleri genelde reçel yapmak için alıyorlar. Biz normalde bu küçük ilekleri hep ayıklar sebzelerin içine dökerdik. Bir keresinde soran oldu getirdim. O günden sonra talep artmaya başladı. İlekleri kaynatıp, acı suyunu aldıktan sonra kabuğunu soyarak şerbet içerisinde bekletiyorlar ve reçele dönüştürüyorlar. Biz de talep olunca getirip satmaya başladık. Normalde büyük ilek satışları olur zaten pazarlarda. Çünkü bu ilekler incir ağaçlarına asılıyor ve sinek çıkarıyor. Tabi bunlar biraz daha küçük. Deli ilek olarak biliniyor. Şuan daha yeni fidanların ileklerini de getirip satıyoruz” dedi. Küçük ilekleri bilmeyen bazı vatandaşların da merak ederek tezgaha geldikleri ifade eden Ay, “Tezgahta zaten küçük ilekleri gören vatandaşlar merak edip soruyor, dikkat çekiyor. Alıp reçel yapıyorlar. Seveni de çok. Biz de talebi karşılıyoruz. Bugün sabah da pazara gelmeden isteyenler var diye topladım ve buraya getirdim. Kilosunu da piyasaya uygun şekilde 40 TL’den satıyoruz. Çok şükür işlerimiz güzel. Zaten tüm ürünlerimiz organik. Kendi bahçemizde yetiştirdiğimiz ürünleri satıyoruz” şeklinde konuştu.
Erzurum Erzurum’dan Avrupa’ya staj için gidiyorlar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nde onlarca öğrenci, farklı meslek gruplarında Avrupa’nın değişik ülkelerine staj amaçlı gönderiliyor. Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin hazırlayıp sunduğu ve Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilerek finanse edilen proje çerçevesinde; kuaförlük dalında Barselona’ya beş öğrenci bir öğretmen, motorlu araçlar teknolojisi dalında Almanya’ya yedi öğrenci bir öğretmen ve aşçılık dalında Portekiz’e beş öğrenci bir öğretmen gidecek. Adeta Avrupa’da üs kurdular Oltu Mesleki Eğitim Merkezi öğrencileri stajlarının önemli bir bölümünü Avrupa Birliği ülkelerinde yapıyorlar. Merkez Müdürü Önser Yeğin’in göreve gelmesinden sonra yaptığı AB projeleriyle gündeme gelen Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, Türkiye’de kendi türünde akredite olan iki Mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olmayı başardı. Adeta bir şubesini Avrupa ülkelerinde açan merkez, şimdiye kadar onlarca öğrencisine 14 günden bir yıla kadar sürelerle yurt dışında mesleki eğitim alma imkanı sağladı. 2 Mayıs 2024 tarihinde 5 öğrenci 1 öğretmen ile İspanya Barselona’ya kadın kuaförü dalında öğrenciler 21 günlük staj eğitimine gidecek. Motorlu Araçlar Teknolojisi alanından da ise yedi öğrenci 21 gün ile 90 günlük staj için Almanya’nın sanayi kenti olan Hamburg’da olacak. Bangkok’ta staj yapacaklar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin Müdürü ve Proje Koordinatörü Önser Yeğin, “9 Mayıs 28 Mayıs 2024 tarihleri arasında da beş öğrenci bir öğretmenimiz ile beraber Portekiz’e staj eğitimi için gidecekler. Aynı şekilde Kuyumculuk Teknolojisi alanı değerli taş işleme ve faset kesim teknikleri için 25 Mayıs -9 Haziran 2024 tarihleri arasında ise Tayland’ın başkenti Bangkok’a 2 öğrenci 3 öğretmen ile giderek burada değerli taşların işlenmesi sanatı ile alakalı eğitim alacaklar. Bu alanda bir ay içinde bir okuldan bu kadar yurt dışı faaliyeti gerçekleştirmek rekordur. Bir ayda 25 öğrenci ve beş öğretmenin yurt dışı iş ve işlemlerini gerçekleştirerek. Bu organizasyonu başarmanın sevincini tüm personel ve öğrencilerimizle haklı gurunu yaşıyoruz. Görev sürem burada 12 Temmuz 2024’te bitecek ve bu okuldan ilçemizin başka bir okuluna tayin olacağım. Bu zamana kadar en güzel hizmetleri yapmaya devam edeceğiz” dedi. 95 öğrenci staj imkanı buldu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin, “Oltu Mesleki Eğitim Merkezi özellikle Oltumuzla ismi anılan taş işlemeciliğini tüm dünyaya tanıtması ve mesleki eğitiminde bir farkındalığı oluşturması açısından Merkez Müdürü Önser Yeğin’nin olağanüstü gayretlerini takdir ediyoruz. Türkiye’de bu kadar Mesleki Eğitim Merkezi içerisinde sadece iki mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olarak Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilmesi başlı başına önemli bir başarıdır” şeklinde konuştu. Oltu Mesleki Eğitim Merkez’inden şimdiye kadar AB ülkelerinde 25 öğretmen, 95 öğrenci 14 gün, 21 gün, 90 gün , 180 gün ve 365 gün sürelerle mesleki alanlarında staj eğitimi yaptı. Bir öğrenci Londra’da istihdam imkanı bulurken, dört öğrenci de Hollanda’da iş buldu. AB Staj hareketliliğine katılan tüm öğrenciler alanlarında istihdam edilmişlerdir. 2027 yılına kadar akredite olan Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, AB ülklerine staj eğitimi için öğrenci göndermeye önümüzdeki yıl da devam edecek.
İstanbul Diş teline avantajlı alternatif: Şeffaf plaklar Hizalanmış dişlere ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmak isteyen fakat diş teli kullanmaktan çekinenlerin sıklıkla tercih ettiği şeffaf plaklara dair merak edilenleri anlatan Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plakların çocukların kullanımına da uygun olduğunu vurguladı. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Diş Hastanesi’nden Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plak tedavisinin kişiye özel planlanarak üretilen, takılıp çıkartılabilen şeffaf hizalayıcılar kullanılarak dişlerin kademeli olarak düzeltilmesini amaçlayan bir işlem olduğunu belirtti. Günde ortalama 22 saat takılmalı Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların neredeyse kimsenin fark etmeyeceği kadar ince bir yapıda olduğunun altını çizerek, “Diş yüzeyine eklenen ve ataçman adı verilen dolgu çıkıntıları üzerinden kuvvet uygulanarak dişleri düzeltir. Dişlerin hareket edebilmesi için uygulanan kuvvet devamlı olmalıdır. Bu sebeple ortodontik plakların beslenme zamanı ve diş fırçalarken çıkarılması haricinde günde ortalama 22 saat takılması gerekiyor. Şeffaf plaklar ilk takıldığında bir baskı hissedilebilir ancak kısa süre sonra alışmak mümkün” dedi. “Hem çocukların hem de yetişkinlerin kullanımına uygun” Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların diş destek dokuları sağlıklı ise hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kullanılabileceğini belirterek “Diş çapraşıklığı, dişler arası boşlukların kapatılması, gülümseme estetiği planlaması, protez öncesi hazırlıklar gibi tedavi hedefleri için uygulanıyor. Tedavi sonrasında dişlerin eski haline dönmesini engellemek için tel tedavisinden sonra yapıldığı gibi dişler arkadan ince bir telle sabitlenir, bu tel dışarıdan görünmez.” dedi. “Ortodontist yönlendirmesi çok önemli” Şeffaf plak tedavilerinde sürecin ortodontistin ağızdan ölçü alması ile başladığını anlatan Bıyıklıoğlu, “Bu aşamada geleneksel ölçü yöntemleri kullanılabildiği gibi ağız içi tarayıcılar da tercih ediliyor. Alınan ölçü bilgisayar ortamına aktarılıyor ve dişler bilgisayar simülasyonu ile hareket ettirilerek şeffaf plaklar hazırlanıyor. Dişlerin hareket etmesi istenen pozisyona göre seri şekilde üretim yapılıyor. Ölçüler alındıktan sonra plakların hastaya teslim edilmesi kullanılan sisteme göre 4 haftayı bulabilir. Şeffaf plak tedavisinde her bir plak ortalama 7-10 gün kadar takılır, tedavinin devam ettiği süreçte ortodontistin yönlendirmesiyle gerekli diğer plaklara geçilir.” ifadelerini kullandı. Ağız hijyeni için oldukça faydalı Hastaların, günlük diş temizliğinde olduğu gibi plaklarını çıkartarak dişlerini ve plaklarını temizleyebileceklerini dile getiren Bıyıklıoğlu, “Plaklar sert olmayacak şekilde fırçalanabilir. Bu nedenle hastanın ağız hijyenini sağlaması bakımından bir sorun teşkil etmez. Hastaların daha önce bir tedavi görmüş olması (ortodonti, dolgu, kanal tedavisi, kuron kaplama vs.) şeffaf plak tedavisi için bir engel oluşturmaz. Şeffaf plak tedavileri geleneksel tel tedavileriyle kıyaslandığında daha fazla hasta kooperasyonu gerektirir.” şeklinde konuştu. Şeffaf plakların avantajları saymakla bitmiyor: Tedavi sonucu önceden görülüyor, yeme içme kısıtlaması gerektirmiyor Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu, hastaların sıkça merak ettiği şeffaf plak kullanımının avantajlarını şu şekilde sıraladı: -Dijital olarak oluşturulan tedavi simülasyonu sayesinde hasta, tedavi sonucunu henüz tedavi başlamadan önce üç boyutlu olarak görülebiliyor. -Yemek yerken çıkarılabilir olması sayesinde yeme-içme kısıtlaması gerektirmez. -Diş fırçalarken çıkarılabilir olması braket tedavisine kıyasla fırçalamada kolaylık sağlar. -Spor, yüzme gibi aktivitelerde plaklar engel teşkil etmez. -Plakların varlığına alışma süreci geçtikten sonra konuşmada sorun oluşturmaz. “Uzaktan tedavi takibi sağlanabiliyor” Şeffaf plakların kontrol sürecinde hastaların genellikle 4 - 6 haftada bir rutin kontrollere çağırıldığını ve tedavi sürecine göre bu aralığın daha uzun veya kısa tutulduğu zamanlar da olabildiğini belirten Bıyıklıoğlu sözlerini, “Kontroller sırasında şeffaf plakların ağıza uyumunun kontrolü, dişlerin konumunun önceden planlanan simülasyondaki konumlarla karşılaştırılması, genel gidişatla ilgili hasta bilgilendirmesi gibi işlemler olur. Ayrıca şehir dışı/ yurt dışı hastalar için uzaktan tedavi takibi sağlanabilir.” şeklinde sonlandırdı.