GÜNDEM - 10 Aralık 2023 Pazar 09:30

İki kardeş mühendisliği bırakıp çiftlik kurdu

A
A
A

Elektrik elektronik mühendisi iki kardeş 8 yıl önce aldıkları kararla mesleklerini bırakıp çiftlik kurdu. Verimli ve sürdürülebilir hayvancılık için gayret gösteren ağabey-kardeş, bilimsel metotlarla çiftlik içinde hayata geçirdikleri ekosistemle israfın da önüne geçmeyi başardı.

Bursa’nın kırsal Karacabey ilçesinde yaşayan iki kardeş, sırt sırta verip kurdukları 15 dönümlük çiftlikte ucuz ve doğal et üretiyor. Çiftlik içerisinde bir ekosistem oluşturan kardeşler, hayvanların gübreleri ile 300 dönüm arazide yetiştirdikleri mısır, ot ve samanlarla hayvanları besleyerek hem maliyeti azaltıyor hem de doğal ürün elde ediyor. Kendi kendine yeten çiftlikte üretilen hiçbir ürün israf olmazken, maliyet en aza indirilerek ucuz et elde ediliyor.

Çiftlikteki hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri ürünlere, hiçbir katkı maddesi eklemeden tekrar hayvan yemi olarak kullanan çiftçiler, sürdürülebilir sistemleriyle diğer çiftçilere örnek oluyor. Hayvanların yeminden, sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını belirten ağabey kardeş, bu sayede toplum sağlığını koruyor. Yerli hayvan kullandıklarını söyleyen kardeşler çiftliklerine dışarıdan herhangi bir ürün sokmadıklarını söyleyerek milli servete katkı sağlıyor.

İki kardeş mühendisliği bırakıp çiftlik kurduKüçük çaplı bir ekosistem kurdular

37 yaşındaki Fatih Eren, Ankara’da özel bir üniversitede elektrik elektronik mühendisliğini tamamladı. 23 yaşında okuldan mezun olan Fatih Eren’in kardeşi 31 yaşındaki Tuna Eren de özel bir üniversitenin elektrik elektronik mühendisliğini 2015’te bitirdi. Kurdukları çiftliği bilimsel temelde yönetmek isteyen kardeşlerden Tuna Eren, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Yüksek Lisansını da 2022’de tamamladı. Baba mesleği olan Ankara merkez olmak üzere İstanbul ve İzmir’de şubeleri bulunan aile şirketlerinde, Türkiye genelinde güvenlik ve network altyapı sistemleriyle ilgili yaklaşık 7 yıl çalışan Eren kardeşler, başka sektör arayışına girdi. Hizmet sektöründen gıda sektörüne geçerek üretim bazlı çalışmalar için kolları sıvayan kardeşler, yaklaşık 8 yıl önce Ankara ve İstanbul’dan Bursa’nın Karacabey ilçesine gelerek 15 dönüm arazi üzerinde bulunan çiftliği satın aldı. Çiftlik çevresindeki 300 dönüm tarla kiralayan Eren kardeşler, önce kendi yemlerini üretti, ardından yemlerin israf olmaması için bir ekosistem kurdu. Ürettikleri yemleri önce büyükbaş, ardından küçükbaş, sonra kümes hayvanları ve tavşanlara verdikten sonra hayvanlardan elde edilen gübreyi de tarlalarda tekrar kullanarak maliyetlerini en alt seviyeye çekmeyi başardı.

Her şeyi sıfırdan yaptılar

Ağabey Fatih Eren, kısaca süreci şu sözlerle özetledi:

"Hikaye 7 yıl önce başladı. Elektronik sektöründe 10 yıllık bir firma sahibiyiz ağabey, kardeş. Sektördeki değişiklikleri ön görerek farklı bir sektör arayışına girdik. Sonu olmayan bir sektör olarak da gıdaya yönelmek istedik. Daha önceki işimiz hizmet sektörüydü, biz üretmek istedik. Üretmenin daha bereketli olacağına inandık. Bölge olarak da Bursa Karacabey ilçesini seçtik. Gerek devlet teşvikleri, tarımsal faaliyetlerin bu bölgede yoğun olması bizim burayı tercih etmemize sebep oldu. 15 dönüm üzerindeki çiftliğimizi satın alarak bu işe giriştik. Her şeyi sıfırdan ağabey kardeş ikimiz yaptık. İkimizde elektrik elektronik mühendisiyiz. Kardeşim Tuna, bu işin daha bilimsel yapılabilmesi için Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni de bitirdi ve yüksek lisansını da yaptı. Sırtımıza bilime dayadığımız için çok şükür bugünlere geldik"

"Bu bize baba nasihatidir"

Çiftliklerinde hiçbir şeyin israf olmadığına dikkat çeken ağabey Eren, "Bu bize baba nasihatidir. İşimizdeki bereketin sebebini buna bağlıyoruz. Bizim çiftliğimize giren her ürün önce büyükbaş hayvanlarımızda değerlendiriliyor, buradan arta kalan yemler küçükbaşa gidiyor, orda alta kalanları da kümes hayvanlarımıza gidiyor oradan da artanları en son tavşanlarımız yiyor. Böyle bir kapalı ekosistem diyebiliriz. Bu şekilde bir şey zayi olmuyor. İşin verimi ve sürdürülebilirliği maksimum seviyede oluyor. Yemlerin tamamını kendimiz üretiyoruz. Çiftlik çevresindeki tarlarda ürünleri yetiştiriyoruz. Buradan hasat ettiğimiz ürünleri de depoluyoruz. Bunları bilimsel metotlarla saklayarak hayvanlara veriyoruz" şeklinde konuştu.

İki kardeş mühendisliği bırakıp çiftlik kurdu

Ziraat fakültesini bitirip, yüksek lisansını tamamladı

Ankara’da elektrik elektronik mühendisliğinden mezun olan kardeş Tuna Eren, “İkinci üniversiteyi Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde okumamın sebebi hayvan besleme üzerineydi. Bu işi bilime dayalı, verimli hayvancılık yapabilmek için okumam gerekiyordu ve okudum. Ağabeyimle birlikte bu çiftlikte çok emeğimiz var. Biz bu çiftliği bir anda bu son haline getirmedik. Her sene üzerine koyarak, bilgiye tecrübemizi ekleyerek bugünlere geldik. Şu andaki tek amacımız burada verimli hayvancılık yapabilmektir” dedi.

“Doğa sevgisi sayesinde kolay adapte olduk”

Radikal bir kararla büyükşehir hayatından buraya geldiklerini fakat bu işe başlamalarının bir süreç olduğunun altını çizen Tuna Eren, “8 yıllık süreçte biz yavaş yavaş elektronik işlerimizi azaltarak bütün enerjimizi bu işe kanalize ettik. Bugün geldiğimiz noktada bu işe kendimizi adapte olmuş hissediyoruz. Mutluyuz, üretmenin mutluluğunu ben yaşıyorum. Büyükşehirden buraya gelmek benim için pozitif oldu. Belki de içimizdeki doğa sevgisi bu adaptasyon sürecini daha kolaylaştırdı” ifadelerini kullandı.

Samet Doğru - Uğur Uslubaş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aksiyon, dram ve fantastik türlerini birleştiren ‘Hain’ filmi afişi yayınlandı Yapımcılığını Fix360’ın üstlendiği; Haldun Dormen, Mustafa Alabora, Meltem Beydilli, Erkan Petekkaya, Yurdaer Okur, Ali Düşen Kalkar gibi yıldızların rol aldığı ‘Hain’ filminin afişi yayınlandı. Behzat Ç. dizisinden tanınan Berke Üzrek’in yazıp yönettiği film, 13 Aralık Cuma günü izleyiciyle buluşacak. Senaryosunu fenomen dizi Behzat Ç.’den tanıdığımız Berke Üzrek’in yazıp yönettiği ‘Hain’ filminde, Haldun Dormen, Mustafa Alabora, Meltem Beydilli, Erkan Petekkaya, Itır Esen, Zeynep Şarlıgil, Yurdaer Okur, Engin Benli, Ümit Çırak, Elif Bilgetekin ve Ali Düşenkalkar gibi değerli oyuncular rol alıyor. Film, 13 Aralık Cuma günü izleyiciyle buluşacak. Afişle filmin gizemli evrenine ilk davet Afişteki karakter konumlandırmaları, renk tonları ve görsel detaylar, izleyiciye filmin hikayesi ve temasına dair ipuçları sunuyor. Birçok önemli filmin afişine de imza atan Volkan Topkaya tarafından tasarlanan görseldeki frekansı düşük renk tercihleri, seyirciyi filmdeki puslu evrene yakınlaştırıyor. Sis ve kıvılcım efektleri ise gizem, dram ve aksiyonu güçlü bir şekilde yansıtırken karakterlerin yaşayacağı çatışma ve şüphe duygularını ortaya koyuyor. Filme ismini de veren hain yazısının büyük harflerle afişin alt kısımda yer alması, izleyiciyi her karakterin içinde bir ihanet potansiyeli olduğu düşüncesine yönlendirmeyi amaçlıyor. Fix360’ın yapımcılığını üstlendiği, A90 Pictures aracılığıyla tüm Türkiye’de izleyicilerle buluşacak ‘Hain’ şaşırtıcı hikayesi, dikkat çeken kadrosu ve etkileyici görselliğiyle 2024 yılının son ayında gişeye damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Balıkesir Kızıl mercanlara dikkat çekmek için 30 metreye serbest dalış gerçekleştirdi Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, düzenlenen 19. Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali’nde milli yüzücü Şahika Ercümen, Ayvalık’ın Kırmızı Mercanları (Gorgonya) dikkat çekmek için 30 metreye 3 serbest dalış gerçekleştirdi. Fırtınalı hava şaratlarına rağmen Ercümen, bölge turizmine katkı sağlamak amacıyla Kerbela mevkisinde 30 metre derinlikteki biri İtalya’nın Portofino açıklarında diğeri Ayvalık açıklarında bulunan Kırmızı Mercanlara dikkat çekmek için tüpsüz, serbest dalış gerçekleştirdi. Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan çalışmada Şahika Ercümen 3 serbest dalış yaptı. Kızıl Mercanların Ayvalık için önemine değinen Dalış Eğitmeni Kubilay Kılıç “Bugün Ayvalık’taki sualtı mercanları; hakikaten çok nadide canlılar. Türkiye’nin başka hiçbir yerinde bu yoğunlukta yok. Ayvalık’ta yaklaşık akritasyon yapılmış sekiz büyük riftte çok geniş alanlarda sualtı canlılarına ev sahipliği yapan, ekolojik çeşitliliği arttıran ve ekosistem sistemin korunmasında çok önemli görevleri olan bir yapı. Kırmızı mercanlar diyoruz ama mercanlar değil aslında gorgonyalar’ın tanıtımı ve korunmasıyla ilgili ve Ayvalık’ımızın bu eşsiz güzellikteki Sayfiye kentimizin tanıtımıyla ilgili bir organizasyondayız. Şahika Ercümen ile birlikte yaklaşık 30 metrelik bir derinliğe, mercanları ziyarete ineceğiz. Hep birlikte çok güzel görsel sualtı fotoğrafı ve videoları alacağız ve bunları duyuracağız. Bu mercanların tanıtımını korunmasını bizler için sualtı kültürel varlıklarının içerisinde en önemli domino taşlarından bir tanesi olan bu yapının hem duyurulması hem de korunmasıyla ilgili bir çalışma için bu organizasyonu yapıyoruz” dedi. Fırtınalı deniz şaratlarına rağmen Kızıl Mercanlara dikkat çekmek için Ayvalık açıklarında 30 metreye serbest dalış gerçekleştiren milli yüzücü Şahika Ercümen “Ülkemiz için ve aslında tüm dünya için çok çok anlamlı tabi ve bu da Ayvalık’ta kızıl mercanlarımız. Suyun altında tabi başka canlılarla da karşılaştım. Soğuk bir hava ve birazcık aslında fırtına sezonunun başlamasına rağmen güzel bir dalış oldu. Planladığımız gibi gitti her şey. Umarım bu ve bunun gibi farkındalık etkinlikleriyle hem Türkiye’de hem de dünyada bu sualtı güzelliklerimizi daha iyi tanıtabiliriz” diye konuştu.