- 18 Ağustos 2021 Çarşamba 11:53

Afganistan’da mahsur kalan Bursalı hemşirenin ve arkadaşlarının yardım çığlıkları

A
A
A
Afganistan’da mahsur kalan Bursalı hemşirenin ve arkadaşlarının yardım çığlıkları

Bursa’dan 3 ay önce Afganistan’a çalışmak için giden 20 yaşındaki İrem Kahraman ve 2 arkadaşı, Taliban işgalinden sonraki süreçte mahsur kaldıkları bölgeden çıkarılmak için yardım bekliyor.

Bursa’dan 3 ay önce Afganistan’a çalışmak için giden 20 yaşındaki İrem Kahraman ve 2 arkadaşı, Taliban işgalinden sonraki süreçte mahsur kaldıkları bölgeden çıkarılmak için yardım bekliyor. Genç kızın ailesi, bir ân önce kızlarına kavuşacağı günü bekliyor.


Taliban’ın Afganistan’da idareyi ele geçirmesinden sonra ülkedeki kaos sivil vatandaşları korkutmaya devam ediyor. 3 ay önce çalışmak için hemşire olarak gittiği Afganistan’da mahsur kalan 20 yaşındaki İrem Kahraman, Taliban’ın işgalinden sonra yaşadığı bölgede mahsur kaldı. Ailesinden Türkiye’ye dönebilmek için yardım isteyen Kahraman, bölgedeki kaos ve korkuyu İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı.


Genç hemşirenin babası Mahmut Kahraman, Bursa Valiliğinden bakanlıklara kadar bütün yetkililere ulaşmaya çalışıp, kızını evine getirmek istiyor. Gün içerisinde Türkiye-Afganistan Konsolosluğu ile irtibat halinde olan baba Kahraman, “Taliban yönetimi ele geçirdiğinden beri konsolosluk yetkilileri ile irtibat halindeyiz. Havaalanında çok fazla yoğunluk olduğu söylendi. Türk vatandaşlarının tahliyesinin başladığı, fakat meydana gelen izdihamın önüne geçebilmek için tedbirler alındığı ve bu şekilde ulaşımın sağlandığı belirtildi. Biz devlet büyüklerimizden bir ân önce kızımı ve diğer vatandaşlarımızın sağ salim ülkemize getirilmesini istiyoruz” dedi.


“Günlerdir ne uyuyoruz ne yiyip içebiliyoruz”


El bebek, gül bebek büyüttüğü kızıyla sadece internet bağlantısı sağlanabildiğinde belirli zamanlarda görüşebildiğini anlatan anne Fatma Kahraman, “Kızımın ve bizim günlerdir ne yaşadığımız bir tek Allah biliyor. İrem orada sürekli korku içerisinde, psikolojisi bozulmuş bir hâlde. Her aradığında ‘Anne beni kurtar‘ diye sesleniyor. Sürekli birilerine ulaşıp kızımı oradan kurtarmamızı istiyoruz. Yetkililerden Allah razı olsun, ulaşıyoruz. Fakat herkes bir şeyler yapmaya çalışsa da, oradaki yoğunluktan henüz sonuca ulaşamıyoruz. Şu ânda sadece bilgilerini alıyorlar. Kızma ulaşıp onunla irtibata geçiyorlar. Kızımın bulunduğu bölgede güvende olmasını istiyoruz. Türkiye’ye bir ân önce getirilmesini istiyoruz. Burada başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün yetkilere sesleniyorum. Kızımın, arkadaşlarının ve oradaki Türk vatandaşlarının sesini duyun” dedi.


“20 yaşındaki bir genç için burada gördüklerimiz çok zor ve çok ağır“


İnternetten konuşan İrem Kahraman ise, yaşanan olayların âniden geliştiğini ve çaresiz kaldıklarını anlatarak, “15 Ağustos günü olaylar gelişince biz de kendimizi havaalanına attık. Orada bulunan, Türk Hava Yollarına ait tarifeli Türkiye seferi gerçekleştiren uçağa binmek istedik. Fakat o sırada Taliban ve Amerikan askerleri karşılıklı ateş açtı. Açılan ateş sonucu 5 sivil vatandaş öldü. O sırada biz de uçağa binmek istedik. Bindiğimiz uçak 200 kişilik olmasına rağmen, içerisinde binden fazla kişi vardı. Afgan askerleri bizi kolumuzdan tutarak aşağı indirdi. Sonra uçak hareket etti. Biz de kargaşa ve kaosun ortasında kaldık. Tanımadığımız bir Afgan vatandaşı, arabasıyla bizi güvenli bir bölgeye götürdü. Fakat çok korktuk, çünkü burada kimseye güvenemiyoruz. Bize yemek getirenler bile tanımadığımız Afgan vatandaşları’’ dedi.


“Arkadaşımla birlikte bir ân önce buradan alınarak ülkemize dönmek istiyoruz ’’


Türk yetkilerle sadece internetin çektiği sırada irtibata geçebildiklerini belirten İrem Kahraman, “İkinci bir uçağın havaalanına iniş yaptığını duyduk, fakat havaalanında yaşanan izdiham sonucu bölgeye vatandaşların alınmadığını öğrendik. Şu ânda bir evin içerisinde kısılıp kaldık. Sokağa çıkamıyoruz. Türk yetkilerle irtibat kurmakta zorluk çekiyoruz. Arkadaşımla birlikte bir ân önce buradan alınarak ülkemize dönmek istiyoruz. Buradan bütün yetkililere sesleniyoruz, Arkadaşım Mert Yamaç ile ben 20 yaşında Türk vatandaşıyız. Bu yaşadıklarımız gerçekten çok zor. Çok korkuyoruz. Buradan güvenli bir şekilde kurtarılmayı bekliyoruz. Biz buraya gezmeye gelmedik. İşimiz için geldik” diye konuştu.


Diğer yandan İrem Kahraman, 15 Ağustos günü yaşanan kaosu cep telefonu kamerasıyla çekerek ailesine attı. Görüntülerde, yaklaşık 5 bin kişinin bulunduğu havaalanının, kapıların açılmasıyla birlikte 5 dakika içerisinde boşaldığı görüldü. Bir başka fotoğrafa ise, genç kızın ve arkadaşlarının şehir içindeki tehlikeli yolculuğu yansıdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.