GENEL - 08 Kasım 2018 Perşembe 13:09

Mukaddes emanetler ameliyat masasında

A
A
A
Mukaddes emanetler ameliyat masasında

Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservasyon Atölyesi, ameliyat iğnesi, lazer cihazı ve buhar makinesiyle adeta bir hastanenin yoğun bakım ünitesini andırıyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservasyon Atölyesi, ameliyat iğnesi, lazer cihazı ve buhar makinesiyle adeta bir hastanenin yoğun bakım ünitesini andırıyor. Atölyede 500 yılık Kâbe örtüsü ve 18. yüzyıla ait Sultan Murad-ı Hüdavendigâr’ın sanduka örtüsü gibi mukaddes emanetler restore ediliyor. İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki mukaddes emanetlerin konservasyonunda da görev alan konservatör Levent İnan, ağır hasarlı tarihî eserleri Büyükşehir Belediyesi’nce Bursa’ya kazandırılan müzelerde sergilenecek duruma getirmek için adeta bir yoğun bakım hastasına müdahale eder gibi titizlikle çalışıyor.


Bursa’yı yaşayan canlı bir tarih şehri haline getirmek maksadıyla Cumhuriyet dönemi yapılarından Osmanlı’ya, 2300 yıllık Bitinya surlarından 8500 yıllık arkeolojik bölgelere kadar her alan restorasyon çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, tarihî cami, medrese, han, külliye gibi yapıların depolarında saklanan ve zaman içinde ağır hasar gören, dönemin evliyalarına ait kıyafetler, sanduka örtüleri, Kâbe örtüsü gibi malzemeleri de konservasyonla geleceğe taşıyor. İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki kutsal emanetlerin konservasyonunda da görev alan konservatör Levent İnan’ın koordinatörlüğünde 8 yıl önce Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan konservasyon atölyesinde ilk olarak Üftade Hazretlerine ait 500 yıllık eşyalar birer birer elden geçirilip muhafaza altına alınmıştı.


Halifelik timsâline lazerli temizlik


Mısır’ın Yavuz Sultan Selim tarafından 1517’de fethiyle hilâfetin Memlûklerden Osmanlı’ya geçişinin önemli bir siyasi belgesi olan Kâbe örtüsü de restorasyona alındı. Yavuz Sultan Selim tarafından Bursa Ulu Cami’ye hediye edilen yaklaşık 500 yıllık Kâbe örtüsü lazer cihazı ile el değmeden ve büyük bir dikkatle yine bu atölyede temizlendi. Konservasyon atölyesinde geleceğe taşınan kutsal emanetler arasında Sultan Murad-ı Hüdavendigâr’ın türbesindeki sanduka üzerine serilen 18. Yüzyıla ait altın tel işlemeli örtü de bulunuyor. Örtü üzerinde yılların neden olduğu korozyon yine lazer cihazıyla konservatör İnan tarafından titizlikle temizlendi. İlk günkü orijinal görüntüsüne kavuşan sanduka örtüsü, Büyükşehir Belediyesi tarafından şehre kazandırılan Kur’an-ı kerim ve Hat Müzesi’nde özel bir vitrinde teşhir edilecek.


Türkiye’ye örnek çalışmalar


Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin müzelerinde sergilenecek tarihi değeri bulunan ağırlıklı olarak tekstil malzemelerinin bakım onarımını yaptıklarını belirten Levent İnan, Bursa’daki atölyenin Türkiye’de örnek olduğunu, çünkü bu kadar ağır hasarlı malzemelerin çalışıldığı başka yer olmadığını kaydetti.


Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin iki uzmanıyla birlikte geçmişi 400-500 yıl öncesine dayanan eserler üzerinde çalıştıklarını ve kimyevî malzeme kullanmadan pasif korumacılık yaptıklarını hatırlatan İnan, “İnsan doğduğunda çıplak olarak dünyaya geliyor ve kumaşa sarılarak tekstille tanışıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin buradaki önemli rolü de bu kültürü geleceğe yansıtacak alanlar oluşturmak” dedi.


Poşetten çıkan tarih


Üzerinde çalıştıkları eserlerin genelde bir poşet veya bir bohça içinde kendilerine geldiğini ve çoğu zaman ne olduğunun bile anlaşılmadığını hatırlatan İnan, “Murad-ı Hüdavendigâr’ın türbesindeki sanduka üzerindeki altın tel işlemeli puşîde ağır hasarlıydı. Türbe ortamında kapılar açık olduğu için örtü her türlü nem ve dış şartlara maruz kalır. Kumaş narin malzeme olduğu için de çabuk yıpranır. Hatta bazı noktaları dokunulamayacak kadar hasarlı olduğu için lazer teknolojisi kullanarak üzerindeki korozyonu kaldırdık. Primitif yöntemlerle desteklemelerde bulunduk. Müze ortamında yüzyıllarca özgün halinde durabilecek” diye konuştu.


Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, devam eden çalışmaları yerinde görmek için konservasyon atölyesini ziyaret etti. Konservatör İnan’dan çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Aktaş, “Taşınabilir kültür varlıklarının korunması için kurduğumuz konservasyon laboratuvarında yüzlerce yıllık kutsal emanetleri aslına uygun olarak restore edip yeninden gün yüzüne çıkarıyoruz. Tarihi emanetlerin restorasyonu lazer cihazı ile el değmeden ve büyük bir dikkatle gerçekleştiriliyor. Tarihe ışık tutan eserler, konservasyon işleminin ardından 21-22 derece sıcaklık ve yüzde 45-50 sabit nemli odalarda muhafaza altına alınıyor. Bu eserlerin Bursa kent belleğindeki yerini alması için çalışmalar aralıksız sürüyor. Bu eserlerin arasında Kâbe puşîdeleri, sakal-ı şerif bohçaları, kadife üzerine işlemeli seccadeler ile birçok ecdat emanetinin yanı sıra yüzlerce yıllık el yazması Kur’an-ı kerimler bulunuyor. Yine Murad-ı Hüdavendigâr’ın altın işlemeli sanduka örtüsü de bakımda olan eserlerden biri. Bu eserleri bütün özgünlüğü ile gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya İsrail’in Gazze’ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler Kütahya’da İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek amacıyla, Kütahya Sivil Toplum Kuruluşları Dayanışma Platformu (KÜSİDAP) tarafından oturma eylemi düzenlendi. Zafer Meydanı’ndaki stantta bir araya gelen platform üyeleri, Filistin’deki katliamın derhal durdurulmasını istedi. KÜSİDAP adını basın açıklamasını Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, "7 Ekim’den beri, 7 aydır Gazze’de bir katliam yaşanıyor. Bu katliama ilişkin KÜSİDAP olarak, sivil toplum kuruluşları olarak 7 aydır hemen hemen her gün bir eylem yapmaya çalışıyoruz. En azından bilinçlendirme, halkımızda farkındalık oluşturma anlamında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu manada yürüyüşler yaptık, burada stantlar kurduk, imza kampanyaları düzenleyip Cumhurbaşkanlığımıza kadar imzaları ilettik. Destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Şu andan itibaren neler yapabiliriz diye düşündük. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden itibaren burada stant kurduk. Stantta bir Gazze görüntüsü vermeye çalıştık" diye konuştu. Oturma eylemine vatandaşların da destek vermesini isteyen Ceyhun, "KÜSİDAP’la yaptığımız toplantı sonrasında, burada her gün bir oturma eylemi planladık. Bu eylemde her gün başka bir sivil toplum kuruluşu burada oturma eylemi düzenleyeceğiz. Biz tüm halkımızı bu eyleme destek vermeye çağırıyoruz. Sonuçta ‘ne yapılıyor ?’ diye düşünmesin kimse. Şu anda Amerika’da, Kolombiya Üniversitesi’nde ve diğer üniversitede yaşanan faaliyetleri biliyorsunuz, planlı faaliyetler değil. Birkaç öğrenciyle başladı fakat şu anda tüm Amerika’yı Avrupa’yı sarmış durumda ve İsrail bundan son derece rahatsız. Kütahya’mızda bir faaliyet olsun, burada insanlar bilinçlendirilsin diye şehrin göbeğinde böyle bir oturma eylemi planladık. Herkesi bu oturma eylemine desteğe çağırıyoruz. Tabi daha farklı eylemlerimizle bu işgal devam ettiği sürece, katliam devam ettiği sürece sivil toplum kuruluşları olarak bunu gündeme taşımaya devam edeceğiz. Rabbim inşallah en kısa zamanda Filistin’deki katliamı durdursun, oradaki kardeşlerimize Filistinli kardeşlerimize zafer ihsan etsin" ifadelerini kullandı.
Bursa ANASİAD’tan işbirliği ve dayanışma çağrısı Türkiye’de iş hayatında emeğe saygı duyulan, gelir adaletine dayanan ve sosyal hakları güvence altına alan çağdaş bir çalışma hayatının tesis edilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’de iş hayatının daha iyi standartlara kavuşturmak üzere kayıt dışılıkla mücadele eden, insana yakışır işi ve iş sağlığı-güvenliğini önceleyen bir anlayışın hâkim olması gerektiğini ifade eden ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de işi ve istihdamı birlikte koruyan ve arttıran bütüncül politikaları hızla hayata geçirmek gerektiğini belirtti. Tüm dünyada çalışma hayatının dinamiklerinin dijital teknolojilerle beraber değiştiği bir süreç yaşandığını ifade eden Hakan Birkan, bu sürecin insan odaklı ve toplumsal refahı öncelikleştirerek yürütmek gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, eğitim ile istihdam arasındaki bağın güçlendirilmesi, başta kadınlar ve gençlerin istihdama katılımının artırılması gerektiğini ifade eden Genel Başkan Birkan şunları da söyledi; "Kadın-erkek tüm bireylerin eşit fırsatlarla insana yakışır işlere ulaşması, katma değeri yüksek nitelikli işlerin çoğaltılması önemli. Bunun yanı sıra tüm çalışanların yetkinlik ve becerilerini geliştirmek üzere kaynak ayrılması kritik önem taşıyor. Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğini ve dayanışmayı temel almalıyız. Çalışma barışının gereği olarak işçi-işveren-devlet arasında yapıcı sosyal diyalog mekanizmasının sürekliliğini sağlamalıyız. Tüm çalışanların ve emeğiyle değer katan herkesin ’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlu olsun."