SAĞLIK - 13 Kasım 2022 Pazar 09:33

Çocukluğundan itibaren çektiği ağrılardan 1 saatte kurtuldu

A
A
A
Çocukluğundan itibaren çektiği ağrılardan 1 saatte kurtuldu

Çocukluğundan itibaren mide ağrısı ve halsizlik şikayeti çeken hasta gezmediği hastane kalmamış bir türlü teşhis konulamamıştı.

Çocukluğundan itibaren mide ağrısı ve halsizlik şikayeti çeken hasta gezmediği hastane kalmamış bir türlü teşhis konulamamıştı. Hasta aradığı şifayı Bursa Hayat Hastanesi’nde buldu.


Bursa’da yaşayan Muharrem Şentürk, çocukluğundan itibaren karın ağrısı, halsiz ve iştahsızlık problemi çekiyordu. Bu rahatsızlıkları için gitmediği hastane kalmayan hastaya gittiği tüm hastanelerde teşhis koyamadı. Arkadaşlarının tavsiyesi üzerine Bursa Hayat Hastanesi’ne giden Şentürk, Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sami Evirgen’e muayene oldu ve kendisini aynı hastanede görev yapan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Kayaoğlu’na yönlendirdi. Hemen tedavisine başlanan hasta yapılan kapalı sistem başarılı bir ameliyatın ardından sağlığına kısa sürede kavuştu. Artık karın ağrısı şikayetleri olmayan ve kilo alabilen hasta daha kaliteli bir hayat yaşamasına vesile olan hastane ve doktorlarına teşekkür etti.


Hastaya yaptığı tedavi hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Kayaoğlu, "Vücudumuzda karın boşluğu ile göğüs boşluğumuzu ayıran ve soluk almamıza yardımcı olan diyafragma denilen bir yapı var. Bu zarın arkada omurlarımıza birleştiği bir alanı var median arcuat ligament, dediğimiz kısmı burası aort dediğimiz vücudun en büyük damarı bu zarın altından geçerken büyükçe bir dal veriyor bu dal daha sonra karaciğer ve midenin bir kısmına ve dalağa beslenen arterlere ayrılıyor. Median arcuat ligament, kök dala yani truncus arteriosusa baskı yaparsa karın içindeki organların kanlanması bozuluyor ve bir miktar iskemiye yol açıyor. Birde bunun çevresinde sinirler var bu sinirlere baskı yaparak bu sendroma yol açabiliyor. Aslında bası olan her hastada bu sendromla sonuçlanmıyor. Bası olan hasta sayısı biraz daha fazla onlar kendilerini bilmiyorlar, çok fazla ağrıları olanlar ve yemek yedikten sonra ağrılara bağlı kilo kayıplarının zaman zaman bulantı ve kusmaların olduğu hastalar çok daha ciddi hastalar. Yaşam kaliteleri düşüyor iş ve sosyal yaşamlarını etkiliyor. Bu çok sık görülen bir sendrom olmadığı için şüphelendikten sonra tomografi ve tomografi anjiyo gibi yöntemler kullanarak tanıyı ortaya çıkartıyoruz. Tanıyı kesinleştirdikten sonra tedavi için ameliyat gerekiyor. Biz bu ameliyatı kapalı yapıyoruz. Hastanın karnına küçük delikler açıp median arcuat ligamenti keserek serbest hale getiriyoruz. Bu ameliyattan sonra hastaların yaşam kalitesi artıyor. Son dönemde bu ameliyatı 3 hastaya gerçekleştirdik. Diğer bir hastamız ameliyattan sonraki bir ay içinde 8 kilo aldı " dedi.


Hastalığının teşhisi koyulup ameliyat olduktan sonra yaşam kalitesinin artığını ifade eden Muharrem Şentürk, "Ben çocukluğumdan itibaren bu ağrıları çekiyordum. Sürekli karnım ağrıyordu. Bu zamana kadar gitmediğim hastane kalmadı. Buralarda bana sürekli gastrit ve reflü tanıları konuluyordu. Verilen ilaçlarla bir kaç gün rahatlıyordum ama hiç bir şekilde yüzde yüz sonuç alamadım. Sabah kalktığımda ve yemek yediğim zaman hemen karnım ağrıyordu. Efor sarf edince nefes nefese kalıyordum. Bununla ilgili çok yere gittim hiçbir şey bulamıyorlardı. Daha sonra Hayat Hastanesi’nde başarılı bir şekilde ameliyat geçirdim. Hayat kalitem arttı, kendimi çok rahatlamış hissediyorum. Kaybettiğim kiloları geri alıyorum. Artık efor sarf ettiğimde yorulmuyorum. Şuanda hiç bir zorluk yaşamıyorum. Bursa Hayat Hastanesi ve hocalarıma çok teşekkür ederim" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kadınlara özgüven ve meslek kazandıran kurs: "Eşimden artık harçlık almıyorum" Düzce El Sanatları Merkezi’nde eğitim gören 62 kadın kursiyer, ahşap ustalığını en ince detayına kadar öğrenerek meslek edindi. Kadınlar, ürettikleri el emeği ürünleri satarak aile ekonomisine katkı sağlarken bir kursiyer, "Aile bütçemize katkısı da çok fazla. Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim. Her ihtiyacımı karşılayabiliyorum" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olan El Sanatları Eğitim Merkezi bünyesinde kurs öğretmeni Fatma Özdemir öncülüğünde düzenlenen ahşap kursuna, 62 kadın kursiyer devam ediyor. Kursiyerler, bir eğitim öğretim dönemi boyunca ahşaba yakma, boyama, kıl testere ile şekil verme ve geri dönüşüm konularında eğitim alıyor. Kurs sayesinde erkek işi olarak bilinen marangozluğu öğrenen kadınlar, ortaya çıkardıkları eserleri satarak aynı zamanda meslek ediniyor ve aile ekonomisine destek oluyor. "Zor bir dönemimde doktorumun tavsiyesiyle başladım" Kursiyer Ayla Arslan, kursa zor bir dönemde doktor tavsiyesiyle başladığını ve burada bir işe yaradığını hissettiğini belirtti. Arslan, kursun ekonomik ve psikolojik faydalarını şu sözlerle anlattı: "Yaptığım ürünler beğenildi. Sonrasında Fatma hocamız bize satış alanları açtı. Yaptığımız ürünleri satıp yerine yeni malzemeler alabiliyoruz. Böylece cebimizden de para harcamıyoruz. Bazen kâr bile ediyoruz. Ahşabın birçok alanı var burada çok güzelde vakit geçiriyoruz. Benim burada 3. yılım ve kopamıyorum." "Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim" Arslan, mesleğin zor ancak çok zevkli olduğunu vurgulayarak, "Yaptığımız işler hep erkek işi ama biz kadınlarda başarabiliyoruz. Ahşapla uğraşmak gerçekten çok zevkli. Başladığınız zaman aşık oluyorsunuz. Fatma hocamızın kursu sevmemizde emeği çok fazla. Aile bütçemize katkısı da çok fazla. Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim. Her ihtiyacımı karşılayabiliyorum. Satışlarımızda oluyor. Kursta ilerledikçe ustalaşıyorsunuz o zaman daha güzel ürünler çıkıyor. Bu kursa başlayan bırakamıyor gibi bir şey" dedi. "Zorlandığımız konu hepimiz ev hanımıyız, çocuklarımız var" Bir diğer kursiyer Özlem Akdeniz ise kurs hakkında bilgiler vererek, "Burada su kabağı işliyorum. Bunlar kendi bahçemde yetiştirdiğim ürünler. Zor mu evet zor vakit ayırıyoruz ama çok da keyifli. Erkeklerle özdeşleşen ahşap ustalığı için biz bir kere bu atölyenin kokusunu aldık. Zorlukları var ama o kısmı görmüyoruz. Erkek işi gibi görünse de biz onları geçiyoruz. Zorlandığımız konu hepimiz ev hanımıyız, çocuklarımız var. Biz onlardan zaman ayırıp buraya geliyoruz. Sadece o biraz zorlayıcı olabiliyor, onun dışında zorlanmıyoruz" diye konuştu. Zaman zaman yaptığı ürünlerden maddi kazanç sağladığını aktaran Akdeniz, "Ekonomik olarak burasının büyük etkisi oluyor. Burada bütün arkadaşlarımın da beklentisi bu. Bunun pazarını oluşturabilsek, ürünlerimizin satışını yapabilsek eşlerimize ihtiyaç duymadan kendi kazancımızı sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.
İzmir Aliağa’daki çimento öğütme/paketleme tesisine ÇED onayı Batıçim Batı Anadolu Çimento A.Ş., İzmir Aliağa’da kuracağı yıllık 3,5 milyon ton kapasiteli çimento öğütme ve paketleme tesisi için ÇED onayı aldı. Grubun uluslararası pazarlarda ihracat hacmini artıracak stratejik yatırımın, Ege Bölgesi’ni ihracata en entegre üretim merkezlerinden biri haline getirmesi bekleniyor. Nakliye süreçlerinin Limana yakın konumuyla nakliye süreçlerinin optimize edilmesini sağlayarak lojistik maliyetleri azaltacak yatırımın ilk fazı, yıllık 1 milyon 750 bin ton kapasiteyle devreye alınacak. Ege Bölgesi’nin köklü sanayi topluluklarından Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun amiral gemisi Batıçim, çimento sektöründeki rekabet gücünü artırmak ve ihracat odaklı büyüme stratejisini güçlendirmeyi amaçladığı Aliağa yatırımında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) onayı aldı. Liman üzerinden gerçekleştirilecek sevkiyat kabiliyeti sayesinde grup, ihracat pazarlarına erişimini hızlandırmayı ve bu pazarlardaki rekabetçiliğini artırmayı hedefliyor. Genişleme hamlesiyle çimento satış hacminin 4,9 milyon tona ulaşması, ihracat payının ise orta vadede yüzde 45-50 bandına taşınması öngörülüyor. Bölgeye istihdam, ihracat artışı ve tedarik zincirinde genişleme gibi çok yönlü ekonomik faydalar getirmesi de beklenen projenin 2027-2028 döneminde devreye alınması hedefleniyor. Liman içinde üretim modeli ‘Limanın içinde üretim’ modeliyle işleyecek tesis, lojistik maliyetleri önemli ölçüde düşürerek ihracat pazarlarında rekabet gücünü artıracak. Bugün 20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapan şirket, bu hamle ile ABD, Kanada, Güney Avrupa ve Akdeniz havzası gibi stratejik pazarlara daha hızlı ve rekabetçi bir şekilde ulaşma imkânı bulacak. Lojistik optimizasyon sayesinde karbon ayak izini azaltarak sürdürülebilir üretime de önemli katkı sağlayacak yatırım ile Ege’nin çimento devi, Türkiye’de sektörünün lider oyuncuları arasındaki yerini sağlamlaştırmayı ve ihracatta ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamayı planlıyor. Gelecek vizyonunda önemli adım Yatırımın grubun gelecek hedefleri arasında stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade eden Batı Anadolu Şirketler Topluluğu İcra Kurulu Üyesi, Üretim Operasyon Grup Başkanı Caner Türkyener, "Aliağa çimento öğütme ve paketleme tesisi yatırımı hem çimento sektöründeki yeni dinamiklere hem de grubumuzun uzun vadeli büyüme vizyonuna yanıt veren stratejik bir adım. Çimento artık büyük ölçüde lojistik maliyetleri belirleyen bir ürün. Hammaddeden ihracata kadar tüm zincirin optimize edilmesi önem arz ediyor. Aliağa’daki öğütme ve paketleme tesisi; limana doğrudan erişimi, güçlü sanayi altyapısı ve ihracat odaklı konumu sayesinde bize çok ciddi bir rekabet avantajı kazandıracak. Kısacası, Batıçim’in gelecek vizyonu açısından çok önemli bir yerde konumlanan bu yatırım hem grubumuzun hem de Türkiye’nin ihracat hedeflerine önemli bir katkı sağlayacak" dedi. Proje iki fazda planlanıyor Yapılan açıklamaya göre, Aliağa-Nemrut bölgesinde planlanan kapasite artışı, grubun stratejik dönüşüm süreciyle uzun vadeli büyüme planının ana eksenini oluşturuyor. İki fazdan oluşan değirmen yatırımı; ilk etapta yaklaşık 2 milyon ton, tamamıyla devreye alındığında ise yıllık 3,5 milyon ton kapasiteyle faaliyette olacak. Mevcutta 5,8 milyon ton olan üretim kapasitesini yatırımın tamamlanmasıyla yaklaşık yüzde 60 artıracak şirketler topluluğu, lojistik maliyetlerinde düşüş, sevkiyat hızında artış ve ihracat pazarlarına daha rekabetçi bir konuma gelecek.
Bursa Bursa’da engel tanımayan bilim yolculuğu Bursa AB Bilgi Merkezi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında GUHEM’de düzenlediği "Yıldızlara Dokunan Eller" programıyla engelli çocuklara uzay ve bilimle iç içe, erişilebilir ve kapsayıcı bir öğrenme deneyimi sundu. Avrupa Birliği’nin finanse ettiği ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) çatısı altında faaliyet gösteren Bursa AB Bilgi Merkezi tarafından Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) düzenlenen "Yıldızlara Dokunan Eller" etkinliği, çocukların bilime erişimini kolaylaştıran önemli program olarak gerçekleştirildi. Avrupa Birliği’nin engelli bireylerin toplumsal yaşama eşit ve etkin katılımını teşvik eden Engellilik Eylem Yol Haritası temel ilkelerini vurgulayan etkinlikte çocuklar, bilimle deneyimleyerek öğrenebilecekleri uygulamalar ve etkinliklerle buluşturuldu. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Meclis Başkanı Ali Uğur, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener ve Yönetim Kurulu Üyesi Haşim Kılıç’ın da katıldığı interaktif deneyimler ve uzay temalı uygulamalarla dolu program, minik katılımcıların merak duygusunu güçlendiren keyifli bir buluşmaya dönüştü. "Uzay ve havacılık faaliyetleri yeni neslin hayallerini şekillendiriyor" Ekinlik hakkında değerlendirmelerde bulunan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, "BTSO’nun en vizyoner projelerinden biri olan GUHEM’de engelli evlatlarımızla bir araya geldik. Çocuklarımızın toplumsal yaşamda daha rahat yer alabilmeleri ve eğitim süreçlerini destekleyecek fiziki şartların güçlendirilmesi hepimizin ortak sorumluluğu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçirdiğimiz GUHEM de bu kapsamda çocuklarımıza erişilebilir deneyimler sunan çok önemli bir merkez." ifadelerini kullandı. Burkay, etkinliğin hem bilimsel farkındalık hem de sosyal kapsayıcılık açısından güçlü bir örnek olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu merkezde çocuklarımızın uzay ve havacılıktaki vizyonlarını geliştiren önemli aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Bursa AB Bilgi Merkezimizle birlikte düzenlediğimiz bu program, çocuklarımızın burada deneyim kazanmalarını, bilime temas etmelerini ve hayal güçlerini artırmasına katkı sağlayan güzel bir buluşma oldu."