YEREL HABERLER - 05 Ekim 2013 Cumartesi 09:56

KANSERE SICAK DOKUNUŞ KANSERLİ HÜCRELERLE DOKUYU ISITARAK MÜCADELE EDİYORLAR DÜNYADA YAYGINLAŞAN HİPERTERMİ ONKOLOJİK MÜDAHALE, TÜRKİYE'DE DE İLK KEZ BURSA'DA UYGULANMAYA BAŞLADI ONKOLOG DOÇ. DR. MUTLU DEMİRAY: "YÜKSEK SICAKLIKLA KEMOTERAPİ KANSERLE

A
A
A
KANSERE SICAK DOKUNUŞ
KANSERLİ HÜCRELERLE DOKUYU ISITARAK MÜCADELE EDİYORLAR
DÜNYADA YAYGINLAŞAN HİPERTERMİ ONKOLOJİK MÜDAHALE, TÜRKİYE'DE DE İLK KEZ BURSA'DA UYGULANMAYA BAŞLADI
ONKOLOG DOÇ. DR. MUTLU DEMİRAY:
"YÜKSEK SICAKLIKLA KEMOTERAPİ KANSERLE

Kemoterapide vücut sıcaklığı artırılarak kanserli hücre duvarlarının kolayca aşılması ve ilacın hedef noktalara ulaşmasını sağlayarak yan etkisinin asgariye indirilmesi, bu zorlu tedavide başarı şansını artırıyor.
Almanya'da hipertermi eğitimleri alarak cihazı Türkiye'ye getiren onkolog Doç. Dr. Mutlu Demiray, yeni tedavi metoduyla başarı şansının çok daha yukarılara çıkarıldığını söyledi. Demiray, "Kanser sıklığı her 4 aileden birinin karşılaştığı bir hastalıktır. Kanserin yapısal farklılıkları sebebiyle tedavisi birçok zorluk göstermektedir. Kanser hücreleri istilacı ve yayılmacı karakterleri yüzünden çok fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Kanser hücreleri sadece şekerle beslenebilir. Normal hücrelerden yaklaşık 200 kat fazla şeker kullanırlar. Bu kadar çok şekeri taşıyacak karışık bir damar ağı yaparlar. Kanserin teşhisinde kullanılan PET/CT tetkikinde de şekere fosfor bağlanarak damardan verilir. Kanser hücreleri tüm şekeri kullandıkları için fosfor da kanser hücrelerinin içinde kalır ve filmde parlar. Aşırı miktarda şeker kullanımı neticesinde sürekli asit üreterek hücre dışına atarlar. Kanser hücresi asitli bir ortamda bulunur. Bu asitli ortam normal hücreleri eritir ve kanser hücrelerinin yayılmasını sağlar. Kanser hücreleri bu asitten korunmak için daha kalın ve yağdan zengin bir hücre duvarına sahiptir. Kanser hücresinin kalın yağlı hücre duvarı, kemoterapi ilaçlarının hücrenin içeri girmesini engelleyebilir. Çevresindeki asitli ortam ilaçları etkisiz hale getirebilir. Kaotik (karışık) damar yapısı sebebiyle uygulanan kemoterapi ve radyoterapi, kanserli hücrelerde yeterince etkili olamayabilir. Bu şer sayılan noktalar ısı tedavisinde avantajdır. Eğer tümörü ısıtabilirseniz kalın yağlı hücre duvarı erir ve geçirgenliği artar ve kanser ilaçları kolayca hücre içine girer. Çevresindeki asit ısınınca daha da yoğunlaşır ve eriyen hücre duvarından kanser hücresinin içine girerek etkili olur. Isı tedavisi kanser hücrelerini direkt öldürmekle beraber, kalkanlarını etkisiz hale getirerek kemoterapi ve radyoterapinin daha etkili olmasını sağlar" dedi.
Doç. Dr. Mutlu Demiray, farklı tedavi metodunun teknik özelliklerini şöyle anlattı:
"Kanseri seçici olarak ısıtmak esastır. Kanser hücreleri farklı özellikleri sebebiyle normal hücrelerden farklı elektromanyetik dalgalara hassastır. Güvenli elektromanyetik dalgalar kullanılarak sadece tümör hücreleri ısıtılabilir. Kanseri ısıtma tedavisi hipertermi olarak isimlendirilir. Hipertermi, kanser tedavisinde alternatif bir tedavi değildir. Avrupa'da kabul edildiği üzere kanser tedavisinin 4. parçasıdır. Hipertermi kanser hücrelerinin savunma duvarlarını çökerterek kemoterapi ilaçlarının kanserli dokuda daha etkili olmasını sağlar. Hipertermi, radyoterapinin etkisini kanserli dokuda yüzde 500’e kadar artırır. Genel manada hipertermiyle birlikte yapılan kanser tedavisinde başarı çok daha yüksektir. Hipertermi daha başarılı tedavi sağlarken, yan etkilerde artışa sebep olmaz. Hiperterminin neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Hipertermi birçok kanser türünde başarılı bir şekilde kullanılabilir. Akciğer, karaciğer, pankreas, mide, bağırsak kanserleri, rahim ve rahim ağzı kanserleri, mesane kanserleri, beyin tümörleri, gırtlak kanserleri başlıcalarıdır. Genel bir ifadeyle kemoterapi veya radyoterapi uygulanması planlanan her hasta hipertermi açısından da değerlendirilmelidir. Amerika, Almanya, Japonya Hollanda başta olmak üzere bütün dünyada uygulanan bir tedavi yöntemidir. Amerikada Texas Üniversitesi, Harvard Medical School, Almanya'da Ruhr Üniversitesi, Münih Üniversitesi uygulamaktadır. Hollanda'da Amsterdam Medical Center başta olmak üzere önemli üniversitelerin standart tedavi şemasında hipertermi vardır. Alman Hipertermi Derneği'nin sloganında olduğu gibi, hipertermi hayatınızı kurtarabilir. Hipertermi alternatif bir tedavi değil, standart tedavinin parçasıdır. Hipertermi, tedavinin başarısını yan etkileri artırmadan bariz şekilde artırır. Dünyanın önemli merkezlerinde hipertermi standart hale geldi. Türkiye de akademik sertifikalı bu tedaviyi yapan ilk merkez oldu. Daha başarılı bir mücadele için kansere sıcak dokunuş yapmak gerekiyor."
Bursa'da Kükürtlü'de özel klinikte hizmet veren Doç. Dr. Mutlu Demiray ve ekibi hipertermi eğitimlerini Almanya Ruhr Üniversitesi'nde aldı. Avrupa Hipertermik Onkoloji Derneği üyesi Doç. Dr. Demiray ve ekibinin hizmet verdiği merkez, Türkiye'de Alman Hipertermi Derneği tarafından sertifikalandırılmış tek klinik olma özelliğini taşıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.