SAĞLIK - 21 Kasım 2023 Salı 14:37

Antibiyotiğe karşı direnç oluşuyor

A
A
A
Antibiyotiğe karşı direnç oluşuyor

Kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanımının antibiyotik direnci meydana getirdiğini vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeliz Karakaya, toplumsal farkındalık oluşmaması durumunda yakın gelecekte organ nakli, kalp damar ve protez cerrahisi gibi büyük ameliyatların bu dirençli bakteriler nedeniyle yapılamayacak hale geleceğini belirtti.


Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeliz Karakaya, Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası kapsamında açıklamalarda bulundu. Antibiyotiklerin uygun dozda uygun sürede kullanımına ‘akılcı antibiyotik kullanımı’ denildiğini dile getiren Uzm. Dr. Karakaya, doktor gözetiminde verilmeyen, kulaktan dolma bilgilerle uygun doz ve sürede kullanılmayan, su ile alınması gerekirken başka sıvılarla alınan, ilaç- besin etkileşiminin ihmal edildiği kullanımların uygunsuz ilaç kullanımına girdiğini vurguladı.


Söz konusu durumun ölümcül sonuçlara vardığını kaydeden Uzm. Dr. Karakaya, “Uygunsuz antibiyotik kullanımı, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarındaki bozuklukların yanında günümüzün en önemli sağlık tehlikelerinden biri olan antibiyotik direnci meydana getirmektedir. Bakteriler, devamlılığını sürdürebilmek ve canlı kalabilmek için antibiyotiklere karşı direnç geliştirirler ve geliştirdikleri bu direnç mekanizmalarını hem genetik olarak alır hem de diğer bakterilere aktarabilirler. Bu dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlardan dolayı her yıl 700 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Gelecekte organ nakli, kalp damar cerrahisi ve protez cerrahisi gibi büyük ameliyatlar bu dirençli bakteriler nedeniyle yapılamayacak hale gelecektir” dedi.


Grip ve nezle halinde antibiyotik kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Karakaya, “Antibiyotiğe bağlı yan etkilerin azaltılması ve direncin önüne geçilebilmesi için doktorun muayene ve tetkiki sonucu reçete ettiği ilacın eczacının danışmanlığında kullanılması, doğru dozda ve uygun sürede kullanılması; grip, nezle gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılmaması, uygun olmayan şartlarda saklanan antibiyotiklerin kullanılmaması gerekir. Antibiyotikler ağrı kesici ya da ateş düşürücü değildir. Virüslü mantar enfeksiyonlarında etkisizdir. Direnci önlemek için etkili en iyi yol antibiyotiklerin doğru kullanımıdır” şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çıralı’da caretta caretta rekoru Türkiye’de Caretta carettaların önemli yuvalama alanlarından olan Çıralı’da, son iki yuvanın açılışı gerçekleştirildi. Çıralı’da bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunun kırıldığı ve yaklaşık 4 bin yavru caretta carettanın denizle buluştuğu belirtildi. Çıralı sahilinde son iki yuvanın açılış etkinliğine, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir, Kemer Jandarma Komutanı Ömer Seyhan, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Beydağları Sahil Milli Park Müdürlüğü Kemer Milli Park Şefi Hasan Tıraş ve Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, Ulupınar Muhtarı Salih Sarıca ile yerli ve yabancı turistler katıldı. Son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) nesli tehlike altındaki türlerde kırmızı listede gösterilen ’Caretta caretta’ ve ’Chelonia mydas’ türü deniz kaplumbağalarının Akdeniz’in Türkiye sahillerindeki yuvalama sezonu sona eriyor. Türkiye’deki 22 yuvalama alanından biri olan ve her yıl Avrupa’nın en iyi 10 plajı arasında yer alan Çıralı’da bu yıl ardı ardına sahile çıkan deniz kaplumbağalarıyla son 30 yılın rekoru 180 yuva ile kırıldı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı 6’ıncı Bölge Müdürlüğü ile Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi’nin protokolü ile yürütülen koruma ve izleme çalışmaları bu yıl rekor yılı olarak tamamlandı. Son olarak açılan iki yuvadan 214 yumurta çıktı. Yuvalardan 72 caretta caretta yavrusu kendi imkanlarıyla yuvadan çıkarak denizle buluşurken, bu sabah saat 06:30 da açılan yuvadan çıkan 8 yavru da denizle buluşturuldu. “Caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında” Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, yaptığı açıklamada, 2024 yılının son yuva açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Mayıs ayında ilk yuvanın işaretlenmesini yaptıklarını hatırlatan Kaymakam Solmaz, “Mayıstan bu yana yuva sayısı çok arttı ve 180 yuvamızla son 30 yılın rekorunu kırdık. Caretta carettalar nesli tükenmekte olan canlılar olduğu için bölgemizdeki en önemli varlıklar durumunda. Bunun sorumluluğunun farkında olarak hem caretta carettaların korunması için hem de bölgedeki sürdürülebilir turizm adına yuva açılışlarını dışardan gelen turistlerle yapmaya gayret gösteriyoruz. Bu konuda her şeyini ortaya koyan Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi üyeleri ve gönüllü arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bölgemizin sürdürülebilir turizm anlamında caretta carettalar ve kum zambakları koruma altında. Bizler de bu konuda insanları bilgilendirmeye gayret gösteriyoruz” dedi. Kemer Belediye Başkan Vekili Sema Özdemir ise belediye olarak caretta carettaları korumak için ellerinden gelen desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti. Bu yıl ki son caretta caretta yuvasının açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin de “Bu sene yaklaşık 4 bin caretta caretta denize ulaştı. 180 yuva sayımızla bu yıl rekor kırdık. Gelecek yıllarda da bu rekorlar devam eder. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanlarımızı korumamız gerekiyor. Kemer Belediyesi olarak kooperatifimize elimizden gelen desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi Başkanı Habib Altınkaya, bu yılın son yuvasını açtıklarına değinerek, “Doğa Koruma ve Milli Parklarla ile yaptığımız protokole istinaden sezonu kapattık. Bu yıl 180 yuva ile son 30 yılın rekorunu kırdık. 12 bin civarında yumurta sayısı oldu. Yaklaşık 4 bin yavru caretta carettayı da denizle buluşturduk. Çalışmalarımızda bize destek olan başta Kemer Kaymakamlığı, Kemer Belediyesi, Kemer Jandarma Komutanlığı, Sahil Güvenlik ve gönüllü vatandaşlarımıza teşekkür ederim” dedi. (BLT-SM-
Malatya Sadıkoğlu: “Deprem bölgesi 6306 sayılı kanun kapsamında afet bölgesi ilan edilmeli” Depremin üzerinden 19 ay geçmesine rağmen yerinde dönüşüm çalışmalarının beklenilen hıza ulaşamadığını belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Yerinde dönüşüm kapsamındaki inşaat işlerindeki yüzde 20 KDV oranı maliyetleri çok artırarak vatandaşı zorluyor. Yerinde dönüşüm süreçlerinin daha da hızlanması için inşaat işleri KDV başta olmak üzere her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulmalıdır. Bu nedenle deprem yaşamış şehirlerimiz 6306 sayılı kanun kapsamında Afet Bölgesi olarak ilan edilmelidir” dedi. Kahramanmaraş merkezli 15 milyona yakın nüfusun yaşadığı 11 ili etkileyen 6 Şubat depremlerinin üzerinden 19 ay geçti. Depremden en çok etkilenen Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta imar ve inşa çalışmaları sürüyor. Yerinde dönüşüm çalışmalarının beklenilen hıza ulaşamadığını belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, yerinde dönüşümün teşvik edici bir hal alması için deprem bölgesinin 6306 sayılı kanun kapsamında afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Yerinde dönüşüm kapsamındaki inşaat işlerinde yaşanan bürokratik zorluklar ve yüzde 20 KDV oranının maliyetleri arttırması vatandaşı zora soktuğunun altını çizen Başkan Sadıkoğlu, “Yüzyılın felaketi olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 19 ay geçti. Adeta şantiyeye dönen şehrimiz Malatya’da yıkımlar devam ediyor. Diğer illerde de benzer durumlar olduğu bilgisini alıyoruz. Resmi rakamlara göre şehrimizden 112 bin kişi başka şehirlere göç etmiş. Nüfus kaydı Malatya’da olan ancak yaşamını başka şehirlerde sürdürenleri de düşündüğümüzde bu sayı 200 bini geçiyor. Gidenlerin geri gelmesini sağlamak için inşaat çalışmalarının hızlanması gerekiyor. Özellikle yerinde dönüşüm çalışmaları beklenilen hıza ulaşamadı. Devlete yük olmak istemeyen yüzbinlerce depremzede vatandaşımız bir an evvel evini inşa ettirmek ve yaşamına burada devam etmek istiyor. Yerinde dönüşüm için verilen 1 milyon 500 bin TL hibe ve kredi miktarının yetersizliğiyle birlikte artan inşaat maliyetleri süreci yavaşlatıyor. Ayrıca yerinde dönüşüm kapsamındaki inşaat işlerindeki yüzde 20 KDV oranı maliyetleri çok artırarak vatandaşı zorladığı da ortada. Yerinde dönüşüm süreçlerinin daha da hızlanması için inşaat işlerinin KDV başta olmak üzere her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulması şarttır. Bu nedenle deprem yaşamış şehirlerimizin bir an önce normal yaşama dönebilmesi için 6306 sayılı kanun kapsamında Afet Bölgesi olarak ilan edilmelidir. Özellikle uygulamanın yerinde dönüşüm kapsamında taşınmaz maliklerince kendileri tarafından yapılacak olan yeni inşaatların yanı sıra ticari alanların da dahil edilerek genişletilmesi elzemdir. Talep yazımızı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gönderdik. Takipçisi olacağız” dedi.