EĞİTİM - 04 Temmuz 2025 Cuma 13:13

BUÜ’nün yapay zeka projesine Bakanlık ve TÜBİTAK desteği

A
A
A
BUÜ’nün yapay zeka projesine Bakanlık ve TÜBİTAK desteği

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Bilgin tarafından hazırlanan yapay zeka destekli proje, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından destek almaya hak kazandı.


TÜBİTAK tarafından hayata geçirilen "Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı" projesinin sözleşme imza töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, İstanbul Valisi Davut Gül, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, proje desteği almaya hak kazanan üniversitelerin rektörleri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.



"Çok boyutlu bir atılıma imza attık"


Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır, "Önümüzdeki dönemde Yapay Zekâ Dönüşüm Programlarıyla; yapay zekâ teknolojilerinin üretim süreçlerinde kullanımını daha da yaygınlaştıracağız. Yerli ve özgün yeni yapay zekâ modellerinin doğmasını sağlayacak girişimleri, somut adımlarla desteklemeyi sürdüreceğiz. Türkiye’de hiper ölçek veri merkezlerinin kurulmasını hızlandıracağız" dedi.


Bakan Kacır, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak; firmalarımızın yapay zekâ temelli teknolojileri üretim süreçlerine entegre ederek, katma değer üretme yönündeki gayretlerini desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılında ülkemizi küresel arenada hak ettiği konuma taşımak üzere var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Önümüzdeki beş yıla dair yol haritası niteliğindeki 2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 26 Mart’ta ilan edildi. Strateji Belgemiz doğrultusunda Türkçe verilerle zenginleştirilen, ülkemizin ilk temel yapay zekâ büyük dil modelini kullanıma sunacağız. Proje kapsamında TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zekâ Enstitümüz; bugüne kadar 2 trilyon tokenlik veri derledi. Titizlikle temizlediği 300 milyar tokenlik veri havuzunu, farklı mimariler üzerinde eğitti " vurgusu yaptı.



Uluslararası rekabet gücü artırılıyor


TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın ise yapay zekânın günümüzün öne çıkan teknolojilerinden biri haline geldiğine vurgu yaparak ekonomik büyümeden toplumsal refaha kadar pek çok alanda yapay zekâ teknolojilerinin etkisini hızla artırdığına değindi. Prof. Dr. Orhan Aydın; "TÜBİTAK olarak ülkemizin yapay zekâ yetkinliğini ve uluslararası rekabet gücünü artırmak amacıyla kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda, ülkemizdeki altyapıyı güçlendirmek adına önemli adımlar atıyoruz. Özellikle yapay zekâ uygulamalarının ihtiyaç duyduğu süper bilgisayar altyapılarının geliştirilmesi, yüksek performanslı bilişim imkanlarının artırılması ve yapay zekâya özel yazılımların yerli olarak üretilmesi için üniversitelerimize, sanayicilerimize ve ekosistemin diğer paydaşlarına destekler sağlıyoruz" ifadelerini kullandı.



İlk kez uygulanacak bir sistem


Çalışmasının detayları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Metin Bilgin, bir sanayi inovasyonu olarak öne çıkan projede metal kesme testere makinelerinin yapay zeka ile daha akıllı hale getirileceğini belirtti. Mevcut sensör verilerinin anlık analiz edilerek operatöre rehberlik edecek kararlar üretebileceğini aktaran Doç. Dr. Metin Bilgin; "Geçmiş arıza kayıtları ve çözümlerle eğitilmiş açık kaynak büyük dil modeli (LLM) sayesinde kullanıcılar hem yazılı hem de sesli olarak sistemden üretken yanıtlar alabilecek. Tamamen çevrimdışı ve veri güvenliğini önceleyen yapıda geliştirilecek sistem, ilk kez testere makinelerinde sesli komut ve yanıt özelliğini HMI ekranlara entegre edebilecek. Bu sayede operatör, karşılaştığı sorunlara hızla çözüm bulabilecek. Kestirimci bakım ve arıza önleme süreçleri de yapay zekâ destekli hale getirilecek" ifadelerini kullandı. Bilgin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından desteklenen projede; BUÜ, İletişim Bilgisayar Yazılım Sistemleri ve Beka-Mak Makine Sanayi firmalarının işbirliği bulunduğuna işaret etti.



Rektör’den tebrik


İstanbul’da gerçekleştirilen sözleşme imza törenine proje ortaklarıyla birlikte katılan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, çalışmayı yürüten Doç. Dr. Metin Bilgin’i makamında ağırladı. Özverili çalışması ve başarısından ötürü akademisyeni tebrik eden Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; "Bir araştırma üniversitesi olarak nitelikli bilimsel faaliyetlerde bulunan tüm hocalarımıza müteşekkiriz. Üniversitemizin mevcut konumunun çok daha yukarılara çıkarılması noktasında yoğun bir mesai harcıyoruz. Üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine katkı sağlayan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yanı sıra TÜBİTAK tarafından da destek almaya hak kazanan değerli bir projenin üniversitemize kazandırılmasına vesile olan hocamız Doç. Dr. Metin Bilgin’e ve proje paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.



BUÜ’nün yapay zeka projesine Bakanlık ve TÜBİTAK desteği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Gaziantep Kadooğlu Yağ’a Gaziantep’in Yıldızları ödülü Kadooğlu Yağ, ihracat performansı ve uluslararası pazarlardaki istikrarlı büyümesiyle Gaziantep Sanayi Odası tarafından Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirildi. Yıl boyunca üretim gücü, kalite standartları ve sürdürülebilir ihracat yaklaşımıyla dikkat çeken Kadooğlu Yağ, bu anlamlı ödülle 2025 yılını bir başarıyla daha tamamlamanın gururunu yaşadı. Gaziantep Sanayi Odası’nın en prestijli organizasyonlarından biri olan Gaziantep’in Yıldızları, yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından bir çok ödüle layık görülen Kadooğlu Yağ için ayrı bir anlam taşıyor. "Bu ödül, emeğimizin ve vizyonumuzun bir yansımasıdır" Kadooğlu Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Azime Kadooğlu Akbulut, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, "Gaziantep gibi üretim ve ihracat kültürü çok güçlü bir şehirde, Gaziantep Sanayi Odası tarafından böyle kıymetli bir ödüle layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu ödül, sadece ihracat rakamlarımızın değil ekip ruhumuzun, kalite anlayışımızın ve uzun vadeli vizyonumuzun da bir göstergesidir. Yılın son ödülünü almak, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Başta çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. İhracatta istikrarlı büyüme vurgusu Kadooğlu Yağ, farklı coğrafyalara uzanan ihracat ağı, yüksek üretim kapasitesi ve güçlü tedarik zinciriyle Gaziantep’in ihracat başarısına katkı sunmaya devam ediyor. Firma, önümüzdeki dönemde de katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme odağıyla uluslararası pazarlardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor.